View Full Version : Ayazkentli / Bağ-Bahçe
ayazkentli
30-06-2011, 16:28
Burada'ki 1. fotoğrafta, beton asma direklerinin krem yağlı boya yapıldıktan sonra'ki durumları var. Yağlı boya ile çok güzel oldular. Artık kolay kolay boyaları dökülmeyecek. Su ile çok rahat yıkanıp temizlenebiliyor.
2. ve 3. fotoğraflar, hurdacıda bulup aldığım soba altlığının boyadan öncesi ve boyandıktan sonra'ki durumu görülüyor. Soba altlığına ilk önce iri dahlia yumrusu ekmiştim ama o çıkmadı. Şu anda 3 adet biber fidesi dikilmiş durumda.
4. 5. fotoğraflar, yine hurdacıdan bulduğum testi'nin ilk hali ile zımparalanmış hali var. Testinin desenleri ortaya çıktı. Bu testinin içine'de petunya fidesi dikildi.
ayazkentli
30-06-2011, 18:04
Burası'da, bahçemin kapıaltı bölümde bulunan ve tadilat işlerinde beni en çok uğraştıran duvar. Oyalamasının nedeni ise, göçmen evlerinde genellikle böyle çamurdan yapılan, ek süslemeler (ya'da sergen denilen, raf yapılması).
İlk önce eski tip tuğla ile duvarlar yapılmış ve üzerine beton sıva yapılmış ama ek olarak, alt bölümüne taş örülmüş, sonra'da üst bölümü çamur (bir tür kil) kullanılarak, bu süs ya'da raf yapılmış.
Bende ilk önce, alt tarafta bulunan taşlara beton ile sıva yaptım. Hem estetik görünmüyordu, hem'de araları boş olduğundan haşerelere yuva olmasını engellemiş oldum. Üst bölümleri ise toprak sıva olduğundan, en küçük nemde bile sararıp-dökülüyorlar ve çirkin bir görüntü oluyordu. Öncelikle, alçı ile bir çok yerine dolgu yaptım.
Sonra, toprak sıvaya kompresör ile 2 kat sentetik beyaz astar attım ve en son olarak'ta, yeşil plastik boya ile dikdörtgen bölümleri renklendirdim. Raf gibi olan yerlere ise desenli muşamba alıp, yeşil boyalı dikdörtgenlerin hemen üzerine gelecek şekilde kesip, yapıştıracağım.
ayazkentli
30-06-2011, 18:33
Bu fotoğraflarda'ki bölüm ise, hemen üstte'ki mesajda görülen kapıaltı bölümü duvarının, bahçeye doğru uzanan devamı. Aynı toprak süslemeler ve alt tarafına taş döşeme işini burada'da yapmışlar.
Öncelikle, duvarın önüne beton atarak yol yaptım ve ardından, alt tarafta'ki taşların üzerine beton sıva yaptım. Üst tarafta'ki toprak sıvaya yine alçı ile dolgular yapıp, sentetik astar uyguladım. Yine, dikdörtgen süslemeleri yeşil boya ile renklendirdim. Ayrıca çanak anteni'de bu duvarın yanına monte ettirdim. Ortalık biraz düzeldi.
1. ve 2. fotoğraflar: Duvarın tadilat öncesi karşıdan görüntüsü.
229991
229992
3. fotoğraf: Aynı duvarın tadilat sonrası görüntüsü.
229993
ayazkentli
30-06-2011, 19:04
Duvarların tadilat ve boya işleri bitince, saksıları boyamaya başladım. Domates ve biber fideleri diktiğim büyük saksılarımı, mavi ve beyaz renk ağırlıklı boyuyorum. Büyük varili boyadıktan sonra, 1 liracı'da (1 milyoncu) gördüğüm yapışkanlı süslemelerden alıp, yapıştırdım ve çok hoş durdu ama onları 10 dakika sonra yerde gördüm.:p
Ehh, 1 liralık çin malı süslemenin yapışkanı'da, bu kadar oluyor demek'ki.:confused: 10 dakika düşmeden durarak, fazla bile durdular sayılır.:p
Daha sonra boyalı saksıları, çanak anteni söktüğüm yere sıraladım. ŞİRİNLER gibi oldular.:o
Küçük saksılardan mavi renge boyadıklarımı'da, beyaz renkli saksılığa yerleştirdim. Mavi ile Beyaz renkler birbirlerine çok yakışıyorlar.
İlk soba çekti dikkatimi. Ben sevdim bu sobayı. Çok farklı ve nostaljik duruyor. Bayıldım;)
Ve tabii ki küp... Olması gerektiği gibi. Çok hoş olmuş.
Amma ve lakiiin; mavi güzel de acaba diyorum duvarın dikdötgen kısımlarındaki yeşile mi boyasaydınız:confused:
Yalnızca duvara uysun diye...Yoksa renk olarak, hele de beyazla birleşince çok güzel olmuş.
Tabi zevk sizin yine de;)
ayazkentli
02-07-2011, 17:58
Aygün hocam,
saksılığı, mavi renge boyadığım diğer büyük saksıların yanına yerleştireceğim için, üzerinde ki küçük saksıları mavi renge boyadım. Renk bütünlüğünü duvardan ziyade, diğer mavi saksılar ile yapmayı düşündüm.
Elimde daha kullanmadığım 1 kutu yeşil boya duruyor. Duvara asmayı düşündüğüm küçük ve orta boy saksılar var. Onları beyaz-yeşil ve bej-yeşil renklere boyayacağım.
ayazkentli
02-07-2011, 18:01
Evin bahçesinde yaptığım tadilat ve boya işlerimin son bölümünü yayımlayıp, bu işler için aldığım malzemelerin toplam kaç lira tuttuğunu yazayım. Belki, bahçeli evlerinde bu gibi işleri yapmak isteyen ama maliyeti çok olur diye düşünüp, vazgeçen ya’da erteleyip duran dostlarımıza bir fikir versin.
Aşağıda’ki 3 fotoğraf ile bahçe duvarlarımın dört bir tarafının, tadilat öncesi ve sonra’ki durumlarının yayınlanması tamamlanmış olacak.
Tüm bu işler için kullandığım malzemeler ve fiyatları şöyle:
2 kepçe elenmiş ince kum: 30 tl.
3 torba çimento: 21 tl.
2 torba 20 lt'lik sulu çimonto kaymağı: 5 tl.
4 kg alçı: 10 tl.
2 kg derz dolgusu: 5 tl.
5 kg yeşil plastik boya: 14 tl.
2 kg krem yağlı boya: 16 tl.
2 kg bordo plastik boya: 5 tl.
1 kg sentetik astar: 7 tl.
1 kg plastik astar: 5 tl.
1.5 kg yağlı boya (3 değişik renk, 500 gr.lık): 12 tl.
1 adet küçük rulo: 2 tl.
2 adet zımpara: 2 tl.
Toplam: 134 tl.
Görüldüğü üzere, çok fazla para harcamadan bahçenizde değişiklikler ya'da ilaveler yapabilirsiniz.
Ben bu işleri yaptırmak için, 2 değişik usta ile konuştum ve biri 400 tl, diğeri 450 tl para istedi (Malzemeler hariç). Bende kendim yapmaya karar verdim. Ustalar, 1 hafta’da işi bitireceklerdi. Ben 2 ay uğraştım ve her ne kadar usta işi gibi olmasa da, bahçe eskiye nazaran oldukça değişti.
Ayrıca iyi bir spor yapmış oldum ve daha önce hiç yapmadığım, beton atma ve sıva yapma işlerini bir nebze olsun öğrenmiş oldum.
Aynen öyle sevgili ayazkentli. Bilmese de denemeli insan. Kazancınız küçümsenecek türden değil. 134 nerede, 450 nerede.:rolleyes:
Biz de kağıt yapacağız duvarları. Kendimiz...Boya ile uğramak istemiyorum bu yıl.;)
ayazkentli
04-07-2011, 14:03
Ustaların istediği ücretler gerçekten dudak uçuklatan cinsten.
Geçen yıl bir arkadaşım, 130 metrekare olan dairesini boyatmak için, 4 değişik boya ustasına kaç paraya boyarsınız? diye sorduğunda, 500 tl ile 600 tl arası değişen fiyatlar istediklerini söylemişti (Zaten bir yerde, bir usta hangi fiyata iş yapıyorsa, diğerleride hemen hemen aynı fiyatı istiyorlar. Bu nedenle, aralarında pek fiyat farkı olmuyor).
Ustaya verilecek para ile daha ne çeşit malzemeler alınıp, bahçede ya'da evde neler neler yapılır değil'mi aygün hocam?
Size'de kolay gelsin.
Bu yıl ağaçlar net üyeleri olarak, büyük bölümümüz inşaat, tadilat ve boya gibi işlere verdik kendimizi.
ayazkentli
04-07-2011, 14:36
Geçen sezon yaprakları buruş buruş olan mayer limonumun yapraklarından alıp, ziraat mühendisine göstermiştim ve besin eksikliğinden kaynaklandığını, toprağını değiştirmemi ya'da besin takviyesi yapmamı söylemişti
Bu sezon öncesinde, toprak değişimi yaptım (bir kaç sayfa önce'ki, takviyeli-zengin toprak karışımı ile). Yalnız, toprak değişimi yaptığım o günlerde üst bölümünü budamamıştım. 20 gün öncesine kadar, üzerinde'ki yapraklarda pek bir değişim yoktu ve ben'de, 20 gün önce ana gövdenin ortasından üst bölüme doğru 50 cm'ni kesip budadım.
1 hafta kadar sonra üst taraftan bir sürgün vermeye başladı. Bu görülen sürgün şu anda bu durumda ve yaprakları çok canlı, neşesi gayet iyi. Alt ve orta bölümlerde'de yeni sürgün oluşumları var. Biraz daha gelişsinler, ortaya doğru olanlardan 1-2 tanesini bırakıp, diğerlerini kopartacağım.
ayazkentli
04-07-2011, 14:57
Dün bol bol vaktim olduğundan, şaşırtılmayı bekleyen çok sayıda'ki zinya, biber ve domates fidelerinin şaşırtmalarını yaptım. Tadilat işleri arasında ara ara bazılarını şaşırtmıştım ama çoğu kalmıştı. Domates fidelerimin bazılarını 2. kez şaşırttım (gelişimlerini beğenmediğim 4 adet vardı). Asma yapraklanınca, fazlası ile yarı gölgelik bir alanda kalmışlardı.
Bu nedenle gelişmeleri çok yavaş oldu. Üstüne üstlük, bir'de Haziran geceleri oldukça soğuk geçtiğinden olsa gerek, yarı gölgede kalanlar biraz daha zayıf kaldı (aynı yarı gölgelik alanda'ki, aynı cins domatesler geçen yıl çok daha gelişmişlerdi).
1. ve 2. fotoğraflar: Çeşitli saksılarda şaşırtılmayı bekleyen biber fidelerinden bazıları.
3). Fotoğraf: Şaşırtılan biberler, yeni yerlerinde.
4). Fotoğraf: Şaşırtılmayı bekleyen zinya fideleri.
5). Fotoğraf: Daha önceden şaşırtılmış olan ve çiçek veren zinyalar.
ayazkentli
04-07-2011, 15:25
Burada'da zinyaların farklı bir cinsi olduğunu düşündüğüm sarı renkli ve çiçeği oldukça iri olan bir çiçek var. Gövde ve yaprakları tamamen zinya bitkisi. Bunun tohumlarını (bir'de turuncu renklisi vardı), geçen yıl kayınvalidemin evinde'ki çiçeklerin tohumlarından almıştım.
(Kayınvalideme bu ne çiçeği diye sorduğumda -yaz çiçeği- demişti). Bunların gövdeleri normal zinya çiçeği gövdelerinden çok çok cüsseli ve çiçek sapları oldukça uzun oluyorlar. Büyük ihtimal bir zinya türü.
Bunların tohumlarını, bende'kiler ile karışık ekmiştim. İlk çıkan zinya fidelerinin bazılarını şaşırttığım zaman, 3 tanesini mandalin saksısına dikmiştim. Biri bu iri cins çıktı.
ayazkentli
04-07-2011, 15:40
Bunlarda iri çiçekli dahlia'lar. Birisi saksıda, diğeri yerde. Yerde olan dahlia, 6 adet yumruyu kopartmadan bütün olarak ektiğim dahlia (8 adet vardı).
Bu 6'lık yumrudan sadece bir gövge filizlendi. Diğer 5 yumruya ne oldu bilmiyorum. Sezon sonunda öğreniriz.
Saksıda'ki dahlia ise, 8 tane'lik yumrudan koparttığım, 2 yumrudan birisi. Diğer saksıya ektiğim yumru çıkmadı. Bu filizlendi ve her iki dahlia'da tomurcuklarını göstermeye başladılar. Yarın-öbür gün çiçeklerini açarlar.
ayazkentli
05-07-2011, 12:11
Çeşitli saksılara ve yere, çelik alarak diktiğim karanfillerin hepsi tuttu (15 adet çelik almıştım). 8 tanesini kayınvalideme vereceğim. Bizim ufaklık (yeğen) benden gördüğü yöntemi taklit ederek, kayınvalidemin evindeki açmak üzere olan çok sayıda'ki karanfili, çiçek dikme hevesi ile mahvetmişti. Kayınvalidem kendisine'de çoğaltmamı istediği için, bu kadar fazla çoğalttım.
