View Full Version : Zeytin hastalık ve zararlıları ile doğal mücadele
Halil Önen
31-12-2009, 12:52
Halil Bey selamlar
Yanıtlarım aşağıda:
Sn. Doğasever, Bukaşi' i nasıl kullanacağım?
Yeni dikilecek fidanlar için...
Dogasever
31-12-2009, 13:26
Halil Bey
Ağaç başına 1 litre bukaşi ile 3 litre üst toprağı iyice karıştırın. (Üst Toprağı fidanları dikeceğiniz yerden alın). Beton bir zemin üzerinde üzerini koyu renkli plastik örtü ile örtün. Kenarlarından biraz hava alsın. 3-4 hafta böyle fermantasyona bırakın. SAdece bir kez süre olarak tam ortasında karıştırın. Sonra bu karışımı dikim çukuruna dökün. Eğer dikim için kullanmayı planladığınız herhangi bir organik madde veya kompost varsa, toprak yerine bunu kullanabilirsiniz. Ancak bu durumda da yine dikim yapılacak yerdeki topraktan çok az da olsa bir miktar kullanın. (Kendi dikim toprağınızı kullanmamızın amacı, gübreye toprağınızdaki yerli yararlı mikroorganizmaları da aşılamaktır! Böylece kendi toprağınızın, bukaşinin, kompostun ve fidanın köklerinin birbirlerine karşı son derece uyumlu olmasını sağlayabilirsiniz). Bukaşi temin etmek isterseniz, size yakın olan (İzmirde) www.yesiladım.com sitesinden Özlem Hanımla temas kurabilirsiniz. Saygılar.
ihsankaya45
25-01-2010, 10:54
sayın dogasever
kuruyan bir zeytinimde kök bölgesinde rosellina kök çürüklüğü tesbit ettik.diğer ağaçları korumak için önereceğiniz bir karışım varmı?
ihsankaya45
27-01-2010, 12:56
Sn meyvelitepe
kaolin kili hakkında bir bölüm açmanız faydalı olacagını düşünüyorum. Saygılarımla.
Mine Pakkaner
27-01-2010, 14:06
sayın dogasever
kuruyan bir zeytinimde kök bölgesinde rosellina kök çürüklüğü tesbit ettik.diğer ağaçları korumak için önereceğiniz bir karışım varmı?
Öncelikle ağacı söktüyseniz kök parçalarını temizlemeye dikkat ediniz. Çukurunu kapatmayınız, tam aksine iyice genişletiniz. İçine sönmemiş kireç atınız veya toprak dezenfektanı ekleyiniz. Bu arada dezenfektanı diğer ağaçların kök bölgesine de sulama suyuyla verin. ISR 2000 ve Stubble Aid uygulayabilirsiniz. Bunlar bitki aktivatörleridir. Bağışıklık mekanizmasını güçlendirir. Dezenfektan olarak Peras kullanabilirsiniz. İçinde hidrojen peroksit ve asetik asit var, toprakta hemen yok olurlar zaten.
Asetik asit sirkedir diye düşünün, hidrojen peroksit ise evde kullandığımız yaraları denfekte etmekte kullandığımız oksijenli suyun hammaddesidir. Toprağa girince hemen su ve oksijene dönüşür.
MeyveliTepe
27-01-2010, 14:11
Sn meyvelitepe
kaolin kili hakkında bir bölüm açmanız faydalı olacagını düşünüyorum. Saygılarımla.
İhsan bey,
Kaolin kiliyle ilgili söylenecek şeylerin hemen tamamı bu başlıkta söylendi zaten. Ayrı başlık açmak birar mükerrerlik olur. Sorunuz varsa buradan devam edebiliriz.
ihsankaya45
27-01-2010, 14:30
sn meyvelitepe
kaolinin kiraz sineği,kiraz sülüğünde uygulamaları mevcut mu?
alexcan1905
27-01-2010, 18:12
Selam.Sizler için özel olarak 24 Ocak 2010 Tarihinde zeytin tarlama gidip ağacımdaki hastalığa çare bulmak istedim.Ağacın resimlerini koydum.Sorun şu hastalık herhangi bir daldan başlayım bir süre sonra ağacı kurutuyor.Kolunu bile kessek çare olmuyor.Ağacı yakından inceledim üzerinde ur falan yok.Ne yapmamı önerirsiniz?
Ayrıca ben eylül ayında tarlaya gübre attırıyorum.Acaba gübrenin içindeki minerallerin değerleri ne olmalı?
Son soru ben oradaki köylülere şunu sordum dedimki ben ağaçların kenarlarından çalılar fışkırmıs keseyim mi?Dedilerki kışın bu iş yapılmazNe derece doğrudur?Ayrıca ağaçlara ara yaptırmak istiyorum.Sizce hangi aylarda yaptırayım?Teşekkürler...
http://pic1.resimupload.com/r1/thumb_191418629.jpg (http://www.resimupload.com/ds191418629_SP_A0144.html)
http://pic1.resimupload.com/r6/thumb_971802273.jpg (http://www.resimupload.com/ds971802273_SP_A0145.html)
http://pic1.resimupload.com/r9/thumb_853963317.jpg (http://www.resimupload.com/ds853963317_SP_A0146.html)
http://pic1.resimupload.com/r10/thumb_766298999.jpg (http://www.resimupload.com/ds766298999_SP_A0150.html)
BİR ADET VİDEOSUDA VAR İNDİRİP İZLERSENİZ SEVİNİRİM.
http://hotfile.com/dl/25615116/5895762/SV_A0054.mp4.html
MeyveliTepe
27-01-2010, 18:25
sn meyvelitepe
kaolinin kiraz sineği,kiraz sülüğünde uygulamaları mevcut mu?
İhsan bey,
Kaolin kili kiraz sineğine yumurta bırakmasını engellemek suretiyle etkili olacaktır. Bu etki tüm meyve sinekleri için aynıdır. Ancak kiraz sülüğü zararlısını tanımıyorum. Bu konuda bir şey söyleyemem.
MeyveliTepe
27-01-2010, 18:42
Sn.Alexcan1905,
Ağacınızda gördüğünüz hastalık zeytin solgunluğu (fusaryum) hastalığına benziyor, ama uzmanı değilim, emin olamam. Öncelikle teşhis edilmesi şart.
Fusaryum ise işiniz zor. Özellikle ege bölgesinde, taban suyu yüksek drenajı kötü arazilerde görülüyor. Bulaşıcı ve öldürücü bir hastalık. Tedavisi bilinen usullerle oldukça zor. Alternatif tedavi için Bu başlıkta (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=14566&page=8) #238 (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=549578&postcount=238) nolu mesaja bakmanızı tavsiye ederim. Ancak, söylediğim gibi önce kesin teşhis gerekli. Size yakın resmi bir birimden yardım almanız iyi olur.
alexcan1905
27-01-2010, 18:43
Cevabınız için teşekkürler.Ben yeni olduğumdan tam bilemiyorum.Taban suyu yüksek ne demek?Drenaj ne demek?
Mine Pakkaner
27-01-2010, 19:57
Alexcan solgunlukların pekçok sebebi olabilir ama zeytinde vertisilyum solgunluğu en ciddi ve henüz tedavisi bulunmayan hastalık. Bazı organik veya kimyasal preparatlar ağacın durumunu kısa vadede güçlendiriyor gibi görünse de henüz kesin çözüm bulunmadı.
Meyvelitepe' nin dediği gibi zeytinliğinize en yakın tarım ilçe müdürlüğünden yardım isteyebilirsiniz. Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsüne de başvurabilirsiniz, Bornova Zirai Mücadele Enstitüsü' ne de. Kendiniz numune alıp Antalya' daki fitopataloji laboratuvarı (http://www.agaclar.net/forum/fitogen.gen.tr)na yollayıp ücreti mukabili hastalık etmenini teşhis de ettirebilirsiniz.
Bu arada http://www.agaclar.net/?id=showthread&t=13918 sayfasını ve http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=5276 sayfasını da okuyun.
Mine Pakkaner
27-01-2010, 20:05
Cevabınız için teşekkürler.Ben yeni olduğumdan tam bilemiyorum.Taban suyu yüksek ne demek?Drenaj ne demek?
Taban suyu yüzeyi geçirimli bir toprak tabakasının altına geçen suyun geçirimsiz alt tabaka tarafından tutulmasıdır. Yağışlarla beraber su daha alt tabakalara geçmediğinden yükselir.
Drenaj ise toprakta tutulan suyun tahliye edilmesidir.
alexcan1905
27-01-2010, 21:13
Taban suyu yüzeyi geçirimli bir toprak tabakasının altına geçen suyun geçirimsiz alt tabaka tarafından tutulmasıdır. Yağışlarla beraber su daha alt tabakalara geçmediğinden yükselir.
Drenaj ise toprakta tutulan suyun tahliye edilmesidir.
Cevabınınz için teşekkür ederim.Birde ben şu gübre olayını sormak istiyorum.Zeytinliğe acaba nasıl bir gübre atmam gerekir?Kaç yılda bir atayım ve nezaman atayım(Yaz/Kış)...Ayrıca birde aklıma şu geldi.Zeytin ağaçlarının etrafında çalılar var.Acaba onları bu ocak ayında temizlesem zararı olurmu.Çünkü ben tam temizlecektim köylünün biri dediki kışın bu iş olmaz ağaçlara soğk vurur dedi.Acaba ne derece doğrudur?Gübre atarken içreiği nasıl olsun?Hani onların bir oranı var.Çünkü ben bir keresinde çuvala bakmıştım üzerinde üre falan yazıyordu.Sizce nasıl yapmalıyım?
Ayrıc şu EM olayını yeni öğrendim.Yani şimdi okuyarak öğrendim.Gübrelemeyi doğru şekilde yaptıktan sonra acaba tüm ağaçları EM yapsam olurmu?Eğer olursa ne kadar arayla yani ne kadar süreyle yapmalıyım?Zeytincilikte yeni olduğum için kusura bakmayın...Şimdiden teşekkürler...
Mine Pakkaner
28-01-2010, 20:54
O zaman işi doğru yaparak başlayalım, hemen bir yaprak ve toprak analizi yaptırırsanız toprağınızda hangi besinler var, buna mukabil ağaçlarınızın neye ihtiyacı var öğrenir ona göre besleme yaparsınız. Planınız da ona göre ortaya konur. Ağaçların etrafında çalılar varsa nasıl hasat yaptınız merak ettim. Şubat sonu temizleme işini yaparsınız.
Dogasever
29-01-2010, 11:06
Ayrıca şu EM olayını yeni öğrendim.Yani şimdi okuyarak öğrendim.Gübrelemeyi doğru şekilde yaptıktan sonra acaba tüm ağaçları EM yapsam olurmu?Eğer olursa ne kadar arayla yani ne kadar süreyle yapmalıyım?Zeytincilikte yeni olduğum için kusura bakmayın...Şimdiden teşekkürler...
Sn Alexcan,
Hasta olan agaçlarınıza yılda birkaç defa ilgili mesajda (238 nolu mesaj) anlattığım gibi uygulama yapmanız yeterli olacaktır. Diğer agaclarınıza ise, spreyleme ve/veya sulama ile EM verebilirsiniz. Bunun sıklığı da yılda 3 veya 4 defadır. Fazla uygulama yapmanın hiçbir zararı yoktur. Uygulamaları Ege Bölgesinde havaların biraz daha ısındığı Şubat sonu veya Mart başından itibaren yapabilirsiniz. Hasta olanlara hemen uygulama yapmanızı öneririm. (eğer bulunduğunuz yerde hava sıcaklığı 10 derece C'ın üzerinde ise!)
ihsankaya45
07-02-2010, 19:15
Öncelikle ağacı söktüyseniz kök parçalarını temizlemeye dikkat ediniz. Çukurunu kapatmayınız, tam aksine iyice genişletiniz. İçine sönmemiş kireç atınız veya toprak dezenfektanı ekleyiniz. Bu arada dezenfektanı diğer ağaçların kök bölgesine de sulama suyuyla verin. ISR 2000 ve Stubble Aid uygulayabilirsiniz. Bunlar bitki aktivatörleridir. Bağışıklık mekanizmasını güçlendirir. Dezenfektan olarak Peras kullanabilirsiniz. İçinde hidrojen peroksit ve asetik asit var, toprakta hemen yok olurlar zaten.
Asetik asit sirkedir diye düşünün, hidrojen peroksit ise evde kullandığımız yaraları denfekte etmekte kullandığımız oksijenli suyun hammaddesidir. Toprağa girince hemen su ve oksijene dönüşür.
sn mine pakkaner teşekür ederim. (rosella hastalığı görülen fidanların) geçen yaz kazdığım yerlerine sönmemiş kireç ve bordo bulamacı uygulamıştım, bunlar yeterlimi, bu sene fidan dikilebilirmi ? saygılarımla.
acemi_caylak
09-03-2010, 20:28
ANCAK....
Sürgünlerin uçlarını yiyen daha doğrusu lekeler şeklinde başlayıp kahverengi yanık, kavruk gibi yaprağı kurutan zararlıya karşı en etkili delfin wg oldu.
Geçen yıl da kullanmış ve bu zararlıya rastlamamıştım.
Kaolin ve delfin wg nin beraber kullanımında da bu zararlıya rastlanmadı. Tabii 3 uygulama yapıldı 15 er gün ara ile.
