View Full Version : Ayazkentli / Bağ-Bahçe
ayazkentli
14-05-2010, 12:05
Bahçenin bulunduğu şehir: İzmir / Bakırçay ovası.
Bahçenin büyüklüğü. 2000 Metrekare.
Güneş, rüzgar, yağış, tuzluluk vb koşulları. Güneş ve yağış yeterince bol. Rüzgar olarak, özellikle poyraz oldukça etkili.
Bölgenin Soğuğa Dayanıklılık Haritasındaki yeri: 9-B
Bahçenin türü (konut, işyeri, hobi, yazlık, özel uygulama vb). Hobi / Meyve bahçesi.
Bahçenin geçmişi hakkında bilgi verir misiniz? Önceki hali nasıldı?
Önce ki hali;
------------
1 incir,
1 Ceviz
1 Erik ağacı,
dışında boş idi.
Kaç yıldır bahçenizle uğraşıyorsunuz? 2. yıldır.
Başlangıçta tasarım yaptınız mı? Profesyonel yardım aldınız mı? Meyve ağaçlarının türü ve dikim koşulları ile kulübenin yerinin tasarımı yapıldı. Profesyonel bir yardım alınmadı.
Bahçenin var olan durumunu gösterir, çizilmiş planı var mı? Varsa ekleyiniz Henüz yok. Sonra ilave edilecek.
Bakımı nasıl yapılıyor? (profesyonellerce, kişisel) Kişisel bakım yapılıyor.
Bahçede bulunan ek alanlar (limonluk, çardak, sebzelik, havuz vb.) nelerdir? 1 Adet kulübe var.
Bahçe için bir hayaliniz, idealiniz var mı? İdealimiz, bahçemizi hobi ve meyve bahçesi yapmak idi. Şimdilik her şey yolunda gidiyor.
Bahçede bulunan bitkilerin listesi (ağaçlar, çalılar ve diğer bitkiler)
3 adet şeftali.
2 adet papaz eriği.
2 adet armut.
2 adet kiraz.
2 adet vişne.
1 adet ayva.
1 adet nar.
1 adet mor erik.
2 adet kaysı.
2 adet siyah incir (Biri eskiden kalma, diğeri 3 yıllık).
1 adet İzmir bardacık inciri.
1 adet ceviz.
1 adet sarı erik (eskiden kalma).
Her sezon ekilip-dikilen sebze ve meyve çeşitleri (Domates, biber, patlıcan, bamya, fasulye, kabak, kavun, karpuz, vb.). Ayrıca, yine her sezon ekilen çeşitli çiçekler.
Özellikle ilgilenip, yetiştirdiğiniz bitkiler var mı? Özel bir tür yok. Bizim için, meyve ağaçlarımızın hepsi özel diyebilirim.
Varsa çok özel bir bitkinizin adı? Meyvelerimiz ve sebzelerimiz.
Üretim, çoğaltma yapıyor musunuz? Burada'ki meyve ağaçlarımızdan alacağımız çelikler ile çoğaltma yapmayı düşünüyoruz.
Bahçedeki su durumu ve sulama koşulları nasıl? Suyumuz oldukça bol ve su yönünden bir sıkıntımız yok. Tulumbaya bağlı olan mini dinamo ile sulama işimizi çok rahat halledebiliyoruz.
Su tasarrufu için neler yapıyorsunuz? Gerektiği kadar ve zamanında sulama yapıyoruz. Damlama sistemimiz yok.
Toprak özellikleri. ALÜVYAL TOPRAK özelliği taşıyor.
Bu toprak yapısına, devamlı olarak taşkın ve millenmeye uğrayan delta sahlarında ve taşkın ovarlarımızda sıkça rastlanır. Bu toprak yapısına uygun olan ovalara şöyle örnek verebiliriz;
Çukurova, Bakırçay, Asi, Göksu, Köyceğiz, Büyük ve Küçük Menderes, Gediz, Sakarya, Bafra, Çarşamba delta ovaları ile Konya ovasının kenarları, Muş, Erzurum, Erba ve Niksar ovalarının merkezi kesimleridir.
Alüvyal topraklar akarsular tarafından taşındıkları için ince ve mil boyutundadır. Bu topraklar dikey yönde çok fazla değişiklik gösterirken, yatay yönde pek değişiklik göstermezler. Alüvyal topraklar işlemeye uygun ve tarım için elverişli topraklardır.
Kompost yapıyor musunuz? Ev bahçemde 1 kez yaptım.
Bahçenizde yaptığınız hatalar oldu mu? Eskiden dikilmiş olan büyük ceviz ağacının, yan dallarının büyümesinin getireceği zarar ihmal edildiğinden, 2 adet meyve ağacı, bu yan dalların gölgesi altında kalacak şekilde dikilmiş. Yerlerini değiştireceğiz.
İyi ki yapmışım dedikleriniz neler? Bu hobi bahçemizi iyi ki yapmışız.
--------------------------------------------------------------------------------
Kayınpederim ile bu bağ yerini, hobi/meyve bahçesi yapmaya 2009 kasım ayı sonu karar verdik ve 2010 şubat ayı sonlarına doğru işe koyulduk. Mart ayı son günlerin'de fidanlar ve toprak (arazi) dikime hazır hale geldi,
İlk fotoğraflar'da, asfalt yoldan sonra bahçeye ulaşmak için girdiğimiz toprak yol ve arazinin hemen karşısındaki Sindel bayırı görülüyor. Bahçemiz, Sindel bayırı'nın hemen önünden akan Bakırçay nehrinin yanında.
ayazkentli
14-05-2010, 12:13
Kayınpederim şubat sonlarında bahçeyi otlardan temizleyip, iyice derin şekilde sürdürdü, yeri dikim için hazırladı. Mart sonunda, 20 adet değişik tür fidan alıp diktik.
Şeftali ile kaysıları, vişne ile kirazı, armut ile ayva'yı, erik çeşitlerini ve incir çeşitlerini, hem birbirlerini etkilemeyecek, hem'de birbirlerini etkileyecek şekilde, yani uygun şekilde planlayıp dikim yapıldı.
Bir adet nar fidanını, yalnışlık ile fazla sulamamak için ayrı bir yere dikim yaptık. Bu fidanların dikim tarihi: 27-28 mart.
Fidanlar toprak ile aynı renk'te olduğundan, geniş açı'dan çekilen fotoğraf'ta pek belli olmuyor.
ayazkentli
14-05-2010, 12:24
Son fotoğraf'ta görülen elektirik kablosunu, hemen bizim bahçenin alt sınırında, bahçesi bulunan akrabamızın elektirik panosundan çektik.
Fidanların dikimi bittikten sonra, bahçenin giriş yerinde bulunan büyük incir ve erik ağacının altına, kulübemizi yapmaya başladık. Kulübenin çatısını dikip, iki yanını tahta duvar ile kapattıktan sonra (tahtalar az geldi ve yetmedi, kalan yerlerini hafta içinde, bir arkadaşı ile tamamlamışlar) divan için alınan kalın tahtalar ile iki adet divan imal ettik.
omer.tuncer
14-05-2010, 12:26
ayazkentli merhaba benim yermde sindel den çıkıp armağanlar yolundan ayrılınca ilerde 300 m sonra ovanın daga doğru eteklerinde . haftaya geliyorum görüşürüz.
Sevgili Ayazkentli, babanızla bahçe yaptığınızı daha önce anlatmıştınız, merakla resimlerinizi bekliyordum, oldukça sulak ,verimli. Meyve fidanlarınız seneye meyve verebilirler herhalde. Arazinizin konumu güzel. Bahçenizde ailenizle sağlıklı, mutlu günler geçirmenizi dilerim.
ayazkentli
14-05-2010, 12:43
Bu fotoğrafları ise 25 nisan tarihinde (fidanları diktikten bir ay sonra) çektim.
Hafta içinde ben gidemediğim'den, kayınpederim bir çok şeyi halletmiş. Zaten öyle bir iştaha geldi'ki sormayın. Bahçeyi geliştirdikçe, hevesi daha'da arttı. Kulübeye elektirik tesisatı (fiş-priz yuvası-lamba) döşetmiş, tabanına beton döktürmüş, toz-toprak, ot olmasın diye kulübenin ön bölümüne çakıl taşları yaymış.
Hurdacıdan aldığım soba borularını ve eski tip kuzine sobasının (göçmen sobası) üst kısmını, ocak üstü olarak dizayn edip, ocağı yapmış. Ayrıca büyük ocağın hemen yan tarafına'da, mangal yapmak için küçük bir ocak ilave etmiş.
Bahçe'de, benim çocukluk yıllarımda en sevdiğim objeler'den olan, bir tulumba'da var. Ayrıca bu tulumbadan ek boru ile dinamo bağlayacağız. Şimdilik akrabamızın dinamosu ile idare ediyoruz.
Ocak değişik olmuş, su tulumbası da beni eskilere götürdü.
ayazkentli
14-05-2010, 12:56
Sn. ömer bey ve fatoş hanım teşekür ederim.
Fatoş ablacığım, biraz bahçenin gelişmesini bekledim. Fotoğrafları biriktirip, öyle yayınlamak istedim. O yüzden biraz geciktirdim.
Ömer bey, ben bu hafta sonu Ankara'da olacağım. Ondan sonra'ki hafta sonlarımın büyük çoğunluğu, bu bahçe'de geçecek. Geleceğiniz zaman haberleşir, tanışırız.
omer.tuncer
14-05-2010, 12:59
Benim yazlık dikili de ama bu sene aldım benim yeri adam etmeye uğraşıyorum. gelince görüşürüz.
ayazkentli
14-05-2010, 13:06
Yine aynı gün (25 nisan).
ayazkentli
24-05-2010, 17:47
2 haftadan sonra, dün yine bahçeye gittim. Fidanlar ve bahçe biraz daha gelişim göstermişler. Hatta ayva fidanı boyuna posuna bakmadan, 2 minik meyve verme çabasına girmiş. Baba ve valide maruldan, biber'e, patlıcandan börülce'ye kadar ne bulmuşlarsa dikmişler.
Fotoğrafları çektikten sonra, fidanların dip sürgünlerini kestim. Şebboy tohumlarından ekip, fesleğen fidelerini diktim. Çilekler (osmanlı) hafiften kızarmaya başlamışlar.
ayazkentli
24-05-2010, 18:00
Şeftali ve kaysı'da iyi gelişiyorlar ama 2 adet papaz eriği fidanları çok nazlı gelişiyorlar, henüz yeni yeni patlamaya çabalıyorlar. Daha önce'den ekilen taze soğan ve maydanozlar oldukça büyümüşler.
Burada dikkatimi çeken bir şey var. Ben evde'ki bahçeye 2 ay kadar önce ektiğim soğanlar hala çok ince iken, bağ toprağına onlardan 1 ay sonra ekilen soğanlar tam kıvamına geldi (hem ev'de, hem'de bağ'da gübre kullanmıyoruz).
Sanırım bağ'da ki toprağın yapısı ve traktör ile derin şekilde sürülmesi, işlenmesi sayesinde bu kadar kolay büyüyorlar. Ev'de istediğiniz kadar belleyin, toprak yeterince derin işlenmiyor. Tabii, toprak yapısının'da etkisi olmalı.
ayazkentli
24-05-2010, 18:30
İşlerimizi bitirip, her zaman'ki gibi akşam üzeri ocağımızı yakıp, piknikvari yemeğimizi yedik. Hava hafiften yağmur çiselemeye başlayınca, güneş'in batışına yakın ev'e döndük.
Takip edenler bilir, yağmur ve Kozak ilişkisini, geçenlerde forumun Kozak ile ilgili açtığımız bölümlerinde anlatmıştım.
Şöyle yazmıştım:
Kozak'ta ki çam ağaçları, yağmur bulutlarını topluyor ya da (bilimadamlarının dediği gibi "Kendi yağmurunu yaratıyor") ve Bergama bölgesinde yeterince su olmasını sağlıyor.
Bu olay benim,
1). Ağaç olan yerde yağmur olur.
2). Yağmur olan yerde ağaç olur.
Tezlerin'den, 1. şıkka inanmama neden oluyor.
Dün bu olayı bir kez daha, bire bir yaşadım ve hemen fotoğrafladım. Fotoğraflarda göreceğiniz gibi, havanın büyük bölümü açık olmasına rağmen, Kozak'ın batı tarafına denk gelen (Dikili-ayvalık tarafından) deniz üzerinden, yağmur bulutlarını toplayıp, havada rüzgar olmamasına rağmen, bulutları batı-güney-doğu yönünde tarayarak, geçtiği güzergaha yağmur bıraktırdı.
Biz Bergamalılar bu olaya çok şahit oluyoruz. Bulutların buluştuğu merkez olan yer, güneşin battığı ufuktaki dağlık bölüm, Kozak'ın batı bölümüdür.
kolay gelsin, ellerinize emeklerinize sağlık, ufaklık da pek şirin maaşallah , ne güzel koşup oynayacağı geniş ve düz bir toprak alan var....
karakemal
24-05-2010, 20:35
Sayın ayazkentli, ne kadar şanslısınız ki araziniz geniş ve toprağınız tarıma oldukça elverişli.
Kolay gelsin, iyi akşamlar.
nurcanaybay
24-05-2010, 21:05
Yerleşim yerlerin den uzak ,ne tarafa baksanız sadece doğayı gördüğümüz ,böyle yerler
gördüğüm de sahiplerinin çok şanslı olduğunu düşünürüm.:)
Sonra da ,oraya küçük bir ev kondurur ,ağaçları büyümüş haliyle hayal ederim.3-5
yıl sonra emeklerinizin karşılığını almaya başlıyacaksınız.Ellerinize sağlık ,sağlıkla tadını çıkarın.
Orhan Özbilgiç
24-05-2010, 21:21
Bahçe nin yeri çok güzel. Su, bol. İklim, Akdeniz. Gerisi size kalmış.
Ne güzel! Daha işin sıfır noktasından itibaren, fotoğraflarla sabitliyorsunuz.
Görüyorsunuz ki, herşey zamanında olarak yürüyor.
nurcanaybay' ın dediği gibi, 3-5 sene sonra, ne kadar uzun bir yol aldığınızı farkedecek ve keyifle eserlerinize bakacaksınız.
Bir de, o ilk ayvayı yediğinizde, ne kadar tatlı bir sevdaya tutulduğunuzu, tam anlayacaksınız.:p
Sevgili ayazkentli;
Yolunuz açık olsun.:)
Sevgili Ayazkentli oğlum , bahçeniz gözle görünür gelişim göstermiş, yetişecek sebzelerin meyvaların tadı harika olacak ,ellerinize sağlik. Kozakla ilgili resimleri görünce keşke oralar da olsaydım dedim , yağmurlu hali de çok güzel .
ayazkentli
25-05-2010, 15:06
Sn. hüzün ve sn. kemal bey, teşekkür ederim. Dediğiniz gibi, toprak-arazi hem geniş hem'de çok elverişli. Biraz'da ilgi gösterince, karşılığını fazlası ile veriyor.
Sn. nurcan hanım ve orhan bey, ilginize teşekkür ederim. Bahçenin konumu, doğası, iklimi ve verimi konusunda çok haklısınız.
Bir zamanlar ülkemizin hatta dünya'nın, en kaliteli pamuğu'nun yetiştiği Bakırçay ovasının, nerede ise merkezin'de sayılır.
Hafta sonları artık rahatlıkla kaçtığımız, her hangi bir ticari kaygı yaşamadan bir şeyler ürettiğimiz ve artı, toprak ile uğraşıp üzerimizde'ki negatif enerjiyi boşaltığımız, bir terapi merkezimiz oldu.
Bir bu yanıma bakıyorum, karşımda yeşilin her tonunu barındıran kozak dağları, bir diğer tarafa dönüyorum, yemyeşil sindel bayırı, 70 metre gidiyorum önümde nazlı nazlı akan Bakırçay nehri (her ne kadar kirlenmiş olsa'da, hala yaşam var) ve nehrin her iki tarafında'ki söğütler'de, neşe ile cıvıldayan binlerce kuş'un sesi. Umarım tüm arkadaşlarımızın, böyle güzel yerler'de yaşamaları nasip olur.
Sn. fatoş ablacığım, kozak yağmur ile mis gibi, kekik ve çam kokmuştur değil'mi? Bir daha'ki tur'da, kozak'ın göreceğimiz-gezeceğimiz çok yerleri var daha.
Ah.ah.ah! Yaramı depreştirme oğlum, oraların özlemini çekiyorum, kendi ayağıma ket vurdum.Eskiden Bornavada iken daha rahat oralara gidip geliyordum şimdi mesafe 200 km ,artık araba da kullanamıyorum uzak mesafelere de. Sık sık gidip oraya yerleşeyim diyorum, bizimkiler de beni kontrol altına aldılar çünkü bana belli olmaz bakarsın hepten Kozak'a yerleşmişim. Bunu yapabilirim.
ayazkentli
09-06-2010, 18:31
Yine bir 15 gün sonrası (06-haziran-2010) pazar günü, bahçenin son durumu.
Domatesler yavaş yavaş meyvalarını vermeye başladı. Ne olur ne olmaz diye (bazılarının kuruyup, tutmama ihtimaline karşın), elimizde'ki fidelerin hepsi dikildiği ve hiç fire vermeden hepsi tuttuğu için, çok miktarda domatesimiz oldu.
omer.tuncer
09-06-2010, 18:41
pazar gunu oralara yamur yagiyordu nasil gittin. Ben oglenleyin dikili ye yoldan geri dondum.
ayazkentli
09-06-2010, 18:44
Yalnız, 2 adet papaz eriğimiz hala bu durumdalar. Gövdelerin neredeyse suyu çekilmiş gibi, kuru bir yapıya büründüler ve hala aynı duruyorlar ama yapraklarını'da dökmüyorlar. Pek umudumuz yok.
Yine'de yaz sonuna kadar bir ümit ile beklemeye karar verdik. Olmazlar ise, önümüzde'ki bahar bunları söküp, 1 yıl zaman kaybetmiş olmamak için, bunların yerlerine 3 yaşında olan fidanlar dikeceğiz (bunlar 2 yıllık fidan imiş).
Toprağın uygun olmama durumu'da yok, çünki hemen altımızda'ki akrabamızın bahçesin'de papaz eriği var.
ayazkentli
09-06-2010, 18:55
Sevgili ömer bey, haklısınız.
Dikili'ye çok yağmur yağmış ama, Bergama'ya o kadar çok yağmadı, öğle vakti biraz yağdı o kadar. Fakat gece olunca (biz bahçe'ye akşam üzeri saat 18.00 gibi gittik) oldukça serin bir hava oldu. Biz özellikle, Bergamamızın milli yemeği olan -çığırtma-yı yapıp, yemek için gittik. Biraz sonra, hem çığırtmanın tarifini vereceğim, hem'de fotoğraflarını yükleyeceğim.
ayazkentli
09-06-2010, 19:02
Kabaklarımızın'da meyvaları olmaya başladı. Ege ve özellikle İzmir ve civarında yaşayanlar, kabakların çiçeklerini'de değerlendirirler. Nefis dolmalar yapılır, bu kabak çiçekleriden.
ayazkentli
09-06-2010, 19:09
Bu'da külübemiizin bir yanında'ki sarı erik. İlk olgunlaşırken oldukça ekşidir ama, olgunlaşıp, sarı renge bürününce çok tatlı olur.
ayazkentli
09-06-2010, 19:28
Soğanların yanında'ki mısırlar çabucak boylandı. Hemen önlerinde'ki bal kabağı'da oldukça sağlıklı büyüyor.
Fasulye, kavun ve karpuzlar ilk aşamalarını tamamladı. Artık bundan sonra hızlı bir şekilde büyüyüp, sağa-sola yayılmaya ve tırmanmaya başlayacaklar.
ayazkentli
09-06-2010, 19:30
Mısırlar ve bal kabağı.
Orhan Özbilgiç
09-06-2010, 20:24
Sevgili ayazkentli;
Bahçenizdeki meyve ve sebzelerinizin fotoğraflarını paylaştığınız için teşekkürederim. Dileri afiyetle yersiniz.
Yalnız, ilgimi çeken bir tesbitimi aktarmadan geçemeyeceğim. Sebzelerinizin gelişimi, beklediğimden daha geç kalmış! En azından yenilebilecek birşeyler olabileceğini düşünüyordum.
Yoksa bahçenizin yeri, biraz daha yaylamsı bir yer mi? Bir arkadaşımızın Tire' deki bahçelerinde aşağı yukarı tüm sebzeleri , yenilebilecek konumlara gelmişler de.;)
Neyse geç olsun, güç olmasın. Hepsi, son derece sağlıklı görünüyorlar. İnşaallah afiyetle yersiniz.
ayazkentli
10-06-2010, 14:14
Orhan bey arazimiz yaylada değil, ova'da bulunuyor. Yalnız, bu yıl özellikle nisan ayı inanılmaz soğuk geçti. Forum'un bir bölümün'de yazmıştım, kış'ın 2 hafta dışında bahar gibi geçti ama nisan'da görmediğimiz bir soğuk gördük, diye.
Sanırım onun çok etkisi oldu. Çünki evde'ki bahçemde'de bu yıl ektiğim sırık domatesler hala boylanmadı. Geçen yıl bu zamanlar nerede ise benim boyuma ulaşmışlardı ve meyvaları olgunlaşmak üzereydi. Bu yıl henüz dizlerimi ancak geçtiler.
Bu bağdakiler yine'de iyi sayılırlar ama, dediğiniz gibi onlar bile geç kaldılar. Bu yıl bir tuhaflık var ama ben'de tam anlamadım.
Sevgili Atilla allah nazardan saklasın, bağ da ne ektinizse tutmuş, organik olacağı için ürünleriniz çok lezzetli olacak. Hele kabak çiçeği ile dolma pek güzel olur.
Evvelki hafta cumartesi günü Kozak'tan çağırdılar,öğleye doğru apartopar yola çıktık. Bergama'ya 1,5 gibi vardık, canım çığırtma istedi, bir yerde yedik. İnanki çok özlemişim.Yaylaya vardığımızda yağmur yağıyordu,yağmur da ağaçların arasında dolaşırken bir güzel ıslandık ama çok güzeldi. Benim yeğen Mustafa ile tanışıyormuşunuz.
ayazkentli
11-06-2010, 15:03
Fatma ablacığım, yeğeniniz mustafa ile 4-5 yıldan beri tanışıyoruz. Geçenlerde iş yerime geldiğin'de, o'na kozak gezimizden bahsetmiştim, o sohbet'te akraba olduğunuzu öğrenmiştim. Muhtarlıkta görevli olduğu için, Mustafa ile ay'da en az bir kez muhakkak görüşüyoruz.