Karanfiller çelik ile çok kolay çoğalıyor (muş). Bir kaç yıl öncesine kadar bende bilmiyordum, burada öğrendim.
Şebboylarda, aynı karanfil gibi çelikten çok kolay çoğalan çiçeklerden (bunu'da burada öğrendim. Füsun hanım ve gece, nasıl yapılacağını anlatmışlardı).
Saksılara diktiğim şebboy çelikleri şu anda tohum üretme durumundalar. Ayrıca, yerde olan büyük şebboy'u kökledim ve onunda tohum yapan dallarından bazılarını ayırdım (onu köklediğim yerde, şu anda çanak anten var).
Şebboylar tohum ile'de çoğalıyor ama çiçek için 2 yıl beklemek gerekiyor. Eğer çiçek için 2 yıl beklemek istemeyen arkadaşlarımız olursa, çelikten çoğaltmaları daha mantıklı. Çünkü, çelikler 1 yıl önce'ki gövdeden alınacağı için, otomatikman o sezon 2 yaşında olmuş olacaklar (yani çiçek vermeye hazır halde olacaklar).
Tabii, her yıl tohum ekerek 2 yıl sonradan itibaren, her daim çiçek açmaya hazır şebboylar'da elde edilebilir. İnanılmaz güzel kokan bir çiçek türü.
Elbette çok çok güzel kokan çeşitli çiçekler (zambak çeşitleri, sümbül, karanfil, gül, petunya gibi...) var ama bu şebboyun kokusu, bir başka.
1). Fotoğraf: Çelikten çoğalan saksıda'ki karanfiller.
2). Fotoğraf: Çelikten çoğalan saksıda'ki şebboylar.
3. 4. ve 5.) Fotoğraflar: Şebboy tohumları.
ayazkentli
05-07-2011, 12:30
Bu sabah 2. pembe petunya'da ilk çiçeğini açtı. Hemen bir adet kırmızı renkli zinya fidelerinden birini söküp, petunya saksına diktim.
Yarın öbür gün petunya dallanıp budaklandığında, kolları aşağıya doğru sarkacak ve kırmızı zinya saksının üst bölümde kalacak. Aşağıya doğru petunya, yukarıya doğru zinya kombinasyonu oluşacak.
Yine bu sabah, minyatür gül'ü, dikili olduğu saksıdan söktüm (başka toprağa ekeceğim). Minyatür gülün olduğu saksıya, 2 adet biber ve 1 adet pembe zinya diktim.
ayazkentli
05-07-2011, 12:51
Patlıcanlar ürüne dönmeye başladılar. Patlıcan bitkilerinin her birinin ilk çıkan 3'er çiçeklerini koparttım. Devamlı çiçekleri kontrol ederek, çift çiçek olanları'da kopartıyorum. Şimdiye kadar 3 değişik kök'te, birer adet çift çiçekli oluştu.
Patlıcan yetiştiren acemi arkadaşlarımız var ise, onlara bir hatırlatmada bulunalım. Bu çift çiçekleri hemen kopartın. Tabii, yine her hafta iyice inceleyerek, çıkan koltukları'da ayıklamayı ihmal etmeyin. Patlıcanlar böylelikle çok daha fazla gelişirler.
Biz Bergamalılar, özellikle bu alaca patlıcanları tercih ederiz (KIR PATLICAN).
Çünkü, yaz aylarında Bergama'da hemen hemen her evde mutlaka yapılan "çığırtma yemeği" bu alaca patlıcanlar ile çok daha lezzetli oluyor.
Merhaba Atilla'cığım evin bahçesinde çalışmalarının semersini görmeye başlamışsın, minyatür gülü ektiğin saksıya ne tür biber ektin eğer saksın küçükse minyatür gülünün gelişmesini engeller. Ben mümkün olduğunca minyatür gülleri tek olarak bırakıyorum, saksı büyükse kök sistemi az olan sarkıcı bitkileri ekliyorum.
Çığırtmadan bahsetmişsin uzun süre oralara gelemedim ama en kısa zamanda gelip yerinde ondan yiyeceğim:D Sevgilerimle kardeşim.
ayazkentli
05-07-2011, 13:48
Sevgili Fatoş ablacığım hoş geldin, safalar getirdin. Çok özlemiştik seni.
Umarım artık fazla ara vermez ve hep aramızda olursun. Gerek yaydıkları pozitif enerjileri, gerek'se yaşama ilginç bakış açıları ve düşünceleri olan bazı güzel dostlarımızın, ortadan uzun süre kaybolması çok boşluk yaratıyor bizlerde. Her birimizin ayrı ayrı, yoklularından dolayı boşluk hissettiği dostlarımız vardır.
Örneğin benim için; sizin, sevgili mürvet hocamız, sevgili gece, sevgili hassoman, sevgili kalambaklı, sevgili nariçi gibi.. dostlarımızın uzun süre yazmamaları, bende böyle bir his uyandırıyor.
Her ne kadar, bazı dostlarımızın neden aramızda olmadığını bilsek'te, bilmediğimiz diğer dostlarımızı haliyle merak ediyoruz.
Tabii'ki herkesin, kendi özel dünyası, özel bir yaşam mücadelesi var. Kimi iş ya'da yaşam tarzını değiştirdiğinden, kimi sağlık sorunlarından dolayı net'e giremiyor olabilirler.
Minyatür gül'ü bu saksıdan söktüm fatoş ablacığım. Onu daha büyük bir saksıya dikeceğim. Bu akşam üzeri bağ'a gitmeyi planlıyorum. Uzun süredir fırsat bulamadığımdan, bağ'a gidememiştim. Oradan toprak getirip, yeni bir saksı yapıp minyatür gülü o saksıya dikeceğim.
Atilla'cığım, sevgili dünürüm yatalak durumuna düşünce onu Çanakkale'den alıp bize getirdik onun tedavisiyle uğraştık, çok şükür eskisi kadar olmasada sağlığına kavuştu, hepimiz derin nefes aldık. Birde bizi bu sıkıntılı anlarda yanlız bırakmayan dost ve akrabalarımızın yoğun ilgisi ve ziyaretleriyle bu zamanın nasıl akıp gittiğinin farkına bile varmadım, aklım sizlerdeydi ama fırsatım olmadı, birde evde kullandığım laptopun başına da kaza gelince hiç giremedim.
ayazkentli
06-07-2011, 15:09
Geçmiş olsun fatoş ablacığım. Selamımı ve geçmiş olsun dileğimi iletirsiniz. Neyse'ki biraz olsun atlatmış.
günebakan
08-07-2011, 11:08
Soba harika, mavi bidonlar harika, küp harika hepsi birbirinden güzel. Elinize sağlık sn Ayazkentli gerçekten çok güzel görüntüler. Allahım şu günebakan kuluna da bahçeli bir ev nasip etttt:)))
ayazkentli
08-07-2011, 13:52
Tam'da cuma'nın saatinde, hem sizin için hem'de kendim için kocamaannn bir amin diyeyim sevgili günebakan.
Zira bu ev kendimin değil. Kiracıyım. Bu ev işyeri bölgemde 10 yıl boyunca komşu olduğum arkadaşlarıma ait. Hem 7 yıllık apartman yaşamını hiç beğenmediğimden, hem'de işyerime daha yakın (önce'ki apartmanda buraya 200 metre mesafedey'di) ve bahçeli bir ev istediğimden, onlara yalvar yakar bu evi tuttum. Bu evin ilk hali harabeden farksızdı. Ev'e hiç bakmamışlar ve masraf tutacağından, bakmaya'da niyetleri yoktu. (Onlarda böyle 3 adet daha, atıl vaziyette ev var).
Bende;
Parasını vereyim, eve ne gerekiyorsa yapalım ve kaç para tutarsa, kiradan düşeriz, dedim. Öylelikle kabul ettiler. Elektirik tesisatı, kapı ve pencere camları, mutfak dolapları ve 2 odaya tavan (marangoz oldukları için, kendileri yaptı), boya, banyoya fayans döşenmesi gibi işleri yaptırdık ve 3 yıl önce buraya taşındık. 2.700 tl tuttu ve 2 yıl boyunca kira almadılar (nasılsa, benim için değişen bir şey olmayacaktı. Ha kira, ha böyle).
Şimdi bana, evimizi adam ettin diye dua ediyorlar. Aslında bu evi istediğim fiyata bana satacaklar ama evin bahçesi, tapu işlemleri sırasında 3 metre daha diğer bahçeye doğru genişleyecek. Diğer taraf teyzelerine kaldı ve şimdilerde bu işi ayıklamaya çalışıyorlar. Olursa ben satın alacağım. Burası olmaz ise, bu civarlarda böyle evler çok, onlardan birini alacağım.
Eski tip tuğla ile inşa edildiği için, oldukça sağlam olan bu bahçeli göçmen evlerinden bir tanesini mutlaka almayı kafama koydum. Esas hayalimde'ki bahçeyi, o zaman yapacağım.
Umarım hem siz, hem'de isteyen tüm arkadaşlar, böyle bahçeli evlere sahip olursunuz.
ayazkentli
08-07-2011, 14:09
BAĞ BAHÇEMİZ:
Geçen salı günü akşam üzeri, 2 ay aradan sonra bağda'ki bahçemize gidebildim. Hem tadilat işleri hem'de araya giren kermes nedeni ile gidememiştim.
Tabii, her şey büyümüş ve ürüne dönmüş vaziyette. En sevindiğim olay ise, klok hastalığına yakalanan ve bordo bulamacı yapılan şeftalilerimizin kurtulmuş ve çok sağlıklı olmaları idi. Meyvelerini haliyle dökmüşler ama en azından ağaçlarımızı kurtardık.
ayazkentli
08-07-2011, 14:13
Mor erikler bu yıl ilk kez, az'da olsa meyve veriyorlar.
ayazkentli
08-07-2011, 14:16
Aynı şekilde, 2 elma ağacımız'da bu yıl ilk kez meyve veriyorlar. İnsan elmaları koparmaya kıyamayacak.
ayazkentli
08-07-2011, 14:27
Kaysılar bu yıl meyve sayısını, geçen yıla oranla arttırmaya başlamışlar. Her geçen yıl artarak devam edecekler ve bir kaç yıl sonra, tam birer yetişkin ağaç olacaklar.
Eski yıllarda dikilmiş olan yetişkin sarı erik ise, bu yıl çok daha fazla ürün verdi. 2 kg kadar toplayıp, çarşamba akşamı evde hoşaf yapıldı.
Üzerine, Bergama tulum peyniri rendelenmiş makarna ile erik hoşafı benim için dayanılmaz bir lezzet. Tabii'ki, dün akşam hemen uygulandı.:cool:
ayazkentli
08-07-2011, 14:51
Siyah incirin bir dalını keserek 2 dal olarak bıraktık. 3. dal oldukça cılız kalmış olduğundan, diğer 2 dalın besinine ortak olmasın diye kestik.
Yalnız kayınpederim bir hata yapmış. Dinamo bağladığı tulumbanın su gideri borusunun ucunu, bu siyah incirin dibine akacak şekilde yapmış. İncirin fazla su sevmediğini hatırlatınca, gider borusunun yönünü değiştirmeye karar verdi. Bu hafta içinde yapacaktı.
Tulumbanın önünde'ki mini havuzun ismine buralarda -su aharı- deniliyor. Eskiden blok taşlar oyularak yapılıyormuş. Şimdilerde artık bunlar pek kalmadı.
Dinamonun suyu, bahçeyi sulamak için yetiyor artıyor. Zaten 3-5 yıla kalmadan ağaçların arasına sebze ekmek mümkün olmaz. Ağaçların kökleri ve gölgeleri yetişmelerine pek izin vermez. Sebzeler için, boş ve güneş alan küçük bir bölüm ayırmıştık. Artık bir kaç yıl sonra sebzeleri oraya ekeriz.
Emre İlhan
08-07-2011, 16:20
;)Sevgili ayazkentli; ellerinize sağlık. Bahçeye adeta can katmışsınız. Umarım emeklerinizin karşılığını fazlasıyla alırsınız. Öncesi ve sonrası fotoğrafları herşeyi göz önüne seriyor.:)
serkanhoca
11-07-2011, 13:22
Çalışmalarınızda başarılar dilerim
ayazkentli
16-07-2011, 14:19
Teşekkür ederim emreciğim.
Bahçeye biraz makyaj yapmak iyi oldu. İleride seninde bahçeli bir evin olduğunda, severek böyle makyajlar yapacağını düşünüyorum. Henüz lise'yi yeni bitirdin. Önünde uzun bir yol var ve eminim'ki daha şimdiden bahçeli bir ev hayali vardır sende. Balkonun sana yetmediği belli oluyor.