Halil Bey,
Zeytin fidesi tırtılı zararlısı ile hangi aylarda karşılaştınız? Bizim ağaçlarda yazın yoktu. Ancak bu yıl burada havalar oldukça yumuşak gitti. Genç ağaçlar Ocak ayının ortasına kadar uçlarından sürgün verdiler. Geçen hafta sonu kontrol ettiğimde bir kaç ağaçta sizin resmini eklediğiniz şekilde sürgünlerin uçlarında zarar vardı. Önce don zararıdır diye düşünüyordum. Ancak dikkatli kontrol ettiğimde don zararına pek benzemediklerini gördüm. Sizin ağaçlarda hangi aylarda görülmüştü? Bu aylarda görülmesi normal midir?
Eğer öyleyse hızlıca Delfini benimde uygulamam gerekecek. Aşağıda resim ekliyorum. Yorumda bulunursanız sevinirim.
129174
Halil Önen
09-03-2010, 21:57
Halil Bey,
Zeytin fidesi tırtılı zararlısı ile hangi aylarda karşılaştınız? Bizim ağaçlarda yazın yoktu. Ancak bu yıl burada havalar oldukça yumuşak gitti. Genç ağaçlar Ocak ayının ortasına kadar uçlarından sürgün verdiler. Geçen hafta sonu kontrol ettiğimde bir kaç ağaçta sizin resmini eklediğiniz şekilde sürgünlerin uçlarında zarar vardı. Önce don zararıdır diye düşünüyordum. Ancak dikkatli kontrol ettiğimde don zararına pek benzemediklerini gördüm. Sizin ağaçlarda hangi aylarda görülmüştü? Bu aylarda görülmesi normal midir?
Eğer öyleyse hızlıca Delfini benimde uygulamam gerekecek. Aşağıda resim ekliyorum. Yorumda bulunursanız sevinirim.
129174
Sn.acemi,
dediğiniz gibi zeytin uc zararlısı fidanlar genç sürgün verdiği dönemlerde zarar veriyor.
Bir ay önce (şubat) bizde rastladık. Şimdi pek yok, Hava biraz soğudu.
Ancak verdiğiniz resimde sanki fidanların ucları soğuktan etkilenmiş gibi
duruyor. İnce dallardaki yeşil rengin kaybolması biraz soğuk çarpmasına benziyor.
Soğuk vurmasında yapraklar kahverengileşiyor ve ince dalların kabuklarında uzunluğuna çatlama görülüyor. Hafif dokunduğunda kabuk odunsu kısımdan ayrılıyor. Bu durum nisanda yani ağaçlara su yürüdüğünde daha belirginleşiyor.
Bu durumda soğuk vurgun dallar budanmalı ve bordo bulamacı kullanılmalı.
Eğer resminizi verdiğiniz fidan ayvalık ise aynı tarlada gemlik varsa yukarıdaki anlatılan gibi soğuk vuruğu olmuştur.
Yani ayvalıklığa soğuk hafif çarptığında, gemlikliğe soğuk vuruyor.
Sizin verdiğiniz resime benzeyen soğuk çarpması durumu gemliklerde görüldü. Ayvalıklarda bir şey yoktu.
Tüm fidanların yeşil ince dallarında bu renk değişikliği varsa mutlaka bordo bulamacı kullanılmalı (mantar hastalıklarına/kansere) diye düşünüyorum.
acemi_caylak
10-03-2010, 06:06
Halil Bey,
Fidanlar Gemlik cinsi. Yaklaşık 200 adet genç (2 yaşında) ağaç var. Sadece 10-15 tanesinde bu durum var.
Daha önce Doğasever'e sorulmuştu. Bordo bulamacı yerine EM5 + EM FPE kullanılabileceğini söylemişti. Bu durumda Delfin ve EM' yi karıştırarak veya birer hafta ara ile vermekte bir çözüm olabilir gibi duruyor. Bunu deneyeceğim ve sonuçlarını buradan paylaşırım.
Ancak her koşulda fazla zarar görmüş uçları sizin dediğiniz gibi budamak gerekir.
MeyveliTepe
10-03-2010, 08:01
Bunun bir zararlının zararı olması ihtimali düşük görünüyor. Fiziki olarak zararlıyı gördünüz mü?
Zeytin fidesi tırtılı zararlısı ile hangi aylarda karşılaştınız?
Zeytin güvesi zararlısı ilk zararını haziran 15 ve ya 30 zunda başlar. iki ve ya üç nasil verebilir.
En son nesli sonbaharda havaların ılık sıcak giden dönemlerde zarar yapabiliyor.
acemi_caylak
10-03-2010, 12:32
Bunun bir zararlının zararı olması ihtimali düşük görünüyor. Fiziki olarak zararlıyı gördünüz mü?
Zararliyi fiziki olarak gormedim. Zaten bu yuzden don zarari mi fide ucu zararlisi mi emin olamadim.
acemi_caylak
10-03-2010, 12:41
Zeytin güvesi zararlısı ilk zararını haziran 15 ve ya 30 zunda başlar. iki ve ya üç nasil verebilir.
En son nesli sonbaharda havaların ılık sıcak giden dönemlerde zarar yapabiliyor.
Sn. Lilium,
Ilk kez Kasim ayi ortalarinda karsilastik. Sadece 3-4 agacta vardi. Ancak cok belirgin degildi. Gecen hafta sonu uclardaki zararin fotograftaki gibi ilerledigini farkettim.Ayrica etkilenen agac sayisida artmisti.
Kasım ayında da havalar sıcak giderse son nesil zarar verebilir,
Pek güve zararına benzemiyor ama yine de şüphelenmedim desem yalan olur, fotoğraflarda işaretlediğim filizler biraz şüphe çekiçi, bu türyaprakları birbirine yapışmış filiz uçlarını kontrol ediniz varsa zararlı içindedir.
129208
MeyveliTepe
10-03-2010, 13:13
Resim çok yakın değil ama ben yenmiş uç göremiyorum. Sanki kış şartlarından oluşan bir şey gibi.
Ben de tam olarak yenmiş bir şey göremedim,
Sevgili meyveli tepe, ilk yumurtadan çıkanlar önçe uç filiz içinde bu şekilde biraz kendilerini besledikten sonra daha büyüdüklerinde filizlerde ki zarar görülür oda mücadeleye çok geç kalınmıştır demek, ben ilk zararlıyı bu şekilde takip ediyorum gözlerim hep uc filizlerde;) bizde genelde haziran başından sonra görülebiliyor.
acemi_caylak
10-03-2010, 13:41
Sn. Meyvelitepe ve Sn. Lilium ilginize teşekkür ederim.
Akşama bir kaç resim daha eklerim. Belki yeni bir şeyler yakalarız.
acemi_caylak
10-03-2010, 21:00
Bulabildiğim en net resimleri ekliyorum. Dikkat ederseniz dördüncü resimdeki ağaçlarda hiç bir problem yok. Hatta kış boyunca bile sürgün verdiler.
129445
129446
129447
129448
Zeytinlibahçe
10-03-2010, 23:11
sn acemi caylak selamlar
-Sorun zeytinlerinizin kisinda surgun vermesinde,**** henuz surgundeyken gec sonbahar donlarinda agaclar korumasiz yakalaniyor,mevsimler normal gecse bu donemde surgunde degil uykuda olmasi gerekirdi.
-Butun zararlari agaclarinda yasamis bir kisi olarak gorusum agaclarin surgundeyken don dan etkilenmis (****** en dogru karari yetkili kurulus verecektir-bornova zeytin arastirmaya kargoyla gonderebilirsiniz)
-Don dan ne kadar etkilendiklerini henuz tam olarak anlayamassiniz,tam surgune gecmelerini beklemeniz lazim,nisan ortalari gibi.
-Zarar,yaprak ve dallarla sinirliysa sanslisiniz,govde de catlak ve yarilmalar varsa durum daha ciddi, zeytin solgunlugu/kanser yagislarin yogun oldugu bu yil agaclarinizi korumaniz gereken hastaliklar
-Bu gibi durumlarda acilen onerilen (hic kullanmak istemesemde)bakirli ilaclar,sistemik olanlari daha etkili
saygilarimla
acemi_caylak
11-03-2010, 12:13
-Bu gibi durumlarda acilen onerilen (hic kullanmak istemesemde)bakirli ilaclar,sistemik olanlari daha etkili
Ayhan Bey,
Sizinde dediğiniz gibi havalar bu yıl havalar çok sert geçmedi. Bizim orada Ocak ayı ortalarına kadar don görülmedi. Bu yüzden zeytinler sürgün vermeyi sürdürdüler.
Maalesef bu durum bazı ağaçları etkilemiş gözüküyor. Çünkü uçlar çok tazeydi.
Bakırlı ilaçları kullanmak istemiyorum ama 10-15 gün içerisinde toparlanma olmazsa sanırım %2 veya %3 lük Bordo Bulamacı uygulamak zorunda kalacağız.
Dün 1/500 lik EM5+EM FPE karışımını (1 lt EM5 ve 1 lt EM FPE 1 ton su ile karıştırıldı) yapraktan uyguladık.
Halil Önen
11-03-2010, 12:25
Ayhan Bey,
Sizinde dediğiniz gibi havalar bu yıl havalar çok sert geçmedi. Bizim orada Ocak ayı ortalarına kadar don görülmedi. Bu yüzden zeytinler sürgün vermeyi sürdürdüler.
Maalesef bu durum bazı ağaçları etkilemiş gözüküyor. Çünkü uçlar çok tazeydi.
Bakırlı ilaçları kullanmak istemiyorum ama 10-15 gün içerisinde toparlanma olmazsa sanırım %2 veya %3 lük Bordo Bulamacı uygulamak zorunda kalacağız.
Dün 1/500 lik EM5+EM FPE karışımını (1 lt EM5 ve 1 lt EM FPE 1 ton su ile karıştırıldı) yapraktan uyguladık.
Aynı ağaca;
Bordo bulamacı ve em uygulama tartışılıyordu!!!! :confused:
acemi_caylak
11-03-2010, 13:48
Aynı ağaca;
Bordo bulamacı ve em uygulama tartışılıyordu!!!! :confused:
Halil Bey,
Eğer toparlanma olmazsa mecburen Bordo Bulamacı uygulayacağız ve EM'nin etkisinden vazgeçmiş olacağız. Gerçekten zor bir seçim.
Aslında 20 şer gün aralıklarla uygulayıp test etmek gerekir ama ağaçları kurtarmak öncelikli olduğu için EM' nin etkisini azaltmayı veya yoketmeyi göze alıyoruz mecburen.
Dogasever
11-03-2010, 14:52
Halil Bey,
Eğer toparlanma olmazsa mecburen Bordo Bulamacı uygulayacağız ve EM'nin etkisinden vazgeçmiş olacağız. Gerçekten zor bir seçim.
Aslında 20 şer gün aralıklarla uygulayıp test etmek gerekir ama ağaçları kurtarmak öncelikli olduğu için EM' nin etkisini azaltmayı veya yoketmeyi göze alıyoruz mecburen.
Sn Acemi,
Kuşku duyuyorsanız bordo bulamacı uygulayın. Ama 10-15 gün sonra EM'yi de uygulayın. Dünyada Bakır bileşikleriyle EM'yi birlikte uygulayanlar var. Bakır bileşikleri kolay kolay EM'nin yararlı etkisini yok etmiyor. Merak etmeyin. Kolay gelsin.
Dogasever
11-03-2010, 15:02
Pest Management with EM5 and FPE
.- Black sigatoka in bananas is controlled.
.- Eriophyd mite in coconuts is controlled.
.- Rhinoceros beetle in coconuts is controlled.
.- Tea mosquito bugs, nut borers, leaf miners, webber, leaf folders and flower thrips in cashews
are controlled.
.- Caterpillars and bugs in vegetables are controlled.
.- With cow urine included the fungus attack in guavas is eliminated.
.- With a preparation of fish meal and EM, fungus in mangoes is controlled
.- In tomatoes and brinjal, bacteria wilt is controlled.
.- In orchids, virus-bacteria and fungus are controlled.
.- The Matrimandir gardens are visited every day by thousands of people. The rose gardens
are under a special program of mulching, ash, EM and FPE.
.- The most dramatic results were in citrus species affected by Gummosis (Diplodia
natalensis);used together with copper sulfate, all of them recovered from very bad damage..- Fruit trees affected by Phytophthora nicotianae and Anthracnose (Colletotrichum
gloeosporioides), (two of the most virulant pathogens) are controlled.
.- During monsoon, fungus attack on human feet is eradicated.
Kaynak: http://www.auroville.org/environment/EM_impact.pdf
Bakır bileşiği ile iilgili kırmızı yazılmış maddenin çevirisi:
.- En çarpıcı sonuçlar sitrus türlerinde elde edildi. Bu ağaçlar Gummosis (Diplodia
natalensis) (Türkçesi Zamklanma Hastalığı) hastalığından etkilenmişti; EM, Bakır Sülfat ile birlikte kullanıldı, hepsi çok kötü hasardan kurtuldu.
acemi_caylak
11-03-2010, 15:20
Sn Acemi,
Kuşku duyuyorsanız bordo bulamacı uygulayın. Ama 10-15 gün sonra EM'yi de uygulayın. Dünyada Bakır bileşikleriyle EM'yi birlikte uygulayanlar var. Bakır bileşikleri kolay kolay EM'nin yararlı etkisini yok etmiyor. Merak etmeyin. Kolay gelsin.