2 günden beri, bir işyerime, bir kermeste'ki panellere koşturup durduğumdan, fırsatını bulup çığırtma yemeğinin tarifini verememiştim. Aslında, forum'un -mutfak- bölümün'e ya'da -el ile yemekten vazgeçemediklerimiz- bölümüne'mi yazsam diye, biraz kararsız kalınca buraya yazmaya karar verdim.
Bazı tv kanalları, Bergama-Çandarlı-Dikili-Ayvalık'a, tv programı yapmaya geldiklerin'de ve'ya gazetelerin'de -gezi- yazıları yazmak için gelen, özellikle gurme gazetecilerin ziyaretlerinden sonra, köşelerinde sıkça tanıttığı bu yemek için genellikle -görüntü olarak şakşuka'ya benziyor ama tadı çok farklı- diye bahsettiklerini, izlemiş ya'da okumuş olanlar vardır.
Benim gibi, patlıcan ile yapılan hiç bir yemeği, böreği sevmeyen ve yemeğen birine dahi, patlıcanı sevdirmiş yegane yemek olan ve patlıcan-biber-domates-sarımsak dörtlüsü ile hazırlanan bir YAZ yemeğidir, çığırtma.
ayazkentli
11-06-2010, 15:38
Öncelikle, lezzetli olmasını sağlayan en temel aşamalarından biri, bazı yemekler'de olduğu gibi -odun ateşin'de- pişmesidir. Yaz aylarında kendi yetiştirdiğimiz sebzelerle dahi olsa, tüpgaz ve'ya fırında pişirince lezzetli olmuyor (bazı yemek türleri, ateş ile nasıl bir kimyasal ilişki içinde ise artık, bu'da o türlerden biri!!!).
Bir yandan ateşimiz yanarken, patlıcanları -alaca- kalacak şekilde, kabuklarının bazı yerlerini soyuyoruz. Biberleri uzunlamasına ikiye kesip, patlıcanlar ile beraber, biraz zeytinyağı ilave edip, hafif şekilde kızartıyoruz.
not: Son fotoğraf'ı çekerken, makinayı biraz fazla yaklaştırmışım galiba, tavanın kapağını birden kaldırınca, objektifin önünü buhar kaplamış. Ben'de sonradan farkettim.
ayazkentli
11-06-2010, 16:12
Kızartma işlemi bitince, kabukları soyulup, küp küp doğranan domatesleri ve 4-5 diş sarımsağı ve tuzunu ilave edip, tavanın kapağını kapatıp, yavaş yavaş pişmeye bırakıyoruz.
Sarımsağın dişlerini doğramadan, bütün halinde tavanın değişik yerlerine koymak, çok daha güzel bir aroma katıyor. Bizim yanımızda kuru sarımsak olmadığı için, taze sarımsağı mecburen doğramak zorunda kaldık.
Ayrıca bu çığırtma yemeğini eğer bulabilir ya'da yapabilirseniz, ekşi mayalı köy ekmeği ile yemek çok daha lezzetli olmasını sağlıyor. Özellikle köy fırını olan arkadaşlarımız, özellikle denesinler. Eklediğim ekmek fotoğrafı geçen yıldan kalma. Sadece örnek olarak ekledim.
Hazır ocak yanmışken, yemeğin üzerine çay demleyip -ocak çayı- içmek, ayrı bir lezzet.
ayazkentli
16-06-2010, 15:49
Bu ağaç'ta yıllar önce dikilen siyah incir. Aslında çok büyük idi ama, kulübemizi bu incir ve sarı erik'in altına yaptığımız için (güneş'ten korumak amacı ile) kulübe tarafına doğru olan bölümünü budamak zorunda kaldık.
Kulübemizin içine, kilim, divanları, kap-kacak dolabı ve mini buzdolabını yerleştirince, kullanışlı bir kır kulübesine sahip olduk.
ayazkentli
16-06-2010, 16:09
Dün akşam üzeri bahçemize gittiğim'de ilk olarak, papaz eriklerine baktım. Biri artık tamamen kurumuş durumday'dı.
Bu fotoğrafta'ki ise, sanki kurtardı gibi. Yine'de her ihtimale karşı alt tarafında'ki filizleri kopartmıyoruz. Olur'da üst kısımdakiler kurursa, altta'ki sürgünlerin hemen üzerinden, gövdeyi kesip, alttan gelenler ile şansımızı deneyeceğiz.
Atilla'cığım ellerinize sağlık, orada olmak vardı o güzel yemeğin tadına bakmak için.Sevgili ailenle o güzel bahçenizde mutlu sağlık içinde yaşayın.
ayazkentli
05-07-2010, 19:16
Teşekür ederim fatoş ablacığım.
Dün akşam üzeri yine bahçemizdeydik. Gece 23.30 kadar, püfür püfür esen, serin bir hava'da bahçenin tadını çıkardık.
Ağaçlarımızın biri hariç hepsi, gayet sağlıklı büyüyorlar. Diğerlerine göre, daha iyi gelişen ağaçlarımız şimdilik şeftali ve armut. Papaz eriğimizin biri kurumaktan tamamen kurtuldu.
Sanayi camimizde'ki, sarı lop incir ağacından 8 adet sürgünü tüplere alıp, köklenmeye bıraktım. En azından 2-3 tanesi tutacaktır. Tutanları'da bahçeye ekeceğim.
Sebzelerimiz'den patlıcan, acur, domates ve biberler olgunlaştı ve ilk hasadı yaptık. Bahçenin ilk hali ile şimdi'ki arasında çok belirgin bir fark oluştu.
fotoğraflar:
----------
1). şeftali.
2). kiraz.
3). ayva.
4). armut.
ayazkentli
05-07-2010, 19:21
Mısırlar, her zaman'ki gibi aldı başını gitti. 2 hafta sonra mısır közlemeye başlarız. Ayrıca karşıda'ki sindel bayırı'nın yüzeyi, bu yaz bol yağmurlu geçmesi nedeniyle, hala yemyeşil.
acemifüsun
05-07-2010, 22:17
Sevgili ayazkentli sizin ve ailenizin ellerine sağlık:) Bol ,bereketli ürünler görün, sağlık ve huzurla yiyin:)
Sevgili Atilla'cığım, 1.5 ayda maşallah bahçeye ektiklerinizden ürün almaya başlamışsınız,oranın toprakları bereketli, birde sizin ve ailenizin emek ve sevgisiyle bereketli tadı nefis ürünler alacaksınız. Füsun arkadaşımızın dediği gibi sağlık ve huzurla yiyin.
nurcanaybay
06-07-2010, 12:06
Köz de pişmiş darıya da bayılırım ,afiyet olsun :)
ayazkentli
07-07-2010, 14:39
Füsun hanım, iyi dilekleriniz için, çok teşekür ederim.
20 gün öncesine kadar özellikle sebzeler, beklediğimiz oran'da gelişmemişlerdi ama, havalar (özellikle gece) sıcak gitmeye başladığınca, birden bire gelişip, olgunlaşmaya başladılar. Tam zamanı'na yetiştiler.
Nurcan hanım, közlenmiş darı'yı, hiç köz'de yapılıp demlenen, hafif is kokulu çay ile denediniz'mi bilmem ama, bu ikili müthiş bir lezzet oluşturuyor.
Fatoş ablacığım, müsait olduğunuz bir pazar günü, bu güzelliklerin hep birlik'te tadına bakarız umarım.
Planlayabilirseniz, Urla dolaylarına telefon etmeyi unutmayın. Mustafa ağbi olmadan, boğazımızdan geçmez. Kapımız dostlara her zaman açık.
Bahçe'den ilk koparttığım domates.
Domates'i böyle bütün halinde, yuvarlak olarak dilimleyip yemeği seviyorum. Neden'dir bilmem, bu şekilde dilimlemek sanki aromasını daha fazla hissetmemi sağlıyor ya'da bana öyle geliyor. Küp küp doğrayınca aynı aroma'yı bir türlü alamıyorum.
kalambaklı
08-07-2010, 10:19
Şimdi orada olacaksın, kuzina' yı yakacaksın ve üzerinde bir güzel güveç pişireceksin, bir de sirkeli marul salatası yapacaksın yanına da bir bardak su koyacaksın.:p
Eline sağlık Atilla kardeşim, beni imrendirdin doğrusu.:)
Emek işte böyle birşey, her şey harika olmuş. Toprak ana o kadar cömert ki siz bir veriyorsunuz o bin. Keşke İnsanoğlu, bu çömertlik karşısında bu kadar müsrif olmasaydı.
Emeğinize, yüreğinize sağlık
İnşallah,Atilla'cığım,o güzel bahçenizde bir gün geçirmeyi isteriz ,Mustafa beyin dediği gibi o kuzinede pişen her şey çok lezziz olur.Tamda öğlen vakti, aciktım mı ne?
ayazkentli
10-07-2010, 14:22
Teşekür ederim asiye hanım.
Toprak ana ile içli dışlı olmak, ayrıca insana pozitiflik'te katıyor'ki, bu'da toprak ana'nın başka bir hediyesi. Bahçeleri olmayan dostlarımız, umarım en kısa zaman'da, birer bahçeye kavuşurlar. Gerçekten, insana iyi geliyor.
Sn. kalambaklı, buralarda yetişen çok güzel, kara kavunlar var. Hele yanında bir'de, bir bardak buzlu su olursa, çok iyi gidiyor!!!
ayazkentli
19-07-2010, 12:57
Bu pazar yine bahçedeydim.
2 hafta'da yine büyük değişimler vardı. Özellikle Zinya çiçeklerimiz çok güzel bir yapıya bürünmüşler. Bu zinyalar ile aynı gün ev'e diktiklerim arasında uçurum var.
Buraya diktiğimiz zinyalar, geçenlerde ev'e aldığım hazır zinyalardan ikisi. Bu ikisini kayınvalideme vermiştim, 1 gün sonra dikmiş. Evdekileri hiç sormayın.
Ya toprak yapısından ya'da benim beceriksizliğimden, yaşasak'mı yoksa ölüp bir an önce kurtulsak'mı kıvamındalar!
Bence toprak yapısından orada ki toprağın görüntüsü nasıl derler bilemedim helva gibi.
ayazkentli
19-07-2010, 13:36
Ekilen domates fidesi sayısı çok olduğundan, bahçenin domates bölümü -domates ormanı- gibi oldu. Aslında araları çok sık değil, yeterli aralık var ama, oturak cinsi olduklarından geniş bir alana yayılıyorlar, ayrıca sayıları'da çok olduğu için böyle görünüyorlar. Bu iki sıra sofralık denilen, yarı iri domates cinsi. Bir sıra'da salçalık, küçük sert tip domates var.
Domatesler, derin çukurlara (30-40 cm kadar) dikilmedi. Normal derinliğe, karık yuvalarına dikel aleti ile dikildi (buralarda, baskı aletine -dikel- deniyor). Biraz uzayınca, gövde yan yatırılıp üzerine toprak dolduruluyor. Böylece, kuvvetli kök yapısı elde edilmiş oluyor.
Son fotoğrafta dikel (baskı) aleti görülüyor. Bu benim evde kullandığım dikel aleti. Yenisini almaya gittiğimde fiyatını 5 tl demişler, ben'de almadan geldim ve hurdacıdan 1 tl'ye dikel ucu bulup, sanayide'ki demirci arkadaşa, demirden bir sap kaynattırdım.
ayazkentli
19-07-2010, 13:53
Haklısın Fatoş ablacığım. Bu ovanın toprağı çok güzel.
Zinyaların yanında'ki fesleğenlerin hemen arkasında, uzun bir çiçek gövdesi görülüyor. Bu çiçeğin adı -gelin çiçeği- imiş. Büyüdüklerinde oldukça uzun boylu ve beyaz beyaz açan çiçekleri oluyor.
Bu çiçekler inanılmaz sayıda -arı- çekiyorlar. Kayınvalidemin evinde vardı bu çiçeklerden ve arılar diğer çiçekler yerine, bunların üzerine geliyordu. Pek koktuğuda söylenemez ama bu çiçeği çok seviyorlar.
ayazkentli
19-07-2010, 14:28
2 tür kavun ekmiştik.
Bakırçay deresinin sağ ve sol tarafların'da kalan yakın bölümünde bulunan toprak yapısına, buralarda -kara toprak- deniliyor. Özellikle 1. fotoğraf'ta görülen -kara kavun- adı verilen cinsi, başka bir toprak'ta yetiştirmek çok zor. Ülkemizin bir çok yerinde yetişiyordur ama, mutlaka toprak yapısı, burada'ki ile benzer yapıda olan yerlerde yetiştiriliyordur
(Ben geçen yıl evde'ki bahçemde bir tane yetiştirdim, tabi'ki bu bahçeden bir teneke aldığım toprakta'ki oldu, evde'ki bahçenin toprağına ektiklerim olmadı).
Diğeri ise, bildiğimiz -sarı kırkağaç- cinsi. Olgunlaşmaları için daha 1-2 hafta var.
Son fotoğraf'ta ise karpuzlar var.
ayazkentli
19-07-2010, 14:41
Mısırların koçanları'da oldukça büyümüşler. Ama henüz taneleri istediğim irilik'te değillerdi, ama 1 hafta içinde onlarda yeterli kıvama gelirler.
Geçtiğimiz yıllar'da, bu zamanlar bütün sebze ve meyveler olgunlaşıyordu. Bu yıl, ortalama olarak 2 hafta geriden geliyoruz. Olsun, nasıl'sa acelemiz yok.
ayazkentli
19-07-2010, 15:09
Bunlarda biberlerimiz.
Minik acı biber (süs biberi), sarı biber, acı kıl biber ve salçalık iri biber olmak üzere 4 çeşit biber var. Benim favorim salçalık iri biber. Çünki bu biberlerden, henüz kırmızı'ya dönmediği, yeşil iken dönemlerinde kurulan turşular, çok uzun bir dönem dayanabiliyor.
Diğer türleri 3-4 ay gibi bir zamanda tüketmek gerekirken, bu cins ile kurulanlar, nerede ise 1 yıl gibi dayanıyorlar ve açtığınızda, sanki taze imiş gibi diri kalıyorlar.
İlk fotoğraf, salçalık iri biber (henüz küçük'ler, daha büyüyecekler).
2. ve 3. fotoğraflar'da sarı biberler görülüyor.
ayazkentli
19-07-2010, 15:26
Bal kabakları her geçen gün yayılıyorlar.
Bahçesi orta-küçük büyüklük'te olan arkadaşlarımıza kabak, kavun, karpuz gibi yayılan cinsleri, ekmemelerini öneririm. Çünki çok yer kapladıklarından, geniş bir alanı onlara bırakmak zorunda kalırsınız. Yanlışlık ile yakınlarına diktiğiniz her bitki'yi, kapatıp gelişmelerine engel olurlar.
Son fotoğraf'ta acur (beyaz salatalık) görülüyor. O'da yukarıda'ki katagoriye giriyor.
Küçük bahçelerde bu türleri yetiştirmek, pek mantıklı değil.
ayazkentli
19-07-2010, 17:02
Fasulyeler, börülce'ler ve bamya'lar küçük bir ağaç boyuna geldiler. Çok çabuk büyüyen bitkilerden. Yalnız ben taze fasulye yemeğini hiç sevmediğimden ilgi alanıma girmiyor. Bamya'ya ise, bir çok kişinin aksine bayılıyorum.
ayazkentli
19-07-2010, 17:04
Armut, elma, ve kaysı.
ayazkentli
19-07-2010, 17:25
Bu manzara eşliğinde, tulumba suyu ile yapılan çay keyfi. Şehir şebekelerinde'ki klor yüzünden, çayın tadı bozuluyor ama tulumba ve akar çeşme suları gibi klorsuz su ile yapılan çaylar çok lezzetli oluyor.
2. fotoğraf ise, hemen yan bahçede'ki (teyzemizin bahçesi) 2 yıl önce ki kurak mevsimde sular derine indiği için ve su motorlarının su'ya ulaşmalarını kolaylaştırma amacı ile yaptıkları, adına -yarma- denilen çukur.
2-3-4 ya'da 5 metre derinlik'te (su'ya en yakın nokta) çukur kazılıp, su motoru aşağıya indirilip, su çekmeyi kolaylaştırmak için yapılır (böyle yapmak ile motorun gücünden daha çok faydalanılıyormuş).
Atilla'cığım bahçeniz kısa zamanda oldukça gelişmiş, toprak verimli, su bol, ailecek verdiğiniz emek ve sevginizin karşılığını almışsınız.
ayazkentli
04-08-2010, 18:08
Arkadaşlar sakın ola'ki benim yaptığım hatayı yapıp, bamya toplarken kısa kollu giysi ve çıplak el ile toplamaya çalışmayın .Yoksa benim gibi akşama kadar, kabarmış kollarınızı ve parmaklarınızı kaşıyıp durursunuz, ayrıca feci şekilde'de yakıyor (Belki biliyorsunuzdur. Ben bilmiyordum ve dün öğrendim!!).
Ama akşam yemeğinde, bamyalardan intikamımı aldım:D:D:dilli:
ayazkentli
04-08-2010, 18:12
Bahçe'de fotoğraf çekerken, baldızımın kızı bir an bile yanımdan ayrılmıyor. Zinyaları çekerken onun pembe şapkası ile pek uyumlu oldular.
ayazkentli
04-08-2010, 18:24
Yerde görülen kavun ve kabakları bizzat yumurcak seçti (kabak yemeğine bayılıyor).
ayazkentli
04-08-2010, 18:37
Salçalık iri biberler kızarmaya başladı. Bir yandan'da yeşil olanları, bakkaldan aldığım hazır olarak satılan -turşu yap- ile turşu yapmaya başladık. Nerdeyse hiç uğraşmadan, kolayca turşu yapıyoruz.
Gerçi bazı kişiler bu turşu yap'ları, hafif kaldıkları ve turşular çabucak bozulduğu gerekçesi ile pek beğenmiyor ve turşu yapma malzemelerini (tuz, sirke karışımı gibi) yine kendileri yapıyorlar. Aslında, sebzeler taze olduktan sonra çok uzun süre dayanıyor.
ayazkentli
04-08-2010, 18:59
Dolmalık patlıcan (ben onlara obez patlıcan diyorum), ve buralar'da kır patlıcan denilen, alaca patlıcan. Bu yıl patlıcanlar'da, bazı sebzeler gibi normal değiller. Oldukça küçükler, yoksa buralarda yetişen patlıcanlar, nerede ise 50-60 cm olurlardı. Bunların ise en büyüğü ancak 15-18 cm arası.
Bu yıl gerçekten, yetişen ürünlerde bir tuhaflık var ve bu sadece bize özgü değil, bir çok bahçevan (sebze yetiştirip, pazarlarda satanlar) aynı şeyden şikayetçi (eşimin 2 eniştesi ve dayısı bahçevandır. Ayrıca müşterim olan bir çok bahçevan var, onlardan duyuyorum). Normal olması gereken sebzeler küçük ve az, küçük ve az olması gereken sebzeler ise büyük ve çok bol miktarda imiş.
Benzer olayları evde'ki bahçemde'de gözlemliyorum ve daha önce forumun bir kaç yerine yazmıştım, bu tuhaflığı. Bu yıl gerçekten ilginç geçiyor.
acemifüsun
04-08-2010, 21:22
Yerde görülen kavun ve kabakları bizzat yumurcak seçti (kabak yemeğine bayılıyor).
Çok şeker, Allah bağışlasın:)
kalambaklı
05-08-2010, 14:35
Ufaklığı benim için öpermisin sevgili arkadaşım, bu arada bahçen de muhteşem doğrusu.
ayazkentli
06-08-2010, 10:51
Teşekür ederim füsun hanım. Bazen bilgiçlikleri ile insanı yıldırıyorlar (bitmek bilmez soruları ile) ama, günümüz çocukları, gerçekten çok şekerler.
Mustafa ağbiciğim sağolasın. Bu akşam ufaklığı sizin için öperim.
Ufaklık bahçenin demirbaşı vaziyetin'de. Annesi çalıştığı için (kuaför) kayınpeder ve valide bakıyorlar. Onlar'da tüm günlerini bu bahçe'de geçirdiklerinden, yumurcak'ta akşama kadar bahçe'de fink atıyor. Hep beraber, ufaklığa bitki-doğa sevdası aşılıyoruz.
ayazkentli
06-10-2010, 14:55
Yoğunluk nedeni ile bahçeye bir süre gidememiştim, dün sabah ilk işim bahçe'ye gitmek oldu.
Ekim ayına geldiğimiz için, fidanlar yapraklarını dökmeye, en azından sararmaya başlamışlardır diye düşünüyordum ama, hala yemyeşiller. Sanırım bu hafta sonu hava 16-17 derece civarına düşünce biraz dumura uğrayacaklardır!
Ayrıca bu gün gazetelerde -Avrupa son bin yılın en sert kışını geçirecek- haberlerini okuyunca, fidanlar için biraz tedirgin oldum açıkçası. Bilimadamlarının her mevsim için (Yaz ve Kış) yaptıkları bu öngörüler, son yıllar'da hep gerçekleşiyor. Umarım ülkemizi fazla etkilemez.
İlk fotoğraf'ta çelik'ten köklendirdiğim ve kayınpederime verdiğim siyah incirlerden biri var. Oldukça gelişti ve 5-6 tane meyve verdi.
Bir fidan'da bu nisan ayın'da bardacık inciri yapmıştım ama, kayınpeder onu çok kenara diktiğinden, büyüyen otları biçerken dalgınlıkla onu'da biçmiş. Umarım seneye tekrar filizlenir.
İncirin dibine ektiğim kadife çiçekleri'de bol bol çiçek veriyor.
ayazkentli
06-10-2010, 14:59
Boy boy ve farklı bal kabakların'dan 3 tanesini eve getirdim.
ayazkentli
06-10-2010, 15:17
En son gittiğim'de bu armutların boyu, arkalarında'ki patlıcanlar kadardı ama şimdi, birisinin bir sürgünü, diğerinin iki sürgünü çok uzamış.
ayazkentli
06-10-2010, 15:28
Bergama civarında zeytinlerde'ki verimin ne kadar düşük olduğunu bu fotoğraf çok net gösteriyor. Bu zeytin bizim bahçenin hemen altında'ki akrabamızın zeytin'i. Geçen yıl ve bir önce'ki yıl, bu ağaç zeytinden yıkılıyordu, bu yıl ise çok az var (Zeytin bir yıl çok olur, ertesi yıl az olur denir ama, o farklı bir olay. Bu yıl'ki ise kurt zararlısı neden gösteriliyor).
ayazkentli
06-10-2010, 15:31
Külubemizin yanında'ki büyük siyah incir ağacının meyveleri.
ayazkentli
06-10-2010, 15:45
Bunlar'da -hırsız almaz- denilen kavunlar. Yalnız bu kavunların meyveleri bizim bahçe'de ama, kök'ü, yan tarafımızda'ki akrabamız olan (eşimin teyzesi) bahçedey'di.