Hayat seni nereye götürür, nerede yaşarsın bilmiyorum ama eğer Adana'da yaşayacaksan, kesinlikle bahçeli bir evde yaşamanı öneririm. Her ne kadar sıcağa alışkın olsan'da, bahçeli bir evde hem Güneyin sıcağı bir nebze daha katlanılır olur, hem'de bol bol sebze-çiçek ekip-yetiştireceğin bir alanın olur.
Zaten apartman türü yaşam, insanı sınırlayan ve sıkan, adeta esaret türü bir yaşam biçimi. Ben her iki yaşam türünüde denediğim için, bu ayrımı çok rahat yapabiliyorum (bir çok üyemiz gibi).
Serkan hocam, teşekkür ediyorum. Siz zaten şu günlerde burada'ki bahçe ile meşguldünüz. Yazıyı okuduğunuzda, herhalde dönmüşsünüz demektir. Umarım her şey plandığınız gibi yolunda gitmiştir. Kolay gelsin.
ayazkentli
16-07-2011, 15:00
BAĞ BAHÇESİ ile devam.
Burada vişne, kiraz ve armut ağaçları ile karpuz draması var.
Drama denilen şey şu;
4, 5 ya'da 6 sıra şeklinde karıklardan oluşan, 4'lü, 5'li ya'da 6'lı toplam karıklara verilen isimdir. Bu yöntem eskiden salma sulama yapılırken kullanılıyordu. Tarla ya'da bahçeyi böyle karık topluluğu ile dramalara bölüyorduk ve bu dramaların başından geçen ana su yolundan, dramaları açılıp-kapatarak sulama yapıyorduk. Dramalar makina ile yapılıyordu ama su yolu kürek ile yapmak durumunda kalıyorduk'ki, bu çok yorucu bir işti.
Eskiden tarlalar böyle sulanıyordu. Şimdilerde artık damlama sulama sayesinde, hem bu sulama işkencesi bitti, hem'de toprağın çok su ile çoraklaşmasının önüne geçilmiş oldu.
(Çok daha eski yıllarda, bu dramaları yapan makinalar yokken, insanlar kürekler ile tarlalara bu dramaları'da kendileri yapıyorlarmış. Ne zormuş o yıllarda çiftçilik yapmak).
Kayınpederim, karpuzları yayılıcı tür olduklarından, 2 karığı ekili 2 karığı ise boş bırakıp, 4'lü drama yapmış (biraz geniş alan bırakılmak zorunda).
ayazkentli
16-07-2011, 15:22
Evde bu yıl çelikten ürettiğim izmir bardacık inciri fidanını, o gün bağ'a götürdüm ve çiçeklerin arasında daha önceden ayrılmış olan yeni yerine diktik.
ayazkentli
16-07-2011, 15:50
O gün kayınpederimin bir arkadaşıda, ailecek bahçedeydi. Hep beraber akşam yemeğinden sonra, bahçede 23.30'a kadar oturup sohbet ettik.
Sohbet esnasında, böcekleri uzak tutmak ve rahatsız olmamak için, kulübe önünde'ki lambayı söndürüp, seyyar lambamızı tulumbanın yanında'ki şemsiyenin direğine bağladık. Tüm böcekler, haliyle ışığın olduğu yere toplandılar, bizi rahatsız etmediler.
Bir ara, direğe tırmanan 1 böcek dikkatimi çekti ve gidip fotoğrafını çektim. Bizim buralarda -Tıs Tıs Böceği- denilen, Haziran böceği. Diğer ismi ile Kadı lokması. Lambanın yanına gidince 2 adet olduklarını gördüm.
Kayınpederime;
Baba, bu terminatörleri yok etmek için bir şey yapmayı düşünüyormusun? diye sordum.
Kayınpederimin cevabı şöyle oldu;
Her şey bol, nasılsa fazlasıyla bizlere yetip artıyor. Gerisi kurda kuşa, böcek börtüye yem olsun. Gerisi onların nasibi.
Yani, bu kadar'da doğa dostuyuzdur hani:confused::rolleyes:
ligustrum
17-07-2011, 04:39
Teşekkürler paylaşım için Ayazkentli.
Sağlıklı günler dilerim.
ayazkentli
20-07-2011, 14:13
Teşekkür ederim sevgili ligustrum.
EV BAHÇESİ:
------------
Biraz'da ev bahçesinde'ki gelişmelerden devam edelim. Hem iri çiçekli dahlia'lar, hem'de küçük çiçekli dahlia'lar peşpeşe açmaya başladılar. Büyük çiçekli olanlardan sanırım önümüzde'ki yıl, değişik renkli olanlarını'da yetiştireceğim. Çok harika görünüyorlar.
Yalnız, iri çiçekli olan ve 2 farklı tür toprak yapısında ayrı ayrı yetişen dahlia'ların gövde boyu her ikisi'de 60-65 cm'ler.
(Hem geçirgen toprak olan bahçede ekili dahlia, hem'de zengin toprak karışımlı saksıda ekili olan)
Yani, şu an itibarı ile farklı toprak yapılarının, gelişmelerinde pek bir fark yaratmadığını söylemek mümkün.
ayazkentli
20-07-2011, 14:38
Burada'ki fotoğraflarda'da, iri çiçekli zinya ile küçük çiçekli zinyaların karşılaştırmaları var.
Zinya'lar kokusuz ama görsellik olarak çok harika çiçekler. Öbek halinde dikildiklerinde (fideleri) çok değişik renkleri ile güzel bir renk armonisi oluşturuyorlar.
ayazkentli
20-07-2011, 15:07
Dahlia'ların aksine, 2 farklı toprak yapısının zinya'lar üzerinde farklı etkiye sahip olduğu söylenebilir.
Saksıda bulunan zengin toprak karışımında'ki, iri çiçekli tür zinya'nın gövde yapısı çok güzel gelişirken, bahçe toprağına ekili olan iri çiçekli tür zinya'nın gövde yapısı çok daha cılız kaldı.
Farklı gelişim gösteren zinyalar,
-Aynı tür,
-Aynı gün dikildi.
-Aynı gün şaşırtıldı.
-Aynı gün uç alındı.
Buna rağmen, faklı geliştiler. Ayrıca, bahçe toprağına dikili olan iri çiçekli zinyaların çiçekleri,
-Saksıda'ki türdeşinin çiçeklerinden küçük.
-Küçük çiçekli tür olan zinyaların çiçeklerinden ise, büyük.
Bu fotoğrafta'ki saksıda dikili olanlar, iri çiçekli zinyalar. Mandalin saksısına 3 fide olarak dikmiştim. O kadar büyüdüler'ki, mandalin aralarında kayboldu.
ligustrum
20-07-2011, 20:01
Kompost fıçısındaki domatesi ön plana alalım artık ayazkentli. Kırılır sonra.
Sağlıklı günler dilerim.
bahtiyar02
20-07-2011, 20:07
Sevgili ayazkentli;
Bahçe gün geçtikçe dahada güzelleşiyor.Ellerinize emeğinize sağlık.
Saygılar
ayazkentli
21-07-2011, 16:36
Bu yıl domatesleri hiç sorma sevgili ligustrum.
Domateslerimin hem kompost varilinde'ki, hem'de bahçede ekili olanlar, son bir kaç gündür kendilerine ancak gelmeye başladılar.
Haziran ve üstüne bir de Temmuz ayının 17. gününe kadar, gündüz ve gece tüm yaz hiç durmadan, üstelik oldukça sert esen kuzey rüzgarlarından ve aynı rüzgarların geceleri fazlası ile (soğuğa yakın) serin bir havaya neden olması, domateslere pek iyi gelmedi sanırım.
İlk domatesleri ancak bu pazar sabahı kopartım. Buralarda domatesler 1 ay önceden olmaya başlamalı idi'ler. Ne kadar geç kaldığını buradan anlayabilirsin. Artık bunlardan ne olacaksa, Ağustos ayında olacak.
Yalnız, çeri domateslerim oldukça iyi olacak gibi duruyor. Tadilat işleri nedeni ile çeri cinslerini biraz geç şaşırtmıştım. Yeni yerlerine henüz adapte olup, meyveye durmaya başladılar. Beni her yıl, en çok mutlu eden domatesler, bu çeri cinsleri. Galiba bu yıl'da böyle olacak.
Eskiden bu tür minik domatesler tarla kenarlarında, yol kenarlarında, hendek üstlerinde kendiliğinden çıkar ve "deli domates" deyip, hiç yüzlerine bile bakmazdık. Şimdilerde ise özel olarak yetiştiriyoruz. Çeri'lerin kıymetini, eski domateslerin tadını kaybedince anladık. Minik'te olsalar, bunlarda hala eski domates tadı var.
Teşekkür ederim sevgili bahtiyar.
Ben seni Kıbrıs'a tatile gittiğini zannediyordum. Anlaşılan henüz yeni gideceksin. Sana iyi tatiller diliyorum.
ligustrum
21-07-2011, 20:03
Çeriler eskiden var mıydı?
ayazkentli
26-07-2011, 14:14
Evet vardı.
Gerçi günümüzde'ki gibi sırık cinsleri varmıydı bilmiyorum, hiç görmedim. Oturak cinsi dediğimiz türden, doğa'da kendiliğinden çıkıyorlardı. Daha çok'ta, boş arazilerde, yol kenarları ve tarlaların sınırlarında yetişiyorlardı.
Büyük ihtimal, tarlalardan evlere taşınırken düşen domateslerden ya'da domatesleri yiyen her hangi bir hayvanın, tohumları başka yerlere taşıması ile yetişiyor ve bakım yapılmadığı için'de, küçük meyve veren domatesler olarak kalıyorlardı. Bunu tam olarak bilemiyorum.
Ama bildiğim bir şey var, o yıllarda büyüklerimiz bu domateslere "bunlar çeri domatesler, domatesin delice olanı" diyorlar'dı. Yani halk arasında, çeri ya'da delice domates olarak biliniyordu.
Kiraz büyüklüğünden, papaz eriği büyüklüğüne kadar oluyorlardı. Hatta, turuncu renklilerini bile hatırlıyorum.
Emre İlhan
26-07-2011, 18:03
Teşekkür ederim emreciğim.
Bahçeye biraz makyaj yapmak iyi oldu. İleride seninde bahçeli bir evin olduğunda, severek böyle makyajlar yapacağını düşünüyorum. Henüz lise'yi yeni bitirdin. Önünde uzun bir yol var ve eminim'ki daha şimdiden bahçeli bir ev hayali vardır sende. Balkonun sana yetmediği belli oluyor.
Hayat seni nereye götürür, nerede yaşarsın bilmiyorum ama eğer Adana'da yaşayacaksan, kesinlikle bahçeli bir evde yaşamanı öneririm. Her ne kadar sıcağa alışkın olsan'da, bahçeli bir evde hem Güneyin sıcağı bir nebze daha katlanılır olur, hem'de bol bol sebze-çiçek ekip-yetiştireceğin bir alanın olur.
Zaten apartman türü yaşam, insanı sınırlayan ve sıkan, adeta esaret türü bir yaşam biçimi. Ben her iki yaşam türünüde denediğim için, bu ayrımı çok rahat yapabiliyorum (bir çok üyemiz gibi).
;)Güzel yorumların için çok teşekkür ederim Atilla abicim. Tam da tahmin ettiğin gibi. Bahçeli ev hayali hep içimde. Apartmanlardan nefret ediyorum, insanın nefesini kesiyor adeta. Adana'da bahçeli bir evim olsa neler yaparım bir bilsen. :)
ayazkentli
10-08-2011, 15:18
BAĞ BAHÇESİ:
Bu pazar (07-Ağustos) akşam üzeri bağ bahçemizde idik. Akşam yemeği hazırlanırken, biraz etrafı dolaşıp yeni fotoğraflar çektim.
Burada'ki fotoğraflarda görülen yer, Bakırçay nehrinin yanı. Aramızda sadece akrabamızın bahçesi var. Bu toprak yol, nehrin her iki yanında olan eski toprak yol. Ağaçlar ise, Bakırçay nehrini nerede ise tamamen kapatan söğütler.
239527
Tüm yaz mevsimi öylesine rüzgarlı geçti'ki, bu fotoğrafta görüldüğü üzere, özellikle genç söğütlerin dallarında bu rüzgarın kuvvetini görmek mümkün.
239528
Bu ağaç ise, belki'de bu nehrin kenarlarında yetişmiş olan en büyük söğüt ağaçlarından biri. Ağacın büyüklüğünü oranlamak için, yolun diğer yanında ekili olan mısırlara bakmak yeterli.
Mısırların en kısa boylusu en az 1.90 ile 2 metre, uzunları ise 2.5-3 metre civarında. Buradan yola çıkılarak oranlama yapılabilir.
Söğütler çok güzel ağaçlar ama ne yazık'ki, sedir ve çınar türü ağaçlar gibi, çok uzun yıllar yaşamıyorlar.
239529
Dev söğüt ağacının fotoğrafını çektikten hemen 5 dakika kadar sonra, hava aniden kararmaya başladı. Bu fotoğrafı'da o esnada çektim.