Sn. Dogasever,
EM' yi zaten kullandık. Kuşku duysam önceliği EM' ye vermezdim. Durumu izleyeceğim. Hastalık veya zararlıda ilerleme yoksa yine EM uygulayacağım. Ancak ilerleme varsa Bordo Bulamacı uygulayacağım.
Ayrıca sizin son mesajınızda ikisini birlikte kullanabileceğimi de görüyorum. Bu durumda 15-20 gün sonra Bordo Bulamacı ve daha sonra yine EM5 + EM FPE kullanabilirim.
acemi_caylak
14-03-2010, 08:01
Sn. Dogasever'in yaptığı alıntıya istinaden, problem olmayacağını düşünerek dün ağaçlara %2' lik bordo bulamacı da uyguladık. Gelişmeleri buradan aktarırım.
syıldıran
15-03-2010, 09:09
Sn. acemi çaylak ,
Merhaba . Aynı durum benim de 2 yaşındaki fidanlarımda vardı. Zararlı zeytin fidan tırtılı. Kış döneminde pek zararı olmuyor. Daha çok ilk bahar ve sonbaharda etkili oluyor. Ben çaresini Methidathion etkili maddeli Supracide uygulamakta buldum. Sırt tulumbasına 10-15 gr. koymak yeterli oluyor. Selamlar. .
acemi_caylak
15-03-2010, 09:58
Sn. acemi çaylak ,
Merhaba . Aynı durum benim de 2 yaşındaki fidanlarımda vardı. Zararlı zeytin fidan tırtılı. Kış döneminde pek zararı olmuyor. Daha çok ilk bahar ve sonbaharda etkili oluyor. Ben çaresini Methidathion etkili maddeli Supracide uygulamakta buldum. Sırt tulumbasına 10-15 gr. koymak yeterli oluyor. Selamlar. .
Sn. Syıldıran,
İlginiz için çok teşekkür ederim. Meyvelitepe' nin dediği gibi zararlıya rastlamadık. Bu yüzden önceliği kış zararı olabilir diye EM ve bordo bulamacına verdik. Eğer zeytin fidan tırtılı ile karşılaşırsam Delfin WG 'yi de hazır tutuyorum. Delfin WG'yi tercih etmemin nedeni organik olması.
Selamlar.
Zeytinlibahçe
15-03-2010, 10:34
selamlar
-sürgünler görülmeye başladı,bordo bulamacında 1-1.5% gecmemekte fayda var.
-Bizimde nisan başından itibaren kullanacagımız Ema+delfın wg
-arkadaşlar methidathion gibi toxic ilacları lütfen bu bölümde bahsetmeyelim
saygılarımla
MeyveliTepe
15-03-2010, 10:39
Sn. acemi çaylak ,
Merhaba . Aynı durum benim de 2 yaşındaki fidanlarımda vardı. Zararlı zeytin fidan tırtılı. Kış döneminde pek zararı olmuyor. Daha çok ilk bahar ve sonbaharda etkili oluyor. Ben çaresini Methidathion etkili maddeli Supracide uygulamakta buldum. Sırt tulumbasına 10-15 gr. koymak yeterli oluyor. Selamlar. .
Supracide tavsiye etmek için yanlış başlık :))
Bu başlıkta işin kolayına kaçmayıp, doğaya ve çevreye uyumlu, zehir içermeyen teknikleri bulup değerlendirmeye çalışıyoruz.
denizakvaryumu
15-03-2010, 13:32
Arkadaşlar bulunduğunuz bahçeye zeytin zararlıları için 1-2 kolonilik yarasa yuvası yapmayı düşündünüz mü?
http://www.eparks.org/wildlife_protection/wildlife_facts/bats/bat_house.asp
----------------------------------------------
Yarasaların ölümü, zeytinciliğin de sonu olacak !
” Yarasa deyip geçmeyin! ”
Bu sözler Prof. Dr. İsmail Duman’a ait. İ.T.Ü Kimya Metalurji Fakültesi öğretim üyesi Duman, yapımı tamamlanarak su tutması için son hazırlıkların yapıldığı Havran Barajı’nın 72 metreyi bulan gövde yüksekliğinden 10 binlerce yarasanın yuvası olan mağaralara bakarak söylüyor bu sözleri.
Hayat Televizyonu Çepeçevre Yaşam programının “Havran Barajının, yarasalar ve zeytinlere etkileri. Bu baraj kimin için?” konulu çekimlerine katılan Prof. Dr. İsmail Duman kadar zeytincilerin, köylülerin, yerel yöneticilerin ve bilimcileri de ortak kanısı bu yönde. Baraj yarasaların sonu olursa, bölgenin dünyaca ünlü zeytinciliği de tarih olur!..
ZEYTİN İÇİN YAŞAMSAL ÖNEMDE
DSİ’nin resmi internet sitesinde “sulama ve taşkın” amacıyla yazıldığı bilgisi yer alan Havran Barajı’ın yapımına 1995 yılında başlanmış. Birkaç sene önce baraj inşaatı tamamlanmış ama su tutma aşamasına gelen barajla ilgili önemli bir gelişme kamuoyunda tartışılmaya başlanmış. Barajın sus tutması sonrası gölet altında kalacak olan 3.15 km2’lik alan içerisinde bulunan mağaralarda yaşayan yarasalar yapılan tüm hesapları altüst etmiş.
Göl suları altında kalacak olan bu mağaralarda sayıları 30-40 bini bulan Türkiye’nin ikinci büyük yarasa popülasyonunun yaşadığının öğrenilmesi barajın su tutması işlemini daha başlamadan durdurmuş.
Peki bu yarasaları 72 milyon TL’ye mal olduğu söylenen bir barajın sus tutmasına engel olacak kadar önemli kılan özellik ne? Zeytin ve Zeytinyağı sektörünün önemli kurumlarından Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Yönetim Kurul üyesi Murat Narin bu yarasaların zeytincilik için yaşamsal önemde olduğunun altını çizdi. Yarasaların zeytin bitkisinin en önemli zararlısı olan zeytin sineği ile beslendiğini aktaran Narin, tıpkı Prof. Dr. İsmail Duman gibi bu yarasaların yok olması durumunda bölge zeytinciliğinin de sonunun geleceği görüşünde. Bu binlerce yıllık mağaraların Havran Barajının daha ÇED aşamasında gündeme gelmesi ve yarasaların korunması için önlem alınması gerektiğini söyleyen Narin, baraj gövdesinin şimdiki yerinden 50 metre geriye, vadinin daha dar olan yerine çekilmesi durumunda bu sorunun ortaya çıkmayacağı gerçeğine dikkat çekerken, bunun yapılmamasının bugünkü içinden çıkılmaz duruma neden olduğunu belirtti.
YASALARLA KORUMA ALTINDA AMA…
Türkiye’nin ikinci büyük yarasa popülasyonunu yaşadığı bölgedeki yarasalarla ilgili bilgiler, burada yapılan işin ne kadar da yanlış olduğunu ortaya koyuyor. Bölgede sayıları 30-40 bin arasında olduğu tahmin edilen yarasaların 16 ayrı türü olduğu ve bunların içinde iki tanesinin de (Kirpikli Yarasa ve Uzunayaklı Yarasa) endemik (Yeryüzünde sadece o bölgede yaşayan) türler arasına girdiği biliniyor. Üstelik bu yarasalar ulusal ve uluslararası birçok yasa tarafından da korunmakta. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 1 Haziran 2009 tarihinde yayınlanan resmi gazetedeki “Merkez Av Komisyonu Raporu”nda, koruma altına alınan hayvanlar listesinde Havran’daki yarasalar türleri de bulunmakta. Raporun 5. Maddesinde “…koruma altına alınan hayvanların avlanması, ölü ya da canlı bulundurulması ve nakledilmesi yasaktır” denilmekte. Yani bu yarasa türleri, altında Türkiye’nin de imzasının bulunduğu AB Fauna Flora Yönetmeliğinde de koruma altında bulunmakta. Henüz Türkiye’nin imzasının olmadığı bir diğer uluslararası anlaşma olan “Eurobats, Avrupa Yarasaları Koruma üzerine yapılan Anlaşma” da da koruma altında bu yarasa türleri. Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarının Korunması (Bern Sözleşmesi) de yarasalarla ilgili konuda Türkiye’yi bağlamakta.
TOKİ MAĞARASI!
Gerek bölgedeki yarasalarla ilgili bu ulusal ve uluslararası sözleşmelerin bağlayıcılığı, gerekse yarasaların bölge zeytinciliği açısından önemi barajın su tutmasının önüne geçerken, DSİ ve ilgili diğer kurumlar bu sorunun çözümü için çareler aramaya başladılar. İlgili kurumların soruna çözüm için ürettikleri en önemli proje ise yarasaların başka bir yere taşınması düşüncesi oldu. Yarasaların suyla dolacak mağaralarından suni olarak yapılan başka bir mağaraya taşınması düşüncesi birçok kesimden eleştiri ve tepki alsa da proje için çalışmalara hemen başlandı.
Baraj gövdesinin hemen yukarısında kalan tepenin üzerine dinamit patlatılarak ve iş makineleri ile 350 metre uzunluğunda yapay bir mağara yapıldı. 3 milyon TL’ye yapılan ve halk arasında TOKİ Mağarası esprisi ile adlandırılan bu projede de önemli bir sorun ortaya çıktı. Yarasalar binlerce yıldır oluşturdukları doğal ortamlarını terk ederek, kendilerine yapılan bu TOKİ mağarasına taşınmaya hiç de istekli değillerdi! Yarasaların evlerinden göçmemekteki bu kararlılığı sonrasında ne yapacaklarını şaşıran yetkililer bir taraftan da özellikle başını AKP’lilerin çektiği, Ziraat Odası gibi yerel örgütlerin de “Bir an önce baraj su tutsun” baskısı altında kalırlar.
GÜRÜLTÜLÜ ÇÖZÜM!
Bu ikilem içinde yarasaların yeni mağaralarına taşınması için bulunan yöntem ise hiç de insani değildir! Kış uykusuna yatmadan önce yarasaları bu mağaralardan çıkarmak isteyen yetkililer yarasaların çıkmamak için direndikleri mağaraları büyük ses ve ışık sistemleri yerleştirerek onları kaçırmak gibi “vahşi” olarak nitelenen bir yöntemi uygulayamaya sokarlar. DSİ yetkililerinin basına bu yöntemle ilgili yakında uygulayacağız açıklamalarını yaptıkları sıralarda, bunu zaten yaşama geçirdikleri, yani yarasaları yuvalarından kovmak için mağaraların içine ses ve ışık sistemleri yerleştirdikleri Çepeçevre Yaşam Ekibi’nin barajla ilgili çekimleri sırasında ortaya serildi.
İŞKENCE YAPILIYOR
Geçtiğimiz günlerde AKP Balıkesir İl Genel Meclisi üyesi İbrahim Yılmaz Duman’ın yarasaların yeni mağaraya naklinin gerçekleştirildiği ve sorunun çözüldüğü yönünde açıklamaları basına yansıdı. Yarasalar konusunda uzman olan bilimcilerden birisi olan Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Emrah Çoraman ise bu mağaralara yarasaların yerleşmesinin çok zor olduğu görüşünde. Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Çoraman, yarasaların binlerce yıldır yaşadıkları mağaraların ısı, nem, ışık, fiziksel durumları gibi özellikleri nedeniyle yaralarca ev olarak kullanıldığını hatırlatarak, yapılan suni mağaralarda aynı şartların yaratılmasının neredeyse olanaksız olduğunu söyledi. Yine daha önce bölgedeki mağaralarda bilimsel araştırmalar yapan Prof. Dr. Engin Beksaç ise olayın bir başka boyutuna dikkat çekiyor. Prof. Beksaç, bu mağaraların tarih öncesine kadar uzanan buluntular taşıdığı ve bu yönüyle de koruma altına alınması gerektiğini söylüyor. Doğa Der Başkanı Güven Eken mağaralarda yarasaların çıkarılması için yapılan işlemi “İşkence olarak” nitelendiriyor. Karanlıkta yaşayan bir hayvana büyük spotlarla ışıklar verilmesini tüm sözleşmelere ve kamu vicdanına aykırı olduğunu belirten Eken, “Hem de bunun Çevre ve Orman Bakanlığı’nın eliyle yapılıyor olması akıl alır iş değil. Bakan Veysel Eroğlu’na bu katliamı durdurması çağrısında bulunuyorum” dedi. Eken, yarasalara yapılan bu uygulamalarla ilgili ulusal ve uluslararası düzeyde bürokratik ve hukuki anlamda her türlü girişimi yapacaklarını dile getirdi.
BARAJ ALTINCILAR İÇİN YAPILDI
Yarasalarla ilgili durum böyleyken Havran Barajı konusunda da değişik görüşler tartışılmaya başlandı. Güre Belediye Başkanı Kamil Saka, bölgede altın madencilerinin cirit attığını belirterek, her altın madeni projesinin yanında bu tür barajların da olduğuna dikkat çekti.
Saka, “Bergama Yortanlı, Ulukışla ve Havran barajlarının ortak özelliği, çok su tüketen altın işletmelerine komşu olmasıdır. Bu barajın altın madencilerinin gereksinimi için yapıldığını düşünüyorum” diye konuştu.