Zaten alt taraf, her iki yan taraf ve üst tarafımızda'ki bahçelerin sahiplerinin hepsi birbirlerine akraba (Hala çocukları, kardeş ve yeğen'lik gibi aile bağları var).
Bu kavunlar görünüş olarak pek bir şeye benzemiyor ama, çok lezzetliler.
ayazkentli
06-10-2010, 15:58
Burası'da bahçemizin 70-80 metre kadar alt tarafından geçen, meşhur Bakırçay nehri.
Maalesef nehir demeye bin şahit ister. Bergama, Kınık ve Soma gibi ilçelerin ve bunların köylerinin atıkları yıllardır bu nehrimize döküldüğünden ve ayrıca Soma'da çıkarılan kömürlerin yıkama su'yu bu nehire akıtıldığın'dan simsiyah, çamur halinde. Arıtma tesisleri birer birer yapılmaya başladı ama, kimbilir kaç yıl sonra düzelir. Temizlenmesi biraz zor. Tabii atıklar sadece bu nehir'de kalmıyor, nehir vasıtası ile doğru Çandarlı denizine gidiyor.
Ne kadar üzücü bahçenin yanından Bakırçay nehri geçiyor ama faydalanınmıyor, inşallah bundan sonra arıtma tesislerini düzgün kullanırlar da zaman içerisinde nehir temizlenir.
Kışa girmeden fidanların dibine gübre koyulsa acaba bir faydası olur mu? Ben de meyva fidanlarının altına gübre koymayı düşünüyorum. Acaba ne yapsak?
ayazkentli
06-10-2010, 16:25
Ben soğuk'tan korumak için, saman'dan malç yapmayı düşünüyorum fatoş abla. Bu günler'de bunu araştıracağım.
Bakırçay'dan (en azından bizim olduğumuz bölgede'ki bahçelerin) su kullanmasına gerek kalmıyor. Çünki, barajın kaneletleri ve tarlalar'da artezyenlerin olması sayesin'de, pek Bakırçay'ın su'yu tercih edilmiyor.
ayazkentli
11-10-2010, 17:04
Bu fotoğraf ise, ülkemizin bir çok yerinde yaşanan, ortak bir sorunu gösteriyor.
Sorun şu:
1). Tarım yönünden verimli ova'ların-arazilerin, şehirleşme ve sanayileşme yolu ile yok edilmesi.
2). Olası büyük bir deprem'de, bu yerleşim yerlerinin yıkılması sonucu oluşacak olan, can ve mal kaybı. Ekonomi'nin çökmesi (marmara depremin'de yaşadık).
Fotoğrafta'ki bu evler, Bergama'nın bu bölümde'ki son mahallesinden çıktıktan sonra başlayan, verimli tarlaların içine yapılan evler.Yani, tarım ve hayvancılık yapılmaya müsait yerler, yavaş yavaş şehirleşiyor.
Aslına bakarsanız şu anda benim oturduğum ev'de dahil olmak üzere (şehir merkezin'de sayılır) bir çok mahalle, eskiden (40-50- yıl öncesine kadar) çiftçilik yapılan tarım alanlarını işgal etmiş durum'da.
2 yıl kadar önce, Art televizyonuna konuk olan Prof. Dr. İlyas Yılmazer, yukarıda yazdığım 2 madde hakkında uzun uzun konuşmuş ve bu konular hakkında detaylı bilgiler vermişti.
Hoca özetle şunları söylemişti:
Küresel sermaye uzun yıllardır ülkemizde, sistematik olarak şehir merkezlerini ova'lara doğru genişletme, projesi yürütüyor. Gelen iktidarları bu yönde karar almaları yönünde zorluyor. Bunun neticesinde, ülkemizin bir çok verimli alanı şehirleşmiş ve sanayileşmiştir.
İzmir'de, Bornova, Balçova, Aydın'da incirliova, marmara'da'ki Yalova, Dilova'sı gibi, eskiden ova olan yerlerin nasıl birer ilçeye ve şehirciklere dönüştürüldüğünü, yine eskiden ova olan, Sakarya-Kocaeli ve daha bir çok ilde'ki tarım alanlarının, nasıl birer sanayileşme bölgeleri yapılarak, ovaların ve dolayısı ile tarım yapılan alanların azaltılması yüzünden, tarım ve hayvancılığın biteceğini ve küresel emperyallere bağımlı hale geldiğimizin ve geleceğimizin örneklerini vermişti.
Bunun ULUSAL GÜVENLİK SORUNU olduğunun altını çizmişti'ki (daha o zamanlar, ANGUS ineklerini ithal etmemiştik), İlyas hoca'nın ne kadar haklı olduğu, yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
Sayın ayazkentli; Bahçenizi keyifle gezdim. İnşallah biz de, böyle güzel ürünler elde ederiz. Başarılarınızın devamını dilerim.
ayazkentli
13-12-2010, 15:28
Sn. uzaylı, teşekür ederim. Hiç şüpheniz olmasın, sizin'de böyle verimli, bol ürünleriniz olacak. Birbirine yakın iklime sahip yerler'de yaşıyoruz. Su olduktan ve biraz'da çalıştıktan sonra, her şey olur.
EV BAHÇESİ:
------------
Bu fotoğraflar evde'ki bahçemden.
Dün akşama kadar yemyeşil olan vapur dumanları, canna ve dahlia'lar, bu sabah feci halde idiydiler. Dün gece'ki soğuk fena hırpalamış.
Yalnız, soğuk'lar şebboy'a çok iyi geldi. Havalar biraz soğumaya başlayınca (son 2 haftadan beri) birden bire gürleşip, büyüdüler (soğukların şebboy'a iyi geldiği konusunda, arkadaşlarımız gece ve füsun hanım haklı imiş).
Zinya'lar şimdilik direniyor ama öğle saatlerin'de biraz kar yağdı, her halde onlara'da bu akşam itibarı ile, bahar'a kadar veda edeceğiz. Gerçi şu saatler'de hava yağmura döndü ama, yine'de soğuk bir hava var.
Her şey zamanın'da yerli yerine oturuyor.
ayazkentli
14-12-2010, 15:32
Burada'ki fotoğraflar'da, evimin önünde'ki yaya kaldırımın'da bulunan 2 ağacın dip kısmı.
Kaldırımlar bu yaz yeni yapıldı. Bende bir önce'ki ay (ekim) ağaçların dibini, evde yetişen vapur dumanı, aynı sefa ve kadife çiçeği ile çiçeklendirdim (bağ ve evin bahçesi kesmez oldu, kaldırım peysajına başladım)!!
Öncelikle, ağacın dibinde'ki kum'u boşaltıp, yerine bağ'dan getirdiğim toprak ile doldurdum. Çiçekleri diktim ve sokak köpekleri eşelemesin diye, toprağın yüzeyini taş'lar ile kapladım.
Aynı sefa'lar ve vapur dumanları çok güzel açmaya başladılar. Ta'ki evvel'ki gün soğuklar gelene kadar. Gerçi bizim ilçe'de, aynı sefa'lar ve kadife çiçeği, bütün kış boyunca çiçekli duruyorlar. İzmirin en kuzeyin'de olmamıza rağmen, güneyde'ki Selçuk ile aynı sıcaklık değerlerini yaşıyoruz. İzmir'in merkez ilçelerinden bile, hep 2-3 derece yüksek ısı oluyor.
Çok soğuk günler'de, aynı sefa ve kadife'ler ölüyor gibi oluyorlar ama, hava biraz normal'e dönünce, hemen canlanıp, çiçekleniyorlar.
ayazkentli
14-12-2010, 15:48
Aynı sefa'lar için esas tehdit, çiçeklendiklerin'de başlıyor!
Evin önünden geçen'ler (özellikle bayan'lar) çiçekleri hemen kopartıyorlar. Kendi evlerine tohumlarını ekmek için alıyorlar'mış (komşum söyledi). Bir kaç defa komşum'a söyleyip, çiçekleri almışlar. Ben'de bütün yaz boyunca bol miktar'da tohum aldığım için, bir kutu tohumu komşuma bıraktım. İsteyen olursa, çiçekler yerine tohumları verecek.
Sevgili Atilla herkes senin gibi düşünse değil çiçek koparmak kendileri de oraya çiçek ekip katkıda bulunurdu. Yolda yürürken rengarenk çiçeklerin yanından geçmek çok güzel, önce bunu hissetmeleri lazım. Ellerine sağlık.
ayazkentli
18-12-2010, 16:16
Çiçekleri alanlar, bu çiçeklerin tohumları henüz yaş olduğun'dan, çimlendirebiliyorlar'mı bilmem Fatoş abla. Umarım boşuna kopartmıyorlar'dır. Ben pek zannetmiyorum çimleneceklerini.
EV BAHÇESİ.
------------
Geçen hafta'ki soğuklar, yaz mevsimi boyunca yan yana duran pembe ve beyaz renkli zinyaların yaşamına nokta koydu.
Yalnız, bu iki çeşit zinya'nın melezlemesi olduğunu düşündüğüm, son dönemler'de filizlenen ve rengi pembe-beyaz olan genç zinya, soğuklara karşı koymayı başardı. (şebboy'un arkasında, duvar dibinde olan küçük zinya).
Bu genç zinya'yı, bu sabah yerinden söküp saksıya diktim.
Nasılsa bir daha ki soğuklarda, büyük ihtimal o'da ölecek. Bu nedenle kış'ı kuytuda geçirmesini deneyeceğim. Gerçi pek ümidim yok.
Sevgili ayazkentli, size toprak yapınızda organik zenginlikler sağlıyacak bilgiler sağlamak için buradan (http://www.google.com.tr/#hl=tr&biw=1024&bih=464&q=+site:agaclar.net+epsody&sa=X&ei=BGcOTb_jN42v8QOJm4iEBw&ved=0CCEQrQIwAA&fp=f400875ff35fa012) takip edebilirsiniz.
Ayrıca bahçemi dolaşarak beni onurlandırdınız, ilettiğiniz surularınzın cevabı (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?p=726691#post726691) burda.
ayazkentli
21-12-2010, 12:08
Bu sabah, dahlia yumrularını çıkardım.
Bu sezon başı ektiğim toplam 8 yumru'dan, 4 tanesi filizlenip çiçeklenmişti. Yumruları söktüğüm'de, açıkçası çok şaşırdım. Toplam 82 tane olmuşlar.
ayazkentli
21-12-2010, 12:16
Hulusi bey ve hocam100, dahlia bölümün'de bunların yavruladıklarını yazmışlardı ama, bu kadar çok olabileceklerini tahmin etmemiştim.
Çıkarttıktan sonra, süzgülü leğende güzelce yıkayıp, topraklarını temizledim. Akşam koli içinde kum'un içine koyup, mart ayına kadar saklayacağım. Yavruların bazıları çok küçük ama, en az 40 tane kadarı sezon başında ektiğim yumruların boyunda.
Yücel Canpolat
21-12-2010, 12:19
Sayın Ayazkentli ellerinize sağlık seneye bizlere daha güzel renkler vereceklerinden hiç kuşkum yok nasıl olsa yerleri sıcak olacak bahara kadar:)
ayazkentli
21-12-2010, 14:51
Teşekür ederim yücel bey.
Benim dahlia'ların hepsi, beyaz renkli ve küçük çiçeği olan tür'den. Yumruların hepsini boydan boya duvar diplerine ekmeği planlıyorum. Bu nedenle, 1 saat önce eve gidip (ev ile işyerim arası 1 dakika'lık mesafe'de) 3 yıl önce duvar diplerine çelik'ten üretip, diktiğim gül'leri söküp dahlia'lara yer açtım.
Bu gülleri annemin bahçesin'den çelik alarak üretmiştim. Burada'ki üyelerden öğrendiğim -tutan gülleri ilk 2 yıl yerinden sökmeyin, daha sonra yer değiştirin- şeklinde'ki bilgilere göre hareket ediyorum. Artık yer değiştirmelerinin zamanı geldi.
İlk önce sarı gül'ü söküp, pembe gül'ün yan tarafına diktim. Bu yıl 3.cü yılları ama, çok fazla büyümediler. Genellikle hemen hepsi bu boyda'lar ve hepsi bu yıl çiçek verdiler.
ayazkentli
21-12-2010, 14:54
Bahçede'ki otları kompost yapacağım için çapalayıp, temizlemiyorum. Biraz daha büyümeleri bekleyip sonra kompost variline atacağım.
ayazkentli
21-12-2010, 15:09
Dahlia'ları sökünce, az ilerisinde'ki canna'yı da söküp, 2 değişik yere ekip, kaya bahçemsi bir yer yapmayı planlıyorum.
Canna'yı da yumurta büyüklüğün'de bir tane olarak, 3 yıl önce gül'ler ile aynı günler'de ekmiştim. 3 yıldan beri kimbilir canna'nın yumruları ne kadar çoğalmıştır.
(onları hiç sökmedim, en az 2 kış'ı hep aynı yerlerin'de geçirdiler.
Yücel Canpolat
21-12-2010, 15:09
Sayın ayazkentli ellerinize sağlık yer değiştirilecek bitkilerin tam zamanı vakit kaybetmeyin,ben bahçem de bu güne kadar gül işine girmedim ancak baharla beraber gül partnerlerini yapacağım malum gülsüz bahçe olamaz tabi ki gül biraz sorunludur ne yapalım artık gülü seven biti ne böceğine dikenine katlanacak:))
ayazkentli
21-12-2010, 15:34
Haklısınız. Gül olmayan bahçeli ev'ler de, sanki bir şeyler eksik kalmış gibi oluyor.
Gül'lerin en güzel tarafı, nerede ise tüm yıl çiçek açıyorlar.
(çok aşırı soğuk ve sıcak günler dışında. O'da toplasanız, kış ve yaz aylarında en fazla birer ay olmuyor. Tabii, bizim yaşadığımız yer biraz daha ılıman bir iklim).
Yaprak bitleri dışında bir zararlı görmedim şimdiye kadar. Bitleri'de, ne zaman görünseler arap sabunlu, sarımsaklı, acı biberli karışım ile hallediyorum. Başka bir hastalık ve'ya böcek şimdilik olmadı.
acemifüsun
21-12-2010, 16:22
Sevgili ayazkentli gülleri güneş gören bir yere dikeceksiniz değil mi?:) Dahlialar ne güzel çoğalmış, ellerinize sağlık:)
nurcanaybay
21-12-2010, 17:38
Sn.Ayazkentli ;
dalya'nın kısa sürede bu kadar çok yavrulaması beni de şaşırttı .Dalya hakkında pek bilgim
yok ama topraktan çıkarmanıza gerek varmıydı diye düşündüm. Eğer zorunluluk yok ise
yetiştirilen bölge de uygunsa ,toprakta kalanlar daha sağlıklı oluyorlar diye düşünüyorum.
Hele canna hava şartlarından etkilenmiyor ise dalya da dayanır.
Ellerinize sağlık.
Yücel Canpolat
21-12-2010, 17:47
Evet zorunluluk yoksa: bahse konu olan iki bitkide benim bulunduğum iklim kuşağında etkilenmeden bulunduğu yerde yaz kış sorunsuz büyümekteler.(geçen kış _17 dereceyi gördüler)
nurcanaybay
21-12-2010, 17:53
Yücel bey ;
canna 'da mı -17 dereceye dayandı ?
Yücel Canpolat
21-12-2010, 18:18
Evet,canna'larda -17 dereceyi gördü yumruların da hiç bir donma olmadı ve bütün yaz boyunca sırayla çiçeklerini sergilediler:))Nurcan Hanım.
nurcanaybay
21-12-2010, 18:30
Yeni bir şey daha öğrendim ,soğuğa kesinlikle dayanmaz diye düşünüyordum.
Hatta deneme amaçlı ,bir yumruyu saksıya alıp suya koymuştum.2 gün çok soğuk yapınca
su da donacak diye çıkarmıştım ,yarın tekrar yerine koyayım .
Teşekkür ederim.
Yücel Canpolat
21-12-2010, 18:38
Su içerisin de donar fakat toprak donma seviyesi Sizin iklim de maksimum beş cm yi geçmez,zaten yumrular en az onbeş yirmi cm derinlikte olacak hiç korkmayın:))
ayazkentli
22-12-2010, 12:59
Nurcan hanım,
açıkçası ben dahlia'ları sökmeği planlayıp sökmedim. Biraz tesadüf oldu. Geçen hafta'ki soğuklarda ölen üst yapraklarını, çapa ile şöyle bir alayım derken, çapaya takılan yumruların bir kısmı ortaya çıkıverdi.
Burada hemen dikkatimi bir şey çekti. Sezon başında ektiğim yumruları 8-10 cm gibi derine ekmiştim. Oysa çapa'ya takılıp gelen yumrular, hemen toprağı 1 cm kadar altındaydı.
Daha detaylı anlamak için, gözümüzün önüne 8 rakamını getirelim. Ben sezon başında yumruları, bu 8 rakamı'nı oluşturan altta'ki yuvarlak bölüme ekmiştim. Oysa yeni yumrular üst yuvarlağı oluşturacak şekilde, üst'e doğru çoğalmış ve yüzeye yaklaşmışlar (az miktarda'da yanlara doğru).
Diğer 3 yere ektiklerim'de inceledim ve aynı şekilde yüzeyin hemen altında yumrular oluşmuş şekilde görünce, yüzeye bu kadar yakın yumrular eğer don olursa dayanamazlar diye, düşünüp sökmeye karar verdim. Yoksa sökmeyi pek düşünmüyordum. Canna gibi onları'da toprak içinde bırakacaktım.
Yücel bey'in bahsettiği gibi, eğer İstanbul gibi bir yerde sökmeden duruyorlar ise (yeterli derinlik'te), İzmir bölgesin'de rahatlıkla dururlar.
ayazkentli
22-12-2010, 13:22
Füsun hanım, uyarınız için teşekür ederim (gül güneş sever tezini unutmuştum) Ben gül'leri (iki tanesini) yarı gölgelik (çoğunlukla gölgelik olan) bir alana dikmiştim. Dün akşam üzeri sizin bu uyarı mesajınızı okuyunca, sabahı zor ettim!
Sabah ilk işim gül'leri bol güneşli bir alan'a almak oldu. Zavallı sarı gül. 24 saat'te 2. kez yeri değişince, bana oldukça diş bilemiştir:D
(Bu bölüm sabah biraz gölgelik oluyor, sonra tüm gün güneş görüyor).
ayazkentli
22-12-2010, 13:38
En çok, pembe gül derinlere ve yanlara kök salmış.
Biraz uğraştırdı ama, bu tür işler için yaptırdığım, ince uçlu uzun aparat sayesinde, kök'lerine zarar vermeden çıkarttım. Aynı alet ve kepçesi ile derin bir çukur açıp, pembe gül'ü yeni yerine diktim.
ayazkentli
22-12-2010, 15:33
Sanırm beni esas olarak, 2. fotoğrafta'ki asma direğinin dibinde'ki kavuniçi renkli (açık turuncu) gül uğraştıracağa benziyor. Çok tatlı bir rengi var (o'da 2 ay öncesine kadar bir adet çiçek açmıştı).
Eğer, kökleri beton direğin altlarına kadar gitmiş ise, aparat ile sökmem zor olacak. Bu durumda, çeşme'ye hortumu bağlayıp, dibine azar azar su tutup, köklerine zarar vermeden, oydurup çıkarmaya çalışmam gerekecek.
ayazkentli
23-12-2010, 12:23
Bu sabah canna'yı da söktüm.
Canna'nın yumrularını 1-2 değişik yere ekmeyi düşünüyorum. Onları, bahçenin orta ve arka bölümlerinde'ki beton asma direklerinin diplerine paylaştıracağım. Beton direkler, koyu yeşil, iri yapraklı bir bitkinin içinden yükseliyorlarmış gibi olacak (en azından, umuyorum!!).
Canna'nın yumruları, ne dahlia ve patates gibi yumrulara, ne'de soğanlı bitkilerin soğanlarına benziyor.
Ben onları, turp-havuç türü yumrululara benzettim (sert-sulu ve gevrek'ler).
Ceviz ile yumurta büyüklüğü arasında olan, toplam 13 tane yumru oluşmuş. Kökleri birbirine öylesine karışmış'ki, toprağı su ile yıkayınca (kök'leri zarar vermeden toprak'tan ayırmanın en pratik yolu) tıpkı dahlia'lar gibi çoğunun kendiliğinden ayrılacağını sanmıştım ama, onlar sımsıkı birleşip, iç içe girmişler.
bahtiyar02
23-12-2010, 13:54
canna'ların çoğaltılması da kolaymış.Ellerinize sağlık umarım daha verimli ve güzel olurlar.
Saygılar
ayazkentli
24-12-2010, 12:54
Teşekür ederim sevgili bahtiyar. Sanırım bu yumrulu ve soğanlı bitkiler için, benim bahçe'nin toprak yapısı uygun gelmiş olmalı.
Nedenini bilmiyorum ama, bu bahçe'de soğanlı bir tür olmasına rağmen, ektiğim yemeklik taze soğanlar iyi gelişmiyor. Galiba soğan'ın sülfür'lü yapısına uygun gelmiyor olmalı.
Diğer soğanlı çiçeklerin soğanları kesildiğin'de (biri parçalanmış ve ben koklamıştım), yemeklik soğan gibi kokmuyor ve göz yakmıyordu. Bununla ilgili bir şey (sülfür) olabilir belki.
ayazkentli
24-12-2010, 14:04
2 gün'den beri Canna'ların kök yapısı kafamı kurcalayıp duruyor, daha doğrusu bana bir şeyler çağrıştırıp duruyordu.
Farkedeceğiniz gibi, canna'ların kök'lerinin saçaklı kısımları bir çok bitkiye nazaran, oldukça kalın. Aklıma Sn. Nuri mürvet bey'in açtığı -istanbul botanik bahçesi- ile ilgili bölümünün bir yerinde gördüğüm, hatta fotoğrafını aldığım -Cattleya- isimli bitkinin kök yapısı geldi.
Cattleya'da kalın saçaklı türlerden biri ama, hem canna hem'de cattleya'nın kalın kök'leri bana, çok daha eskilerden bir şey çağrıştırıyor, bir türlü aklıma gelmiyor'du.
Ta'ki, bu sabah 10.30 gibi eşimi işyerine bırakıp, eve dönerken yol üzerinde onlara rastlayana kadar.
KARGI'lar.