Bir köşede söğüt ağacının dalları ile diğer köşede, uzaklarda'ki başka bir ağacın arkasından batmakta olan güneş, güzel bir manzara sunuyordu. Tam o anda bir bardak çay olaydı, çok iyi gidecekti ama çay faslı geceye kaldı. Tabii, bu manzaraya eşlik eden kurbağa ve ağaçlarda'ki yuvalarına, gece çökmeden önce yerleşme telaşında olan binlerce kuşun seslerinin verdiği efektlerde, ayrı bir güzellikti.
239530
Bu fotoğrafta ise, yine bir Ay görüntüsü var. Bu kez, uydumuza ağaçlarda eşlik ediyor.
ayazkentli
10-08-2011, 15:30
Yemekten sonra, yılın bu zamanlarında bir çoğumuzun yaptığı gibi, mısır (darı) közledik.
Bu fotoğraflarda ilginç olan nokta şurası. Her 2 fotoğrafı'da yerimi hiç değiştirmeden arka arkaya, birini flaşlı diğerini ise flaşsız olarak çektim.
Flaşlı çekimde köz'ler hiç görülmüyor.
239532
Flaşsız çekimde ise, köz'lerin sıcak rengi ortaya çıkıyor.
239533
ayazkentli
10-08-2011, 15:56
Geçenlerde diktiğimiz bardacık fidanının üzerinde yine bir adet meyve oluşmuş. Bu çok ısrarcı bir fidan çıktı. İlla'ki meyve verecek. Buraya dikmeden önce'de 1 adet meyvesi vardı ve dikince meyvesini kopatmıştık. Yaklaşık 2-3 hafta'da, yine bir meyve yapmış.
(Umarım üreme telaşı değildir). Çünkü, bu durum (yani üreme telaşı) bir şeylerin yolunda gitmediğinin göstergesi anlamına gelir.
ayazkentli
15-08-2011, 13:58
BAĞ BAHÇESİ:
Bağda'ki ceviz ağacının gövde ve dal yapısı.
240639
Hemen yan tarafta'ki teyzemizin bahçesi ile aramızda'ki sınırda yer alan, siyah incirin gövde yapısı. Akrabalar, incir ağacının hem meyvesinden, hem gölgesinden, hem'de raf amaçlı yararlanıyorlar. Gövdeye monte edilen ve raf gözü niyeti olarak kullandıkları kasaları, gevşek olarak tel ile bağlamışlar
240640
Bizde, ceviz ağacına salıncak ve hamak kurarak, ufaklığın oyun ve uyku ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Görüldüğü üzere, ağaçlar biz insanlara (ve, tabi'ki tüm doğa'ya ve canlılara) her türlü şekilde yardım ediyorlar.
240641
Tohum için bırakılan kabak.
240642
Burada'da, biz Egelilerin tuzlama börülce yemeği dediğimiz yemek var. Bahçeden toplanan börülceler ile haşlama, süzme, yağlama (zeytinyağı), sarımsaklama, tuzlama ve ekşi ekleme sırası ile yapılan, olağanüstü lezzeti olan bir yemek.
Her ne kadar, başka yörelerde adına -börülce salatası- dense'de, bu biz Egeliler için bir yemek çeşiti'dir. Biz onu salata olarak değil, yemek olarak görürüz.
240643
Orhan Özbilgiç
15-08-2011, 14:21
Sevgili ayazkentli;
Sen çok yaşa e mi?
Börülceyi aklıma getirdiğin için. Sıraladığın tüm yemeklerini bizde yapıyoruz. İstanbul' da pazarlarda zaman zaman (taze bulursak tabii!) alıyoruz. çok ta seviyoruz.
Niye ''çok yaşa'' dedim? Kuru börülceyi bulmak kolay. Gelecek yıl İstanbul'dan alıp, baharda fasulyelerle birlikte birazda börülce ekmeyi aklıma düşürdüğün için.:p
Ceviz ağacı enteresan dallanmış. O da Bıcırığa yaramış baksana. Tam salıncaklık.
Manzara fotoğrafları çok güzel. Eline sağlık. Selam ve sevgiler.
ayazkentli
15-08-2011, 14:43
Bu sabah 11.00 civarında, evimin biraz ötesinde anayol'da yetişen kargılardan, yeterli uzunluğa ve kalınlığa ulaşan 7-8 adet kargı kestim. Bu kargıları kurutup, çeşitli amaçlar için (sırık, iskele ve ufaklığa telli araba yapmak gibi) kullanacağım.
Ayrıca,
geçenlerde Bakırçay nehrinin etrafını incelerken, daha önce'ki yıllarda nehir kenarında yetişmiş ve sonra ıslah çalışmaları nedeni ile sökülmüş olan kargıların yerine, tekrar o bölgede yaşasınlar diye, kök rizomlarından söküp aldım.
(Tabii, ıslah çalışmaları kargıları sökmek için değil, nehrin iç kenarlarını düzenleyip, su'yun rahat akması ve taşkınlara neden olmaması için yapılmıştı. Arada, kargılar'da yok olmuş. Kayınpederim söyledi).
Kökleri Bakırçay'ın kenarında, boşluk olan bir kaç değişik yere dikeceğim. (Belki Bakırçayın başka yerlerinde vardır ama bizim bölgeye yakın yerlerde hiç kalmamış).
Not: Teşekkür ederim orhan hocam. Seneye bol bol taze börülceyi dalından toplama keyfi yapmanıza vesile olacağım için sevindim.
Eşim, bu aralar 4-5 tane küçük poşete, börülce haşlayıp derin dondurucuya koydu. Patlıcan (çığırtma yemeği) ve menemen için (domates ve biberleri pişirip) derin donrucuda saklıyoruz ve kış aylarında orjinal yaz yemeği yiyoruz ama börülceyi ilk kez bu şekilde deniyoruz. Gerçi ben, börülcenin dondurucuda olacağını pek sanmıyorum (sulanıp-bozulur gibime geliyor) ama eşim, yine'de bir kaç poşet yaptı. Eğer olursa, seneye devam ederiz.
Orhan Özbilgiç
15-08-2011, 19:17
Sevgili ayazkentli;
Kargı, eskİden yapı malzemelerinin çeşidinin azlığı, pahalı oluşu ve ancak belli merkezlerde bulunabilmesi nedeniyle daha popülerdi. Malum birde sepet örmede kullanılırdı.
O yıllarda Büyük Menderes ovasında en kaliteli kargı, Aydın' nın Germencik İlçesi' de denirdi. Hatta eksiğiyle, yöresel ağızla şöyle denirdi.
''Gagı vaa, gagıcık vaa. Gemenciğin gagısının üstüne gagı mı vaa?'' Dilerim sizin kargılarda Germencik kargisi gibi kalitelidir.:D
Sağlık ve sevgiyle...
mavikartal5
15-08-2011, 21:31
oh, oh, bu bahçede de aç kalmam hiç. elimdeki ekmek ve tuz sayesinde domateslerden de yedim, kabaklardan da, bir de bir sürü meyve var burada. hiçbir insan aç kalmaz benim gibi.
elinize ve bahçenize sağlık sayın ayazkentli,
saygılar
Yerim ben o bıcırığı. Paniklemiş babası, hazırlıksız çekmişin. Terliğin birini giymeye vakit bulamamış:) Maşallah ne tatlı.
Bahçenin iyi durumda olması ne güzel. Emekleriniz ileride daha bir yansıyacak bahçeye.
Kolaylıklar diliyorum.
Bir ara, direğe tırmanan 1 böcek dikkatimi çekti ve gidip fotoğrafını çektim. Bizim buralarda -Tıs Tıs Böceği- denilen, Haziran böceği. Diğer ismi ile Kadı lokması. Lambanın yanına gidince 2 adet olduklarını gördüm,
Her şey bol, nasılsa fazlasıyla bizlere yetip artıyor. Gerisi kurda kuşa, böcek börtüye yem olsun. Gerisi onların nasibi.
Yani, bu kadar'da doğa dostuyuzdur hani:confused::rolleyes:[/QUOTE]
Merhaba
Bahçenizi gezerken rastladığım yazdıklarınız hakkında .
Ben bu böceğin ilerde size çok zarar vereceğini düşündüm.Sanırım larvalarını ağaçların köklerine bırakıyor.Ağaç köküyle besleniyorlar.Erken tedbir almazsanız , bahçeye yayıldıkları zaman çok zarar veriyorlar.
Kadı lokması ,Selçuk civarında bahçelere çok zarar verdi.Çoğaldıklarında mücadele etmek zorlaşıyor
İyi günler, selamlar.
ayazkentli
16-08-2011, 17:52
Hülya hanım, hoş geldiniz.
Kadı lokması (Haziran böceği) konusunda çok haklısınız. Bitkiler için büyük tehdit.
Yalnız, bizim bahçenin bulunduğu yerde, gerek önce'ki yıllarda olsun, gerekse günümüzde olsun, ne bizim bahçeye ne'de bu bölgede'ki diğer bahçelerde şimdilik bir zarar vermediler. Çünkü, nüfusları zarar oluşturacak kadar çoğalmadılar.
Sanırım, zarar vermemelerini kuşlara borçlu olabiliriz. Hemen yakınımızda'ki Bakırçay nehrinin her iki tarafında'ki ağaçlarda yaşayan kuş nüfusunun sayısının çok yüksek olması sayesinde, kadı lokmalarının zarar verecek sayıya ulaşmaları önleniyor olabilir.
Kadı lokmalarının en büyük doğal düşmanı kuşlar'dır.
Her ne kadar, her yıl bahçede böyle 3-5 kadı lokması görsekte, bu bölgede'ki bahçelere şimdilik pek zararları olmuyor. Eğer kuşlar sayesinde bitkilerimiz korunuyor ise, günün birinde kuşlara ya'da kuşların yaşadığı nehirde'ki ağaçlara bir şey olursa, o zaman bizi zor bir mücadele bekler demektir. Bu nedenle, dediğiniz gibi tedbirli olmak gerekiyor.
ayazkentli
16-08-2011, 18:35
Orhan hocam,
plastik sepetler icad edildiğinden bu yana, kargıların işlevi çok azaldı. Burada'ki kargılar Germencik'te ki kadar sağlam'mı bilmiyorum ama Menemen'de hala süs sepetleri yapılıyor. O sepetler, süs sepetleri olduğu için küçük oluyor. Yani, eskisi gibi kargılara çok ihtiyaç olmuyor. (Sepet yapımında -Ayıt- denilen bir bitkinin, ince dallarından'da yararlanılıyor).
Eskiden sepetlerimiz bile doğal'dı. Şimdi, içimiz dışımız plastik oldu.
ligustrum
11-09-2011, 07:21
Sn. farezya, hoş geldiniz.
Kadı lokması (Haziran böceği) konusunda çok haklısınız. Bitkiler için büyük tehdit.
Yalnız, bizim bahçenin bulunduğu yerde, gerek önce'ki yıllarda olsun, gerekse günümüzde olsun, ne bizim bahçeye ne'de bu bölgede'ki diğer bahçelerde şimdilik bir zarar vermediler. Çünkü, nüfusları zarar oluşturacak kadar çoğalmadılar.
Sanırım, zarar vermemelerini kuşlara borçlu olabiliriz. Hemen yakınımızda'ki Bakırçay nehrinin her iki tarafında'ki ağaçlarda yaşayan kuş nüfusunun sayısının çok yüksek olması sayesinde, kadı lokmalarının zarar verecek sayıya ulaşmaları önleniyor olabilir.
Kadı lokmalarının en büyük doğal düşmanı kuşlar'dır.
Her ne kadar, her yıl bahçede böyle 3-5 kadı lokması görsekte, bu bölgede'ki bahçelere şimdilik pek zararları olmuyor. Eğer kuşlar sayesinde bitkilerimiz korunuyor ise, günün birinde kuşlara ya'da kuşların yaşadığı nehirde'ki ağaçlara bir şey olursa, o zaman bizi zor bir mücadele bekler demektir. Bu nedenle, dediğiniz gibi tedbirli olmak gerekiyor.
Tedbir kuşları korumakla olacak. Bu sebeple avcılara çok kızıyorum.
Halil Önen
11-09-2011, 14:04
Tedbir kuşları korumakla olacak. Bu sebeple avcılara çok kızıyorum.
Biraz kızıyorum deseydiniz üstüme alınmıyacaktım.;)
Kadı lokması yiyen kuşlar_ karga, saksağan, martı v.b _etçi kuşlardır. Etleri için
_ki güzel değildir_ avcılar tarafından avlanmazlar.
245127
Bu _ evcilleştirilmiş_ kuşlar da kadı lokmasını yer, ama insanın avcı olaması gerekmez.:p
Saygılar
ayazkentli
14-09-2011, 17:20
Bakırçay'ın hemen öbür tarafında bulunan bayırlarda'ki çam ağaçları büyüyor (fotoğrafta arka planda görülen tepeler).