YARARDAN ÇOK ZARAR GETİRECEK
UZZK Yönetim Kurulu Üyesi Murat Narin de Saka ile aynı görüşü paylaşanlardan.
Sulama amacıyla yapıldığı söylenen barajın Türkiye’nin en büyük zeytincilik alanlarının bulunduğu yöre için yarardan çok zarar getireceğini belirten Narin, “Barajın iklimi değiştireceği ve daha nemli bir ortam yaratacağı biliniyor. Bu ortam zeytinin en büyük düşmanı olan zeytin sineğinin de çoğalmasına yol açacak. Bunları yiyerek beslenen yarasaları da bu şekilde ortadan kaldırdığınızda, buradaki zeytinciliğin geleceğinin olmadığı ortaya çıkmakta” diye konuştu.
YARASALARIN HİÇ ŞANSI YOK
Prof Dr. İsmail Duman ise barajla ilgili Doç. Dr. Ahmet Karataş ve iki Alman bilimcinin raporlarındaki bir ayrıntıya dikkat çekerek, “Barajda sulama yanında enerji üretimi de yapılacağı yazıyor bu raporda. Eğer böyle ise bu yarasaların hiç şansları yok. Yeni yerlerine taşınsalar bile bu enerji hatları nedeniyle yarasalar bölgede yaşayamaz” dedi.
http://doganin.melektozlari.com/yarasalarin-olumu-zeytinciligin-de-sonu-olacak
MeyveliTepe
15-03-2010, 13:43
Bizim bahçe bu konuda nasibini alıyor. Yuvaları nerede bilmiyorum, etrafta öyle pek mağara filan yok. Fakat hiç dokunulmayan servi ve diğer ormanlaşmış arazi parçaları var. Oralarda da yuvalanıyor olabilirler. Bahardan itibaren bizim aydınlatma direğinin etrafında 50 metre çapındaki bir hacimde yüzlercesi sabaha kadar herhalde onbinlerce sorti yapıyorlar. Karanlık bölümleri göremediğim için bilmiyorum. Işığa yaklaşan börtü böcek sebebiyle özellikle orada aktif olabilirler.
Gündüz kuşlar, gece yarasalar olmasaydı ne yapardık bilmiyorum :)
denizakvaryumu
15-03-2010, 13:59
Özellikle dana burnu için de faydalı...
Topraktan çıktığında gece uçuşu yapıyor bu böcek, böylece kuşlardan korunuyor yarasalar olmasa dana burnu çok daha zararlı olurdu.
syıldıran
15-03-2010, 14:34
Supracide tavsiye etmek için yanlış başlık :))
Bu başlıkta işin kolayına kaçmayıp, doğaya ve çevreye uyumlu, zehir içermeyen teknikleri bulup değerlendirmeye çalışıyoruz.
Merhaba ,
Yaptığım işin kolayına kaçmak değildir. Öncelikle Forumdaki mesajları nedeniyle kendime yakın gördüğüm Sn. acemi çaylak arkadaşımıza yardımcı olmak amacıyla yazmış olduğum bir mesajımdır. Zeytin fidan tırtılı için Zeytincilik Araştırma Enstitüsü dahil bir çok yerde yaptığım araştırma da önerilmiş bir organik veya kimyasal bir insektisit bulamadım. Yaptığım birkaç deneme sonucu sonuç aldığım için Sn. acemi çaylak arkadaşımıza yardımım dokunacağını düşünerek o mesajı yazdım. Kullanılacak olan zeytin fidanları henüz 2 yaşında ürüne yatmamış fidanlardır. Bu nedenle kalıntı problemi de olmıyacaktır. Ürüne yatmış ağaçlarda bile hasata kadar geçmesi gereken süre 30 gündür. Yanlış başlık olduğunu belirtmişsiniz , ama dikkat ettim bu başlıkta tüm mesajlar sadece kaolin kili ve Delfin WG. isimli Bacillus Thuringiensis isimli preparata yönelik. Kaolin kilinin kimyasal yapısı nedir , bu konuda hiçbir bilgi verilmemiş . Eğer içeriğinde kuvars veya türevi var ise insan sağlığı için zararlıdır , ben konunun uzmanı değilim ama bildiğim kadarıyla kuvars üretim tesislerinde çalışan kişilerde ciddi akciğer rahatsızlıkları oluşuyor. Ayrıca bu başlıkta devamlı önerilen Delfin WG. isimli preparat limon güvesi için ruhsatlı olup , zeytin için ruhsatlı değildir. Bu preparatın diğer ilaç firmalarınca da üretilmiş Dipel , Thuricide , Rebound vb. muadilleri vardır , neden sadece Delfin WG. Selamlar . .
Halil Önen
15-03-2010, 15:10
Merhaba ,
Yaptığım işin kolayına kaçmak değildir. Öncelikle Forumdaki mesajları nedeniyle kendime yakın gördüğüm Sn. acemi çaylak arkadaşımıza yardımcı olmak amacıyla yazmış olduğum bir mesajımdır. Zeytin fidan tırtılı için Zeytincilik Araştırma Enstitüsü dahil bir çok yerde yaptığım araştırma da önerilmiş bir organik veya kimyasal bir insektisit bulamadım. Yaptığım birkaç deneme sonucu sonuç aldığım için Sn. acemi çaylak arkadaşımıza yardımım dokunacağını düşünerek o mesajı yazdım. Kullanılacak olan zeytin fidanları henüz 2 yaşında ürüne yatmamış fidanlardır. Bu nedenle kalıntı problemi de olmıyacaktır. Ürüne yatmış ağaçlarda bile hasata kadar geçmesi gereken süre 30 gündür. Yanlış başlık olduğunu belirtmişsiniz , ama dikkat ettim bu başlıkta tüm mesajlar sadece kaolin kili ve Delfin WG. isimli Bacillus Thuringiensis isimli preparata yönelik. Kaolin kilinin kimyasal yapısı nedir , bu konuda hiçbir bilgi verilmemiş . Eğer içeriğinde kuvars veya türevi var ise insan sağlığı için zararlıdır , ben konunun uzmanı değilim ama bildiğim kadarıyla kuvars üretim tesislerinde çalışan kişilerde ciddi akciğer rahatsızlıkları oluşuyor. Ayrıca bu başlıkta devamlı önerilen Delfin WG. isimli preparat limon güvesi için ruhsatlı olup , zeytin için ruhsatlı değildir. Bu preparatın diğer ilaç firmalarınca da üretilmiş Dipel , Thuricide , Rebound vb. muadilleri vardır , neden sadece Delfin WG. Selamlar . .
Sn.Syıldırım,
şimdilerde de EMA' yı denemeye başladık.
En ekonomik ve etkili doğal mücadele yolu arıyoruz.
Bende yeni fidanlarda başlamıştım hani bir alışkanlık olsun diye. Yeter ki zehir kullanma alışkanlıklığımızı bir az olsun bırakalım. (kolay değil ama)
Saygılar
omer.tuncer
15-03-2010, 15:24
Kaolin kilinin kimyasal yapısı nedir , bu konuda hiçbir bilgi verilmemiş . Eğer içeriğinde kuvars veya türevi var ise insan sağlığı için zararlıdır , ben konunun uzmanı değilim ama bildiğim kadarıyla kuvars üretim tesislerinde çalışan kişilerde ciddi akciğer rahatsızlıkları oluşuyor. . .
Ben de tam bu konuda konuşmak istiyorum. kaolin kili tamam Türkiyede çok ama şu anda kullandığınız kaolin kili ithal Basf firmasının ürünü yani dünyanın en büyük kimyasal zehir tücarının ürünü. eger bu firma bunu sadece seraların örtülemesinde kullanıyorsa, meyvelerin kaplanmasında kullanılması yöntemi yıllardır var ise. Neden litarütüre girmiyor ve hala tescil almıyor üstelik içinde her hangi bir yapıştırıcı koymuyor. Yapıştırıcıyı ayrı satınalıyoruz.
syıldıranın tüm yazdıklarına katılmamala beraber yukarda ki alıntıladığım kısmına katılıyorum.
MeyveliTepe
15-03-2010, 15:24
Merhaba ,
Yaptığım işin kolayına kaçmak değildir. Öncelikle Forumdaki mesajları nedeniyle kendime yakın gördüğüm Sn. acemi çaylak arkadaşımıza yardımcı olmak amacıyla yazmış olduğum bir mesajımdır. Zeytin fidan tırtılı için Zeytincilik Araştırma Enstitüsü dahil bir çok yerde yaptığım araştırma da önerilmiş bir organik veya kimyasal bir insektisit bulamadım. Yaptığım birkaç deneme sonucu sonuç aldığım için Sn. acemi çaylak arkadaşımıza yardımım dokunacağını düşünerek o mesajı yazdım. Kullanılacak olan zeytin fidanları henüz 2 yaşında ürüne yatmamış fidanlardır. Bu nedenle kalıntı problemi de olmıyacaktır. Ürüne yatmış ağaçlarda bile hasata kadar geçmesi gereken süre 30 gündür. Yanlış başlık olduğunu belirtmişsiniz , ama dikkat ettim bu başlıkta tüm mesajlar sadece kaolin kili ve Delfin WG. isimli Bacillus Thuringiensis isimli preparata yönelik. Kaolin kilinin kimyasal yapısı nedir , bu konuda hiçbir bilgi verilmemiş . Eğer içeriğinde kuvars veya türevi var ise insan sağlığı için zararlıdır , ben konunun uzmanı değilim ama bildiğim kadarıyla kuvars üretim tesislerinde çalışan kişilerde ciddi akciğer rahatsızlıkları oluşuyor. Ayrıca bu başlıkta devamlı önerilen Delfin WG. isimli preparat limon güvesi için ruhsatlı olup , zeytin için ruhsatlı değildir. Bu preparatın diğer ilaç firmalarınca da üretilmiş Dipel , Thuricide , Rebound vb. muadilleri vardır , neden sadece Delfin WG. Selamlar . .
Sn.Syıldıran,
Bu başlık "Zeytin Hastalık ve Zararlılarıyla Doğal Mücadele" başlığıdır. Önerdiğiniz ürün bir zehirdir ve doğal mücadele araçlarından değildir. Bu sebeple başlık uygunsuz dedim. Yoksa siz bahçenizde istediğiniz kadar kullanın, biz karışmayız :)
Bu başlıkta önerilen preperat ve yöntemlerin hiç biri doğaya, toprağa, suya, havaya, hedef zararlı dışında başka hayvanlara, kalıcı veya geçici zarar vermez.
Bu çerçevede katkıda bulunabileceğiniz preperat, yöntem veya başka bir şey varsa buyurun.
denizakvaryumu
15-03-2010, 15:45
Ben de tam bu konuda konuşmak istiyorum. kaolin kili tamam Türkiyede çok ama şu anda kullandığınız kaolin kili ithal Basf firmasının ürünü yani dünyanın en büyük kimyasal zehir tücarının ürünü. eger bu firma bunu sadece seraların örtülemesinde kullanıyorsa, meyvelerin kaplanmasında kullanılması yöntemi yıllardır var ise. Neden litarütüre girmiyor ve hala tescil almıyor üstelik içinde her hangi bir yapıştırıcı koymuyor. Yapıştırıcıyı ayrı satınalıyoruz.
syıldıranın tüm yazdıklarına katılmamala beraber yukarda ki alıntıladığım kısmına katılıyorum.
Hımm, tescil konusu doğru mudur, neden tescil alamıyor?
MeyveliTepe
15-03-2010, 15:50
Ben de tam bu konuda konuşmak istiyorum. kaolin kili tamam Türkiyede çok ama şu anda kullandığınız kaolin kili ithal Basf firmasının ürünü yani dünyanın en büyük kimyasal zehir tücarının ürünü. eger bu firma bunu sadece seraların örtülemesinde kullanıyorsa, meyvelerin kaplanmasında kullanılması yöntemi yıllardır var ise. Neden litarütüre girmiyor ve hala tescil almıyor üstelik içinde her hangi bir yapıştırıcı koymuyor. Yapıştırıcıyı ayrı satınalıyoruz.
syıldıranın tüm yazdıklarına katılmamala beraber yukarda ki alıntıladığım kısmına katılıyorum.
Kaolin zengini ülkemizde bu madeni %95 saflıkta ve 2 mikron tanecik boyutlu olarak öğütmeyi başarırlarsa neden olmasın?
Tarımda kullanılabilir kaolini tek satan Basf değil. Türkiyede sunguard ismiyle satılan bir ürün de var ve aynı kalitededir.
İşin gerçeği, bu efsafta kaolini ilk üreten Engelhart isimli bir firmadır. Bu firma surround ve sunguard olarak iki ye bölündü. En tanınmışı olan surround'u basf firması parayı bastırıp satın aldı. Basf sitesine bakarsanız bu ürünün zararlı mücadelesinde doğal bir yöntem olarak kullanımından hiç söz etmez. Sunguard'ı satan firma da bunu yüksek sesle söyleyemez. Neden acaba?
Bu konuda epey bir literatür de var. İsteyen biraz zahmet edip araştırır, bulur, okur. Geçen yıl bu zamanlar kendi adıma karıştırmadık literatür bırakmamıştım. O zamanlar kaolin kullanarak meyve sinekleriyle mücade kendi adıma literatüre rağmen bir olasılık iken, bugün çok başarılı bir realitedir. Ancak dediğim gibi sadece kendi adıma konuşabilirim. Ne güzel ki, bu başlıkta bu deneyime sahip başkaları da oldu.