Evet, çağrışım yapan kargılardı. Çünki kargıların kök yapılarıda, aynı onlar gibi toprağın yüzeyinden başlayan kalın ve iç içe geçmiş, bir arada sımsıkı duran yapıları ile aynıydı
Çocukluk yıllarımda, köyümde çok sayıda tütün eken çiftçi vardı ve onlar tütünleri kurutmak için bu kargılardan iskele yaparlardı. Bu nedenle kargılar özellikle bol miktarda yetiştirilir'di. Son 20 yıldan beri tütüncülüğün bitmesi ve yok olması, o kargıların'da sonu olmuştu. Şimdi köyümde hiç kargı'ya rastlamıyorum.
Meğer, Bergama'da hemen her gün yanlarından geçtiğim bir miktar kargı varmış. Canna'nın kökleri vasıtası ile onların farkına vardım.
Ülkemizde'ki ilginç bitkilerden biri de bu kargılar olsa gerek. Yapıları, uzakdoğuda'ki bambulara benziyor.
Hemen, bu kargılara 300 metre kadar mesafede'ki evime gidip, fotoğraf makinası alıp döndüm ve fotoğrafladım. Kargıların olduğu yer, şehrin merkezi yerlerinden biri sayılan kantar bölgesinde'ki, vakıf zeytinliğinde.
Sayın ayazkentli; Bak size de bulaşmış herşeyin başka bir şeyi çağrışım yapması. Etrafımıza daha bir başka bakar oluyoruz değil mi? Yakında haberlere de çıkarız artık.
Flaş flaş, "Ülkemizde tuhaf bir grup belirlendi. Herşeyin çiçeğin, böceğin, otun,taşın resmini çekip duruyorlar. Ne arıyorlar bunlar? ":D
Doğadan o kadar gittikçe uzaklaşıyoruz ki. Yadırgamayın bunu da haber yaparlar.
Annem sayesinde bunu kıyaslama yapabiliyorum. Daha dün bahçede çit çevirmek için çalışırken, bize kucak dolusu kereviz ve pırasa getirdiler.(henüz bizim bahçede yok.) Üstelik organik olduğunu da söylediler.
Annem sevinir sandım.Annemlere gider gitmez, balkonda altına çuval serip yere koydum. Annem başladı söylenmeye; "Topraklı şeyleri niye getirdin? Kim temizliyecek şimdi burayı? Sakın bir daha bahçeden bir şey getirme. Pazardan alırız biz."
Fena bozuldum tabi. Hemen teyzeme anneanneme,anneme ve kendime pay ettim. Poşetledim. Süpürdüm. Sildim. Hepsi 5 dakika.
Eve dönerken arabada düşündüm. İki sene önce ben de farklı değildim. Solucan görsem öğk derdim. Şimdi bahçede solucan var diye seviniyorum.
Gübre görsem 1 km. öteye kaçardım. şimdi elime poşet geçirip alıyorum,(keçi gübresi) balkondaki sulama kabına koyup gübre şerbeti ile çiçeklerimi suluyorum.
Çünkü artık sonuçlarını biliyorum. Bu yaz çocuklarımın da değişeceğini umuyorum. Onları daha farkında yetiştireceğim.
Her şeyi kendimiz tecrübe etmemiz mümkün değil. Tecrübelerinizi detaylı anlatıp bizlerle paylaşmanız çok güzel.
Paylaşımlarınız için teşekkür eder, devamını dilerim.
ayazkentli
28-12-2010, 10:23
Sn. uzaylı, doğru söylüyorsunuz. Özellikle çocuklara bu sevgiyi aşılamak çok gerekli.
Onları fazla sıkmadan, neşeli bir oyun oynuyor hissine kapılmalarını sağlayacak şekilde, minik minik işler yaptırmak ve sonra alkışlamak, övmek, başardın duygusunu yaşatmak çok işe yarıyor. Gelecek nesil çocuklarının, bu konularda duyarlı olmasını sağlayacak sevgiyi aşılamak zaten bizlerin görevi olmalı.
Bu sitede'ki yaklaşık 70.000'e yakın üyenin her biri, 2 çocuğa doğa sevgisi aşılasa, önümüzde'ki 30 yıl sonrasın'da bir bölümünün bu sevdadan vazgeçeceğini varsayarak, ortalama 80.000 ile 100.000 arasında yetişkin doğa dostu olacak demektir. Bunların arasından belki başbakan, çevre bakanı gibi yöneticiler çıkacak.
Bu nedenle, bu dünya görüşünde'ki üyelerimizden hem aileler, hem'de öğretmen olan üyelerimizin eğitip doğa sevgisi aşıladığı çocuklar ile, belki farklı bir jenarasyon yaratabiliriz.
Ben bir tanesini yetiştiriyorum. Aşağıda'ki ve önceki sayfalarda'ki bazı fotoğraflar'da görülen 2.5 yaşında'ki minik yeğenim (baldızımın kızı), daha şimdiden, sebze toplayalım, tohum ekelim, ağaç dikme oyunu oynayalım diyor (tohumları ve çelikleri küçük çukurlara dikip, ağaç dikiyor gibi yapıyoruz. Bizim'ki bayılıyor böyle şeylere).
1. fotoğrafta'ki incir ağacını o doğduğu yıl köklendirip evde'ki bahçeye dikmiştim. Şu anda her ikiside 2.5 yaşında. Bu ağacın ona ait olduğunu söylediğimden beri, beni ne zaman görse -ati, ağacım ne yapıyor- diye soruyor ya'da ev'e geldiğinde mutlaka ağacın yanına gidiyor ve şöyle bir bakıyor. Ayrıca fotoğraf çekmeye ve çektirmeyi'de çok sevdiğinden, sık sık onu ağaçların, çiçeklerin ve sebzelerin içinde çekiyorum'ki, ilgisi hep canlı kalsın.
Orhan Özbilgiç
28-12-2010, 13:09
Sevgili ayazkentli;
Doğa dostu insanlar yetiştirme çabanızı, takdir ve saygıyla alkışlıyorum.
Bitkileri en iyi biçimde tanıtmak amacıyla, bol bol fotoğraflamanızda son derece güzel bir çalışma. Sağolasın.
Bu arada, gülleri sökerken, köklerine hiç zarar vermemek için çaba sarfettiğinizi görüyorum. Bana sanki, hiç kök budaması yapmadan dikiyormuşsunuz gibi geldi.;) Köklerin kopmaları veya biraz kırılmalarının zararı değil faydası bile var. Yani, bir bitkiyi eğer toprağıyla söküp, bir başka yere nakletmiyor da, topraksız (Çıplak köklü) olarak söküyor ve yer değiştiriyorsanız, mutlaka kök budaması yapmalısınız. Yeni, daha çok ve de sağlıklı kökler sürmesi için.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle, minik yavrumuzun gözlerinden öpüyorum.:)
ayazkentli
28-12-2010, 15:10
Teşekür ederim sn. orhan hocam.
Gül köklerinin az'da olsa zarar gören yerlerini budadım ama tahmin etmiş olduğunuz gibi, çok'ta fazla budamadım. Eğer bu gülleri tüp'te (naylon torba'da) ya'da saksıda köklendirseydim, kökleri çok şıkışık ve karmaşık olacağı için ayıklayıp budama yapmam gerekirdi ama, direk bahçeye dikip köklendirdiğim'den, pek karışmamışlardı. Bu nedenle çok fazla budamadım.
Zaten en fazla kök yapan gül, aşağıda'ki fotoğrafını yayınladığım turuncu gül idi'ki, o'da en fazla bu kadar kök yapmış.
Bu gül'ü c.tesi gün sabah söküp (direğin taşları arasında biraz sıkışmış, su ile gevşetip çıkardım ama, yine'de bir bölümü koptu), sonra sarı ve kırmızı gül ile üçgen yapacak şekilde diktim.
ayazkentli
28-12-2010, 15:27
Yine c.tesi gün, gül'ü söktük'ten sonra, bu direğin etrafına canna'ları daire şeklinde ektim. Canna'ları ilk önce 13 adet saydım ama, ayırdıkça iç bölümlerinde'de yeni yumrular olduğunu ve toplam sayının 21'e çıktığını gördüm. Bir miktarını'da karşı duvar önüne diktim. 10 tane daha yumru kaldı. Onları'da diğer direk diplerinin etrafına ekip, direkleri canna'ların ortasın'da bırakacağım.
Orhan Özbilgiç
28-12-2010, 16:35
Yinede, kök sürgünlerinin uzunluklarının üçte biri kadarını ucundan kesmen halinde daha doğru bir kök budaması olurdu.
Neyse, bir dahaki sefere.. :)
Herşey gönlünce olsun.
ayazkentli
31-12-2010, 09:54
Evvel'ki akşam, kedilerim kapı önünde yemeklerini beklerken fotoğraflarını çekmiştim. İlginç bir durum ile karşılaştım.
Önde'ki Hektor'un gözleri normal çıktı ama, arkasında duran Ülgen'in (sarı) gözleri bir tuhah çıktı. Sanki araba farı gibi ışık saçıyordu!
Makinanın çekim modundan olsa, Hektor'un da gözlerinin böyle olması gerekirdi ama, onun'kiler normal'di. Fotoğrafların hepsi'de flaş'lı ve aynı mod çekimi.
Sizin kedilerde hiç böyle bir şey ile karşılaştınız'mı arkadaşlar?
Normal'de, kedilerin gözleri gece fotoğraflarında ışık saçar ama, böyle araba farı gibi olduğunu hiç görmemiştim.
ayazkentli
31-12-2010, 10:48
Artık marul fidelerini şaşırtma zamanı geldi.
Yarın yılbaşı tatilini iyi değerlendirmek gerek. 2011 yılının ilk marulların fidecikleri, yarın toprak ana ile buluşacak.
Ayrıca 2-3 ay sonrasının marulları olacak olan, yeni marul tohumları ekilecek.
ayazkentli
31-12-2010, 10:53
Bayramın 5. günü İzmir'e gittiğimde aldığım zencefil yumrusunu'da ekmeği düşünüyorum.
Tıpkı patates gibi, uç'lar vermeye başladı. En azından, nasıl olacağını denemek istiyorum.
ayazkentli
31-12-2010, 11:06
Yıl sonu itibarı ile, bir adet çileğim kızarıp, olgunlaştı. Fotoğrafı 1 hafta önce çekmiştim. Bu sabah tam kıvamında olduğunu gördüm. Zamanlama harika.
Yenmek için, bu akşam benim bıcırığı bekliyor, tabii bıcırık'ta bu akşamın gelmesini.
(Bıcırık: 1 önce'ki sayfada'ki yeğenim. Bu çileği ancak yılbaşı gecesi yiyebileceğini söylediğim'den beri, bu akşamın gelmesini sabırsızlık ile bekliyordu!!!).
ayazkentli
31-12-2010, 11:20
Bazı çiçeklerin Yaz ve Kış mevsimin'de farklı formlara dönüşmelerini ilgi ile gözlemliyorum.
Özellikle aynı-sefa çiçeği o kadar farklılaşıyor'ki, şaşırmamak elde değil.
Aynı gövdenin, Yaz mevsimin'de çiçeklerinin renkleri sarı'ya dönüyor, sarı çiçekler nerede ise tek kat oluyor ve ortalarında siyah ya'da koyu kahve bir göz oluşuyor.
Yine aynı gövdenin Kış mevsin'de açan çiçekleri ise, tam sevdiğim renk olan koyu turuncu ve çok katlı çiçeklere dönüşüyor. Ayrıca ortasında çıkan siyah-koyu kahve göz, yok oluyor.
Bu'da başka ilginç bir durum. Sanırım bol güneş ve'ya az güneş ile karşılaşınca, bir çok canlı gibi renk pigmentlerini, duruma göre değiştiriyor olsa gerek.
Sizin kedilerde hiç böyle bir şey ile karşılaştınız'mı arkadaşlar?
Benim kedimin flaşla çektiğim pozları genelde böyle çıkar, korkmayın sizinki kırklara filan karışmış değil yani :D
Bıcırığa şimdiden afiyet olsun, ayrıca hepinize mutlu yıllar dilerim!
acemifüsun
31-12-2010, 22:05
Sevgili ayazkentli
Bıcırığınız çok şeker:) Bahçenize Bıcırık için diktiğiniz incir de çok sağlıklı, ellerinize sağlık:) İncirin yeri kafamı karıştırdı, ev duvarına çok yakın gibi duruyor. İncirin kök yapısı duvar ve temel için ileride sorun yaratmasın, aklımda kalan yaratır yönünde. İsterseniz siz de bir araştırın:) Size ve ailenize sağlıklı, mutlu yıllar:)
Sevgili ayazkentli, 2011 yılını kutlar bütün sevdiklerinizle beraber nice sağlıklı yıllar dilerim.
Bir sorun olmuştu buraya baktınmı (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=728555&postcount=29) sevgilerimle hoşça kalın.
Yücel Canpolat
01-01-2011, 14:45
2011 yılında her şey gönlünüzce olsun:)
ayazkentli
02-01-2011, 10:43
Duruma açıklık getirdiğiniz için teşekür ederim sevgili elek.
Sizin'de yeni yılınız kutlu olsun.
ayazkentli
02-01-2011, 11:32
Füsun hanım,
ağacın duvara bu kadar yakın olması zarar verir ama ağaç büyünce'ye kadar, duvarın kaldırılacağını düşünerek buraya diktim. Ev sahipleri buraya geçici olarak bu duvarı yapmışlar (diğer taraf'ta ninesi yaşıyor). Aynı bahçe'yi ikiye bölmüşler.
ayazkentli
02-01-2011, 11:44
Sn. epsody,
önce'ki uyarınız üzerine, limon'un dikili olduğu saksının toprağını değiştirmeye karar verdim. Bu nedenle bağ'dan toprak getirdim ve biraz kurumasını bekliyorum. Kuruduk'tan sonra eleyip (yabancı ot köklerinin kalıntılarını böyle elimine ediyorum, çok faydası oluyor) daha sonra çakıltaşı ile harmanlayıp, limonu bu yeni toprağa dikeceğim..
Bilgilendirdiğiniz çok teşekür ederim. Yeni yılınız kutlu olsun.
ayazkentli
02-01-2011, 11:45
Sevgili canbolat, sizin yeni yılınız'da kutlu ve renkli olsun.
ayazkentli
07-01-2011, 16:13
Şebboy'larım galiba çiçek açmak üzere.
Sanırım çiçekleri'nin rengi sarı olacak.
ayazkentli
11-01-2011, 21:50
Bu ev'e taşınalı 3 yıl oluyor. Bahçe'yi henüz yeni yayınlamaya başladığım için, daha önce'ki 2 yıl bu bahçe'de neler yaptım, neler yapamadım biraz onlardan bahsedeyim.
İlk başlarda, hiç çiçek yetiştirmek gibi bir amacım yoktu, ağırlıklı olarak sebze yetiştirmeyi planlıyordum. Sadece, annem'in bahçesinden aldığım saksı içinde'ki ortanca ve bir kaç gül çeliği ile, halam'ım evinden aldığım horoz ibiği'nin tohumunu ekmiştim.
Bir'de,
kayınvalidemin evinden onun ısrarla -akıllı mantı- dediği çiçek'ten, 3 kök kökleyip dikmiştim ama, bir kaç ay sonra kayınvalide'min okkalı serzenişlerine maruz kalmıştım! Kadıncağız yerden göğe haklıydı aslında. Çünki ben, nisan ayı başlarında diktiğim mantıların, Temmuz ayı ortalarında hala çiçeksiz olduklarını görünce, 2. nesil domates fidelerime yer açmak için söküp atmıştım!
Kayınvalidem o günlerde bir kaç kez, a oğlum onlar daha ancak çiçek açacaklardı. Elalem bunları diktik'ten sonra tutturamamak'tan şikayetçi, sen ne güzel tutturmuştun. Hiç sökülür'mü, bari bir sorsaydın'ya, deyip durmuş ve dalgasını geçmişti.
Yani anlayın, ilk yıl çiçeklerlere ne kadar ilgili duyduğumu.
Sonradan bu sitede'ki arkadaşlarımızın bahçelerini gezdikçe, o birbirinden güzel çiçekleri gördükçe, çiçeklere olan ilgim arttı. Şimdi her yer çiçeklere ait, bu sefer'de sebzelere yer kalmadı ama, sebzelerin bir kısmını artık teneke saksılara ekeceğimden, her hangi bir sorun olmayacak.
İlk fotoğraflar, geçen hafta söküp yeni yerlerine aldığım, turuncu ve sarı gül çeliklerinin, dikildik'ten 4 ay sonra'ki, ilk yapraklanı çıkarmaya başladıkları Nisan ayına ait (3 yıl önce Aralık ayın'da dikildiler).
O zamanlar daha miniciklermiş (gerçi 3 yıl sonun'da hala büyüdüler sayılmazlar'ya).
Çiçekler konusunda benim gibi kabiliyet düşmanı birinin elinde, bu kadar bile büyüdüklerine şükrediyorlardır sanırım!!
bahtiyar02
11-01-2011, 22:00
Sevgili dostum içinizdeki sevgiyi bitkileriniz hissediyor bence.Umarım daha da güzellerini yetiştirirsiniz.
Saygılar
ayazkentli
11-01-2011, 22:24
Neden kendime -kabiliyet düşmanı- dediğimi, aşağıda'ki güzeller güzeli ortanca'yı, nasıl katletmeyi becerdiğimi okuyunca anlayacaksınız.
Aşağıda'ki ortanca, annemin evinde iken kaç yıl boyunca böyle haşmetli ve güzel çiçekler açtı durdu kimbilir.
Ama ortanca'nın şanssızlığı, o yıl onu aşırıp benim evime getirmem ile başladı. Zavallı ortanca o yaz mevsimini çıkartamadı. Annem -gölgelik yere koy- demişti ama çok bilen bendeniz, güneşin iyi geleceği ve daha güzel besleneceği varsayımı ile, güneş gören yere koymuştum. 0 yıl, 40 derece'ye varan sıcaklara dayanamadı.
Neden sonra anneme sormayı akıl ettim ve onun ilk sorduğu soru şu oldu:
Gölgelik bir yerde'mi?
Tabii artık çok geçti. Güzel ortanca'ma böylelikle veda ettim. Kayınvalidem'den sonra, bir zılgıt'ta annem'den yedim.
Ders 2: Ortanca'lar kesinlikle gölgelik-yarı gölgelik bir yerde olacak.
ayazkentli
11-01-2011, 22:38
Sevgili bahtiyar, iyi niyetine çok teşekür ederim.
Bakıp, büyüteceğim diye, farkında olmadan çok sayıda çiçek katlettim. Çiçekler konusun'da yavaş yavaş tecrübe kazanıyorum.
nurcanaybay
12-01-2011, 11:44
Akıllı mantı nasıl bir çiçek ,merak ettim :)
Sn.Ayazkentli ;
sizin yaptığınız hataların hepsini ben de yaptım.Şimdi hangi bitkiyi alsam ,önce latince ismini öğrenmeye çalışıyorum.Site de ve internette her türlü bilgiyi araştırıp bir de not alıyorum ,ondan sonra dikiyorum.
Mükemmel gelişiyormu ...herzaman değil ama kayıplarım daha az oluyor.Böyle böyle öğreneceğiz :)
Yücel Canpolat
12-01-2011, 13:21
ne demişler, bir bilene sor;)
ne demişler, bir bilene sor;)
bir tık kadar yakın agaçlar.net var iyiki :-)
Yücel Canpolat
12-01-2011, 13:34
bir tık kadar yakın agaçlar.net var iyiki :-)
sıkştık mı ne diyoruz,Mine pakkaner'e soralım tabi ki:)
ayazkentli
12-01-2011, 13:43
(nurcanaybay: Akıllı mantı nasıl bir çiçek ,merak ettim :)
Nurcan hanım,
buralarda akıllı mantı denilen çiçek büyük ihtimal ile şebboy olmalı. Şebboy'a çok benziyor (çiçekleri mor, yaprakları aynı, sadece biraz daha koyu renkli ve kalın).
Ayrıca kayınvalidem, benim şebboy'larıma -akıllı mantı- deyip duruyor;)
Bazı çiçeklerin isimleri farklı yörelerde, farklı biliniyor. Galiba bu'da o durumdan biri olmalı.
(Fotoğrafta'ki çiçek kayınvalide'min evinde bulunuyor ve o'na -akıllı mantı- diyor).
nurcanaybay
12-01-2011, 14:18
Yöresel isimler hep hoşuma gitmiştir , örneğin calla'ya yoğurt kepçesi denmesi gibi....
kayınvaldenizin diline ,eline sağlık :)
ayazkentli
13-01-2011, 14:50
Bahçe'de ilk yıllarım'da yaptıklarımı, bir kaç fotoğraf ile tamamlayayım'da eksik kalmasın, sonra tekrar günümüze döneceğim.
(Eski fotoğrafları evde'ki bilgisayarda kaybetmiştim. Geçen gün, evde'ki bilgisayar'a sistem geri yükleme yaptım, sonra'da picasa programını yükledim ve tekrar kavuştum onlara).
Picasa sağolsun, arayıp buldu. Daha önce neden akıl edemedim'ki.
Biraz teknoloji özürlüyüm. Bir kaç yıldan bu yana çiçeklerle beraber, bilgisayarı'da yeni yeni çözüyor sayılırım. Daha çookk çalışmam lazım.
ayazkentli
13-01-2011, 15:14
İlk yıl (2008) ve bir önce'ki yıl (2009), genellikle sırık domatesler ağırlıklı olmak üzere, domates üzerine ekim yapmıştım. Bir kaç kök biber ve patlıcan ile 13 kök kadar'da mısır yetiştirdim (Mısır'ların kök yapısı'da aynı, Catleya, Canna ve Kargı'lar da olduğu gibi, kalın ve sık bir yapısı var.
Ortaokul'da iken hatırladığım kadarı ile öğretmenim, bu tür kök yapılarına -Rizomlu kök yapısı diyor'du, ama tam'da emin değilim.
İlk yıl, bir paket sabah sefası tohumunu direğin dibine boca etmiştim (çoğu çimlenmez sanıyordum. Nerden bileyim hepsinin çimleneceğini. Orman gibi oldular).
Fotoğrafların çekimleri arasında, 2 hafta ile 1 ay kadar fark var.
ayazkentli
13-01-2011, 15:25
Sırık domatesler çok ilgimi çektiğinden, genel'de sırık domatesleri yetiştiriyordum. Bahçe'de uzun yıllar önce yapılmış olan asma direklerine bağlayıp, uzamalarını seyretmek pek keyifli oluyor.
Fotoğraf makinasını direğin dibinden yukarı doğru tutup çektiğim bu fotoğraf, çok hoşuma gitmişti. Bu domates türünün meyveleri büyük gibi duruyor ama o kadar büyük değiller. Olgunlaştıkların'da bile, en fazla ceviz büyüklüğün'de oluyorlar.
ayazkentli
13-01-2011, 15:55
Salkım çeri domatesinin başka bir türü.