Esas kadı lokması nüfusu çam ormanı oluşursa artabilir. Kadı lokmalarının, ormanların yakın olduğu bahçe ve tarlalarda daha çok görüldüğü söyleniyor büyükler tarafından. O zaman bizde, Halil ağbinin evcil kuşlarından besleriz.
Kümes yaparız ama kümes tavuklar için değil sebzeler için olur:confused:. Çünkü, tavukları kümese koyarsak, böcek avlayamazlar. Serbest dolaşırlar ise, bu kez ortada böcekler ile sebze'de bırakmazlar (onlarda et yemeğinin yanında salata yemeği seviyorlardır her halde):o
O nedenle en uygun yol, sebzeler için kümes yapmak ve tavukların serbest dolaşımına izin vermek şeklinde olur.
(Benim yöntem biraz, hani öğretmenler okulda sorardı ya; Bir sandal ile 1 kurt, 1 demet ot ve 1 kuzu'yu karşı kıyıya birbirlerini yemeden nasıl geçirirsiniz? diye):mad: aynı ona benzedi.
akifbingöl
23-11-2011, 16:24
İyi akşamlar 'ayazkentli'. Bahçe sayfanı tesadüfen buldum. İzleyip okumak 1 saatimi aldı. Anlatım biçimin çok güzel. Bana çok sürükleyici ve yaratıcı geldi. Sanki, yaşama bakışın bu yazıların içine sızmış. En son 14.09.2011 de yazmışsın. Ve bugün 23.11.2011. Bir hayli uzun bir zaman geçmiş bence....
Bahçedeki kulübe ve kullandığınız masa, sandalye vb. dikkatimi çekti. Hırsızlık olayları olmuyor mu oralarda...? Selamlar.....
ayazkentli
18-01-2012, 12:27
Merhaba Akif bey. Hoş geldiniz, teşekkür ederim.
Haklısınız, yaz(a)mayalı uzun zaman oldu. Bu yıl Temmuz ayı ortalarında, ilk önce kayınvalidem safra kesesinden kaynaklanan ve 20 gün kadar süren sağlık sorunu yaşadı. Haliyle, hastahane ve ev arası mekik dokuduk.
Kayınvalidem iyileşmeye başladı ve tam atlattık derken, bu kez kayınpederim ramazan ayının ilk haftasında bağda ki bu bahçede, hala ne olduğunu tam bilemediğimiz bir rahatsızlık yaşadı ve yaklaşık 20 gün kadar da o hastahanede kaldı. Ramazan bayramına 2 gün kala, iyileşip taburcu oldu.
Ramazan bayram geçti ve hemen ardından, bu kez köyde’ki annaannem rahatsızlandı. Yaklaşık 1 ay kadar da onun hastalığı ile ilgilenmek durumunda kaldık. Ne yazık’ki onu kaybettik.
Annaannemin vefatından 1 ay sonra ise, hiç beklenmediğimiz bir anda, aniden babamı kaybettim (kalp krizi). Babam, şeker hastalığı dışında oldukça sağlık idi. Ağbim doktor olduğundan, sık sık onu yanına çağırır kontrol olmaya zorlardı ve hemen hemen her yıl sıkı bir kontrolden geçerdi. Sigara-içki kullanmayan (bırakalı 20 yıl oldu), devamlı yürüyen kıpır kıpır bir insandı. Açıkçası en az 80’li yaşlarını görür diye düşünüyorduk.
Çünkü, babası da (büyükbabam) şeker hastası olmasına ve babam ile kıyaslandığında, nerede ise hareketsiz sayılacak bir yaşam tarzına rağmen, 81 yaşına kadar yaşamıştı. Dedem çok sıkı perhiz yapardı. Uzun yaşamasını buna bağlıyor ve babamın da o yaşlara kadar yaşayabileceği tahmin ediyorduk ama dedemin aksine, babamın yapamadığı tek şey “perhiz” idi. Meşrubat, tatlı, bal… gibi şekerli yiyecekleri hiç umursamadan yerdi. Atın ölümü arpadan olsun der, başka bir şey demezdi. Büyük ihtimal öyle de oldu.
Bütün bu olayların hepsini, tam anlamı ile hiç ara vermeden 4 ay içinde yaşadım. Babamın vefatından bu yana, yani son 2 aydır hem annem ile hem de resmi işlemler ile ilgilenmek durumda olduğumuz için oldukça yoğunduk. Özellikle de annemizi (1 ay içinde hem annesini hem de eşini kaybettiğinden dolayı) destek olmak için yalnız bırakmamaya çalıştık. Artık onlarsız yeni yaşamına adapte olmaya başladı.
Bu nedenlerden dolayı yazamayalı uzun zaman oldu. Artık bir çok şeyi rayına oturttuğumuz için, internete girebilecek zamanım olacak.
Bahçede hırsızlık olayı şimdiye kadar olmadı. Civarda’ki bahçelerde yaz-kış gece-gündüz kalan çiftçi aileler olduğundan (bahçevanlar), buralarda pek hırsızlık olmuyor.
omer.tuncer
18-01-2012, 12:51
Başın sağolsun epeydir yazmıyordun merak ediyorduk.
omer.tuncer
18-01-2012, 12:58
Bahçedeki kulübe ve kullandığınız masa, sandalye vb. dikkatimi çekti. Hırsızlık olayları olmuyor mu oralarda...? Selamlar.....
ayazkentliye yazmışsınız ama bende cevaplıyayım masa sandalye gibi şeyler çalınmıyor ama kapı kırılıp su motoru seyyar jenarotör gibi şeyleri affetmiyorlar. keşke ihtiyaçtan alsalar. hurdacılardaç ikinci el eşya satan yerlerde karşınıza çıkabiliyor.
Yücel Canpolat
18-01-2012, 13:12
Sayın ayazkentli başınız sağ olsun Allah sabırlar versin,ne mutlu Siz'e ki yardımcı olabilmişsiniz.
akifbingöl
18-01-2012, 13:29
Merhaba 'ayazkentli' ,, kısa sürede ne kadar çok önemli durumlar yaşamışsın...başın sağolsun. Geçmiş olsun. Gerçekten mazeretlerin büyük olmuş.
Ben nerdeyse umudu kesmiştim, sayfana devam etmeyeceksin diye..Yeniden hoşgeldin..
Dikkat ederseniz diğer izleyicileriniz de merak etmiş.
Sayfanın devamını bekliyoruz. Selamlar,,
NOT: Sizin sayfanızdan ''omer.tuncer'' hocama selamlarımı iletiyorum. Cevabı için teşekkürler...
Safranlı
18-01-2012, 15:51
Allah sabırlar versın
İnşallah hepsi geride kalmış olur da siz sağlık içinde yeniden güzel yazılarınızı yazmaya başlarsınız. Hoş geldiniz.
ayazkentli
20-01-2012, 14:54
Teşekkür ederim ömer bey. Sizlerin ömrü uzun olsun.
Ekim ayında, işyerine uğrayabildiğim günlerden bir gün, Sindel ve Harmanlar köyünden birkaç müşteri ile karşılaşınca sizi, Serkan öğretmeni ve Kaan bey'i sordum. Sizlerin bahçe komşularınız imişler. Sizin ve Serkan öğretmenin oldukça faal olduğunuzu söylediler. Kaan bey'in ise su aradığını söylemişlerdi. Umarım bulmuştur.
Sağolun akif bey.
Civarda'ki bahçelerde pek kimse yoksa, ömer bey'in bahsettiği şeyleri çalıyorlar (hatta, yetişen ürünleri bile çaldıkları oluyor). Bizim bahçenin olduğu yerin hemen yanında'ki bahçe, kayınpederimin kayınçosuna ait ve yaz-kış orada kalıyorlar. Geceleri köpekleri saldıklarından ve dış lambaları devamlı yandığından olsa gerek, hırsızlık için caydırıcı oluyor sanırım.
(Aslına bakarsanız, hırsızlar kafaya koydu'mu, polis karakolunun üstünde ki evi bile soyuyorlar gerçi ama bizde hırsızlık olmadı henüz).
Teşekkür ederim sevgili Canpolat ve sn. Safranlı. Sizlerin ve sevdiklerinizin ömrü uzun olsun.
Hepimiz bu olayları "zaman içinde" dönem dönem yaşıyoruz. (Bende olduğu gibi bazen de, üst üste geliyor. Galiba bu durumda olan birkaç üyemiz daha var).
Ömrümüz olduğu sürece, bu tür olaylar ile karşılaşacağız ve en sonunda da, kendimiz geride kalacak olanlara yaşatacağız.
Sitemizin sevgili Güler ablası, teşekkür ederim. Hoşbulduk.
Bende hepsinin geride kalmış olmasını diliyorum. Yazacak, paylaşılacak şeyler öyle birikti ki, hangi birinden başlayacağım konusunda kafam karıştı. Şimdilik fotoğrafları düzenleme ile işe başladım.
Henüz Ağustos'tan beri paylaşacağım fotoğraflar, sorular, cevaplar duruyor. En iyisi kaldığım yerden, yani Ağustos'tan kalanlar ile başlayayım.
Aslında bazen arada girip paylaşımlar yapabildim ama internet'in olmadığı köyde, cep telefonu ile internete girmek gerçekten çok zor oluyormuş (Bazı üyelerimiz bunu yazıyorlardı. Haklıymışlar). 1-2 defa siteye gireyim dedim ama uzun yazmak durumunda olduğum konuları, cep telefonu ile yazmak zor oluyor. Zaten bilgisayarın kocaman klavyesinde bile doğru dürüst yazabildiğim söylenemez'ken, cep telefonunun o küçücük tuşları ile yazmayı göze alamadım.
Çok fazla yazı yazmadan, arada bir facebook'a girebildim ki, o bile oldukça zahmetli oluyor'du. (Galiba yaşlanıyorum!?).:(
serkanhoca
20-01-2012, 21:54
Yaz boyunca tarla düzenlemesi, zeytin dikimi, sulaması, toplaması derken başımı kaldıramadım. Kusura bakma işlerin yoğunluğundan haberim olmadı ve de arayamadım. Yeni haberim oldu. Başın sağolsun, Allah sabırlar versin.
Havalar biraz ısınsın bir kaç gün sonra gelir çayını içerim. Görüşmek üzere, iyi çalışmalar.
ayazkentli
09-02-2012, 14:58
Teşekkür ederim sevgili Akhisarlı. Sizler sağolun.
ayazkentli
09-02-2012, 15:09
EV BAHÇESİ.
Yaz mevsimi sonuna doğru bahçemde ki bazı çiçeklerin yapraklarının yendiğini görüyordum ama yiyenin ne olduğunu bir türlü göremiyordum. Taa ki, bu çelimsiz arkadaşı suçüstü yakalayıncaya kadar.
Sanırım bir çekirge türü. İlk kez böyle bir böcek gördüm. Kibrit çöpü gibi bir şey. Açıkçası, o kadar yaprağı neresine yiyordu anlamadım. Hani biraz belli olur da. Bir iki gün bahçede misafir oldu ama bir daha onu görmedim. Ya kendisi kedilere veya kuşlara yem oldu ya da başka bahçelere gitti.
Merhaba efendim,
Hayat sürüyor ve siz içindeki güzellikleri maharet ile yakalıyorsunuz, Peygamber Devesi (http://www.google.com.tr/search?q=peygamber+devesi&hl=tr&prmd=imvns&tbm=isch&tbo=u&source=univ&sa=X&ei=ZEg0T5H3N8Wa1AW36oi1Ag&ved=0CCkQsAQ&biw=1280&bih=833) sanırım.
Kolay gelsin, hep iyi günler ve sağlık ile inşallah.
Saygılarımla lütfen.
Sayın ayazkentli, .başınız sağolsun....:tanrı sizlere ve kalanlara uzun ömürler versin...
Eklediğiniz resimdeki hayvancığı bende bazen yazlık bahçesinde kayaların üzerinde görüyordum, ama yaprak yediğini bilmiyordum...İsmini de mr duran ın sayesinde öğrenmiş oldum.....Teşekkürler ve selamlar ...:)
ayazkentli
10-02-2012, 16:13
Teşekküer ederim sn. berrinb.
Böcek otçul'mu yoksa etçil'mi bende bilmiyorum ama hep yaprakların kemirilmiş yerlerinde görüyordum. Yaklaştıkça zıplayıp kaçıyordu.
Sn. mrduran, böceğin yapısı biraz tuhaftı. Bildiğimiz peygamber devesine pek benzemiyor'du. Çok ince bir gövde ve upuzun çıkıntılı bir kafası var (gözleri oldukça aşağıda kalıyordu). Oysa peygamber develerinin kafaları yuvarlak ve gözleri en üstte, yanlarda oluyor. Enteresan bir böcek'ti.
ayazkentli
21-04-2012, 18:08
Bahçede yere 4 yıl önce diktiğim inciri, ocak ayı sonlarına doğru yerinden söküp, büyük saksıya geçirdim. Saksıda'ki mandalini ise, inciri söktüğüm yerin biraz ötesine aktardım. Yani, saksıda'ki mandalin ile yerde'ki incir yer değiştirdi.