Türkiyede resmi kurumlar bu malzemenin kullanımını hiç ağızlarına almazlar. Onun yerine onlar da supracide veya benzerlerini önerirler. Hatta, ne olur ne olmaz diye uçakla da atarlar bunları. Ben de çok merak ediyorum, neden?
Bu malzemeye yapıştırıcı koymamaları da son derece normal. Neden koysunlar ki? Onlarca çeşit yapıştırıcı var. Hangisini koyacaklar? Bunu ben isteyecek miyim? Kimi sentetik yapıştırıcı kullanır, kimi de doğal reçine.
BT bakterisinin iki temel izolatı var. Biri sivrisinek larvalarına etkili, diğeri kelebek larvalarına. Kelebek larvalarına etkili olan, markadan bağımsız olarak her türlü güve ve kelebek larvasına karşı etkilidir. Başka markalarla ilgili deneyim varsa memnuniyetle dinleriz, başlığa pozitif bir zenginlik katar. Hatta deneriz.
MeyveliTepe
15-03-2010, 15:51
Hımm, tescil konusu doğru mudur, neden tescil alamıyor?
KKGM kaolin kilini tescil alınmasına gerek olmayan malzemelerden saymış.
MeyveliTepe
15-03-2010, 16:49
... Kaolin kilinin kimyasal yapısı nedir , bu konuda hiçbir bilgi verilmemiş . Eğer içeriğinde kuvars veya türevi var ise insan sağlığı için zararlıdır , ben konunun uzmanı değilim ama bildiğim kadarıyla kuvars üretim tesislerinde çalışan kişilerde ciddi akciğer rahatsızlıkları oluşuyor. ...
Açıkçası kaolinin sera örtülemesinde kullanıldığını duymadım. Bunun için birileri içinde ne olduğu belli olmayan beyaz bir toz satıyor. Hatta meyvelere atılabilir diye de gayri-resmi pazarlama da yapıyor.
Kaolin yerine mikronize klinoptilolit bu sezon bir kaç ağaçta deneyip kaolin ile karşılaştırmasını yapacağız.
Kaolin ile kuvars arasında herhangi bir bağlantı mevcut değildir. Kaolinin özgül ağırlığı çok düşüktür (yanlış hatırlamıyorsam 0,65 gr/cm3), kimyasal yapısı aliminyum silikat olan bu doğal maden, yenebilir madenler içindedir. Zaten de pek çok yiyecek katkılarında, ilaçlarda ve diş macunlarında kullanılmaktadır. Sabahları içtiğim süte bir tatlı kaşığı kaolin tozu karıştırıp içebilirim fakat siz aynını sakın kuvars veya supracide ile denemeyin :)
omer.tuncer
15-03-2010, 17:05
Aramızda kim araştırmacı kim değil fark çıkıyor. Meyveli tepe yine döktürmüşsün seni bu sitenin araştırmacı organikçisi ilan ediyorum. (tabi bu benim görüşüm bazıları bu yazdığımdan hoşlanmaya bilir.) ben başım sıkışınca veya merak ettiğim konuda Meyveli tepeyi deneyimlerinden dolayı danışılacak (özellikle organik) bir arkadaş olarak görüyorum. Kimse kusura bakmasın.
MeyveliTepe
15-03-2010, 17:49
Yaptığım işin kolayına kaçmak değildir. Öncelikle Forumdaki mesajları nedeniyle kendime yakın gördüğüm Sn. acemi çaylak arkadaşımıza yardımcı olmak amacıyla yazmış olduğum bir mesajımdır. Zeytin fidan tırtılı için Zeytincilik Araştırma Enstitüsü dahil bir çok yerde yaptığım araştırma da önerilmiş bir organik veya kimyasal bir insektisit bulamadım. Yaptığım birkaç deneme sonucu sonuç aldığım için Sn. acemi çaylak arkadaşımıza yardımım dokunacağını düşünerek o mesajı yazdım.
Sn.syıldıran,
İyi niyetle bir şey yazdınız, bir araba laf ettik :) Amacım herhangi bir eleştiri değildir, lütfen yanlış anlamayınız.
Zeytinlibahçe
15-03-2010, 17:50
selamlar
- kimyasal ilac kullanmaya,önerip,önerilmeye o kadar aşina olmuşuz ki hic soru dahi sormadan alıp kullanıyoruz,iş dogal ürünlere gelince bütün şüpheci tavrımızı ortaya koyuyoruz.
-Bahcelerimizde tüm börtü böcek içinde bize zararı olanların oranı 1% bile geçmez oysa kimyasal kullanarak üstelik mücedelede bize yardımcı olan geri kalan 99% kısmınıda öldürüp,ekolojik dengeyi bozuyoruz.
-Hicbir dogal ürüne ön yargılı degilim,burada zaten bir avuc gönüllüyüz.deneyimlerimizi paylaşıyoruz,biz bunları denedik,paylaştık diger arkadaslarda denesinler,paylaşsınlar bu bölümdeki ürünleri cogaltalım
saygılarımla
denizakvaryumu
15-03-2010, 19:29
http://www.cagmet.com/getsun/
Linkteki ürün aliminyum silikat mı, klino mu?
Zeytinlibahçe
15-03-2010, 20:03
sn denizakvaryumu selamlar
Mersin tarım fuarın da satıcısıyla tanıştım,hızlıca tuttugum notlar arasında icerigi asagıda oldugu gibidir,mide ilacı talcid le benzer özellikte.klino icinde yok.
iceriginde kalsiyum oksit
magnezyum oksit
silisyum oksit
demir oksit
potasyum oksit
aliminyum oksit
titanyum
numune de verdiler,inceliyorum,ismi biraz tezat get sun
saygılarımla
acemi_caylak
15-03-2010, 20:16
Gündüz pek bakamamıştım. Oldukça fazla tartışma olmuş. Ancak içeriğine baktığımda herkes iyi niyetli olarak tecrübelerini aktarmış. En güzeli de kimse kırılmamış.
Kaolin ve Kuvarsla ilgili tartışmaya bende kimyasal formülleri ile ilgili bir katkıda bulunayım.
Kuvarsın kimyasal formülü SiO2 olup diğer adı silisyum dioksittir.
Kaolin ise bildiğimiz kilin çok özel bir halidir. Kili meydana getiren maddeler, sulu aliminyum silikatlerdir. m Al2O3 n SiO2 p H2O genel Kimyasal bileşim formülü ile ifade edilen kil, çok saf olduğu zaman Hidrate Alümin Silikat (kaolinit) adını alır. Kaolinit’ in kimyasal formülü:
Al2O3 .SiO2. 2H2O dur. Ancak ağaçlara bu şekilde uygulanmıyor. Meyvelitepe' nin dediği gibi mikron seviyelerinde öğütülmesi gerekiyor. Bu ise fiyatı oldukça yükseltiyor. Yerli olan ürünün fiyatı da hiçte ucuz değil.
Alternatif olarak kullanılacak klinoptilolit konusunda üreticisi oldukça iddialı. (Bu ürünün içeriği ise, akali ve toprak alkali metallerin kristal yapıya sahip sulu alümina silikatlari olup iskelet yapılarındaki Si/Al oranlarındaki ve içerdikleri katyon cinsi ve miktarlarındaki bazı farklılıklara rağmen;
(M+, M+2)O Al2O3 9SiO2 nH2O genel formülü ile ifade edilebilirler. Burada M, alkali ve toprak alkali metalleri simgeler. M+ bir alkali katyon olup genellikle Na+ veya K+, nadiren de Li+ olur. M+2 ise bir toprak alkali katyondur ve genellikle Mg+2, Ca+2, Fe+2 nadiren de Ba+2, Sr+2 olur. n birim hücredeki su molekülü miktarıdır.) Denemelerin başarılı olduğunu söylüyor. Bildiğim kadarıyla Meyvelitepe ve Ayhan Bey şimdiden temin ettiler. Ancak küçük miktarlarda satışının olmayışı, büyük miktarlarda ise nakliye maliyetinin çok yüksek oluşu benim gibi uzaktakiler için, şimdilik temini zor bir ürün olarak duruyor.
Herkese saygı ve selamlar.
Not: Bilgilerin hepsini farklı yerden topladığım için formüllerle ilgili alıntının linkini veremedim.
MeyveliTepe
15-03-2010, 20:30
http://www.cagmet.com/getsun/
Linkteki ürün aliminyum silikat mı, klino mu?
Hiçbiri. Ne olduğu belirsiz bir şey.
syıldıran
15-03-2010, 20:38
Açıkçası kaolinin sera örtülemesinde kullanıldığını duymadım. Bunun için birileri içinde ne olduğu belli olmayan beyaz bir toz satıyor. Hatta meyvelere atılabilir diye de gayri-resmi pazarlama da yapıyor.
Kaolin yerine mikronize klinoptilolit bu sezon bir kaç ağaçta deneyip kaolin ile karşılaştırmasını yapacağız.
Kaolin ile kuvars arasında herhangi bir bağlantı mevcut değildir. Kaolinin özgül ağırlığı çok düşüktür (yanlış hatırlamıyorsam 0,65 gr/cm3), kimyasal yapısı aliminyum silikat olan bu doğal maden, yenebilir madenler içindedir. Zaten de pek çok yiyecek katkılarında, ilaçlarda ve diş macunlarında kullanılmaktadır. Sabahları içtiğim süte bir tatlı kaşığı kaolin tozu karıştırıp içebilirim fakat siz aynını sakın kuvars veya supracide ile denemeyin :)
Sn. Meyvelitepe ,
Öncelikle belirteyim ki hiçbir ilaç veya gübre firmasıyla resmi veya gayri resmi hiçbir bağım yok , işin ticaretini de yapmıyorum. Kaolininde kuvarsında kaynağı toprak değilmidir. Kaolin topraktan izole edilirken bir çok az da olsa ppm seviyesinde karışmış olamaz mı ? Sabah kahvaltısında süte kaolin karıştırmaktan bahsediyorsunuz , kaolinde kuvars da zehirli değildir , bu nedenle aşırı dozda alınmadıktan sonra sindirim sistemine zarar vermezler. Ama her iki madde örtücü özelliğe sahip olup , özellikle kuvars akciğerlerdeki bronşların üzerini kapatarak zarar verir. Alaycı bir şekilde sabah kahvaltısıyla olan ifadenizde aynı şeyi Supracide ile denemeyin diyorsunuz. Biraz bile okuması olan işin içerisinde olan herkes bilir ki Supracide Çok Zehirli sınıfına giren bir insektisittir. Ancak son çare olarak kullanılan bir tarım ilacıdır. Bu nedenle alaycı ve saldırgan bu ifadeniz için üzüldüğümü belirtmek isterim. Daha önce de belirttiğim gibi niyetim , Sn. acemi çaylak arkadaşımıza belki yardımım olur düşüncesiyle yazmıştım mesajımı . Peki ben size şunu sorayım , sabah kahvaltınızda sütünün içerisine Delgin WG. de koyup içebilirmisiniz. Selamlarımla . .
MeyveliTepe
15-03-2010, 20:43
Hiçbiri. Ne olduğu belirsiz bir şey.
Sitelerine baktım. Bu sefer;
%37 CaO, %13 MgO, %5,5 SiO2, %0,008 Fe2O3, %0,016 K2O, %0,5 AL2O3, %0,010 TiO2, %10 Özel Tabii Katkı (http://www.cagmet.com/getsun/)
gibi bir şey yazmışlar. CaO kalsiyum oksittir. O da benim bildiğim kireç hatta sönmemiş kireçtir. Formülü uydurdular mı bilemiyorum ama yapraklara böyle kireç atmak tehlikelidir. Yüksek alkali olması da cabası. %13 var denilen MgO (magnezyum oksit) da sağlığa faydalı bir şeye benzemiyor (http://en.wikipedia.org/wiki/Metal_fume_fever).
MeyveliTepe
15-03-2010, 21:09
Sn. Meyvelitepe ,
Öncelikle belirteyim ki hiçbir ilaç veya gübre firmasıyla resmi veya gayri resmi hiçbir bağım yok , işin ticaretini de yapmıyorum. Kaolininde kuvarsında kaynağı toprak değilmidir. Kaolin topraktan izole edilirken bir çok az da olsa ppm seviyesinde karışmış olamaz mı ? Sabah kahvaltısında süte kaolin karıştırmaktan bahsediyorsunuz , kaolinde kuvars da zehirli değildir , bu nedenle aşırı dozda alınmadıktan sonra sindirim sistemine zarar vermezler. Ama her iki madde örtücü özelliğe sahip olup , özellikle kuvars akciğerlerdeki bronşların üzerini kapatarak zarar verir. Alaycı bir şekilde sabah kahvaltısıyla olan ifadenizde aynı şeyi Supracide ile denemeyin diyorsunuz. Biraz bile okuması olan işin içerisinde olan herkes bilir ki Supracide Çok Zehirli sınıfına giren bir insektisittir. Ancak son çare olarak kullanılan bir tarım ilacıdır. Bu nedenle alaycı ve saldırgan bu ifadeniz için üzüldüğümü belirtmek isterim. Daha önce de belirttiğim gibi niyetim , Sn. acemi çaylak arkadaşımıza belki yardımım olur düşüncesiyle yazmıştım mesajımı . Peki ben size şunu sorayım , sabah kahvaltınızda sütünün içerisine Delgin WG. de koyup içebilirmisiniz. Selamlarımla . .