Marketten aldığım çeri domateslerin tohumlarından almış ve çimlendirmiştim (yalnız, yer yokluğun'dan çimlenenler'den sadece bir fideyi dikmiştim). Bu türü sadece ilk yıl yetiştirebildim. Toplam 270 adet kadar domates olmuştu (kasım ayı ortalarına geldiğimiz'de, bazıları hala yeşil olarak duruyordu).
Bunlardan aldığım tohumlar ise, ertesi yıl çimlenmedi.
ayazkentli
13-01-2011, 16:00
Bu domates ise meşhur pembe domates.
Pembe'ler için, domates'lerin Şah'ı desek, sanırım abartmış olmayız.
ayazkentli
13-01-2011, 16:12
Bu fotoğraf ise, maydanozda'ki ilk ve son fiyaskomu gösteriyor.
Uzun saksı'nın tamamı tohum ile kaplı idi ama, sadece bu kadarcık maydanoz çıkmıştı. Tabi'ki hata benim'di. Çünki tohumları ektikten 10 gün sonra kadar, bahçe'yi hortum ile sularken, bu saksı'nın üzerinden bir kaç defa geçen su, tazyikli gelmiş ve tohumların büyük bölümü, toprak yüzeyine çıkmışlar.
Neden sonra farkettim ama iş işten geçmişti. Üzerlerini toprak ile kapattım'sa da, ancak bu kadar oldular. Gerekli ders alındı ve bir daha aynı hata tekrarlanmadı.:o
ayazkentli
15-01-2011, 15:56
Kısacası,
bahçem'de ilk 2 yıl bunları yapmaya çalıştım. Bazıların'da başarılı oldum, bazıların'da ise başarısız oldum. Böyle böyle tecrübe kazanıyorum.
Kendi bahçeme dönmeden önce, bahçem için çoğunluk'la annem'in bahçesin'den lojistik destek aldığım için, biraz onun bahçesin'den bahsetmek istiyorum. Çiçek ve ağaç yetiştirme konusun'da çok iyi'dir. Bahçesinde'ki zeytin ağaçları dışında'ki tüm diğer ağaçları, o dikip yetiştirdi. Eli yeşiller'den dir.
İlk fotoğraf, Canna'lara ait.
Kendi evime 3 yıl önce diktiğim canna yumrusunu, bu canna'lar dan aldım. Yalnız, dikkatimi çeken bir şey var. Gördüğünüz gibi, bu canna'ların yuvarlak ve dikenimsi bir şeyleri var. Benim evdekiler'de böyle bir şey oluşmadı. Ne olduklarını'da bilmiyorum.
Nurcan hanım belki siz, bunların ne olduğunu biliyorsunuz'dur?
Canna'lar yumru ile çoğaldıklarına göre, sanırım bunlar tohumları olamaz (birini parçalayıp inceledim ama, hiç bir şey anlamadım).
2. resim canna'ların uzak plan çekimi.
İçlerinde'ki sarı çiçeklere, eski insanlar -leblebi çiçeği- adını takmışlar. Yöresel çiçek isimlerine genellikle -yiyecek- isimleri verilmesi ilginç.
Bu fotoğrafları, kurban bayramın'da çektim.
nurcanaybay
15-01-2011, 16:08
Sn.Ayazkentli ;
Canna'ların üzerin de ki oluşumlar tohum kapsülleri.Çok hızlı çoğalan bir çiçek olduğu için tohumları pek önemsenmez.Hatta tohumları tespih tanesine benzediği için tespih çiçeği olarakta bilinir.
Sizde ki ler çiçek açtı ise kapsül de oluşturmuş olmalı belki sizin dikkatiniz den kaçmıştır.Ya da tohum için yeterli olgunluğa ulaşamamıştır.
ayazkentli
15-01-2011, 16:44
Teşekür ederim nurcan hanım.
Açıkçası çok şaşırdım. Tohumları olabileceği aklıma gelmezdi.
Orhan Özbilgiç
15-01-2011, 17:33
Sevgili ayazkentli;
Pembe domates, çeri domates, maydanoz, marul, ak zencefil, calla, canna, ceviz, incir, zeytin...
Hepsi bir tarafa, şu Ülgen' in farları yok mu? Valla habire gülüyorum.:D Niye ''Hektor'unkiler yanmıyor? hiç bir fikrim yok ha..! Sadece o far gibi görüntüsü benimde ilgimi çekti.;)
Yaşamınız boyu, sizde hep gülün e mi?:D
ayazkentli
15-01-2011, 17:55
3 adet'te nar ağacı var.
Bu kurban bayramın'da, hazır kardeşler evde toplanmış'ken (dördüncümüz işi nedeni ile gelemedi), nar'ları hep beraber hasat ettik. Fotoğrafta'ki sepetin başında'ki ufaklık, kardeşimin 8 yaşında'ki kızı. Üst köşede'ki yere eğilmiş odun kesen ise, Ankara'dan gelen ağabeğim. Mesleği doktor.
Ağabeyim daha çocuk iken, nar meyvesinin ne kadar yararlı bir meyve olduğunu söyler dururdu. Babam ise ona -yok canım, alt tarafı ötekiler gibi bir meyve- derdi.
Yıllar sonra (bir kaç yıl öncesine kadar), nar'ın sağlık için çok yararlı bir meyve olduğu yazılıp-çizilmeye başladığın'dan beri, babam o'na -senin doktor olacağın taa o zamanlardan belliymiş- der durur!!
ayazkentli
15-01-2011, 18:00
Sevgili orhan hocam, ben'de sık sık o gözlere bakıp, kendi kendime bu nasıl olur? diyorum.
Sanki araba farları'nın, civa'lı ampülleri gibi yanıyor gözlerinin içi :p
ayazkentli
21-01-2011, 12:52
Önce'ki yılların kısa bir özetinden sonra, günümüze dönüyoruz.
Bu sabah güzel bir süpriz ile karşılaştım. Şebboylarım'dan biri çiçeğini açmış. Diğerleri açmak için son hazırlıklarını yapıyorlar.
ayazkentli
21-01-2011, 12:56
Lale'lerin bir kaç tanesi ise, 3-4 gün önce ilk kez toprak yüzeyine çıkmaya başladılar.
Nergiz'ler ise henüz toprak yüzeyine çıkmadı ama, toprağı biraz eşelediğim'de, onların'da az bir zamanı kaldığını gördüm.
Burada 3 adet lale var. Ortada'ki henüz bu gün yeni çıkmaya başladı. 2 lale'nin tam ortasında, beyaz minik taş'ın hemen önünde duruyor.
ayazkentli
31-01-2011, 12:04
Karanfil ve aynı-sefa kardeşçe yaşıyorlar. Karanfil'im geçen yıl nerede ise tüm Kış çiçekli idi. Bu Kış henüz çiçek açmadı. Üstelik geçen yıl'a göre, çok daha sağlıklı.
Vardır bir bildiği;)
ayazkentli
31-01-2011, 12:10
Bunlar ise, birlik'te yaşayan lavanta ve aynı-sefa. Lavanta'yı geçen yıl hazır alıp dikmiştim.
Bu yıl çiçeklenmesini umuyorum. Ekim ayın'da, bu lavanta'dan küçük bir çelik alıp, onu'da saksı'ya diktim. Şu anda gayet iyi. Çelik'ten çoğaltmak oldukça kolaymış.
ayazkentli
31-01-2011, 12:20
Güneş altında mahvettiğim pembe ortanca'nın saksısın'da, şu anda minyatür gül ve petunya kardeş kardeş yaşıyorlar.
Bu petunya'yı, kuruyan ve yerde olan petunya'dan aldığım tohumlar'dan çoğalttım. Aslında tohum değil'de, 5 adet kadar kuruyan çiçeği, bu saksı'ya ekmiştim.
Bir tanesi yani bu petunya, çimlenip büyüdü (kuruyan çiçeklerin içinde tohum var'sa, belki olur diyerek öylesine ekmiştim).
ayazkentli
31-01-2011, 12:27
2 ay önce kadar saksı'ya (leğen) ektiğim maydanoz'lar, güzel bir şekilde büyümeye devam ediyorlar.
Maydanozları yere değil'de, bu orta boy leğenlere ekiyorum. Toprağını güzelce eleyip, yabancı ot köklerini eliyorum. Böylece 1-2 tane kadar ancak yabancı ot oluyor. Onları'da ayıkladığım zaman, tamamen maydanoz oluyor.
ayazkentli
09-02-2011, 12:04
1 hafta önce, fotoğrafta görülen 1 lt'lik sıvı gübre'yi aldım (8 tl).
Bu gübre'yi, çiçeklerim için kullanacağım. Çiçeklerime şimdiye kadar her hangi bir gübre ve besin takviyesi yapmamıştım. Sadece geçen yıl, çok az miktarda çiftlik gübresi şerbeti kullanmıştım.
Bu gübre'yi aldığım gün, bazı çiçeklerime yaprak'tan püskürttüm.
ayazkentli
09-02-2011, 12:15
Özellikle bu fotoğraf'ta görülen çiçeğim'de, son iki gün'den beri büyük değişimler olduğu farkediyorum.
Yaklaşık 2 aydır, hemen hemen aynı boy'da ve oldukça soluk olan rengi, gövde'si ve yaprak büyüklüğü, bir anda değişiverdi.
Gerçi, etiketin'de 15 gün içinde besini almaya başlar, yazıyordu ama bu kadar çabuk etki etmesi normal'mi bilmiyorum. Geçen hafta'ki durumu ile şimdi'ki durumu arasın'da çok belirgin bir fark oluştu. Kullandığım diğer çiçekler'de ise, pek fark yok.
ayazkentli
09-02-2011, 12:25
Nergiz'lerim den 2 tanesi çıkmaya başladı.
İlk çıkanlar, yerde ekili olanlar'dan biri, diğeri ise bu mandalin saksı'nın içinde'ki.
ayazkentli
09-02-2011, 12:27
İlk çıkan lale'ler, hızla büyümeye devam ediyor.
ayazkentli
12-02-2011, 14:06
Şebboy'lar hızla açmaya devam ediyor'lar ve çok harika kokuyor'lar.
Bir yanda papatya'lar (yılbaşın'dan beri açık durumda'lar), bir yanda şebboy'lar.
Bahçe kış ortasın'da, bahar ve yaz günü gibi oldu. Hava böyle ılık gitmeye devam ederse, petunya bile çiçek açacak nerdeyse.
ayazkentli
15-02-2011, 16:31
Bu, yapma çiçek (plastik çiçek) sepetine toprak doldurup, petunya'yı ekmek ve sepeti beton asma direklerin birisine bağlayıp, sarkan tip çiçek yapmayı planlıyorum.
Ayrıca yine bu direklere, çilek'leri ekeceğim küçük saksıları'da bağlayıp, çilek'leri yukarı almayı düşünüyorum.
Sayın ayazkentli; sanki bu saksıda sarkan bir kaç çeşit arajman yapılsa, örneğin hedera ile çiçekli bir çeşit; yukarıya asmak yerine evin giriş kapısının yanında ya da çim alanda, olmadı bir şekilde yalnız kalacak şekilde, her açıdan bitkiler sarksa çok güzel olacak gibi.
Direklere çilekleri de saksılarda değil de yuvarlak delikler açılmış pimaş boruları mümkün olduğunca estetik görünecek şekilde bağlansa. Acaba estetik görüntü vermek için pimaş borularına kadın çorabı geçirilip içi talaş ve çim görüntüsü vermek için kuşyemi konsa ( tıpkı çim adam yapımı gibi tüm boruyu çim kaplı, çimli kısım pimaşın dışında düşünün.) Acaba çileklere zararı olur mu? onu bilmiyorum. Ama görüntü çok estetik olur.
Kolay gelsin...
Şimdi akllıma geldi. pimaşları çok uygun fiyata yapay keçe ile de kaplayabilirsiniz.
ayazkentli
16-02-2011, 14:35
Sevgili uzaylı,
Beton direkler için uzun vade'de düşündüğüm başka planlarım var aslında. Direkleri alçı kaplama yapıp (yaptırıp), antik sütunlar gibi yapmayı planlıyorum (bu iş için para biriktiriyorum, biraz maliyetli olacak).
Plastik borulara gelince.
Forum'un dikey düzenek bölümün'de anlatılan tecrübelere göre, bazı arkadaşlarımız avantajların'dan, bazı arkadaşlarımız ise dezavantajların'dan bahsediyorlar'dı.
Plastik borular'da bahsettiğiniz estetik görüntüler, çiçek yetiştirmek için çok ideal ama, çilek yetiştirmek için biraz zahmetli olacak.
Şöyle: Plastik borulara diktiğimiz çilek'ler, belli bir süre sonra kol atmaya başlayınca, bu kollardan yeni çilek'ler üretmek için boruyu tekrar ya, aşağı indirmem gerekecek ya'da, yanına başka bir boru bağlayıp, kolları bu boruda'ki deliklere yönlendirmem gerekecek.
Oysa, seyyar olacak olan küçük saksıların hangisinde'ki kol attı ise, kolayca indirip köklendirebilirim. Ayrıca saksıları direklerin dört bir tarafına, zig zag şeklinde bağlayacağım. Boru kullandığım zaman, her direğe 4 tane boru kullanmam gerekecek.
Sepet için haklısınız. En az 2 çeşit sarkan tür ekeyim. Petunya ile beraber yaşayabilecek uygun partner araştırayım.
ayazkentli
21-02-2011, 13:48
Her yıl bu zamanlar ektiğim çeri domatesler, nihayet marketlere geldi. Hemen bir paket alıp, içilerinde'ki en olgun bir kaç tanesinin tohumlarını alıp, kurumaya bıraktım.
Bu domates, sadece bu yıl ürün verecek. Verdiği ürünler'de, normalinden biraz küçük oluyor ama, çok lezzetli oluyorlar. Yemek'ten ziyade, görüntüleri çok hoşuma gidiyor. Minik minik onlarca kırmızı domates, yeşil yaprakları ile takımım Karşıyaka'nın renklerini oluşturuyor.
Tohumları, kısa bir süre güneş'te bırakıp, nemleri gidince gölgelik bir yerde kurumaya aldım. Boş paketi'de, çimlendirme kutusu olarak kullanacağım.
ayazkentli
24-02-2011, 16:21
Dün akşamüstü beklediğim malzemeler geldi (perlit-koyun gübresi-humikasid gibi).
Bu sabah, bağ toprağı ile beraber gerekli karışımı hazırlayıp, sepete doldurdum (humikasid'i daha sonra sulandırıp kullanacağım). Petunya'yı bulunduğu saksı'dan söküp, yeni yerine diktim.
Yalnız, sepet biraz dar olduğu için, ancak petunya'nın kök'lerine yetti. 2. bir bitki'yi buraya ekmem çok zor olacak. Belki direk 1 adet tohum ekersem, kendisine yer bulabilir.
Kök'lü halde bir çiçek ekmem, nerede ise imkansız gibi.:(
Tabii, bir'de sepeti tutan ince ayakları, kalın bir ayak yaptırıp, güçlendirmem gerekecek. Sepet ağırlaştığı için, kaykılmaya başladılar, desket ile duruyor.
Fotoğrafı çeker'ken, bir kaç kez devrilme tehlikesi atlattı.
ayazkentli
24-02-2011, 16:30
Burada'da, bir kaç günden beri yağan yağmur'da biriktirdiğim sular var.
Humikasid'i, bu kireçsiz su'da eritmeyi düşünüyorum.
serkanhoca
01-03-2011, 22:04
Selamlar Saygılar
Siteyi tesadüfen bulup bir şeyler öğrenmeye çalışırken, Kaan Uğurlu - Ömer Tuncer ve Ayazkentli üyelerin yazdıkları dikkatimi çekti. Daha sonra yok artık dedim. Ben de bir nevi Bergamalıyım. (damat oluyorum) İlgimi çeken olay 2010 aralık ayında bir tarla aldım. Sindel köyünden Armağanlar'a giderken. Bahsettiklerinizi duyunca komşuymuşuz dedim. Karanfilli Bahçe diyorlarmış tarlaya. Yamaçta çeşmenin yanında kalıyor. Sizlerin yaptıkları gibi tarlayı adam etmekle geçireceğim bu yazı, sonra da zeytinlik diye düşünüyordum. Önerilerinizi bekliyorum. Umarım tanışma fırsatımız olur
ayazkentli
02-03-2011, 16:20
Hem bu siteye, hem'de bölgemize hoş geldiniz serkan bey.
O bölgede 4 kişi olduk. Hafta sonları geleceğiniz zamanlar kararlaştırıp tanışabiliriz.
serkanhoca
02-03-2011, 17:10
havalar ısınmaya başlayınca hafta sonları uğrarrım, o aralar haberleşiriz.
Baki Berk Kayalar
13-03-2011, 22:56
Keyifle izledim. Bana da nasip olur inşallah. Bol bereketli günler.
ayazkentli
17-03-2011, 15:40
Teşekkür ederim sevgili Baki.
İstedikten sonra, sen kesinlikle böyle bahçeli bir ev'e sahip olursun. Bundan zerre kadar kuşkum yok. Çünki, henüz bu yaşında bir çok kişinin cesaret edemeyeceği aktiviteler yapıyorsun.
Tek başına, bisiklet ile Batı Anadolu'da ve İtalya gibi yabancı bir ülke'de yaptığın 2800 km'lik gezi'yi, çok kişi cesaret edip yapamaz. İstek, cesaret ve azim gerekli. Bunlar sen'de fazlası ile var.
Askerden geldikten sonra (22 yaşımda iken) haziran ayın'da, 3 arkadaşım ile Bergama'dan İzmir'e bisiklet'ler ile gitmiştik (sabah 8.00 başlayış- 16.30'da eski otogar'a varış). Tabii, otobüs ile geri döndük.:p
Canımız çıkmıştı. Uzun mesafe'de yaptığımız, ilk ve son bisiklet tur'u olmuştu.:dilli:
(Topu topu 110 km. Sen ise, bu mesafenin neredeyse 26 katını katetmişsin).
Bisiklet ya'da motorsiklet ile gezmenin en güzel yanı, gittiğin yerleri ayrıntılı olarak, nerede ise cm cm görebiliyorsun (bu konu'da çok haklısın).
ayazkentli
19-03-2011, 16:39
Çiçekler peşi sıra açmaya başladı.
Sarı nergiz, turuncu aynı-sefa ve mor sümbül'den oluşan üç'lü kombinasyon, nergiz'in açmaya başlaması ile tamamlandı sayılır.
Dün gece ince ince yağan bir yağmur ve ılıcık bir hava vardı ve bahçemin yazlık bölümü kapıaltın'da, bahar-yaz gecelerimin vazgeçilmezi olan müzik ile -arınma ritüelimi- uyguladım. (FB-GS maçından sonra. Galip gelince daha keyifli oldu).
Bu ritüeli hafta'da en az iki gece uygularım. Koltuğuma oturur ve kulaklığım'da defalarca çalan, Geoerge Zamfir'in -The Lonely Shepherd- ve Ennio Morricone'nin -Cockeye's Song-
isimli pan-flüt eserleri eşliğin'de, 1-2 kadeh kırmızı şarap içerim. En son ise, Louis Armstrong'tan -What a wonderful world- isimli şarkıyı dinleyip uyumaya giderim.
Yaz gecelerimin bu bahçe ritüel'i ile kendimi inanılmaz dinlenmiş hissederim. Özellikle'de pan-flüt'ün sesi, beni bambaşka boyutlara götürüyor.
Facebook'ta ki profilim'den dinleyebilirsiniz bu iki müthiş eseri.
http://www.facebook.com/home.php#!/video/video.php?v=10150097348829557
http://www.facebook.com/home.php#!/video/video.php?v=10150121496514557
kalambaklı
19-03-2011, 19:03
Sevgili arkadaşım müzikleri dinlerken seni unuttum.;)
ayazkentli
21-03-2011, 15:29
Mustafa ağbiciğim,
eğer beni unutacaksan, linkleri hemen sileyim.:o:eek::p
-----------------------------------------------------
Dün güzel bir pazar günü idi ve saksı topraklarımı harmanlamak amacı ile dere kenarına gidip, dere kum'u ve çakıl taşı alıp geldim.
Saksılar için yapacağım harman şöyle bir karışım olacak;
Bahçe toprağı + torf + koyun gübresi + dere kumu + çakıl taşı (ya'da) perlit + humik asid.
2 değişik karışım hazırlayacağım. Birin'de çakıl taşlarını, diğerini ise perlit'i harmanlayacağım. Özellikle domates ekeceğim saksılar, perlit karışımlı olacak.
Ayrıca yine dere kenarından, iri taşlar topladım. Bunları'da, değişik ve düz renkler'de olacak şekilde plastik boya ile boyayıp, dekor amaçlı kullanmayı düşünüyorum.
Fotoğraflar'da dün'kü ganimetlerimi görüyorsunuz. Ayrıca son fotoğraf'ta ise, pazar sabahı tamamen açmış olan nergiz'im var.
Aslında bu nergiz hem küçük, hem'de sapsarı renk'li olmalıydı (paketin üzerinde'ki fotoğrafı öyle idi ama, bu cins çıkmasına, çok daha fazla sevindim).
ayazkentli
21-03-2011, 15:44
Bu saksılığı ise, c.tesi günü hurdacı'da buldum
(Uzun zamandır, böyle bir saksılık denk getirmeye çalışıyordum).
Hurdacı'ya 3 tl. verip-aldıktan sonra, hemen yıkama dükkanımıza getirip, tazyikli su ile güzelce yıkadım ve her tarafı yamulmuş olan bu saksılığı, demirci arkadaşımın ellerine teslim ettim. O'da sağını-solunu düzeltip, 1-2 yerini kaynakladı. Pazar günü sabah sprey boya ile boyayınca, güzel ve kullanışlı bir saksılığım oldu.
kalambaklı
21-03-2011, 15:55
Çok ta güzel olmuş, ayrıca seni unutmak ne mümkün, o işin şaka yanıydı.
Mayıs ayı gibi gelmeyi planlıyoruz ne dersin.
acemifüsun
21-03-2011, 23:54
Sevgili ayazkentli saksılığınızı güle güle kullanın, çok güzel olmuş:) Yıllardır bu tip bir saksılık arıyorum. Çocukluğumda anneciğimin vardı, çok kullanışlı oluyor. Geçen yıl bizim semtte manavda gördüm, bir köşeye atmış. Kullanmıyorsan bana satarmısın dedim, garip garip baktı, yazın bana lazım diye cevapladı. Benim gözüm gelip geçerken hep saksılıkta:) Bir de baktım karpuz çıkınca karpuzları, daha sonra da kavunları saksılıkda sergiliyor:)
ayazkentli
23-03-2011, 17:34
Mustafa ağbiciğim, siz planı yapıp kesinleştirin. Biz, çok büyük bir aksilik olmaz ise hazırız. Güzel bir mayıs gezisi daha yaparız.