Bunu yapmamda ki amacım,
1- Son üç yıldır saksıda hiç gelişme göstermeyen mandalini yere aktarıp, gelişmesini sağlamak.
2- Geçen yıl bodurlaştırmaya karar verdiğim inciri saksıya geçirerek, saksıda bodur ağaç yapmaktı.
Açıkçası, Ocak ayı yer değişimi için oldukça riskli idi ama her 2 yeri değişen ağacım, Mart sonlarında herhangi bir terslik olmadan, yeni yerlerine adapte olduklarını gösterdiler. Özellikle incirin, 21 adet meyvesi var.
Yalnız, saksıya aldığım incirin boyu biraz uzun kaldı. Sezon sonunda biraz daha aşağılardan, ortasına yakın yerden budayıp, o bölgeden dallanmasını sağlamayı düşünüyorum.
ayazkentli
21-04-2012, 18:19
Burada da, her yıl geleneksel olarak birbirlerinin fotoğrafını çektiğim yeğenim, kendisi gibi 4 yaşında olan inciri ile birlikte. Zaten inciri o doğacağı yıl, ağaç sevgisi olsun ve sahiplensin diye, çelikten köklendirmiştim. Ağacı ile birlikte büyüyorlar.
Ağacına nasılda sevgi ile sarılmış. Bize her geldiğinde, mutlaka ağacının yanına giderek, onu uzun uzun seyrediyor.
Maşallah yeğenimize, ALLAH' a emanet olsun.
Doğayı sımsıcak sarmalamış efendim.
Kolay gelsin, cümleten sağlıkla kalın inşallah.
Saygılarımla lütfen.
ayazkentli
27-04-2012, 12:01
Oldukça soğuk geçen kış mevsimini, bahçenin kapıaltı bölümde geçiren ve hiç kurumadan, yeşil yapraklı halde kalmayı başaran petunyam, çiçeklenmeye başladı. Bu yıl oldukça büyüyüp, yukarıdan aşağılara doğru sarkacağını ve bol çiçekli olacağını umuyorum.
Havaların ısınması ile yerde ki patatyalar, saksılarda duran şebboylar ve yeni yeni açmaya başlayan iris'ler ile birlikte, çok güzel bir koku ve renk armonisi oluşmaya başladı. Tam bir bahar şöleni.
Direğin hemen öbür tarafında ise, büyük saksıya aldığım incir ağacı ve meyveleri görülüyor.
287531
Ama bundan 2-2.5 ay önce ise, bahçe aynen aşağıda görüldüğü şekilde, Kar altında idi. Kar'lı bölge ile üstte'ki petunya'nın olduğu bölge aynı yer. Kış ile Bahar ayları arasında ne hoş bir manzara farkı var.
(Ocak ayının son haftalarında, incir ağacını henüz söküp saksıya almadığım için yerde duruyor. Kar kalktıktan sonra, yerinden söküp büyük saksıya almıştım. Onu saksıda yetişecek şekilde, küçük-bodur ağaç yapacağım).
287541
Burada ise, İris, Aynı sefa ve Baklaların arasında, iri yaprakları ile görülen Vapur Dumanı çiçeği var (fotoğrafın tam ortasının, altına doğru kısımda görülen iri yapraklı çiçek).
Çok ilginç bir şekilde, o kadar soğuk ve kar yağmasına rağmen o'da hep yeşil halde kaldı. En çok bu olaya şaşırdım. Çünkü, vapur dumanı biraz soğuk görse dahi, hemen donup ölüyordu. Bu nasıl olduysa, o soğuklarda inatla yaşamayı başardı.
287542
Bunlarda Gazanyalar. İri iri çok güzel çiçekler.
287544
ayazkentli
13-07-2012, 14:42
Burada ise, İris, Aynı sefa ve Baklaların arasında, iri yaprakları ile görülen Vapur Dumanı çiçeği var (fotoğrafın tam ortasının, altına doğru kısımda görülen iri yapraklı çiçek).
Çok ilginç bir şekilde, o kadar soğuk ve kar yağmasına rağmen o'da hep yeşil halde kaldı. En çok bu olaya şaşırdım. Çünkü, vapur dumanı biraz soğuk görse dahi, hemen donup ölüyordu. Bu nasıl olduysa, o soğuklarda inatla yaşamayı başardı.
Ama "Vapur dumanı" değilmiş.:confused:
Hatmi çiçeği imiş.
Yaprakları körpe iken bu kadar benzesinler. Hayret. Vapur dumanı'nın, o kadar kar'ın içinde bile yaşadığını görünce. nasıl şaşırmıştım oysa.:eek:
Şimdi böyle oldum:dilli:
ayazkentli
13-07-2012, 15:03
Geçen yıl büyük varil saksıya diktiğim "Dev Deliceus domates fidesi" ancak yumurta büyüklüğünde 2-3 adet domates verdiydi. Yok dev domates'miş, yok şöyle büyükmüş, yok böyle kokuluymuş... falan filan. Vazgeçtim ondan.
Bu yıl salkım çeri domates fidesi diktim ve domates hasadına başladım. Topla topla bitmiyor.
Ne demiş büyüklerimiz: Küçük olsun benim olsun. :):)
ayazkentli
14-07-2012, 12:17
Bağ'da ki bahçemizde kayınpeder ve validemin odun ateşinde kullandığı ve dolayısı ile renkleri siyahlaşmış olan toprak güveçler. Bunlar ile pişen yemekler çok lezzetli oluyor.
318154
Bu nedenle, evde'ki bahçemde kullanmak için uzun zamandır "Toprak Güveç" almayı düşünüyordum. Geçenlerde bir satıcı evimin önüne kadar gelince, hemen bir büyük boy, bir orta boy güveç aldım.
Kasap'a gidip, kuyruk yağı alıp geldim ve dışlarını içlerini ve kapaklarını güzelce, yedirerek yağladım ve hemen evimin yanında'ki fırına verdim. Fırıncı, güzelce "yakmış" güveçleri.
Yakmış derken, bu işlemin yapılması gerekiyor. Yani, toprak güveci aldığımız gibi hemen yemek pişiremiyoruz. Önce güzelce kuyruk yağı ile yağlayıp, bir fırında yağlı halde, yüksek ısıya tabi tutup, bir kez daha pişirmemiz gerekiyor.
İşte buna "Toprak güveç'i yakma işlemi" deniyor. Güveç, çok daha sağlam oluyor. Sızdırma, çatlama, dağılma gibi tehlikeler ortadan kalkmış oluyor. Birini tüp ocağında, diğerini ise odun ateşi ocağında kullanacağım.
318155
Odun ateşi ocağı için, hemen gidip hurdacıdan küçük bir soba üstlüğü aldım ve seyyar olacak şekilde, birkaç tuğla ile küçük ocağı yaptım. Bir de, annemden eskiden kullandığımız su testilerinden birini aldım. Su testisinde su kaynatıp, ocak çayı yapacağım. İsli isli o kadar lezzetli bir çay oluyor'ki. Bilmek için, içip denemek lazım.
Eskiden pamuk sulamaya gittiğimde, hep bu bardaklarda kaynatırdım çay suyunu. Tabii, fotoğrafta'ki bardak hiç ateşte kullanılmadığı için, rengi siyah değil. İlk ateş ile buluştuğunda rengi siyahlaşmaya başlayacak. Orta boy aliminyum demlik ile "Çay-dost" ekibi tamamlanacak.
318156
ayazkentli
16-07-2012, 17:19
BAĞ BAHÇESİ:
Kayınpeder maydonozları bulduğu traktör arka lastiğine ekmiş bu yıl. Böyle giderse, ilginç saksı icat etmek te, beni geçecek gibi duruyor.
"Baba tamam iyi olmuş ama bari, traktörün küçük ön tekerleğinden yapaydın. Bu bizim sülalemizin yedi ceddine bile fazla gelir" dedim. :):)
"Maydonoz yararlıymış" diyor. :cool:
318648
Bunlar şeftali ağaçları. Geçen yıl kıl payı kurtardık. Klok hastalığından yan akrabamızın şeftalileri büyük oranda hasar görmüştü. Benzeri bizimkilerde de vardı ama tam zamanında Bordo bulamacı uygulaması ile kendilerine geldiler. Neşeleri gayet yerinde ve çok güzel meyveler yapmaya başladılar.
318651
318653
Bu da Kiraz ağacımız. Henüz tam olarak ağaç kıvamında olmasa da, hatırı sayılır meyve verdi.
318654
Bunlar da Çilekler. Selahattin hocamızın hediyesi 10 kök çilek fidesini, önce 2 yıl boyunca evde çoğaltmıştım. Geçen sezon hem anneme hem de kayınvalideme üç'er kök vermiştim. Kayınvalide buraya dikmiş ve hızla çoğalmaya başlamışlar. Esas bu yıl kol atıp, daha da çoğalacaklar.
318655
Cymbelina
16-07-2012, 17:47
Sayın ayazkentli, resimler çok güzel, öncelikle onu belirteyim. Traktör lastiğinde maydanoz ne kadar sağlıklı olur ondan emin değilim çünkü googleda saksı niyetine kullanılacak şeyler için arama yaparken bu şekilde lastiği saksı olarak kullandıklarını görmüştüm ancak çiçek dikilmişti, oraya bir uyarı koymuşlar "Lastiğe yenmeyecek bitkiler ekin" diye. Siz ne düşünürsünüz bilemem elbette, işinize de karışmak gibi olmasın.
ayazkentli
16-07-2012, 18:26
Sayın ayazkentli, resimler çok güzel, öncelikle onu belirteyim. Traktör lastiğinde maydanoz ne kadar sağlıklı olur ondan emin değilim çünkü googleda saksı niyetine kullanılacak şeyler için arama yaparken bu şekilde lastiği saksı olarak kullandıklarını görmüştüm ancak çiçek dikilmişti, oraya bir uyarı koymuşlar "Lastiğe yenmeyecek bitkiler ekin" diye. Siz ne düşünürsünüz bilemem elbette, işinize de karışmak gibi olmasın.
Uyarı için teşekkür ederim Cymbelina.
Kayınpederimin kayınçosu ve 2 bacanağı, Bahçevan denilen mesleği yaptıkları için (kendi ürettikleri bahçe ürünlerini, pazarlarda satan kişi), bu konuları iyi biliyorlar. Onlar, kayınpederi uyarmışlar.
Bu nedenle, lastiğin kenarlarında yetişen maydonozları değil, ortalarda olanları tüketiyorlar. Lastik oldukça büyük ve geniş bir çap'a sahip olduğundan, zarar vermez diye düşünmüş olabilir.
Bir de ben uyarayım.
Gerçi şöyle diyeceğine eminim: Acı patlıcanı kırağı çalmaz.
Bende "mezarlıklar, bana bir şey olmaz diyen insanlarla dolu" derim.
O'da "Sanki sağlıklılar ölmüyor'mu" der.
Böyle sürer gider. Yörük inadı tutu mu tutar bizimkinin.
Siz yine de Cymbelina'nın bahsettiği gibi, böyle şeylere yiyecek bitki ekip-dikmeyin arkadaşlar.
Cymbelina
16-07-2012, 18:41
Estağfurullah, ben uzmanı değilim elbette, sadece dediğim gibi orada bu şekilde bir uyarı vardı, gene lastiği kullansınlar ama çiçek eksinler mesela. Lastik petrol bazlı yanlış hatırlamıyorsam, sonuçta plastik malzemelerin hepsi insan sağlığına zararlı, her gün yeni bir zararı çıkıyor. Siyah poşetlerden uzak duruluyor artık, vs. Güneşin altında, ısı var, sulamayla birlikte belirli kimyasallar suya, toprağa dolayısıyla orta kısmına bile ulaşabilir belki de.
Babanızın ellerinden öperiz:) Büyükler haklıdır hep elbette:) "İnsan" Allah'ın yarattığı milyonlarca, milyarca mucizeden biri sadece, harika bir "makine" bir yerde. Ama günümüzde neyin zararı yok ki, plastik ve diğer tüm zararlı şeyler hayatın her alanında, yediğimiz içtiğimiz kullandığımız şeylerde, soluduğumuz havada bunca kimyasal olması sonucu bunca hastalık ortaya çıkıyor, bizde çıkmasa sonraki nesillerde, gen - DNA - kalıtım hadisesi. Bu "makine" bunca zararla savaşmak için programlanmış olmayabilir. Neyse efendim, Allah herkese sağlık versin, selamlar.
Cymbelina
16-07-2012, 18:50
Ateşte közlenen darı dediğiniz bildiğimiz mısır değil mi? Mısırı bütün olarak ateşe tutup pişiriliyordu herhalde, çocukken yemiştim, çok güzeldi. Dışı hatta hafif yanar bazen, simsiyah olur. Bunu demişken mesela, Prof. Dr. Erkan Topuz hoca ve diğer doktorlar bu şekilde ateşte yanmış gıdadan kesinlikle uzak durmamız gerektiğini söylüyor, ızgara vb direkt ateşte yanan kısımlar. Şimdi kızacaksınız bana:dilli: O mısıra ütme de deniyor sanırım, bulmaca çözerken hep öyle çıkıyor cevabı:) Bir de ateşin altında külün içine patates, soğan gömüp pişirirseniz o da güzel oluyor. Alın size sade kumpir:D
ayazkentli
16-07-2012, 20:39
Yemekten sonra, yılın bu zamanlarında bir çoğumuzun yaptığı gibi, mısır (darı) közledik.