Yazdıklarımı saldırganlık veya alaycılık olarak algıladınız ise özür dilerim, amacım öyle bir şey değildir. Herhangi bir ilaç firmasıyla bağınız olduğu gibi bir şey de aklımın ucundan geçmedi. Yazdığınız, hangi ziraat görevlisine sorsanız gözü kapalı söyleyeceği türden bir şeydi zaten.
Özellikle "doğal yollarla mücadele"nin konuşulduğu başlıkta zehir tavsiyesi şok etkisi yapmadı desem yalan olur. Üstüne üstlük, bir yandan zehir tavsiye edip diğer yandan doğal yolları zehirlerle kıyaslayarak doğal yolların sakıncalı olabileceğini söylemeniz, deyim yerindeyse "müslüman mahallesinde salyangoz satmaya benzedi" :)
Yazdığınızı "zeytin" başlığında yazsaydınız kendi adıma dönüp bakmazdım bile.
Evet, kaolin de topraktan çıkıyor kuvars da. Bu konuda başka bir şey yazmıyayım daha iyi.
Sabahları süte delfin karıştırıp içmek tercih edeceğim bir diyet olmamakla birlikte, evet içebilirim. Hatta EM ile karıştırıp da içebilirim. EM'deki 82 bakteriye bir tane daha ilave edilmiş olur. Ama kuvars içmem :)
Sn.syıldıran, bu başlıkta bir preperat zehirli ise asla son çare değildir. Hiç bir şekilde "çare" sınıfına girmez. Sanırım dalgınlığınıza gelen bu oldu.
"Sayın Meyvelitepe,
Kaolin uygulamanızdan memnun kalmanız nedeni ile ben de bu sene zeytin ağaçlarına kaolin kili uygulamayı düşünüyorum.
Deneme amacıyla bir seramik imalatçısından 1 kaç kg kaolin temin ettim.
% 2 civarında eriterek bir ağacın dalına uyguladım. Fakat dalı istediğim gibi kaplamadı. Damlalar yaprak uçlarına doğru akarak kaolin yoğunluğu yaprak uçlarına doğru fazla üst kısımlarında ise çok az yoğunlukta oldu. Yapıştırıcı bir meteryal kullanırsam homojen bir kaplama elde edebilirmiyim?
Bir konuda da tereddütüm var. Hasat zamanında tanelerdeki kaolini nasıl temizliyorsunuz? Ağaçlara ilaç makinası ile tazyikli su uygulalarsam taneleri kaolinden temizleyebilirmiyim?
Saygılarımla
MeyveliTepe
15-03-2010, 21:44
Sn.Reytabu,
Temin ettiğiniz kaolinin parçacık büyüklüğünü biliyor musunuz? Bir vakit seramikçilere kaolin sağlayanlara sormuştum. 70-80 mikrondan aşağısını bulamamıştım. Tarımda kullanılan kaolinin parçacık büyüklüğünün mümkünse 2 mikrondan küçük olması gerekiyor.
1960'lı yıllarda ABD'de 20-30 mikron tanecik boyutlu kaolin ile yapılan denemeleri ve onların başarı sağlayamadığını okumuştum.
Sn.Reytabu,
Temin ettiğiniz kaolinin parçacık büyüklüğünü biliyor musunuz? Bir vakit seramikçilere kaolin sağlayanlara sormuştum. 70-80 mikrondan aşağısını bulamamıştım. Tarımda kullanılan kaolinin parçacık büyüklüğünün mümkünse 2 mikrondan küçük olması gerekiyor.
1960'lı yıllarda ABD'de 20-30 mikron tanecik boyutlu kaolin ile yapılan denemeleri ve onların başarı sağlayamadığını okumuştum.
Kalolin aklımda kaldığı kadarıyla 2 mikron. Kepeksiz un inceliğinde . Tamamına yakını 2-3 dakikada suda çözüldü. Üreticisi Bulgaristan' da bir firma.
MeyveliTepe
15-03-2010, 22:58
Endüstriyel kaolinde bu jadar küçük parçacık boyutunda öğütmezler (aslında öğütemezler). Temin ettiğiniz ürün gerçekten 2 mikron ise kullanabilirsiniz. 2 mikronluk kaolin, undan defalarca kere daha incedir.
Doğal reçine esaslı bir yayıcı yapıştırıcı ile uzun süre dayanım sağlanabilir. Kaolin uygulandığında gözle baktığınızda tam bir homejen yayılma görünmez, küçük benekler gibidir. Ancak 2 mikronluk tanecikler belli belirsiz bir film gibi yüzeyleri kaplar. Bu da hem güneş hem de meyve sinekleri için yeterli koruma sağlar.
Kaolinin meyve yüzeylerinden temizlenmesi silme veya yıkama esnasında tanelerin biribirine sürtünmesi suretiyle kolayca sağlanyor.
Endüstriyel kaolinde bu jadar küçük parçacık boyutunda öğütmezler (aslında öğütemezler). Temin ettiğiniz ürün gerçekten 2 mikron ise kullanabilirsiniz. 2 mikronluk kaolin, undan defalarca kere daha incedir.
Doğal reçine esaslı bir yayıcı yapıştırıcı ile uzun süre dayanım sağlanabilir. Kaolin uygulandığında gözle baktığınızda tam bir homejen yayılma görünmez, küçük benekler gibidir. Ancak 2 mikronluk tanecikler belli belirsiz bir film gibi yüzeyleri kaplar. Bu da hem güneş hem de meyve sinekleri için yeterli koruma sağlar.
Kaolinin meyve yüzeylerinden temizlenmesi silme veya yıkama esnasında tanelerin biribirine sürtünmesi suretiyle kolayca sağlanyor.
Yararlı bilgileriniz için çok teşekkür ederim. Mikron büyüklüğünü araştırayım. Ürünü parmaklarınız arasında oğuşturduğunuzda hiç bir parçacık hissetmiyorsunuz elinize sıvaşıyor .
Değerli Dostlar,forumu okudum ama gözümden kaçmış olabilir; zeytinde halkalı leke ile mücadelede göztaşı doğal bir yöntem mi?
Zeytinlibahçe
31-03-2010, 21:19
sn vasak selamlar
Göztaşı bizde dogal bir yöntem olarak kabul ediliyor.fakat icerigindeki bakır oranı AB normlarının cok üzerinde,bende bu sene bazı agaclarımda kullanmak zorunda kaldım araştırdıgımda,Labicuper adlı sistemik sıvı bakırın iki saat gibi kısa bir sürede bitkinin her tarafına tasınıp,12 gün içinde metobolize edilerek toksite saglık sınırı 20 ppm konstrasyonunun altına inebilen tek ürün oldugunu ögrendim,yinede cok da istemesemde oldukca yagışlı gecen bu yıl bazı agaçlarımda kullanmak zorunda kaldım.
saygılarımla
Teşekkürler Sayın Dukel;
Marmara bölgesinde rutubet nedeniyle bizde önemli kayıplara sebeb oluyor bu hastalık.Forumun sıkı takipçisiyim aslında ama yeni yazışmalara başlayabildim daha.Benim mütevazi 50 fidanlık bir zeytinliğim var,siz değerli dostlarımız sayesinde çok şeyler öğreniyoruz forumdan.Tekrar teşekkürler.
Halil Önen
22-04-2010, 21:09
Dün 53 kg. yağdı metre kareye, ondan önce 28 kg yağmıştı.
İncili Çavuş 'Nisan da yağmur yağarsa altın saban kadar değerlidir' demiş. Zira karasabanını tarlada unutmuş üç gün sonra gitmiş bulamamış, otların içinde...
Şubat 2008 de diktiğim 55 Ayvalık ve geçen yıl diktiğim 50 Gemlikleri Pamuklu bit hastalığına yakalatmıştım.
Delfin ve kaolin kiliyle önleyememiştim. Çünkü bitler beyaz saraylarına yerleştiler mi, onlara ulaşmak AB' liğine ulaşmak kadar zor oluyordu.
Bu yıl yeni bir şey denedim. Ürün kaybım söz konusu olmadığı için az zeytin tanesi üzerinde denemekten sakınca görmüyorum. Şimdiden her yıl uygulayacağım bir sistem oluşturmalıyım.
Bitkiyi ve toprağı aynı anda düşünmeliyim , dedim.
Başımın belası Pamuklu bit için erken başladım.
İlk ilaçlamayı EMA ile başladım. (50ml EM+50ml pekmez= 950ml yani 1 lt. Ema dan 50 ml._bir çay bardağı_ sırt tulumbasına koydum, attım. Bir lt ema bana 5 tl den daha aza geliyordu.)
İkinci ilaçlamayı EMA+ delfin ile yaptım. Zira pamuklu bitler görülmeye başlamıştı.
3 gün sonra 3. ilaçlamayı yaptım. Bu defa silahı çiçekçilerin listesinden seçtim. 8, 10 sarımsağı zeytin yağında ezdim ve 10 yemek kaşığı arap sabunu koyup, karıştırıp attım. Amacım zaman kazanmaktı. Sarımsak biti kovacak, arapsabunu havasız bırakacak, zeytin yağı üstünü örtecekti. Öğle oldu belki ama, beyaz saray iyi korunuyordu anca durdurabildim.
4. ilaçlamayı EM5+EMFPE ile yaptım. Üçgün sonra kontrol ettim, evet durdurmuş hatta geriletmiştim. O gün yağmur yağdı. Buna çok sevindim.( İlaç attıktan sonra yağmur yağmasına sevinen ilk çitfci ben olmalıyım):)
5. ilaçlamayı EM5 +EMFPE ile bir daha yaptım. Akşama yağmur yağacağını biliyordum. Hatta toprağa ema da spreyledim.
Zira EMA ıslak toprağı çok seviyordu ve ağaçlara attığım ilacın oradan toprağa ulaşması istediğim bir şeydi.
Bugün baktım hiç pamuklu bir yoktu.
Ama atmaya devam edeceğim. Azı karar çoğu zarar değil.
Yağmurlar pamuklu biti yıkamış olamaz mıydı? Komşuların ağaçlara baktım, evet etkisi olmuştu ama hala alt dallarda duruyordu. İki gün sonra ağlarını yine örecekler biliyorum.
EM1 ve yan ürünleri doğada var olan yararlı etkin mikroorganizmalar; suya, toprağa, ağaca, bitkiye, hayvana hatta insana yararlı olduğunu bilmek gönül rahatlığı veriyor. Bu iş olacak gibi.
İlaç etkisini beklemesem bile.
Saygılar
Dogasever
23-04-2010, 10:23
Halil Bey merhaba
Mücadelenizi gıpta ile izliyorum. Sadece bir iki noktayı belirtmek istiyorum. EMA veya EM5+EM FPE ile spreyleme yaparken, ağacın gövdesi dahil baştan aşağı spreyleyin. Her yer ıslansın. Taç izdüşümüne rastlayan toprağı da spreyleyebilirsiniz. Faydalıdır. Haşerelerin çoğu mutlaka ya topraktan geliyor ya da yaşamlarının bir evresini mutlaka toprakta geçiriyorlar.
Umarım bu sene başarırsınız, pbit size uğramaz. Kolay gelsin.
cumaöğretmen
29-04-2010, 20:15
Arkadaşlar,
Zeytin Fidan Tırtılının ilk döl yumurtasının kuluçka süresi kaç gündür? Yani ergin tırtılların görülmesinden ne kadar süre sonra larvalar zarar vermeye başlıyor? Bir haftadır araştırıyorum, bir sonuç alamadım. Bilen varsa lütfen söylesin. Strese girdim. Herkese bol ürünler dilerim. Sağlıcakla...
acemi_caylak
01-05-2010, 23:26
Arkadaşlar,
Aşağıdaki böceğin ne olduğunu bilen var mı? Yeni sürgünleri yiyor hep. İlk başlarda farketmedim ama sürgünlere ciddi zarar veriyor. Turuncu renkli bir böcek. Kırmızı daire içine aldım.
140748
140749
140750
MeyveliTepe
02-05-2010, 20:38
Resimden tam olarak neye benzediğini seçemiyorum ama büyük bir böcek galiba.
acemi_caylak
03-05-2010, 08:35
Fotoğraf net değil. Uğur böceğine benziyor ancak bu onun gibi yuvarlak değil. Boyu yaklaşık 1 cm civarında ve sivri-oval görünümlü. Rengi turuncu. Önceleri yararlı böceklerden birisi diye düşünüyordum. Ancak sadece zeytinlere değil antepfıstğı sürgünlerine de zarar veriyor. Yaprakların bir bölümünü veya tamamını yiyor.
Yapraklara zarar veren başka bir zararlı var mı diye kontrol ettim ancak yok gözüküyor.
Ayrıca ağaçlarda delfin uygulandığı için tırtıl türü bir zararlı var diye de düşünmüyorum. Çünkü tırtıl yan bahçelerde var ama bizim ağaçlarda yoktu.
Aşağıda bir resmini daha ekliyorum.