Füsun hanım, çok haklısınız.
Eskiden evler'de çok kullanılıyordu ama şimdi, özellikle balkon'lu evler için üretilen ve asma aparatları ile satılan plastik saksılar, bunların devrini bitirdi. Yaptırmaya kalktığınız'da ise 30-35 tl. gibi bir fiyat söylüyorlar.
Ben'de bu gibi, işime yarayabilecek şeyleri hurdacılar'dan bazen denk getiriyorum (bu tür saksılık'lar artık pek kalmadığı için, 2 yıl'dan beri ancak denk geldi).
Not: Dün yine hurdacı'ya uğradım ve bu kez güzel bir testi ile bir soba altlığı buldum. Güzelce yıkadık'tan sonra, testi'ye aynı-sefa fidesini diktim. Soba altlığına ise, iri dahlia yumruların'dan 2 tanesini ektim. Testi'yi ve soba altlığını boyayınca, 2 tane hoş saksım olacak.
Orhan Özbilgiç
23-03-2011, 18:52
Saksılığına hayran olanlardan biride benim. Çok hoş olmuş. Güle güle kullan.
Bu arada dere kenarlarına gidilip saksı toprağı hazırlığı artık yaz hazırlıklarının başladığına işaret.;) Bu da bizleri sevindiriyor. Yazın yaklaştığına iyiden iyiye inanmaya başlıyoruz.
Selam ve sevgilerimle.:)
Minarislim
23-03-2011, 22:31
Bu tip saksılıklar artık kullanılmıyor ne yazık. Halbuki çok da şık görünümü olacak saksılar yerleşince.Güle güle kullanın.Hayırlı olsun.Bulabilirsem birde ben alayım.Selamlar sevgiler.
ayazkentli
24-03-2011, 17:10
Sn. Minarislim, hoşgeldiniz. Ziyaretiniz için teşekkür ederim.
Dün, geçici olarak aynı-sefa saksılarını yerleştirdim. Esas yerleştireceklerim ise şöyle olacak:
1. En üst'e, petunya ya'da bulabilirsem tütün çiçeği (sarkan tip çiçek).
2. Yanlarda'ki üç yuvaya RR domateslerim (gerçi, duruma göre çiçekler ile değiştiririm).
3. En alt'ki leğen saksıda ise, maydanozlar olacak.
Saksılığı kullanma amacımın 2 nedeni var. Hem yer kazanmak, hem'de mecburiyet'ten yere koyduğum çanak anten'in çirkin görüntüsünü perdelemek (gerçi anteni, tadilat yapabilirsem duvar kenarına aktaracığım). Bahar ve yaz aylarında, fotoğrafları çektiğim yer olan kapıaltın'da oturuyoruz. Anten'in görüntüsü göz zevkini bozuyor. Çok işe yarayacak gibi.
Orhan hocam, bizim bölge biliyorsunuz coğrafik avantajı nedeni ile bahar ve yaz, biraz erken başlıyor. Hazırlıklarımın çoğunu bitirdim sayılır. Saksı harçlarımın çoğunu yapıp, saksılara doldurdum. Tohumları ve yumruluları ektim (daha önce ektiğim canna'lar çıkmaya başladı bile), yeri değişecek olan minyatür gül ve çileklerin yeri değişti. Artık bekleme modundayım.
Toprak karışımı, fotoğraf sırası ile şöyle: Bahçe toprağı + dere kum'u + koyun gübresi + torf + humikasid + perlit.
En son güzelce harmanlayıp, saksılara dolduruldu.
Sayın Ayazkentli; sayenizde hurdacılara nur yağacak.:p Ben de dahil pek çok kişi hurdacılarda ne var ne yok almak için hep gözleyeceğiz sanırım. Çiçeklik benim de çok hoşuma gitti. Madem elimizden birşeyler geliyor. Yenisi almak yerine, böyle bir şeyler yapmak çok daha mantıklı. Açıkçası küpü de çok beğendim. Hurdacıda bulmanıza da oldukça şaşırdım. Bundan sonra gözlerimi dört açıp, ben de etrafı bir tarayayım bakayım.
Dere kenarındaki taşlar, hani bir yörede taştan bebekler yapıyorlardı ya, bana onu hatırlattı. Malzeme bulsam hemen bir kaç taş bebeş yapıp dekorda kullanırdım.
Ayrıca bir tavsiye: Akrilik boyalar suyu görünce akar. İstersen kireç kullan ya da akrilikle boyadıktan sonra yat verniği kullanabilirsin. Kireç bozmaz ama akrilik boya çiçekleri bozar mı bilmiyorum.
Kolay gelsin...
Yücel Canpolat
24-03-2011, 21:00
Ayazkentli kardeşim yine harikalar yaratmış ellerine sağlık derhal eskici ve hurdacılar dolaşılacak tabi ki:)
ayazkentli
30-03-2011, 12:29
Sevgili uzaylı, 3 yıldan beri duvarları ve direkleri kireç ile boyuyorum. İlk zamanlar çok güzel bembeyaz görünümlü oluyorlar ama bir süre sonra yağmur ve güneş gibi etkenlerden renkleri sararıyor ve'ya kabuk kabuk düşüyorlar. Hem bu nedenle, hem'de temizlemesi kolay olsun diye, yarı slikon plastik boya kullanmaya karar verdim.
Bu pazar günü hava bazen yağmurlu, bazen güneşli ama oldukça sıcak bir gündü. Tabii çalışmalar devam etti. Öncelikle, sabah 10.30'da bacanağın evine gidip bıcırığı alıp, eve getirdim. Bıcırığın, 2011 yılı beyin yıkama sezonunu açtım.:p:p
Önce güzel bir kahvaltı ve sonra da, limon ağacımın saksı toprağını boşaltıp, diğer toprak karışımını saksı'ya doldurup, gerekli kök budamasını yapıp, ağacımızı diktik ve beyaz ağırlıklı dere taşları ile süsledik. Ayrıca, 3 adet aynı-safa fidesi dikip, saksıda'ki boş alanı değerlendirdik.
ayazkentli
30-03-2011, 13:02
Daha sonra, 2 yıl önce çeşme yakınına dikmiş olduğum naneleri söküp, 5-6 kök'ünü şişe ve damacana'ya aldık. Yerde olan nane'ler çok dağılıp, her yere yayılıyorlar'dı. Şişelerde'ki nane'ler, bize fazlası ile yeter artar.
Bir kaç pet bardağa biber tohumu ektik. Bıcırık büyük bir keyif ile toprak dolduruyor ve ekim yapıldıktan sonra suluyordu. Bıcırık öğle vakti, süt ve şokella'lı dilimler ile öğle yemeği molası verdi. Çok fazla sıkmamak ve bıktırmamak için, komşunun 2 küçük kızını çağırıp oyun oynamalarını sağladık.
Gerçi bizimkini oyun oynama konusunda ikna etmek biraz zor oldu. İki'de bir ev kapısını açıp, bahçe'ye yanıma gelmek istiyordu. Tam o anda yağmur yağmaya başlayınca -bu günlük yeter, yağmur yağarken çalışamayız- deyince, ikna oldu.
ayazkentli
14-04-2011, 15:00
Son 3-4 günden beri yoğun faaliyet'ler tekrar başladı. Pazar günün'den beri bahçe'min otlarını temizliyorum. Topladığım otlar kompost variline dolduruldu. Otlar'dan temizlenen yerleri çapalayıp, tırmıklayıp düzeltiyorum. Duvar kenarlarına 30-40 cm genişliğin'de olacak şekilde beton atacağım.
Duvarın yanına, bir adet eski tip köy ocağı yapmayı planlıyorum (Şöminelerin, eski köy versiyonu).
Pazar günü ayrıca, mandalin'in saksısının toprağını boşaltıp, önce'den harmanlayıp karıştırıp, organik yönden zenginleştirdiğim toprak ile değiştirdim.
Atilla'cığım bakıyorum hummalı bir şekilde bahçe düzenlemesine girmişsin,yazın bahçen çok keyifli olacak ferforje saksılığından bulabilirsem bende alacağım, sevimli minik yardımcınla sana kolay gelsin.
Sevgili Atila çalışmalarınızı çok begendim elinize saglık...
ligustrum
18-04-2011, 09:46
...beri bahçe'min otlarını temizliyorum. Topladığım otlar kompost variline dolduruldu.
Duvarın yanına, bir adet eski tip köy ocağı yapmayı planlıyorum (Şöminelerin, eski köy versiyonu).
Sayın ayazkentli; Kompost varilinin işleyişini görelim. Köy ocağı(şömineyi) de bekliyoruz. Her tarafımız hurdalık oldu ama yinede dolaşmayı hatırlattınız!
Kolay gelsin. Sağlıcakla kalın.
ayazkentli
18-04-2011, 16:28
Fatoş ablacığım, yeni bir Kozak gezisi yaparsak bıcırığı'da getireceğim.
Dün kayınpeder ile kayınvalidem geldi ve selam-sabah'tan sonra, kayınvalidem -öğret sen buna, kabak benim bahçemin başına patlıyor- diye bir yandan da gülerek, veryansına başladı.
Meğer bizim ufaklık, hafta içinde kayınvalidemin evinde'ki açmak üzere olan 6 adet karanfili yerlerinden söküp (çoğunu toprak yüzeyinden kopartmış), başka yerlere dikmiş. Sonra'da içeri girip -annaanne ben çiçek ektim ama- demiş. Tabii, kayınvalide şokta.:dilli: Başlamış şakacıktan kovalamaya:D Bizimki -kurtar beni dede- diye soluğu dedesinin yanında almış.:p
Teşekkür ederim sn. periş.
Sevgili ligustrum, sonbahar zamanı başlayıp kışın olgunlaştırdığım ilk kompostu yaptığım varilin içine, daha önce'ki mesajlarda görülen toprak karışımına karıştırıp, varili doldurdum. Bu varile dev domates türü ekeceğim. Cuma günü fidancıdan 2 adet hazır kadife çiçeği aldım ve kenarlara diktim. Orta ve yana doğru 2 adet domates fidanı ekeceğim (minik fidanlar büyümeye başladı).
Bu ilk kompost denemem olduğu için, benim gibi ilk kez kompost yapacak olanlara yalnış yönlendirmemek adına, yapım aşamalarını burada paylaşmadım ama sanırım oldu. Kompost uzmanı üyelerimizin bilgilerini, harfiyen uyguladım. Şimdi 20 lt'lik bidonlar'da tekrar kompost yapmaya başlayacağım. Bu son çapaladığım otlar ve artıklar ile 2. kez yapacağım. Bunu aşama aşama paylaşacağım.
Ocağı bu pazar günü yapmayı düşünüyor'dum ama hava biraz soğuk olduğundan gözüm yemedi. Bizim bölge'de havalar aynı geçen yıl gibi oldu. Kışın bir kaç hafta dışında ılık geçti, nisan ayı ise geçen yıl gibi oldukça soğuk geçiyor. Pet bardaklarda ise, perlit içinde köklenmeye aldığım 2 gül çeliği var. Birisi tomurcuk yapmaya başladı.
ayazkentli
18-04-2011, 16:39
Asma direğinin etrafına ektiğim canna yumruları, birer birer filizlenmeye ve direği çevrelemeye başladılar.
Saksılara diktiğim bu çiçeklerin isimlerini bilmiyorum. Fidancı'dan kadife çiçekleri ile birlikte bunları'da aldım.
serkanhoca
18-04-2011, 17:09
Okullar kapandıktan sonra fırsat buldukça yanında olup bilgilerinden faydalanmak isterim.
Görüşmek üzere iyi çalışmalar...
ligustrum
19-04-2011, 11:18
Yeni kompostu bekliyoruz. Çok teknik olmasın, çiftçi şartlarında olsun. Kadife çiçeklerinin köy tipi olanlarından bulsan, onların boyları daha büyük!
Sevgi Durul
19-04-2011, 19:47
Saksılara diktiğim bu çiçeklerin isimlerini bilmiyorum. Fidancı'dan kadife çiçekleri ile birlikte bunları'da aldım.
Sayın Ayazkentli, ikinci fotoğraf mine, üçüncü hercai menekşe, dördüncü gazanya.
Ayşe Yıldız
19-04-2011, 20:35
Sonuncuda petunya sanırım.
ayazkentli
20-04-2011, 12:14
Sdurul hanım teşekkür ederim.
Bir tek gazanya'yı tutturmuşum (arkadaşlarımızın bahçelerinde'ki gazanyalara benzetmiş ve o niyetle almıştım).
Ayşe hanım, petunya olma ihtimali var. Yaprak yapıları çok benziyor ama çiçeği çok büyük (geçen yıl yetiştirdiğim pembe petunya'nın çiçekleri, bunun yanında çok küçük idi).
Bu sabah, oranlamak için pet bardağın yanında çektim. 2 kg'lık yoğurt kabının, nerede ise üstünü kapatacak kadar büyük. Ayrıca, hiç kokusu yok. Belki petunya'nın değişik bir türü'dür.
Ligustrum, merak etmeyin çiftçi işi anlatım olacak (zaten anlatmaya çalışsam bile, teknik terimler ile anlatmam imkansız).
Kısaca izleyeceğimiz yol şöyle;
Varil'e-bidon'a alt delikler açmak,
Artıkları-otları atmak,
Biraz toprak serpmek ve hafif ıslatmak,
Ağzını sıkıca kapatmak,
3-4 günde bir, ters-yüz edip karıştırmak.
En basiti ile bu şekilde yaptım. Gerçi kompost işini iyi bilen üyelerimiz, çeşitli katkılar kullanıyorlar (EM gibi). Benim kompost'ta EM yok. Bu nedenle, toprağa ne kadar yararlı olur bilmiyorum.
Varile doldurduğum toprak karışımın'da, humik asid tozu var ve ayrıca humik asit'in iri parçalarını ayırıp, yağmur su'yu ile doldurduğum 5lt'lik bidon'da sıvı hale getirdim. Bu humik asit sıvısını, kullanacağım zaman tekrar sulandırıp, saksılarda'ki ve kompost karışımlı varilde'ki toprağa dökeceğim.
ayazkentli
28-04-2011, 16:54
Bahçede'ki duvar, direk ve taş boyaması için almayı düşündüğüm ve tv.ler'de reklamı olan boya tabancalarını kullanan kişilerin izlenimlerini, çeşitli forumlarda iyice araştırıp okudum ve almamaya karar verdim.
Çünki her konuda olduğu gibi, bu konuda'da memnun olan ve olmayan diye 2 karşıt görüş var ama her iki taraf'ta, boya motorunun yüksek ses çıkardığında birleşiyorlar. Bende zaten sessiz olduğunu zannettiğim için alacaktım. Yüksek ses çıkardığına göre, boşu boşuna para vermenin anlamı yok. Kendi küçük kompresörümüzü kullanmaya karar verdim.
Öncelikle bahçe duvarlarına beton sıva yaptıracağım ve sonra boyayacağım. Asma direklerini ise, her birini farklı renkler ile boyayacağım.
Örneğin; Canna'ların çevreleyeceği direği, ya sarı ya'da siyah renk yapmayı düşünüyorum. Kırmızı çiçekleri ve koyu yeşil büyük yaprakları, en çok bu 2 renk'ten birinin göstereceğini zannediyorum. Diğer direkleri mavi, turuncu, yeşil, bordo gibi renklere boyayacağım.
Bu nedenle, kol atmaya başlayan asma'nın kollarını birleştirip, tek bir hat üzerine topladım. Böylece, sebzeler için çok gölge etmeyecek şekilde, en karşıda'ki duvarın üzerine birleştirip, çardak tipinden tek bir hat tipine dönüştürdüm. Böylece hem bahçenin büyük bölümü güneş alacak, hem'de tadilat ve boya için fazla uğraştırmayacak.
3 günden beri devam eden yağmurlar yüzünden ve geçen c.tesi gününden beri arabamı sanayide'ki arkadaşlara bakım yaptırdığımdan dolayı (vize'si olacak), biraz bahçeyi boşlamak zorunda kaldım.
ayazkentli
28-04-2011, 17:46
Orta yerde duran çanak antenin'de yerini değiştirip, ayak altında olmayacak şekilde duvar kenarına alacağım (hemen şebboy'un arkasında'ki alan). Buraya uzunlamasına beton atıp, anteni buraya monte edeceğim. Bu nedenle, o bölgeyi temizleyip, gereksiz şeyleri attım.
Bu arada, evime hemen 100 metre mesafe'de ki harfiyat malzemesi satan bir işyerine, bir kepçe kum ve 4 torba çimonto siparişi vermek için gittim.
Satıcı, 1 kepçe kum'un 15 tl olduğunu söyledi.
Bende, "tamam, karşıda'ki ev'e 1 kepçe kum ve 4 çimonto bırakıver" deyince,
Satıcı, "abi, 15 tl.de nakliye alıyoruz" demesin'mi!:confused::
Bende kızdım:D ve başladım söylenmeye "tüpçüler taa çarşıdan buraya kadar tüp ya'da su getiriyorlar, kömürcüler çarşıdan buraya kadar 1 torba kömür getiriyorlar ve beş kuruş nakliye istemiyorlar'da, sen topu topu 100 metre mesafe'ye kum getireceksin ve utanmadan nakliye'mi istiyorsun? vazgeçtim almayacağım, çarşıda'ki harfiyatçılardan alacağım" deyince,
"tamam abi hemen getiriyorum" diye, yelkenleri suya indirdi. Sesimi çıkartmasam 15 tl. pisi pisine gidecekti.
ayazkentli
02-05-2011, 14:34
Teşekkür ederim sevgili Akhisarlı. Bizim bahçeleri favori bahçesi olarak görmeniz çok hoş.
Yalnız, ben bilgi konusunda acemi sayılırım. Bende burada'ki işi bilen üyelerimiz sayesin'de, bilmediğim bir çok şeyi öğrenip tecrübe kazanıyorum. Her ne kadar çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım'da çiftçilik yaptıysak'ta, bizde'ki bilgiler biraz demode kaldı.
Bakırçay kirliliği konusun'da hakkınız var ama bir çok sanayi bölgelerinin atıklar ile kirlettiği nehirler gibi, çok aşırı kirli sayılmaz (bir ölçü'de). En çok kirleten, Soma'da ki madenin kömürlerin yıkanma suyu'nun Bakırçay'a bırakılması ve bölgede'ki en kalabalık nüfusu ile Bergama idi. Bergama belediyesi, geçtiğimiz ay, arıtma sistemini devreye soktu. Soma ve Kınık belediyeleri'de, son sürat arıtma sistemlerini devreye sokmak için çalışmalarına devam ediyorlarmış.
Yani, Bakırçay'ın geleceği parlak sayılabilr. Darısı diğer il ve ilçelerde'ki nehirlerimizin başına diyelim.
İstediğiniz zaman, istediğiniz ağacın çeliğini alabilirsiniz ya'da gönderebilirim. Zaten bu sitede buluşma amacımız öğrenmek, üretmek, tanıtmak, paylaşmak ve çoğaltmak. Serkan hoca ile tanıştık, umarım sizinle'de tanışırız. Kolay gelsin.
ayazkentli
02-05-2011, 16:41
Dün (pazar günü) ev bahçemde, yapmayı düşündüğüm işler için çalışmalara, hazırlıklara devam ettim, tabii iki'de bir yağmur nedeni ile sık sık mola vermek zorunda kaldım. Akşam üzeri saat 16.00'ya kadar bahçe'de çalıştıktan sonra, bağ'da ki meyve bahçesine gidip, uzun bir aradan sonra bağ'da ki değişimi gördüm.
(Benim kayınpederi tutabilene aşkolsun. Geçen'ki soğuklar'da bile, ha bire yeni malzemeler taşıyıp, yeni düzenlemer yaptığını anlatıyor'du. Meğer adamcağız, böyle bir aksiyon arayıp duruyormuş kendine).:p:p
Önce ev bahçesi.
C.tesi günü, küçük kopresörümüzü çıkartıp, bakımını yapıp hazırladım. Dün'de, alçı, kireç alıp, geçen yıldan kalan 2 torba çimento ile kullanacağım aletleri hazırladım. Beton atacağım yerleri'de hazır hale getirdim. Şimdi, beton atmak ve boya yapmak için yağmurların bitmesini bekliyorum.
Önce beton sonra boya yapılacak. Boya yapmak için, bazı yerleri alçı ile düzeltip, eski boyaları zımpara ile kazıyacağım. Blok köpükler aldım ve bunlar ile odamın birinin üstüne (beton olduğu için, çok sıcak ya'da soğuk oluyor) yalıtım yapacağım.
Yani, kısacası daha yapacak çok işim var.
serkanhoca
02-05-2011, 17:01
Kolay Gelsin,
Yardımcı lazımsa hafta sonu geleyim:))
ayazkentli
02-05-2011, 17:19
Üstte'ki mesajın son fotoğrafın'da görülen yeri temizleyip, şebboy'un köküne 15 cm kadar mesafe bıraktım. Burayı betonlayıp ortada duran çanak anteni duvar yakınına alacağım. Böylece çanak anten kirliliği bir nebze ortadan kalkacak.
Arkada'ki tuğlaları (yapışık değiller) ön tarafa çekip, arkalarına ocak yapacağım. Ocak kapıaltı bölümde olacağından (üstü kiremit çatı), kışın dahi rahatlıkla ocak keyfi yapabileceğiz.
Dün ayrıca, c.tesi günü semt pazarından aldığım sarı biber, iri domates, uzun patlıcan ve kır (alaca) patlıcan fidelerini diktim. Benimkiler nisan soğuklarından etkilenip henüz büyümedikleri için, hazır almak zorunda kaldım.
Benim fidelerin büyümesi beklersem, yaz gelip geçecek.:(
Sağol serkan hocam. Senin'de az işin yok yani. Hepimiz bu zamanlarda çok meşgulüz. Köklendirdiğin ağaç fidelerini, burada yeni aldığın bahçeye'de dikecekmisin?
Sayın ayazkentli, bu ne faaliyet!
Çalışmalarınızı gıpta ile izledim, ellerinize sağlık. Bahçeniz bu emeklerin karşılığını verecek ve biz de zevkle izleyeceğiz.
Bu arada başlığınızı fark etmediğime de hayıflandım. Ama bundan sonra takipteyim.
Kolay gelsin.
serkanhoca
02-05-2011, 20:24
Sayın Atilla,
Köklendirmeye çalıştığım fidanlar bir kaç seneyi burada Kırkağaç'ta geçirecekler. Toparlandıktan sonra bir kaç çeşit Bergama'ya bir kaç çeşit de buradaki tarlada yerlerini alacaklar. Umarım sağlıklı bir şekilde yetiştirmek nasip olur da meyvelerinin tatlarına bakabiliriz.
ayazkentli
03-05-2011, 21:36
Hoş geldiniz aygün hanım. Teşekkür ederim.