Bu fotoğraflarda ilginç olan nokta şurası. Her 2 fotoğrafı'da yerimi hiç değiştirmeden arka arkaya, birini flaşlı diğerini ise flaşsız olarak çektim.
Flaşlı çekimde köz'ler hiç görülmüyor.
239532
Flaşsız çekimde ise, köz'lerin sıcak rengi ortaya çıkıyor.
239533
Biz Mısıra Darı deriz. İzmir'liler olarak böyle demeye alışmışız.
Böyle fotoğrafta'ki gibi, ateş közünün üstünde yavaş yavaş közleriz. Patates ve patlıcan da (köpeoğlu salatası için) közleriz böyle.
Lastik-plastik konusunda aslında hiç kaçışımız yok. Meşrubat'tan yoğurt'a, dondurma'dan poşet'e-saksıya kadar, nerede ise hayatımızın her alanında var. Birinden kaçsak, diğerine yakalanıyoruz maalesef.
ayazkentli
14-09-2012, 22:06
Burası annemin evi.
Evde ki çilek fidelerinden, geçen sezon ona da birkaç kök fide vermiştim. Onunkiler geçen yıldan bu yana, bu kadar çoğalmışlar. Dikili oldukları yer, yarı gölge bir bölümde. Onlara bol bol çiftlik ve tavuk gübresi vermiş olduğundan, hem benimkileri hem de kayınvalim'de olanlardan çok daha fazla çoğalmışlar.
331561
Bu ise tek bir kök Bal Kabağı. Bu gördüğünüz sadece yarısı diyebilirim. O kadar çok yayılıyor ki, küçük bahçesi olanların ekmemeleri daha mantıklı olur. Yoksa, diğer bitkilerinize yer kalmaz. Ayrıca bu türün yaprakları, tropikal bitkilerin yaprakları gibi çok büyük.
331562
Bunlar da Kekik'ler.
Bunlar da çok güzel yetişmişler ama bunların arasında kalan bir Kiraz fidanı, bunlar büyüyüp yayılıncaya kadar gayet sağlıklı iken, sonraları kurumuş. Kekilerden şüpheleniyoruz. Çünkü, yakınlarında ki diğer Kiraz fidanları çok sağlıklı.
331563
Burası annemin evi.
Evde ki çilek fidelerinden, geçen sezon ona da birkaç kök fide vermiştim. Onunkiler geçen yıldan bu yana, bu kadar çoğalmışlar. Dikili oldukları yer, yarı gölge bir bölümde. Onlara bol bol çiftlik ve tavuk gübresi vermiş olduğundan, hem benimkileri hem de kayınvalim'de olanlardan çok daha fazla çoğalmışlar.
331561
Bu ise tek bir kök Bal Kabağı. Bu gördüğünüz sadece yarısı diyebilirim. O kadar çok yayılıyor ki, küçük bahçesi olanların ekmemeleri daha mantıklı olur. Yoksa, diğer bitkilerinize yer kalmaz. Ayrıca bu türün yaprakları, tropikal bitkilerin yaprakları gibi çok büyük.
331562
Bunlar da Kekik'ler.
Bunlar da çok güzel yetişmişler ama bunların arasında kalan bir Kiraz fidanı, bunlar büyüyüp yayılıncaya kadar gayet sağlıklı iken, sonraları kurumuş. Kekilerden şüpheleniyoruz. Çünkü, yakınlarında ki diğer Kiraz fidanları çok sağlıklı.
331563
.....bazı kekik türlerinin (thymus serpyllum ve thymus praecox)....
Kekik, çevresine çok haşinmiş:))) anlamında...
Bilimsel verilerle desteklenen bir bölüm Ağaçlar.net 'te. ''Allelopatik etki (Bazı bitkiler bir arada yaşamaz) (http://www.agaclar.net/forum/peyzaj-bahce-duzenleme/4911.htm)'' başlığında denmiş, Sayın Sabah tarafından.
Bahçede istilacı, yayılıcı bitkiler başlığı da incelenmeli bence.
Merhaba efendim,
Her güzelin bir kusur/yamuk tarafı oluyor, karıncaların ettikleri mâlum:))).
Kolay gelsin, uğraşınız hep sürsün, sağlıkla kalın inşallah.
Saygılarımla lütfen.
ayazkentli
17-09-2012, 16:11
Bu yıl kendi ev bahçem ile öylesine ilgilenmek durumunda kaldım.
(Nerede ise tüm yaz boyunca, köyde annemin evinde tadilat işleri ile ilgilendiğimden, yalnız geceleri sulama ya da boş kaldığım tek tük günlerde ilgilenebildim).
Sezon başı ekip-diktiğim bir çok çiçek-sebze kendi başlarına yetiştiler. Burada iri çiftlik domatesleri görülüyor. 2 kök'te, toplam 6-7 adet kadar oldular. Pek iri sayılmazlar ama tadları lezzetli ve kokulu idi.
Henüz olgunlaşmamış halde iken çekildiler.
332043
İleri'ki zamanlarda kızarmış halde çekilen durumları.
332044
Bu yıl biberlerim çok güzel oldular. Bahçe ile pek ilgilenemeyeciğim anlaşılınca, yaprak bitlerine meydan vermemek için, köye gitmeden önce mavi toz halinde'ki ilaçtan kullanmak zorunda kaldım ve biberlere hiç yaprak biti musallat olmamış. (Böyle ilaçlar kullanmıyordum ama bu yıl mecbur kaldım).
Bunlar, komşum Mehmet amcadan aldığım bacalıktan yaptığım saksıda yetişenler. (Arada Mehmet amcaya takılıyorum: Senin baca ne bereketliymiş, bir de atacaktın bunu, diye). :):)
Geçenlerde biber toplayıp, ona da verdim.
332045
Bunlarda ince acı biberler. Biberlerin en güzel tarafı, çok soğuklar başlayıncaya kadar, hiç durmadan ürün vermeleri.
332046
ayazkentli
21-09-2012, 13:18
Bahçede ocak yemeği yapmak en keyifli işlerden biri. Çiçeklerin içinde, gece karanlığında seyyar ışık altında, oldukça otantik oluyor.
Kızartma.
333202
Güveç.
333203
Hanım ilk zamanlar "duman var, ben uğraşmam" falan diyordu ama sonraları hoşuna gitti ve kendisi "ocak yemeği yapalım" demeye başladı.:p
333205
Bu güzel ses ile bahçeye biraz Blues havası katalım.
Iyeoka - Simply Falling (Official Video) - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=9Pes54J8PVw)
Merhaba efendim,
Tam ocak/mangal başılık müzik. Hani yemeğin pişmesinin veya servisin geciktiğini farkettirmeyen, hatta unutulmasını sağlayacak, açık havada dinlemek kaydı şartı ile, kesinlikle 35 mt. kablo harcamaya değer.
Keyfini sürün sağlıkla inşallah.
Saygılarımla lütfen.
ayazkentli
02-11-2012, 12:04
Annemin evinde'ki bu garip ama güzel çiçeği ilk kez bayramda gördüm.
Adı Tilki Kuyruğu imiş.
Kadife gibi bir görüntüsü var. İlginç bir çiçek.
Kuyruğun uç tarafında (2. fotoğraf) beyaz bir çiçek açıyor sanırım.
ayazkentli
08-11-2012, 10:52
Kasımpatı (küçük çiçekli olanlar) güzel güzel açtılar.
Tomurcuklar 2 Kasım'a kadar inatla beklediler ve bir gecede en az 20 tanesi açıverdi.
Tam ismini hakeden bir çiçek.
344515
Ben kasımpatıları fotoğraflarken, Komşu Mehmet amcanın duvarında duran Hektor ve Ülgen meraklı gözler ile izliyorlardı.
344516
ayazkentli
27-01-2013, 22:39
Bizim meyve ağaçlarının olduğu Bağ ve haliyle ağaçlarımız da sular altında.
Son yıllarda ki en yoğun yağış oldu. Son 1 haftadır nerede ise hergün yağmur yağıyor.. Ülkemizin Batı yakası, Edirne'den Antalya'ya kadar su altında kaldı.
Dün (C.tesi), bizim bahçemize çok yakın olan bir komşumuz bahçesinde mahsur kalmış. Karadan ulaşmak mümkün olmayınca, İzmir'den gelen ekip havadan kurtardı.
(Helikopter'den sarkan kurtarma görevlisini, mahsur kaldığı ağacın altında beklerken görülüyor).
Geceyi orada geçirmiş. İyi ki yıldırım falan düşmemiş. Tüm gece yıldırım vardı.
Alıntı kaynağı: Askerden nefes kesen operasyon-HABERTÜRK (http://www.haberturk.com/gundem/haber/814921-askerden-nefes-kesen-operasyon)
(Gazete haberinde Gediz nehri taştı deniyor ama doğrusu Bakırçay nehri olacak. Haber içinde doğru yazmışlar ama birkaç yerde Gediz nehri denmiş).
MeyveliTepe
28-01-2013, 01:10
Gazetede hayvanlara bakmak için oraya gittiğini yazıyordu. Hayvan telefi de olmuştur o zaman.
Cymbelina
28-01-2013, 01:13
Geçmiş olsun Sayın ayazkentli. İnşallah bahçenizde fazla kayıp/zarar olmamıştır. Allah herkesin yardımcısı olsun.
ayazkentli
28-01-2013, 11:07
Gazetede hayvanlara bakmak için oraya gittiğini yazıyordu. Hayvan telefi de olmuştur o zaman.
Bu çiftçi komşumuzun hayvanlarında bir kayıp yok ama civarda bulunan birkaç bahçede ki kümes hayvanlarından telef olanlar var.
Bahçeler Bakırçay nehrinin hemen yakın civarında olduğundan, herhangi bir taşkına karşı, büyükbaş hayvan damlarının tabanları yüksek yapılıyor.
Yalnız, 10 km daha Batı'da (yani denize daha yakın yerlerde), açık Ağıl'da kalan bazı koyun-keçi gibi hayvanlar telef olmuş.
Oraları daha alçak olduğu için, su seviyesi haliyle daha yüksek.
Teşekkür ederim Cymbelina.
Bizim bahçeye gidemedik. Oldukça uzak mesafeden görebildik ancak. Ağaçlarda kayıp yoktur ama yer seviyesinde olan kulübeyi, yarım metreden fazla su basmış'tır. O pek sorun olmaz. İyi bir temizlik ile telafi edilir.
Yalnız buzdolabı yarısına kadar suya gömülmüştür. Elektirik şalterleri kapalı idi. O bakımdan zarar olmamıştır ama motor aksamı herhangi bir zarar gördü mü? şimdilik bilmiyoruz.
Bahçede ki mini dinamoyu zaten daha önceden söküp eve getirmiştik. (Sökmeseydik, tamamı su altında kalırdı).
Televizyon da, buzdolabının üzerinde olduğundan ona da bir şey olmamıştır.
Bugün halâ su var ve o tarafa girilemiyor. Suyun halâ çekilmemesinin nedeni Yortanlı ve Kestel barajlarının 3'er kapağının açılıp, su tahliyesi yapılması.
Barajlar tamamen dolu. Yağmur kesildi ama dağlarda ki çay ve derelerden barajlara çok su gelmeye devam ediyor. Her iki barajın suyu'da Bakırçay nehrine bırakıldığı için, su herhalde 1-2 güne kadar ancak çekilir.
Nuri Murvet
28-01-2013, 18:13
Sayın ayazkentli
Bu sene yağan yağmurlar, afat derecesinde...
Umarım zararınız en az seviyede olur.
Geçmiş olsun...
ayazkentli
28-01-2013, 18:43
Ağaçlar yerinde duruyor Murvet hocam. (Dürbünümü götürüp özellikle ağaçlara baktım uzaktan).
En önemlisi onlar.
Diğerlerini nasılsa yerine koyarız.
İyi akşamlar.
ayazkentli
16-02-2013, 11:51
Bu kış hava sıcaklığı mevsim normallerinin üzerinde ılık gittiği için, tüpte ki siyah incir ve yeşil-sarı lop incir fidelerimin uç kısımları, zamanından erken canlanmaya başladı.
Tüplerde ki incirlerin fotoğrafları 15 gün öncesine ait.
370224
370225
370226
BORDO BULAMACI UYGULAMASI:
Saksıda ki mayer limon ve yine saksıda ki incir ağaçlarıma, 15 gün önce ve sonrası olan bu hafta, 2 kez bordo bulamacı uygulaması yaptım.
Yapraklarda ki mavi renk bordo bulamacının rengi.
370227
Bu ise geçen sezondan kalan petunyam. Kış mevsiminde kapıaltı bölümde (üstü kiremit çatı) olduğundan ve buraları diğer şehirlere göre nispeten daha da ılık olduğundan, petunyalarım genellikle kışın ölmüyorlar.