141047
Zeytinlibahçe
03-05-2010, 09:08
Sn acemi caylak
Resim hala net degil, görebildigim kadarıyla bizim bahcede hiç rastlamadım tanımıyorum
Halil Önen
03-05-2010, 23:19
Arkadaşlar,
Aşağıdaki böceğin ne olduğunu bilen var mı? Yeni sürgünleri yiyor hep. İlk başlarda farketmedim ama sürgünlere ciddi zarar veriyor. Turuncu renkli bir böcek. Kırmızı daire içine aldım.
140748
140749
140750
Sn. acemi, bu böceği tanıyorum. Yarın, zeytinin üzerinde onlarcasının resmini çekebilirim.
Zeytin yapraklarını ve uc sürgünlari yiyen o değil. Daha net çekersem arkadaşlar bilecektir.
Ama zararlı değil. Aksine faydalı bir böçek olabilir. Sanki gözle görünmeyen bir şeyler yiyor gibiydiler.
Halil Önen
03-05-2010, 23:39
Arkadaşlar,
Zeytin Fidan Tırtılının ilk döl yumurtasının kuluçka süresi kaç gündür? Yani ergin tırtılların görülmesinden ne kadar süre sonra larvalar zarar vermeye başlıyor? Bir haftadır araştırıyorum, bir sonuç alamadım. Bilen varsa lütfen söylesin. Strese girdim. Herkese bol ürünler dilerim. Sağlıcakla...
Sn. cumaöğretmen,
Zeytin Fidan Tırtılı denilen uzun bir kurt ve yaprakları yiyen bir şey ise biz pek görmedik. (bir iki yaprağın, bazen bir iki tanenin yendiğini gördüm ama)
Bu zararlı Zeytin uc zararlısı dediğimiz yani Zeytin Güvesi' nin bir hali mi?
Her dönem mücadele edilirmiş.
Zeytinin tane oluşum dönemi mücadele edilmiyor mu? Sanırım asıl zararı tane üzerinde veriyor.
İlk döl yumurtasının kuluçka dönemini sorduğunuza göre bu zararlıdan muzdarip olmalısınız.
Saygılar
Halil Önen
04-05-2010, 20:49
Sn. acemi, bu böceği tanıyorum. Yarın, zeytinin üzerinde onlarcasının resmini çekebilirim.
Zeytin yapraklarını ve uc sürgünlari yiyen o değil. Daha net çekersem arkadaşlar bilecektir.
Ama zararlı değil. Aksine faydalı bir böçek olabilir. Sanki gözle görünmeyen bir şeyler yiyor gibiydiler.
Sn. acemi bu böcek konusunda fikrimi değiştirdim. Zararlı gibime geliyor.
Ancak yaprak ve sürgün yemiyorlar.
141489
Bu kırmızı böceklersadece çiçek açmamış salkım tanelerinin uclarından tane içlerine ulaşıyor ve birşeyler yiyorlar.
141490
Yenen salkımların tamamı sararıp sap kısmından kopup dökülüyor.
141492
Böyle daha net. Tanıyan arkadaş çıkacaktır. Masum gibi duruyor ama...
Doğada her biri savaş ucakları gibi.
141491
Bostancik
05-05-2010, 20:28
Merhaba;
Sn. acemi_caylak bu bocek fotograflardan tahmin ettigim kadariyla "Omophlus proteus". Gecen sene bizim zeytinlerimizde de vardi. Bu sene de geldiler ve gittiler. 2 hafta kadar kaliyorlar. Asagidaki sitede guzel bilgiler ve fotograflar var. Kontrol edebilirsiniz. Ciceklerin polenlerini yiyorlarmis.
http://www.kazimcapaci.com/coleoptera.htm
Sn. Meyvelitepe agaclar.net'te bizim icin bocegi sormustu, Nariel de cevap vermisti:
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=2403&page=3
Biz gecen sene elle toplamayi denedik. Bu sene ise her gun bir miktar su dolu bir yogurt kabina zeytin dallarini sallayarak topladigimiz bocekleri tavuklarimiza verdik. Cok sevdiklerini soylemeliyim.
Kolay gelsin.
MeyveliTepe
05-05-2010, 21:02
Evet, şimdi resimlerde ne olduğu görünüyor. Bu o. Bu böcek bizim buralarda görünmüyor. Güneyde var sadece galiba. Geçen yıl bu zamanlar bostancık epey uğraşmıştı bunlarla.
Resimlerde çok yoğun bir popülasyon görünüyor.
acemi_caylak
05-05-2010, 22:53
Halil Bey,
Yoğunluktan mesajınızı yeni gördüm. Evet aynen bu böcek. Çok güzel fotoğralamışsınız. Ellerinize sağlık.
Sn. Bostancik ve Meyvelitepe çok sağolun. Bizde Halil Bey'in resimlediği kadar yoğun değil. Ancak özellikle genç ağaçlarda var. Yaşlı ağaçlarda pek yoktu. Ayrıca antepfıstığınıda seviyor. Bostancigin dedigi gibi feromon tuzağı türü bir çözümden başka bir çözümde gözükmüyor. Çünkü bu böceğe bizim doğal insektisitlerde etki etmez herhalde.
MeyveliTepe
05-05-2010, 23:27
Sanırım çiçeklere gidiyor. Biraz araştırdım. Çiçeklerde tam olarak ne yaptığını anlayamadım. Önemli tarım zararlılarından sayılmıyor. Tabii ki bu istatistiksel bir yargı. Popülasyonun çok olduğu durumda önemli bir hasar da yaratıyor olabilir.
Halil Önen
06-05-2010, 02:20
. Ancak özellikle genç ağaçlarda var. Yaşlı ağaçlarda pek yoktu. Ayrıca antepfıstığınıda seviyor..
Bu resimler dağda, deliceden çekildi. Birde aşılanmış yerli çeşitten. Çiçek açmamış salkım tanelerinin uclarını yiyip içeri ulaşıyorlar. Salkım dipten kuruyup dökülüyor.
Ancak serçeler için iyi ziyefet gibi geldi bana.
acemi_caylak
06-05-2010, 12:30
Sayin Bostancik'in verdiği linki incelediğimde bu böcek Cantharis livida' ya da çok benziyor. Ki benim gözlemime göre sürgünleri yiyor. Ayrıca ağaçta duruşu tıpkı aşağıdaki resimdeki gibi. Kazım Çapacı'nın sayfasında aşağıdaki bilgiler var.
"Vücutlarının dış duvarı ve üst kanatları, kağıt gibi ince ve yumuşaktır. Vücutları ince uzun, kanatların kenarları birbirine paraleldir. Boyları 3 cm den büyük değildir. Başat renk sarı ve kırmızıdır. Cantharis cinsi (1-2 cm), siyah, ince tüylü elitraya sahiptir. Besinlerine özelleşmemişlerdir. Böcek ve larva yerler. Bunun yanı sıra narin bitki kısımlarını, genç sürgünleri, polenleri de yerler.
141878
141879
141880
141881
Melih Bakırlıoğlu
06-05-2010, 17:51
Zeytin fidan tırtılı yumurtasının gelişmesi 3-5 günde tamamlanıp, larvanın gelişimi 15-20 günde tamamlanır.Pupa dönemi 5-10 günden sonra ergin çıkışı başlar. Ömrüde 20 gün kadardır.
Bilinen bir ilacı yok. En etkin mücadele kış aylarında yapılan sürüm işlemi ve ilk cıkan larvaların beslendiği konukçuları (yasemin, kurtbağrı ) tarla etrafında yetiştirmemek lazım.
Birde zeytinin dibinden çıkan sürgünleri çok seviyorlar. bunların temizlenip, yakılmasını tavsiye ediyorum. Hoşçakalın
cumaöğretmen
13-05-2010, 20:04
Zeytin fidan tırtılı yumurtasının gelişmesi 3-5 günde tamamlanıp, larvanın gelişimi 15-20 günde tamamlanır.Pupa dönemi 5-10 günden sonra ergin çıkışı başlar. Ömrüde 20 gün kadardır.
Bilinen bir ilacı yok. En etkin mücadele kış aylarında yapılan sürüm işlemi ve ilk cıkan larvaların beslendiği konukçuları (yasemin, kurtbağrı ) tarla etrafında yetiştirmemek lazım.
Birde zeytinin dibinden çıkan sürgünleri çok seviyorlar. bunların temizlenip, yakılmasını tavsiye ediyorum. Hoşçakalın
Sayın Bakırlıoğlu, önce yanıtınız için teşekkür ederim. Fidan tırtılı ile hayli bilgim bilgim ve gözlemim var. Kendisini iyi tanıyorum.:)) Sadece yumurta devresini ne zaman tamamladığını bilmiyordum. Burası çok önemli. Çünkü: Fidan tırtılı adından anlaşılacağı gibi fidanlara, genç ağaçlara musallat oluyor. Yeni uç sürgünleri yediği için sürgün gelişimini durduruyor. Dolayısıyla ilk sürgünler başladığından itibaren (özellikle genç ağaçlarda) takibe alınması gerekiyor. Biz (kardeşlerimle birlikte 85 dekar zeytinliğimiz var) geçen yıl çok zarara uğradık. Bu yıl 23 Nisanda bahçedeydim ve fidan tırtılı erginlerini uçarken gördüm. Ben gördüğümde yumurtalarını bırakmışsa kaç gün sonra larvaların çıkacağını ve sürgünleri yemeğe başlayacağını, kendisiyle mücadele açısından bilmem gerekiyordu. Salihli ilçe tarım müdürlüğü, pamuklu bitle birlikte fidan tırtılıyla mücadeleye Mayıs ayı başından itibaren başlanacağını duyuruyordu. Ancak hastalık yoktur, hasta vardır sözünden hareketle, benim bahçemde tırtıl ergini görülmüşse, sürgünler de başlamışsa benim, genel kuralı ve başkalarını beklememin bir anlamı yok diye düşündüm. Yukarıdaki soruyu da bu amaçla sormuştum. (Nitekim geçen yıl 17 Mayısta çiçek açmaya başlayan zeytinler, bu yıl 8 Mayısta çiçeklenmeyi %80-90 oranında tamamladı. Bu arada şunu da belirtmeliyim ki, benim kuzeye eğimli bahçemde ve kardeşlerimin bahçesinde çiçeklenme yeni başlamıştı. Geçen yıl ise tersi olmuştu. Bunu da anlamış değilim. Çiçeklenmeyi erken tamamlayan 5 da'lık bölüme geçen yıl B5A uygulamıştım.):confused: Diğer çiftçi arkadaşlara örnek olur düşüncesiyle konuyu uzattım. Sanırım bir an için meslek günlerime geri döndüm.:)) Herkese bol ürünler. Saygılar...
yalıçapkını
11-06-2010, 11:21
Arkadaşlar ingiliz tuzunu(magnezyum sülfat) zeytin ağaçlarına nasıl uygulayabilirim, bu konuda bilgisi olan varsa uygulama şekillerini yazarsa sevinirim.
yalıçapkını
30-06-2010, 12:52
Kendi soruma kendi cevabımı yazayım bari,
Magnezyum eksikliği için;
Yapraklar, %2 Epsom Salt (ingiliz tuzu)çözeltisi ile spreylenmelidir.
Bu en etkili çözümdür.Hemde organik(kaynak magıcplant)
cumaöğretmen
08-07-2010, 23:16
Merhabalar!
Arkadaşlar ben DAP gübresi ile 1 Haziran itibariyle 6 yaşındaki zeytin ağaçlarına aralıklı olarak OLİPE tuzakları kurdum. 20 gün gözlemledim. Önce, ne olduğunu bilemediğim küçücük siyah sinekleri daha sonra da Fidan Tırtılı erginlerini ve Zeytin Güvelerinin tuzağa düştüğünü tesbit ettim. (Tek-tük karınca ve uğurböceği de görüldü.) 20 Hazirandan bu yana bahçeye gidemediğim için, asıl hedef olan Zeytin Sinekleri ne kadar tuzağa düştü bilemiyorum. Ama tırtıl ergini ve güvelerin yakalanmasını çok önemsiyorum. Böyle devam ederse kimyasal tarım ilacı kullanmama gerek kalmayacak gibi görünüyor. Ancak bir sorun var. DAP'ı eritemiyorum. Önce karışıyor ama sonra dibe çöküyor. Bir de Torula Mayasını nasıl elde edebilirm? Bu konularda deneyimi, bilgisi ya da önerisi olan arkadaşlardan yardım bekliyorum. Bu arada OLİPE tuzağını gündeme getiren ve bizleri bilgilendiren Sayın Meyvelitepe'ye teşekkür ederim.
Herkese saygılar ve bol ürünler.
MeyveliTepe
08-08-2010, 22:06
GÜMÇED Edremit Körfez Şubesi ve Güzel Edremit Körfezi Bekçileri olarak, körfezimizde devam etmekte olan uçakla zeytin sineği ilaçlaması uygulamasının zararları ve alternatiflerinin tartışılması amacı ile düzenlediğimiz panel-forum ve konser etkinliği 10.08.2010 tarihinde saat 17.00’de Mehmetalan Köy Meydanı’nda gerçekleştirilecek. Etkinlik afişi ektedir.
Not: İlgileneceğini düşündüğünüz kişi, kurumlara duyuruyu yönlendirebilirsiniz.
Böyle bir mesaj geldi. Geniş alanları uçakla zehirlemek cinayet gibi bir şey, üstelik de çok basit ve ucuz çözümü varken. Bu etkinliğe ulaşabilecek kimse var mı?
acemi_caylak
09-08-2010, 19:46
Sanırım, İzmirli arkadaşlar ulaşabilir. Bence bölgedeki bütün organik yetiştiriciler veya bizim gibi doğal yetiştiricilerden katılabilen herkes bu toplantıda yer almalı.