Geçen yıldan beri, tadilat ve boya için planlar yapıp duruyordum, şimdi benim için bu planları gerçekleştirme zamanı diyeceğim ama nerede ise yaz geldi, bahardan hiç bir şey anlamadık. Yağmur ve soğuktan kurtulabilirsek, işe koyulacağız ama hava bu hafta sonu yine soğuyacak'mış.
Meteoroloji, İstanbul'un 12, İzmir'in 17 dereceye ineceğinden bahsediyor.
Mayıs ay'ı, bundan 25-26 yıl önce'de böyle çok soğuk olmuştu. 20 mayıs'ta pamuk ekerken, tarlada ateş yakıp ısındığımızı biliyorum. Üzerimiz'de de kazak, atkı ve mont'lar vardı.
Galiba, periyodik bir döngü zamanı yaşıyoruz.
Sevgili Akhisarlı ve serkan hoca, şeftaliler'de aynı bahsettiğiniz türde bir hastalık var. Kayınpeder bugün yapraklardan götürüp ziraat mühendisine gösterip, ne gerekli ise alacak'tı.
İlk 2 fotoğraf bizim şeftali. Son fotoğraf'ta ise, akrabamızın tamamen kahverengi'ye dönüşen ağacı görülüyor (zeytinlerin arkasında).
ayazkentli
03-05-2011, 22:22
Ev bahçesin'den görüntülere devam.
Burada kırmızı-beyaz sıralaması ile ektiğim lale'ler var. Fotoğraflarını bir türlü zaman bulup yayınlayamamış'tım.
1. Fotoğraf, teneke'ye ektiğim lalelerin kuş bakışı, profilden ve alttan olmak üzere, 3 farklı çekimi tek fotoğraf'ta.
2. Fotoğrafta'ki lale'ler ise, erguvanların önünde.
3. Fotoğraf, sümbül'ün kedi bakışı fotoğrafı var.
(O anda kedilerim'den biri, sümbül'ün yanından geçmişti, kedi sümbül'ü nasıl görüyor acaba diye merak edince, kedinin gözleri hizasından çekmiştim). :o
Fotoğraflar geçen ay'a ait. Şimdi hepsi yapraklarını döktü.
Halil Önen
04-05-2011, 00:09
.....
Sevgili Akhisarlı ve serkan hoca, şeftaliler'de aynı bahsettiğiniz türde bir hastalık var. Kayınpeder bugün yapraklardan götürüp ziraat mühendisine gösterip, ne gerekli ise alacak'tı.
İlk 2 fotoğraf bizim şeftali. Son fotoğraf'ta ise, akrabamızın tamamen kahverengi'ye dönüşen ağacı görülüyor (zeytinlerin arkasında).
Sn. ayazkentli güzel çalışmalar yapıyorsun ve iyi bitkin düşüyorsun gibi :)_ ki bu mutlu olmanın getirdiği bir şey_ size kolaylıklar diliyorum.
Şeftalinize gözüm ilişti.;)
Klog hatalığı var, hemen bordo bulamacı _ bir hafta ara ile _ iki defa kullanmalısınız. Müdahale etmezseniz ağacınızı kurutabilir.
Saygılar
ayazkentli
04-05-2011, 15:14
Sn. komşumuz Halil ağbi hoşgeldiniz, safalar getirdiniz.
Dün gece, eve gitmeden önce (23.55 civarı) en son sizin bahçe bölümünüzü okudum.
(Evde'ki televizyon şifreye girdiği için, Barcelona-Real Madrid maçını izlemeye işyerime gelmiştim. Evde internet kullanmadığım için, geceleri ve pazar günleri internet'te olmuyorum. Geceleri, bazen maç izlemeye iş yerime geldiğim zamanlar, internet'e giriyorum).
Sizin anlattığınız "toprağı adam etme gayretlerinizi" okuyunca, "bu kadar üstadın bir arada olduğu, beyin fırtınalarının havada uçuştuğu ve güç birliği yaptığı bu bahçede, toprağın kendisi istemese bile, kesinlikle adam olur" diye, yazacaktım ama saat 24'de dayanınca, yarın yazarım diye bugüne ertelemiştim. Siz benden önce yazmışsınız. Kalp kalbe karşıdır, demiş atalarımız.
Şeftalilerin hastalığı konusunda'ki bilgi için teşekkür ederim. Belirttiğiniz hastalık'mış. Kayınpeder ile az önce telefonda konuştuk. Ziraat mühendisi'de, sizin söylediğiniz gibi söylemiş. Bordo bulamacı yapacağız. Umarım kurtarırız.
ayazkentli
04-05-2011, 18:59
1 hafta'dır bakımı süren arabamı, dün vize muayenesine götürdüm ve tabii'ki vize'yi geçemedi.:p :p
Arabanın her tarafını yaptırdım ama eksoz'a baktırmayı unutup vize yaptırmaya gidince, geri postaladılar (Eksoz bağlantısı kopukmuş).:dilli: Neyse'ki bugün onu'da hallettim ve işim olmaz ise yarın vize olayını halledip, tamamen bahçe-tadilat-boya işlerine odaklanacağım.
Arabanın pek işi kalmadığı için, sabahleyin kum ve çimentoları getirttim. Kum'u, 1 yerine 2 kepçe aldım. Ayrıca, 4 kg daha alçı aldım.
Geçen gün harfiyatçı'ya gittiğim zaman, fiyat konusunda birbirimize karşı uyguladığımız, blöf yapma-rest çekme stratejisini kazandığım için anlaşmıştık. Yalnız, hem araba ile uğraştığım'dan hem'de hava yağmurlu olduğu için, kum'u hava düzeldiği zaman getirmesini söylemiştim.
(nasıl'sa yağmurda beton atamam, mahallede'ki çocuklar dışarıda kum'u dağıtmasınlar, diye düşündüm).
Hava güzel olduğu için, bu sabah gidip getirmesini istedim ve getirip evin önüne bıraktı. Bilin bakalım sonra ne oldu?
Öğlenden beri, güldür güldür yağmur yağıyor.:D:dilli::p
ayazkentli
05-05-2011, 15:21
Ortada'ki 7 adet asma direğinin her birini ayrı renge boyayacağımı yazmıştım. Canna'ların çevreleyeceği direği siyah ya'da sarı renk yapmak istiyorum.
Siyah rengi denemek için, az miktarda sprey boya ile direği biraz boyadım. Altı kireç boyalı olduğu için biraz mat görülüyor. Ben kireçleri zımparalayıp yağlı boya yapacağım'dan, çok daha canlı renk olacak.
Sizce siyah renk,
yeşil yapraklı, kırmızı çiçekli ve boylu canna'lara uygun olur'mu? yoksa başka bir renk yapmamı'mı önerirsiniz?
Biraz kararsız kaldım.
Eser İlhan
05-05-2011, 15:51
..............
Ayrıca yine dere kenarından, iri taşlar topladım. Bunları'da, değişik ve düz renkler'de olacak şekilde plastik boya ile boyayıp, dekor amaçlı kullanmayı düşünüyorum.
Sayın ayakentli, lütfen taşları boyamayın, öylece kullanın. Bakın, ne kadar güzeller. Boyanınca nasıl olacaklarını hayal bile edemiyorum.
(Böyle yazdığım için kusura bakmayın, ama taş sevgimi biliyorsunuz, herhalde affedersiniz :)
ayazkentli
06-05-2011, 14:09
Rica ederim Eser hanım. Hiç kusur olur'mu?
Sonuç'ta, burada birbirimize öneriler'de bulunuyoruz ve fikirlerimizi paylaşıyoruz. Bizim gözden kaçırdığımız şeyleri, bir başka arkadaşımız görüyor ve önerisini yapıyor. Böylece ortaya daha güzel şeyler çıkıyor. Zaten bahçelerimizi bu amaçla yayınlamıyor'muyuz?
Bu nedenle içiniz rahat olsun.
Aslında amacım boyama planlamadan önce şöyle idi:
5'er adet, 5 değişik düz renkli doğal taş satın almak (harfiyatçılar'dan) ya'da dere kenarından bulmak idi. Bizim burada büyük şehirlerde'ki gibi, detaylı malzeme çeşit'i bulmak zor. Bu nedenle harfiyatçılar'da bulamadım, sadece küçük karışık renkli çakıl taşları var.
Dere kenarında'da istediğim renkler'de bulamayınca, fazla özelliği olmayan sıradan 25 adet, portakal büyüklüğün'de taşlar topladım. Bunları 5 adet gül'ün köklerinin etrafına daire yapmayı düşünüyorum.
Yalnız, boyamayı düşündüğüm taşlar önce'ki sayfada'ki fotoğrafta görülen taşlar değil. Onları doğal halleri ile limon ve mandalin saksılarında kullandım. O tipleri'de her gittiğimde topluyorum. Onların şekilleri ve renkleri çok özel ve asla boyamam.
ayazkentli
06-05-2011, 14:29
Bu arada, arabamın vize olayını bu sabah saat 11.30 gibi hallettim ve o sorun geride kaldı.
Artık bahçe ile baş başayım. Tabii, hava müsaade ederse.:(
Şimdi havanın düzelmesini bekleyeceğim (meteoroloji'nin yaptığı tahmin doğru çıktı ve hava bu sabah itibarı ile oldukça soğudu, arada'da yağmur serpiştiriyor).:mad:
Bu hava şartları nedeni ile, bu yıl hepimiz bahtsız bedevi durumuna düştük sayılır.:p
Biliyorsunuz;
Evrensel yasa koyucu, bedevi'yi yaratırken ona küçük süprizler hazırlamış. Bedevi'nin kader çizgisini planlarken, aralara küçük Paradoks'lar serpiştirmiş. Zamanı gelince bu paradoks'lar, bedevimizin çöl'ün ortasında kutup ayısı ile burun buruna gelmesini sağlıyormuş.
Bu olayı kısaca şöyle formüle ediyoruz: Çöl + Bedevi x Kutup ayısı= !?:p
(Bu yıl, hepimiz biraz bedevi'yiz sanırım).
---------------------------------------------------------------------------
Arabamın vize olayını halledip gelirken, çarşıya uğrayıp eksik kalan aletleri aldım.
1). Boya yapmak için, havalı boya tabancası.
2). Sıva için, Mala.
3). Derz, dolgu malzemesi.
4). Bant.
5). 2 adet spatula.
Tüm malzeme ve aletler tamam.
Eğer yağmur yağmaz ise, bu gece bazı yerlere beton atmaya başlayacağım. 2. fotoğrafta görülen yere, yani karşı duvardan fotoğrafı çektiğim yere kadar, asma direğinin arkasında olmak üzere (duvar dibine) beton yol yapacağım. Daha sonra, karşıda'ki tuğla duvar, beton ile sıvanacak. Pazar günü'de, zinyaları betonun önüne şaşırtacağım.
ayazkentli
06-05-2011, 15:49
Bu fotoğraf'ta, bir önceki mesajımda bahsettiğim gül'ler var.
Gül'leri yeni yerlerine dikerken (bir kaç sayfa geride) gelişi güzel dikmedim. Bu üç gül'ü, zig-zag üçgen şeklinde diktim ve fotoğrafta görülmeyen diğer iki gül ile bu zig-zag üçgen'i tamamladım. Gül'leri dikerken tasarladığım şekil, Kraliçe Takımyıldızı'nın iz düşümü idi.
Çocuk iken taşlar ile takımyıldızların şekillerini yaparak oyun oynar ve o şekilleri keyifle seyrederdim. Öyle küçük şekiller de değil hani. 10-15 metrekare büyklüğünde'ki bir oda'nın, tabanı genişliğinde yer kaplarlardı. Bizim kuşağın ve öncesinin çocukluk dönemleri aslında çok güzel'di.
O yıllarda sık sık elektirikler kesildiği için, geceleri gökyüzünde'ki yıldızları ışıl ışıl rahatlıkla seyrederdik (en azından ben seyrederdim). Şimdi'ki çocuklar gökyüzünden bi haberler.
Şimdi, çiçeklerim ve sebzelerim ile yapıyorum. İçimde'ki çocuk, kolay kolay yok olmayacak galiba. Zaten yok olmasın. Çünki insan, o zaman büyük bir boşluğa ve umutsuzluğa düşer. Çünki çocuk demek, umut demek'tir. Umut ise, insanı ayakta tutar.
2. Fotoğraf ise, aynı-safa üçgen'i. (Vega-Altair-Deneb).
3. Fotoğraf'ta ise, dikey ve yatay olarak dktiğim patlıcan fideleri, açı'yı temsil ediyor.
Ellerinize emeginize saglık herşey güzel görünüyor
ayazkentli
17-05-2011, 16:30
Sevgili Akhisarlı ve periş, teşekkür ederim.
Sevgili Akhisarlı, havalar ne olacağı belli. Birden bire yaz sıcakları bastıracak ve önce'ki yıllarda olduğu gibi, yine bahardan hiç bir şey anlamayacağız. Szin otlar umarım büyükbaş hayvan nüfusunu çoğaltır. Ülkemizin onlara çok ihtiyacı olacak.
---------------------------------------------------------------------------------
Son 1 haftadır, bahçede’ki tadilat işleri nedeni ile bir işyerine bir ev’e koşturup durmaktan dolayı, siteye girip paylaşım yapamıyordum (yalnızca kısa kısa okuyup çıkıyorum). İşyerimde boşluk bulunca hemen ev'e gidiyorum (Birbirine çok yakınlar).
Hazır 1-2 saat boşluk bulmuşken, biraz yaptıklarımdan bahsedeyim.
Evin duvar kenarı ile çanak anteni kuracağım ve ocak yapacağım karşı duvarın kenarından, evin bulunduğu yere doğru uzunlamasına beton attım. Elbette bir günde bitiremedim. Bölüm bölüm 4-5 defa’da (4-5 günde) beton yaparak tamamladım.
Zaten ilk 2 gün, betonu hazırlayıp, dökme ve tesfiye yapma işi nedeni ile, ellerimin birkaç yerinde su toplaması ve tabii ki, kol-ayak kaslarım uzun zamandan beri bu kadar yoğun çalışmadığından olsa gerek, feci halde adale ağrısı ve yorgunluk biraz yavaşlattı. Bu’da gayet normal bir durumdu. Son 2 gün’dür ise, ne yorgunluk ne de su toplaması ve adale ağrısı yok. Çalışa çalışa, kaslar ve eklemler açılmaya başladı. Tıpkı, “İşleyen demir pas tutmaz” diyen, atalarımızı haklı çıkarırcasına.
Bu beton işi gerçekten çok ağır bir iş’miş. İlk önce, kum ve çimento’yu birbirine karıştırırken çok kolay ama işin içine su girdiği zaman, kurşun gibi ağırlaşıyor. Bunu az çok bildiğim için, betonu hemen atacağım yerin dibinde karıyorum ve kürekle yerine ittirip, tesfiye yapıyorum. Taşımak çok zorlu olacağı için, bu basit yöntemi kullanıyorum. Buna rağmen çok yıpratıcı ama bir o kadar’da zevkli bir iş.
Bu arada, atılan beton kuruyuncaya kadar geçen boş zamanlarım’da, nem nedeni ile kabaran duvarların sıvalarını kazıyorum, boya yapacağım yerlerin kireçlerini kazıyorum’ki, boyamaya hazır olsunlar. Duvar sıvalarını kendim yapmayacağım. O iş, biraz ustalık gerektiriyor’ki, o ustalık’ta bende yok. Duvar sıvasını, kendisi göçmen ve inşaat ustası olan, kapı komşum mehmet amca yapacak (65 yaşında).
Bu göçmenler çok yetenekli insanlar. Bir göçmenin, AYNI ANDA inşaat ustalığı-fırıncılık-marangozluk-çiftçilik-tamircilik gibi, bir birinden çok farklı mesleklerin, hepsini bilme ve yapma yetenekleri insanda hayranlık uyandırıyor. Bu ev’e taşındığım zamanlar, banyo’ya fayans döşeme işini, göçmen olan bir arkadaşımın babası yapmıştı. O zamanlar, o anlatmıştı.
“Osmanlı, Kurtuluş savaşı ve Sovyetler birliği dönemlerinde, Makedonya, Bulgaristan ve Romanya gibi ülkelerde yaşayan göçmenlerin, baba’dan-çocuğuna aktarım vasıtası ile her işi aynı anda yapabilmeyi öğrenmeleri, aile içinde zaruri (şart) idi” demişti.
Aslında ben genetik olarak, %50 göçmen + %50 yörük meleziyim ama nedense bende, göçmenlere has ustalıktan eser yok. Yapa yapa, deneye deneye öğreneceğiz. Neyse’ki, yörük inadım var.:mad:
İlk 4 fotoğraf: Evin duvar dibi.
Son 4 fotoğraf : Çanak anten ve ocağın yapılacağı duvar önü.
ayazkentli
17-05-2011, 18:23
Bu arada, şu anda inanılmaz bir yağmur başladı. Daha yarım saat önce hava günlük güneşlikti. Neyse, bu yağmurlarda gerekli. En azından susuz bir yaz geçirmeyeceğiz.
---------------------------------------------------------------------------------
Son 3 gündür, kraliçemin yüzünde güller açmaya başladı (230 no.lu mesajda bahsettiğim gül topluluğu).
Şimdilik 2 adet, kavuniçi ve beyaz gül açmış durumda (diğerleri'de açmak için zamanlarını bekliyorlar). Kavuniçi gülün rengi çok hoş. Turuncu ile pembe karışımı bir renk. .
Beyaz renkli olan gülüme, AKANA ismini verdim. Bu isim, eski Türk atalarımızın dini olan, Şaman kültüründe'ki tanrıça AK ANA'nın ismidir.
AK ANA, tanrı ÜLGEN'e yaratma emrini veren ana tanrıça'dır. Ana tanrıçaların sembol rengi beyaz'dır.
Böyle isimler vermeyi seviyorum. Kedilerimden birinin ismi ÜLGEN'di hatırlarsanız. Onun annesinin ismini'de İSHTAR koymuştum.
Eski Şaman dini dönemlerinde, en azından Dünya'nın o bölgesinin gerçekten daha güzel olduğunu düşünüyorum. Her şeyden önce, Şaman'lık kültüründe doğa'ya büyük saygı duyuluyormuş. Kızılderilileri ve eskimoları bu nedenle çok seviyorum. Ne güzel, hala bu kültürü yaşatmaya çalışıyorlar.
serkanhoca
17-05-2011, 19:19
Sayın Atilla,
Güllerin ve onlara taktığın isimler çok hoş.
Yağmur burada da akşamüstü başladı, sabahtan yağmur geleceği belliydi, çok aşırı bir sıcak vardı.
Ne zaman Bergama'ya gelecek olsam hava hep kapalı oluyor. Bu nedenle gelmemeyi bile düşünüyorum artık. :)
İyi çalışmalar dilerim.
ayazkentli
19-05-2011, 14:46
BAĞ BAHÇESİ:
-------------
Meyve ağaçlarının geçen ay'ki görünümleri (Nisan 2011).
Fotoğraflar sırası ile,
Armut.
Kiraz.
Ayva.
Kaysı.
Bahçenin bir bölümünün görünümü.
Ortada'ki 7 adet asma direğinin her birini ayrı renge boyayacağımı yazmıştım. Canna'ların çevreleyeceği direği siyah ya'da sarı renk yapmak istiyorum.
Siyah rengi denemek için, az miktarda sprey boya ile direği biraz boyadım. Altı kireç boyalı olduğu için biraz mat görülüyor. Ben kireçleri zımparalayıp yağlı boya yapacağım'dan, çok daha canlı renk olacak.
Sizce siyah renk,
yeşil yapraklı, kırmızı çiçekli ve boylu canna'lara uygun olur'mu? yoksa başka bir renk yapmamı'mı önerirsiniz?
Biraz kararsız kaldım.
Sayın Ayazkentli benden de iki öneri:
1- Taşları nerede ve nasıl kullanacaksanız kullanın ama doğal görünümlerini korumalarını sağlayın. En fazla cilalayın derim.
2- Direkler için de aynı, cila...Ama ille de boya derseniz krem sanki daha hoş olur.
İyi çalışmalar...
ayazkentli
19-05-2011, 17:22
Taş ve direkleri boyamamam konusunda başta eşim olmak üzere, sevgili uzaylı, eser hanım ve aygün hanım aynı fikirdesiniz. 4 tane bayan böyle düşünüyor'sa, mutlaka bir bildiğiniz vardır. Ben bayanların zevkine güvenirim.
Taşları boyamayacağım ama direklere boya yapılması şart. Direklere sadece cila yapamam çünkü mutlaka öncesinde boya ile boyamam gerekiyor. Daha önce yaptığım kireç badanası yaz aylarında, sayfiye yerlerinde'ki evler gibi bembeyaz güzel bir şekilde duruyor ama sonbahar yağmurları ile dökülmeye başlayıp, çirkin bir görüntü oluşturuyor'du. Şu anda'da yer yer kireçler dökülmüş ve bazılarını'da zımparalamış durumdayım.
Yani, önce mecburen boya, sonra'da cila atacağım aygün hocam. Aslında direkler konusunda esas niyetim, uzun vade'de alçı ya'da betondan Antik sütun formu vermek. Ustalar kalıp kullanarak bunu yapıyorlar. Yalnız, bunun için daha zaman çok. Şimdilik böyle idare edeceğiz.
Krem rengi konusunda eşim ile aynı düşünüyorsunuz. Eşim krem tonları çok seviyor ve krem rengi ile boyamamı istiyor. Evin odalarının boyalarını, kum bej'i yapmıştık. Direkleri krem renk yapıp, üstüne cila atarım.
Kum beji....Eşiniz de zevkliymiş sevgili ayazkentli.
Biz kadınları dinleyen zarar etmez:)
Siyah sanki çok alakasız bir renk. Ama krem ya da kahve kırmızı, yeşile çok yakışacaktır.
Yalnız boya ve cilayı uygulamak yani iki iş yapmak yerine yağlı boya olamaz mı? Buna takıldım şimdi:)
ayazkentli
21-05-2011, 14:18
Dün, boyacılarda fiyat ve ürün araştırması yaptım biraz.
Bir kaç boya satıcısı, kendinden vernikli yağlı boya kullanmamı önerdi. Kendinden vernikli yağlı boya fiyatı ile plastik boya + vernik fiyatı arasında fazla bir fark olmuyor.
Vernikli yağlı boyayı, sadece direkleri boyamak için kullanacağımdan, 1 kg yetiyor (1 kg'da, boyasız saksılar ve tenekeler ile bazı ufak tefek ahşapları boyamak için alacağım).