Geçen yıl ki petunyam bile, kar yağmasına ve bu yıla göre daha soğuk geçmesine rağmen ölmemişti.
Ama tabii ki, çiçek açmıyorlar. Sadece yeşil kalıyorlar
370228
Cymbelina
25-02-2013, 10:54
Sayın ayazkentli, sizin 351. nolu mesajınızdaki çiçeği beğenmiştim, şu bağlantıdaki ile aynısı sanırım:
http://www.agaclar.net/forum/calilar/17104.htm
Aynı değil mi?
Burada ikinci bir farklı tür daha var, sarısı, o da başka güzel:)
Bir de vapur dumanınızda hiç çelik denediniz mi? Bilginiz varsa bir şuraya bakabilir misiniz?
http://www.agaclar.net/forum/bahce-sus-bitkileri/4597-2.htm
Şimdiden teşekkür ederim.
ayazkentli
25-02-2013, 12:23
Bizim tilki kuyruğu'nun gerçek ismi Karides çiçeği olabilir Cymbelina.
Bitkilere farklı yerel isimler verildiğinden, buralarda Tilki Kuyruğu deniyor olabilir.
Gerçekten de çok benziyorlar.
Annem'in,
Defne hanım'ın,
Ssmunal'in,
bahçelerinde ki fotoğraflarını gördüğüm bu 3 çiçeğin, yaprakları ve çiçekleri birbirine çok benziyor.
İnternet'te de benzer fotoğraflar var ama Tilki kuyruğu ismi, Horoz ibiği ailesinden
başka bir çiçek türü için de kullanılıyor.
372976
Cymbelina
25-02-2013, 14:03
Çok teşekkür ederim cevaplarınız için:)
ayazkentli
13-03-2013, 15:09
Sümbül soğanım her yıl bir üstüne koyarak çiçek açıyordu. Soğanı hiç sökmedim ve orada çoğalıp duruyor.
1. yıl 1 çiçek.
2. yıl 2 çiçek.
ve bu yıl 3 tane çiçek oldular (birtane de çok küçük çiçekli oluşum var).
Bu yıl, 2 çiçek normal boyda, 1 tanesi ise daha küçük boyda çiçek oldular. Hemen ardından daha da küçük olan 4. çiçek geliyor.
Sümbülleri fotoğraftan sonra kopartıp, oda içine aldım.
377761
Aynı bölgede ki Nergizler de çoğalmaya başladılar. Birçok çiçek oluşmaya başladı.
377762
Şebboylarım ise tomurcuklanmaya başladı. Geçen yıl bahçemin dört bir tarafına, şebboyları çelikten çoğaltarak dikmiştim.
Bu yıl bahçem ve sokak alabildiğine şebboy kokacak.
Geçen bir iki tane şebboy'un kokusu gelen geçeni cezbetmişti. Bu yıl çiçek açacak olan 13 kök şebboyum var. Ortalık nasıl kokacak bilemiyorum. Mahalle komşularımdan isteyenlere bol bol çelik dağıtırım herhalde.
377767
Orhan Özbilgiç
14-03-2013, 19:38
Sevgili ayazkentli;
Sizin bahçenizide çok uzun zamandır gezemediğimi biliyordum.Geçen yaz sağlıklı bir internet bağlantım yoktu. önceki yılda siz yoktunuz. Koptuk anlayacağınız.
Yeniden bağlandığınızda yaşadığınız sevimsiz olayları aktarmışsınız. Bu seferde ben yoktum. Dertleriniz deşmemek adına ayrıntılara girmeyeceğim. Dilerim o acılar son olmuştur.
Bahçenizin ilk halini hatırlıyorum. Kozak yaylasının fotoğrafları ile, çevresinin ne kadar güzel bir yer olduğunu hissettirmiştiniz bana. Tüm meyve fidanlarını kayınpederiniz ile birlikte dikmiştiniz.
Bugün gördüğüm fotoğraflar, o günkü bahçeden eser kalmadığını, fidanların ağaçcık olduğunu gösteriyor.
Güle güle keyfini çıkarın.
Sevgi ve selamlar.
ayazkentli
08-04-2013, 16:25
Teşekkür ederim Orhan hocam.
(Önce ki yıl ki sıkıntılar geride kaldı. Ne yazık ki yaşamın gerçekleri. Hepimiz dönem dönem yaşıyoruz, yaşayacağız. Yaşam iyisi ile kötüsü ile devam ediyor).
Bahçede'ki minik fidanlar dediğiniz gibi birer küçük ağaççık oldu. Önümüzde ki haftadan itibaren, ağaçlarımızın 2013 sezonun yeni fotoğraflarını paylaşmaya devam edeceğim.
Büyüyen sadece o minik fidanlar da değil. Onlar ile beraber büyüyen minik yeğenim'de 5 yaşına geldi. Daha şimdiden genç bir kız siması oluşmaya başladı.
Ben her zaman ki gibi, yine onu çiçekler-ağaçlar içinde çekiyorum. Bu yıl anaokulana başladı (Aslında, yeni yasa'ya göre, ilkokula başlayacaktı ama izin vermedik).
387157
Geçenlerde anaokulu ile Doğa Derneği işbirliğinde uygulanan çiçek yetiştirme çalışmaları yapmışlar.
Yine geçen hafta ağaç dikmeye götürmüşler. Ben biliyorum öğretmenim diye, iyi caka satmış. :))
Hem bitkileri hem de fotoğraf çekmesini çok seviyor.
ayazkentli
08-04-2013, 16:35
Mevsim bahar olunca tüm bitkiler canlanmaya başladı.
Geçen sezon sonu köklenmeye aldığım iri siyah incir fidanları, yeni yerlerine dikilmeye hazırlanıyorlar.
387172
Bu yıl saksıda ki limonumun üzerinde bol bol çiçek tomurcuğu var. İlk kez tomurcuk veriyor. Kaç tanesi meyveye dönüşür bilmem.
Geçen yıl Hatmi çiçeğinden dökülen tohumlardan çıkan hatmi çiçeklerinden biri.
387173
Salkım domates tohumları da çimlendi.
387174
Üyemiz sn. Dünyalı'nın gönderdiği yerli mısır (darı) tohumları ekildi.
387177
2013 yılı faaliyetleri tüm hızı ile başladı.
Maşallah Atilla cici kızım büyümüş te fotoğraf çekiyor böylelikle seni de gördük. Uzun zamandır haberleşmedik :)) Ufaklığı benim için öp. Sevgiler selamlar.
ayazkentli
21-05-2013, 17:35
Sağol Fatoş ablacığım.
Bu yıl anaokuluna başladı. Okul hayatı da böylece başlamış oldu bizim yeğenin. Haftalar, yıllar çabucak geçiyor.
Sadece çocuklar değil tabi, hepimizin bitkileri de çabucak büyüyor.
Forum üyelerimizden Dünyalı/Uzaylı arkadaşlarımızn gönderdiği yerli darılar hızla büyümeye başladı. Bu darı tohumlarını 4 eşit parçaya bölüp, annem, kayınvalidem ve dayıma vermiştim. Hem onlar hem de ben bu yıl bunlardan bol tohum alıp, çevremizdekilere dağıtacağız. Çok güzel darılar, tam aradığım gibi.
Kendilerine bir kez daha teşekkür ederim.
Nisan başları.
407890
Nisan sonu.
407891
Mayıs sonu. (Bu günler).
407892
Mayer limon bu yıl ilk kez çiçek açtı. 25 civarı çiçek vardı ve mis gibi kokuyorlardı.
Bu çiçeklerden sadece bir tek meyve oluştu. Seneye bir kaç tane olurlar sanırım.
407893
407894
Cymbelina
25-05-2013, 17:03
Sayın ayazkentli, sayfanızı daha sık güncelleyin, bu yılki çiçeklerinizi pek paylaşmadınız:). Şebboy sayfasına bakmamıştım uzun zamandır, şebboylarınız çiçek açmış, gözünüz aydın. Sizdekiler o ilk yıl açanlardan herhalde değil mi? Tam anlayamadım açıkçası, sizdekiler o mathiola denen mi, hangisi? Ben de ümitlensem mi bendekiler için bilemedim, şaşırtma yaptım ama ciddi anlamda çok küçükler hala.
ayazkentli
30-05-2013, 15:15
Bahçede yetiştirdiklerimi daha çok ilgili sayfalarda paylaştım Cymbelina.
(Çoğunlukla, bilgi içerdikleri için).
O şebboyun ilk yıl çiçek açmasına bende şaşırdım. Geçen yıl ve önce ki yıl ilk yılda açmamış, 2. yıl çiçek vermişlerdi.
Gördüğünüz o çiçek açan şebboy bu yıl tohumlardan kendiliğinden çıkan idi.
Eğer sizinkiler çiçek açacak olsalardı, şimdiye kadar açarladı.
Şu anda minik minik çiçek açsalar da, hemen hemen hepsi tohuma döndüler. Önümüzde ki yıl sizinkiler çok güzel açacaklar.
ayazkentli
30-05-2013, 15:46
Bu yıl ilk kez kez toz kükürt aldım.
Geçen yıl domateslerimi kırmızı örümceklere ve küllemeye karşı koruyamayınca, bu yıl kükürt kullanmaya karar verdim.
412166
5 kg.lık bu torba 10 tl.
412167
Tenekelere diktiğim sırık çeri domateslere tam kükürt atma zamanı.
412168
İlk denememi çiçekçiden aldığım melisa üzerinde denedim.
Melisayı güneşte unutmuşum ve yaprakları kavrulmuş.
(Mayıs ayı güneşinin, Temmuz ayı kıvamında kavuracağını hesap edemedim. Bu ne sıcak bir mayıs ayı idi böyle).
Hemen gölgeye aldım. Şu anda yeni yaprakları çıkmaya başladı. Bu sararan yaprakların çoğu döküldü ve tekrar yemyeşil oldu.
Yaprak bitlerine karşı biraz kükürtledim.
412169
Sadece melisa'ya değil, limon ağacımın yapraklarını da kükürtledim.
Limon yapraklarına da çok yaprak biti musallat oluyor.
Sn. ayazkentli bu kükürt yapraktan ilaç olarak uygulanan kükürt olduğuna emin misiniz? Bana toprağı düzenlemek için kullanılan kükürt gibi geldi. İlaç olarak kullanılan bu kadar ucuz değil.
ayazkentli
30-05-2013, 16:02
Bu sulandırılmayan ve asmalarda kullanılan, yani bildiğimiz toz kükürt.
Bu kükürt ucuzdur.
Bizim bahçevan olan bir akraba, asmalar ile beraber domates ve biberlerde de kullanıyor.
Ben geçen hafta limon'un yapraklarına ve dallarının bir bölümüne faraş süpürge ile serptirerek, bir bölümünü deneme için kükürtledim.
Kükürt attığım dallarda çok karınca oluyordu ve şu anda yok. Kükürtlemediğim yerlerde karınca var.
sevgihoca
18-09-2015, 22:48
Maşallah çok enerjik bir sayfa.Takip ederken yoruldum.Telaşlı,heyecanlı,uğraş dolu bir bahçe.Her taraf emek dolu.Ev,bahçe,saksılar.yetişen ürünler,cici kızlar,özellikle Şaman isimleri bir harikaydı.Türk destanlarını iyi bilirim.Sizin de ilginizin olması çok güzel.Ders kitaplarında bu konulara rastlamıyoruz bile.Adını sanını duymadığımız kişilerin yazılarıyla bir şeyler vermeye çalışıyoruz.Başarılar.
ayazkentli
08-01-2016, 17:37
Teşekkür ederim sn. sevgihoca.
Ne yazık ki bağda ki bahçemizi devam ettiremedim. Çünkü, bize ait olan yerin de bulunduğu toplam 30 dönüm civarı yer komple satıldı.
Burası, kayınvalidemin babasına ve halasına kalan ve zamanında yasal olarak paylaşılmamış olan bir tarla idi. Dede ve hala ölünce, onların çocukları olan kayınvalidem ve diğer 7 kardeşi ile halalarının çocukları buraları öylesine kullanıyorlarmış.
Kardeşlerden birisi iki buçuk yıl önce kadar buralarının satışı ve paylaşımı için mahkemeye başvurunca, haliyle bir şey ekip-dikemedik.
Mahkeme geçen hafta sonuçlandı ve buralarının tümü satıldı.
Satın alan kişi tüm ağaçları söküp, hendekleri ve sınırları sıfırlayarak tek bir tarla haline getireceğini söyledi.
O kadar çabamız boşa gitti. Üstelik ağaçlarımız tam da büyümüşlerdi.
O nedenle, son birkaç yıldır bir şey paylaşamıyordum bağımız ile ilgili olarak.
sevgihoca
08-01-2016, 17:46
Üzüldüm,adam ne yapacakmış ki ağaçları söküyor.Hayırlısı diyeyim,Ayazkentli.Bağ yoksa balkon sayfası açalım olmaz mı?
Maşallah çok güzel çalışma emeğinize sağlık
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.