Bahçe duvarlarını, normal plastik boya yapacağım. Tabii, hem yağlı boya hem'de plastik boya yapmadan önce, mutlaka astar yapacağım. Her 2 tür boyanın, kendi özelliklerine uygun astarları var.
Havalı kompresörün kolaylığı'da, burada devreye giriyor. Aynı yerleri, önce astar yapmak, sonra boya yapmak çok yorucu oluyor ama havalı kopresör ile nerede ise, hiç yorulmadan defalarca astar-boya yapabilirsiniz. En fazla boyayı karıştırıp inceltiyorsunuz'ki, onu zaten her halükarda yapmak durumundasınız. Ayrıca, püskürtülen boya her noktayı boyadığından, güzel bir boyama işi ortaya çıkıyor.
Yalnız bu tür komresörler, açık alanda kullanmak için çok kolaylık ama ev içinde boya yapmaya pek müsait değil. Çünkü, çok zerrecik saçılıyor ve eşyalarınızı ne kadar örtsenizde, mutlaka bu zerreciklere maruz kalır. Ancak boş odalarda kullanılabilir. Tabii, mutlaka ağız-burun maskesi kullanmak şart.
ayazkentli
21-05-2011, 14:33
BAĞ'DAN GÖRÜNTÜLERE DEVAM...
Bu ağaçların fotoğrafları, Nisan ayına (2011) ait.
1). Erik.
2). Vişne.
3). Kaysı.
4). Armut.
ayazkentli
26-05-2011, 14:31
EV BAHÇESİ:
------------
Evde'ki çalışmalar tüm hızı ile sürüyor.
Salı gün, duvara sıva yapacak olan komşu mehmet amca geldi ve duvarların bazı bölümlerini sıvadık. O sıva yaparken, bende köy ocağını yapmaya başladım.
Ben daha 4 tuğlayı monte edemeden:dilli:, duvarı sıvayıveren amca yanıma gelip "beraber yapalım, zaten biraz sonra yağmur başlayacak. Açık bölümde sıva yapamayız, bari en azından bugün ocağı bitirelim" dedi. Yarım saate kalmadan'da yağmur başladı.:confused:
Hava bir yağmurlu oluyor, bir güneş açıyor. O anlarda'da, havanın bir bölümünde güneş olmasına rağmen gök gürlüyordu. Tabii, bizim işlerde yağmurun yağması ile doğru orantıda bir ilerliyor, bir duruyor!!!
ayazkentli
30-05-2011, 13:41
Bu fotoğraflarda ise, ocağın arka bölümünde'ki duvaraltı sıvası ve duvar önüne atılan beton yol var.
ayazkentli
01-06-2011, 17:28
BAĞ BAHÇESİ:
-------------
Dün akşam üzeri bağda'ki bahçemize gittik. Bir çok ağacımız 2-3 taneden, 8-10 taneye kadar meyve yapmaya başlamışlar. 2 hafta önce bordo bulamacı yapılan şeftali ağaçlarımız kendine gelmeye başlamışlar (kayınpeder bir kaç gün önce 2. uygulamayı'da yapmış).
Şeftalilerin durumu en azından, daha kötüye gitmiyor. Sağlıklarını, 20 gün öncesine göre çok daha iyi gördüm. Yine'de, tam anlamıyle kurtulup-kurtulmayacakları 1 ay sonra iyice belli olmuş olur.
Fotoğraflar:
-----------
1). Şeftali ağaçlarının ikisi.
2). Akşam güneşi'nin ışık tuttuğu şeftali.
3). Şeftalilerin ve bahçenin uzak plan görünümü.
4). Armut.
5). Kaysı.
ayazkentli
01-06-2011, 17:58
1. fotoğrafta, armut ağaçlarımızdan biri görünüyor. Tabii, konu mankenim ufaklık ile birlikte. Armut ağacı geçen yıl dikildiğinde, boyu konu mankeni ufaklığın boyu kadar'dı.
2. fotoğrafta ise, 3 yıl önce kayınpederime verdiğim ve buraya diktiği siyah incir ağacı görünüyor. Siyah inciri 4 yıl önce köklenmeye almıştım ve köklendikten 1 yıl sonra, yani 3 yıl önce buraya dikildi. Geçen yıl 5-6 tane meyve vermişti.
Ben, yaz aylarında dahi (haziran-temmuz-ağustos'ta) incir çeliklerini o yıl sürgün veren yeni dalların uç bölümlerinden 30 cm kadar alıp, 15 cm'ni gömmek sureti ile köklendirme yapabiliyorum. 10 tane çelik dikiyorsam, en az 4-5 tanesi kökleniyor. Çoğu kişi, yaz ayları zamanlarında alınan çelikler nasıl kökleniyor diye, şaşırıyor ve köklenmemesi lazım diyorlar ama çocukluğumdan beri bu şekilde yetiştirdiğim çok sayıda incir var. Nasıl olduğunu bende bilmiyorum.
Ayrıca, ilekleme denilen şeyi hiç yapmadığımız halde, bu köklenen incirler gayet güzel ve sağlıklı meyveler veriyor. Bazı incir türleri ilekleme istemiyor'muş. Belki bizim buralarda'ki incirler o türlerden'dir.
Çocukluğumdan beri çelikten ürettiğim ve cinsini bildiğim türler şöyle: Yediveren sarı incir, İzmir bardacık ve bu siyah incir (cinsini bilmiyorum).
Halil Önen
02-06-2011, 01:25
1. fotoğrafta, armut ağaçlarımızdan biri görünüyor. ...
...ve armut dibine düşmüş.:p
Halil Önen
02-06-2011, 01:40
...
2. fotoğrafta ise, 3 yıl önce kayınpederime verdiğim ve buraya diktiği siyah incir ağacı görünüyor. Siyah inciri 4 yıl önce köklenmeye almıştım ve köklendikten 1 yıl sonra, yani 3 yıl önce buraya dikildi. Geçen yıl 5-6 tane meyve vermişti.
...
Bence iki seçeneğiniz var.
Ya kökten iki dalı keseceksiniz. Tek ana gövdede yüksek ağaç yapacaksınız;
ya da üç dalı birbirinden ayıracak, üç ağaç gibi yetiştireceksiniz. Bodur gibi yerden, hasadı kolay...
Belki şunu düşünüyorsunuz;
kökden gelen üç dal zamanla birbirine kaynama yapacak tek gövde gibi olacak ve ara dalları zaman içinde seyrelteceksiniz (mi?).:)
( bildim mi?):)
ayazkentli
02-06-2011, 13:59
3. şık doğru Halil ağbi.
Bu inciri fidan haline getirdiğim yıl, biri ortada (ana gövde) ikisi yanlarda olmak üzere, üç'lü dal olarak fidan haline gelmişti. Başka bir tür ağaç olsa, dip budaması yapar ve tek ana gövde bırakırdım ama incir ağaçlarına, böyle çok dallı gövdeler çok yakışıyor. Bu tür birleşmiş gövdeli incirler doğa'da çok var.
Kayınpeder, büyüdükçe dalları birbirine bağladı ve dibini toprak doldurdu. Artık yan dallarda, ana gövde gibi yukarıya gitmeye ve kalınlaşmaya başladılar. Bir kaç yıl sonra birleşmeye başlarlar. Tabii, büyüdükçe ara dallarını budayıp keseceğiz.
ayazkentli
15-06-2011, 15:35
Sevgili halil ağbi,
bodurlaştırmak istediğim bir incir var. Evde'ki bahçeme 3 yıl önce diktiğim, fotoğrafta'ki bu bardacık incirinin çok fazla büyümesini istemiyorum. Bu nedenle geçen gün, lider dalını ve yanlara giden diğer dalların uçlarını kestim.
Doğru'mu yapıyorum bilmiyorum ama böyle uçlarını devamlı keserek, fazla büyümesine engel olmaya çalışacağım.
(Fotoğraflar geçen haftaya ait).
ayazkentli
15-06-2011, 15:56
Bu fotoğrafta'ki köklendirdiğim bardacık incirini ise, bu sezon köklendirdim.
Sevgili aliok arkadaşımıza göndermek için köklendirmiştim ama onda bu tür incir olduğu için, göndermeme gerek kalmadı. Evde'ki tadilat çalışmalarım nedeni ile bir köşede öylece duruyor'ken, meyve bile vermeye başladı. Geçen gün kayınpederim, bağda'ki bahçemize dikmek için el koydu.
Özellikle'de meyvesi çok hoşuna gitmiş. Daha bu ilk yılında meyve vermesine hayran kaldı. Geçen yıl ona bir tane daha böyle köklendirip vermiştim ama bağda'ki otları biçerken onu'da biçmişti. Üstüne üstlük, üzerine bir de otlar için zehir atınca, zavallı incir çifte darbe yemiş ve kurumuştu.
Diktikten sonra, gücünü azaltmaması için meyvesini kopartmasını söyledim ama böyle çok hoşuna gittiğini ve koparmaya kıyamayacağını söylüyor.
ayazkentli
15-06-2011, 16:08
Evde'ki tadilat ve boya işlerimin büyük bölümünü bitirdim. Boyanacak bir duvar ve direklerin 2. kat boyası kaldı.
Tadilat günlerimin arasına giren bir düğünümüz ve odalardan birinin tavan işi ve o oda'nın boyama işi girince, işler biraz uzadı.
Bu fotoğraf'ta, bahçe duvarlarından birinin, eski hali ve yeni hali var. Asma direkleri tam anlamı ile daha boyanmadı sayılır.
ayazkentli
15-06-2011, 16:56
Evde tadilat çalışmaları devam ederken, bitkilerde çok hızlı bir şekilde büyüyorlar.
Bu fotoğraf'ta, bordo varile ekili olan domatesin, 2 gün önce'ki durumu gözüküyor.
Üstte'ki 261 no.lu mesajın, 1. fotoğrafında ise, direğin yanında duran varilde'ki domatesin, 20 gün önce'ki hali var. İki fotoğrafı kıyaslayınca, arada'ki çok büyük fark hemen dikkati çekiyor.
ayazkentli
15-06-2011, 17:13
Burada ise, 10 gün önce'ki ve 1 hafta önce'ki karanfil'in tomurcuklu durumu ile dünkü çiçekli durumu var.
Geçen yıl çok fazla çiçek açmamıştı ama bu yıl sadece bir kök olan karanfil bitkisi, bu kadar çok karanfil çiçeği verdi.
ayazkentli
15-06-2011, 17:33
Cuma günü teknik servisi çağırarak, çanak antenin yerini değiştirdik. Ocağın arkasına monte edildi ve hemen ardından, ocağın dış duvarlarını bej renk ile boyadım.
Henüz, hurdacılardan ocağın üstüne davlumbaz bulamadım (bazı bulduklarımın boyutu büyük olduğundan, geniş geliyor). Eğer uygun ölçülerde bulamazsam, sobacılara yaptıracağım.
Bu arada, dinlenme molalarımda saksıları birer ikişer boyayıp, aradan çıkarmaya çalışıyorum. Örneğin, petunya'nın saksısını mavi renge boyadım. Bazı saksıları, beyaz yaptım. Elimde daha kullanmadığım, yeşil, sarı, kahve gibi değişik renkte boyalar var.
ayazkentli
15-06-2011, 17:56
Daha önce hurdacıdan bulduğum testiyi, kendi rengi olan kahverengi renk (kiremit rengi) boya yapacağım.
Geçen yıl yetiştirdiğim pembe petunya'nın tohumlarını sağa-sola serpiştirmiş'tim. 2 değişik yerde, son 1 hafta'da 2 petunya çıktı (Nerede ise haziran bitiyor, ancak çıkmaya başladılar).
Dün, bu petunyalardan birini yerinden çıkartıp, testiye diktim. Testi boyandıktan sonra, saksılığın en üstünde'ki yerini alacak. Diğer petunya filizini'de başka bir saksıya alıp, saksılığa yerleştireceğim. Saksılıkta beyaz ve pembe petunyalarım olacak.
ligustrum
15-06-2011, 21:48
Testi doğal haliyle daha güzel. Yıllanmış testi görünümde.
Belkide gerçekten yıllanmış testidir.
Boyayıpta yeniye çevirmesen. Boyanınca testi özelliğini kaybeder.
Eskiden tarlada çapa yaparken su içtiğimiz testiler boyasızdı sanırım. Testi dışarıya su damlacıkları soluyarak buharlaştırır, içindeki suyu soğutur.
Aynı olay, içindeki bitki içinde geçerli. Soğuyan testi daha iyi saksı olur.
Sağlıklı günler dilerim.
Halil Önen
15-06-2011, 22:23
Sevgili halil ağbi,
bodurlaştırmak istediğim bir incir var. Evde'ki bahçeme 3 yıl önce diktiğim, fotoğrafta'ki bu bardacık incirinin çok fazla büyümesini istemiyorum. Bu nedenle geçen gün, lider dalını ve yanlara giden diğer dalların uçlarını kestim.
Doğru'mu yapıyorum bilmiyorum ama böyle uçlarını devamlı keserek, fazla büyümesine engel olmaya çalışacağım.
(Fotoğraflar geçen haftaya ait).
Biliyorsun incir _kuru ve obur dalların kesilmesi dışında_ budanmaz.
Çünkü meyvesini uç sürgünlerde verir.
Liderleri keserseniz yanlara gelişecek ve hatta şemsiye gibi olacak. Bu şekli ile de güzel oluyor.
Yanlara giden dallar kesildikçe, kesilen yerlerden daha çok sürgün verecek ama hızlı büyümesi yavaşlayacak. Ve bu yıllık sürgünlerden meyve verecek.
Amaç tüketecek kadar incir ise _ki size yeterli kadar verir_ düşünceniz güzel.
Ev ve bahçe işlerin daha var ama baya toparladın. Kolay gelsin.
Bej direkler güzel olmuş Sayın ayazkentli.
Ve testi konusunda sayın ligustrum' a katılacağım. Bence de boyamasanız.
Doğal görünüşü yok olmamalı.
Kolay gelsin.
Sayın Ayazkentli; çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim. Ben de testi ile ilgili mesajınızı okuyunca doğal haliyle kalıp, sadece zımpara ile şöyle bir hafif temizlense diye düşünmüştüm. Aynı fikirlerde mesajlar gelmiş zaten.
Bir de kapınıza sineklik teli gerilmiş tahta çerveli kapı yapıyorlar ya ( genellikle direk bahçeye açılan kapılarda ve balkonlarda sinek v.s. girmesin diye kullanıyorlar ) onu tavsiye ederim. Kayınvalidemin evinin kapısı da bahçeye açılıyor. Bir çok kişinin yazlığında da var. Bence çok daha sade ve pratik olur.
Bir de kayınvalideme eski bahçelerin bir çok bitkilerini 18 kiloluk tenekelerde hatırladığımı anlatmıştım. Hemen uygulamış. Görüntü çok güzeldi. Bitkiler daha ortaya çıkmış, hem de beyaz temizlik hissi veriyor. Tenekelerde tavsiye ederim...
ayazkentli
17-06-2011, 17:11
Sevgili ligustrum, uzaylı ve aygün hanım,
testiyi boyamadan önce biraz daha zımparalayıp beyazlaşmış yerleri yok etmeye çalışayım (Kendi doğal eskimesine pek benzemiyor. Biraz yapay bir beyazlık var). Eğer beyazlıkları nispeten temizleyebilirsem, boyamayacağım. İnternet'te sanırım bu eski testilerin temizlenmesi ile ilgili bilgiler vardır. Araştırıp, usulüne göre temizlemeye çalışırım.
(Boyama yapmak durumunda kalırsam'da, verniğin içine bir kaç çay kaşığı kahverengi boya ilave edip, verniklemek şeklinde olacak). Bunu, işyeri komşum olan marangoz arkadaşlarımdan görmüştüm.
Bu renk eski eşyalara, eski oldukları ön plana çıksın diye -eskitme yapma- denilen bu yolu kullanıyorlardı. Ahşap eşyalarda ise, siyah renk atıp sünger ile üzerinin fazla boyasını alarak, çiziklerde ve oyuklarda siyah boya kalacak şekilde yapıyorlardı (tabii, kendi rengi siyah olmayan eşyalarda yapılıyordu).
4-5 yıl önce bu eskitme çok moda idi. Evinde'ki yeni ahşap eşyalarına bile eskitme yaptıran müşterileri olmuştu.
Aygün hanım, direkleri şimdilik öylesine, artan boya diplerini sulandırarak boyadım (beton alışsın diye) ama bu renkleri bile hoş duruyor. Esas 2 kat krem renge yarın boyayacağım. Arka fonda'ki duvarıda özellikle bordo renge boyadım ki, krem renk çok daha güzel duracak. İyi'ki bu rengi önermişsiniz. Gri kapının bile eli yüzü açılıverdi.
Sevgili uzaylı, tül perde şimdilik emaneten duruyor. Eski sinekliklerin yerine yenilerinin yapımı bitmek üzere. Duvar boyasını'da bitirince (bu gece ve yarın) sineklikleri takacağım. Yalnız ben kapıya bütün kapı tipi yaptırmıyorum. Sadece kapının penceresini kapatacak kadar yaptırıyorum.
Çünki benim yeğen (fotoğraflarda'ki bıcırık), her iki dedesinin kapı biçiminde'ki sinekliklerini, açıp-kaptırken parçaladı. Bende onlardan ders aldım ve önlem olarak, sadece kapı penceresine yaptırıyorum.
Özellikle teneke ve ince plastikten yapılan saksıların beyaz renge boyanması hem güzel oluyor, hem'de yaz sıcaklarında fazla ısınmayı önlüyor. Bir kaç tanesini beyaz renk yapmıştım.
1). Minyatür gül (teneke) ve Gazanya (şeffaf plastik idi).
2). Karanfil saksıları. (Yoğurt kabı, ince plastik).
Aayazkentli gezerken başım döndü bu nasıl bir iştir dedim her yerlere bir şeyler ekmiş iliştirmişsiniz.
onlarda yerlerinden gayet memnun gözüküyorlar.
başarılar dilerim..
Bahçeniz çok güzel insan nasıl hevesleniyor bir karış toprağa hasret kaldık ya hu :(
ayhan219
21-06-2011, 13:58
sevgili ayazkentli ankaradan ayazkente getirdin beni ne güzel resimlemişsin ne güzel ürünler alıyorsun kolay gelsin biz daha başındayız ileride bahçemizin bu hale gelmesi en büyük hayalim
ayazkentli
21-06-2011, 18:59
Sn. Bahar hanım, teşekkür ederim.
Bir çok bitki çeşidi, sebze ve çiçekler yerlerini (toprak yapısını) sevdi.
Sadece, taze soğan ve gül çeşitleri tam istediğim gibi gelişmiyor. Örneğin, sizin yetiştirdiğiniz güller çok güzel, sağlıklı ve gür (gelişmiş) görünüyorlar. Besin takviyesi işe yaramazsa, benim güllerin toprağını değiştireceğim. Birde öyle denemek istiyorum.
Sn. zezu,
benimki'de hevesle başladı sayılır. Her ne kadar geçmişte toprak ile uğraşmamızın çok faydası olduysa'da, sitede hiç toprak yüzü görmeyip heveslenen ve bir karış toprağı olmayıp'ta, balkon ve teraslarında harikalar yaratan üyelerimiz var. Zamanla onları tanıyacaksınız. Her şey ilk adımı atmaya bakıyor. Sonrası kendiliğinden geliyor zaten.
Sevgili ayhan kardeşim,
siz ilk adımı atmışsınız. Bahçenizin bir kaç yılda çabucak geliştiğini hep beraber göreceğiz. Ben ev bahçemde daha dün başladım ama 3 yıl gelip geçiverdi bile. Bağ'da ki bahçemizin ise, bir yılda ne kadar geliştiğini izlemişsindir.
Sizin iklim biraz karasal olduğundan, hayal kırıklığına uğramamak için Ankara'ya özgü ya'da Ankara ikliminde sorunsuz yaşayabilecek türleri tercih etmeye dikkat edin. Böylece şevkiniz hiç kırılmaz. Bir çok kişi, yöresine uygun olmayan bitkileri dikiyor, olmayınca'da hayalkırıklığına uğrayıp vazgeçiyorlar.
Sn ayazkentli güllerinizin toprağını değiştirmenizi öneririm.
Etrafını genişçe açarak birazda dibine inerek toprak değişimi yapabilirsiniz.
Yanmış çiflik gübresi ile toprağı karıştırırsanız dahada verimli güller elde edersiniz.
Başarılar
ayazkentli
30-06-2011, 15:47
Büyük ihtimal ile topraklaını değiştireceğim Bahar hanım.
Evin bulunduğu bölgenin toprak yapısı -KIR- denilen, kumlu ve çok geçirgen bir yapıda. Zaten bulunduğumuz bölgenin adına, ilçemizde'ki vatandaşlar tarafından (şehrin nerede ise merkezinde sayılır) -şeytan kırı- deniliyor. Bazı bitkilerim için daha önce yaptığım gibi, Bakırçay civarında'ki topraktan, güller için'de toprak getirmeyi düşünüyorum.
Tadilat işlerimi bitirdiğim için, artık bitkilerim ile rahat rahat ilgilenebileceğim.
Fotoğraflarda, son 1 haftadır açan ve rengi yavaş yavaş turuncu-sarı'dan, turuncu-pembe'ye doğru dönüşen gülün, 5 günlük değişimi var. Bu gül, yeri değiştikten sonra ilk kez açtı ve diğer güller gibi, sadece bir adet çiçek verdi.
(Gövdeler henüz gelişmediğinden olsa gerek, ancak birer tane yapacak güç buluyorlar sanırım).
1). Fotoğraf, 1 hafta önce.
2). Fotoğraf, bu sabah çekildi.
ayazkentli
30-06-2011, 16:16
Hem ev içi, hem'de bahçede yaptığımız tadilat ve boya işlerimiz bitti.
Bahçede akşamları keyif yapacağız yapmasına'da, Haziran ayı bitti ama geceleri dışarıda oturmak nerede ise imkansız. Ömrüm boyunca, Haziran gecelerinin böyle soğuk olduğunu ilk kez görüyorum.
Bu fotoğraflarda, evin giriş bölümünün tadilat öncesi ve sonrası görüntüleri var.
İlk 3 fotoğraf: Ev girişinin tadilat öncesi ve sonrasının aşamaları.
Son 2 fotoğraf: Aynı bölgenin devamı olan yan duvarlarının, öncesi ve sonrası görülüyor.
Kapı bölümünün ilk hali.
229947
Biraz tadilattan sonra'ki hali.
229948
En sonunda bitmiş hali.
229949
Yan tarafın ilk hali.
229950
Tadilat sonrası.
229951
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.