Zeytinlibahçe
09-08-2010, 20:13
Gün içinde bizim siteden katılabilecekler varmi diye bekledim, şu ana kadar kimseden ses yok, izinde olmak vardı.
Bölgede bulunan dost bir siteden arkadaşların haberdar olmasını sağladım yazışmalar sürüyor, bakalım neler yapacaklar.
Halil Önen
09-08-2010, 22:54
Birkaç gün önceden haberimiz olsaydı keşke, şu sıkışık işleri ötelerdik.
Bizim müdürlerle giderdik.
Zeytinci
10-08-2010, 21:58
Pazar sabahı saat 6:30 agustos böcegi sesleri ile Baştankara sesleri birbirine karıştı. Pencere filtresinden zeytin ağaçlarına baktım.
Çok sayıda kuş zeytin yapraklarını ve özellikle budanmış ve yeni sürgün yapmış taze yapraları gagaları ile sıyıyırıyordu.
Agustos böceklerini avlamaları normal sayılabilir. Ama taze sürgünlere musallat olmuş siyah renkli küçük yaprak biti yumurtaları ile ziyafet çekmeleri ilginç değil mi?
MeyveliTepe
10-08-2010, 23:22
Evet, çok ilginç. Birincisi zeytin sürgünlerine böyle bit gelmesi, ikincisi, baştankara gibi çok sevdiğim bir orman kuşunun böyle bir temizlik yapması. Teşekkürler. Bu kuşu daha da seveceğim.
Halil Önen
28-08-2010, 01:31
Aliağa Güzelhisar Köyünde zeytincilik konusunda köy sohbetleri yapıyoruz.
Konu; Zeytin Hastalıklar ile doğal mücadele,organik ilaçlama ve gübreleme uygulamaları.
Konuşmacılar;
Halil Önen
Ayhan Dukel (Kaptan)
Hüseyin Var (müdür) (Cami minaresinden verilen anons böyle):)
Açıklama;
Ülkemizde kültür bitkilerine ekonomik zarar veren, % 30 dan % yüze kadar zarar veren 500' ün üzerinde hastalık, zararlı ve yabancı ot vardır.
Bu hastalıklara karşı binlerce çeşit ve tonlarca kimyasal ilaç kullanılmaktadır.
Kimyasal mücadeleye altenatif olan biyolojik, biyoteknik yöntemlerin uygulaması ve insan sağlığını, çevreyi, _toprağı_biyolojik dengeyi koruyarak sürdürülebilir tarımsal üretim teknikleri nasıl yapılmalıdır?
Bu sohbete tüm duyarlı dostları davet ediyoruz.
Tarih: 29 Ağustos Pazar. Saat: 17 oo.
Saygılar
MeyveliTepe
28-08-2010, 01:40
:)) çok iyi. Başarılar. Videoya çekilir mi?
Çok güzel, bir yerden başlamak gerekiyordu, umarım yaygınlaştırabiliriz.
Halil Önen
30-08-2010, 23:32
Aliağa Güzelhisar Köyünde zeytincilik konusunda köy sohbetleri yapıyoruz.
Konu; Zeytin Hastalıklar ile doğal mücadele,organik ilaçlama ve gübreleme uygulamaları.
Konuşmacılar;
Halil Önen
Ayhan Dukel (Kaptan)
Hüseyin Var (müdür) (Cami minaresinden verilen anons böyle):)
Tarih: 29 Ağustos Pazar. Saat: 17 oo.
Saygılar
Bu toplantıyı gerçekleştirdik.
168431
Kahve bahçesi geniş. Biraz uzakta bizi dileyenler de çok.
Ayhan Kaptan, tarımda kullanılan kimyasalların yıllar sonra insanları nasıl etkilediğini, hangi hastalıklara davetiye çıkarttığını anlatmaya başlayınca, ilgi arttı ve sağlığın, hiç kimsenin kesin olarak güvenemiyeceği tek nimet olduğu ortaya çıktı.
168432
Zeytin ağırlıklı bir tarımın yapıldığı yer Güzel hisar köyü. Bu gün pazar. Tatil, iş ve av zamanı ve Ramazan.
168433
En büyük sıkıntıları zeytin sineği ve zeytin uc zaralısı. Hangi kimyasal ilaçları kullandılarsa başarılı olamadıklarını anlattılar.
168434
Biz ise;
toprağın yapısını,
kaolin kilini,
EMA' yı,
Kompostu,
Klinoyu, Leonarditi,
Enzimi,
Sim_Dermayı,
B.T bakterisini,
Sıvı gübreleri,
Laktik asitl ile tuz oranı düşük salamurayı,
Sürdürülebilir tarımı,
Sentetik kimyasallar kullanmadan hastalıkları nasıl yediğimizi,
Ahır gübresinin (keçi,koyun,inek) _yanmış olsa bile_ toparağa direk atılmasının dünyada terk edilmeye başladığını ve özellikle yanmış keçi gübresinin tuzluluk yaptığını,
daha doğrusu, sıvı ve katı gübrelerini kendilerinin nasıl yapabileceğini;
anlattık.
168435
Ayrıca,
tanıtılan ilaç ve gübrelerin satıcısı değil uygulayıcısı olduğumuzu,
varolan kooparatifiniz ile çalışabileceğimizi, öğrendiklerimizin orada uygulayıp öğretebileceğimize gönüllü olduğumuzu,
bu çalışmaların Ağaçlar. net 'in (örtülü) sanal 'Köy Enstütüleri Projesine' benzediğini,
mutlu bir hayatın kendi doğasıyla uyumlu içinde bir hayat olduğunu anlattık.
Böylece de tereciye tere satmadığımız anlaşıldı. Gerisi gelir artık.:)
Saygılar
MeyveliTepe
30-08-2010, 23:51
Tebrikler, dilinize sağlık. Birinin bile kulağında kalsa kârdır.
Keyf Bahçesi
31-08-2010, 02:22
gittik dinledik ve beğendik teşekkürler hasan gültepeli anonsta biz yoktuk
acemi_caylak
31-08-2010, 14:08
Ayhan Kaptan ve Halil Bey,
Çok güzel bir şey yaptınız. Tebrikler.
Yeni üyeniz olmama rağmen forumunuzun eski bir müdavimiyim.
Adet olarak az da olsa amatör olarak sizlerden edindiğim bilgilerin ışığında Edremit ve Gemlik zeytin ağaçlarımın bakımıyla uğraşıyorum.
Sitenizden öğrendiğim bordo bulamacı uygulamasıyla, geçen seneki sert kışı Çanakkale yöresindeki ağaçlarım zararsız denebilecek şekilde atlattı.
Yine sizlerin sayesinde uyguladığım kaolin kili, delfin ve olipe tuzaklarıyla sinek zararını geçen senelere göre minimum zararla atlattım. Ancak şunu gördümki zeytinin zararlıları sadece üstten değil toprak altından da çalışıyor.
Ek resimlerde gönderdiğim kurtlar yüzünden dört ağacımı kaybettim. Ağaçları yerinden söktüğümde kökleri hemen hemen yok gibiydi.
188406
188407
Çevremdeki köylüler bu kurtları davar gübresinin yaptığını söylediler (ki ben de yanmış davar gübresini kullanmıştım). Çaresini bilmediklerini ancak ağaç diplerine göztaşı ve kükürt atarak çare bulabileceğimi söylediler. Bunların o kurdu öldürmediğini ancak bunların uygulandığı bölgeye gelmediklerini söylediler.
Bu kurdu sayın "Meyveli Tepe" nin sitesinde gördüğüm kök yiyicisine benzettim. ama kendisi de herhangi bir çare yazmamıştı.
Bu konuda yardımlarınızı bekliyorum.
Saygılarımla.
MeyveliTepe
11-01-2011, 21:31
Sn.Erko, sakın toprağa göztaşı vermeyin. Bizim sitedeki yazımda faydalı nematodlar ile mücadeleden söz etmiştim. Yani çare var. Ancak bizim deneme devam ediyor. Sonuçlanınca yazının ikincisi ile detay vereceğim.
Teşekkürler Sn.MeyveliTepe.Deneylerinizin sonucunu merakla bekliyorum.
Yeni üyeniz olmama rağmen forumunuzun eski bir müdavimiyim.
Adet olarak az da olsa amatör olarak sizlerden edindiğim bilgilerin ışığında Edremit ve Gemlik zeytin ağaçlarımın bakımıyla uğraşıyorum.
Sitenizden öğrendiğim bordo bulamacı uygulamasıyla, geçen seneki sert kışı Çanakkale yöresindeki ağaçlarım zararsız denebilecek şekilde atlattı.
Yine sizlerin sayesinde uyguladığım kaolin kili, delfin ve olipe tuzaklarıyla sinek zararını geçen senelere göre minimum zararla atlattım. Ancak şunu gördümki zeytinin zararlıları sadece üstten değil toprak altından da çalışıyor.
Ek resimlerde gönderdiğim kurtlar yüzünden dört ağacımı kaybettim. Ağaçları yerinden söktüğümde kökleri hemen hemen yok gibiydi.
188406
188407
Çevremdeki köylüler bu kurtları davar gübresinin yaptığını söylediler (ki ben de yanmış davar gübresini kullanmıştım). Çaresini bilmediklerini ancak ağaç diplerine göztaşı ve kükürt atarak çare bulabileceğimi söylediler. Bunların o kurdu öldürmediğini ancak bunların uygulandığı bölgeye gelmediklerini söylediler.
Bu kurdu sayın "Meyveli Tepe" nin sitesinde gördüğüm kök yiyicisine benzettim. ama kendisi de herhangi bir çare yazmamıştı.
Bu konuda yardımlarınızı bekliyorum.
Saygılarımla.
sayın erko bu böcek larvaları gübreyle geliyor doğru tespit. öncelikle gübreleme yaparken ağaç diplerine endosülfan etkili bi ilaçla uygulama yapılıp gübreyle birlikte karıştırılıp verilebilir.
Mücadelesi oldukça zor olan bu zararlıya karşı öncelikle yapılması gereken yetiştiricilik önlemleri var.
1. Ağaçların taç düşümündeki bütün yabancı otları imha edin. Mekanik olarak (el ile çekerek veya bir alet ile kazarak) uzaklaştırın.
2. Sonbaharda ağaçların etrafındaki toprağı (köklere çok yaklaşmadan) 20-30 cm derinlikte sürün (Larvalar ölürler). İlkbaharda ise (Mayıs ayında) toprak 15-20 cm derinlikte işlenmeli (larva ve pupalar ölürler).
3. Haziran-Temmuz aylarında saat 20:00-22:00 saatleri arasında ergin uçuşları en yoğun olmaktadır. Bu dönemlerde mümkünse bahçede bir ışık yakarak (ampul, balkon lambası) erginler yakalanıp imha edilmelidir.
Kimyasal mücadele:
Yılda iki kez (ilk bahar ve sonbahar) ilaçlaması gerekir. Ancak esas önemli olan ilkbahar ilaçlamasıdır.
Endosülfan %32,9 WP etkili maddeli herhangi bir pestisit kullanabilirsiniz. Markası önemli değil. Yalnız bu pestisitten metre kare toprak alanı için (sadece ağaçların taç iz düşümünü ilaçlayacaksınız) 8 g kullanacaksınız. Yani 4 metre kare toprak alanı varsa bir ağaçta onun için 4x8=32 g kullanacaksınız. Burada önemli olan bu kadar insektisitin toprağın 20-30 cm derinliğine inmesidir. Su miktarı size kalmış. Bence küçük bir ağaç için 2 kova (20 L) su yeterlidir. Ama sizin gözlemleriniz farklı ise suyu kendiniz ayarlayın.
İlkbahar ilaçlamasını Mart ayında, Sonbahar ilaçlamasını ise Eylül ayında yapmanız gerekiyor.
Ayrıca sayın meyvelitepenin de bahsettiği gibi entomopatojen (böcekleri hastalandıran) nematodlar da var mücadelesinde etkili olan, ancak türkiyede kullanım olarak çok yaygın değil henüz.
Sayın nby. Önerdiğiniz Endosülfan WP Tarım Bakanlığınca yasaklanan kimyasallar içersinde gözüküyor.Bahçemde zararlılarla mücadelemi organik yöntemlerle yapmak istediğimden öneriniz konusunda tereddütlerim var.Araştırdığım Endosülfanla ilgili site beni yanlış yönlendirmiş olabilir.Yanılıyorsam bu konuda beni bilgilendirirseniz sevinirim.Saygılarımla.
MeyveliTepe
15-01-2011, 20:01
Bu başlık "zeytin hastalık ve zararlılarıyla doğal mücade" olduğu için herhangi bir kimyasal ya da zehirli pestisit kullanımını doğal olarak önermiyoruz :)
Endosülfan konusuna gelince, ziraat teşkilatları ve ziraat mühendisleri bu içeriği hala öneriyorlar mı bilmem. Ancak, organoklorin içerikli bu pestisitin 63'den fazla ülkede kullanımı yasaklandı. Çok yüksek oranda toksik olan bu madde, her türlü canlıya zehirli. Daha da önemlisi, kalıcı bir zehir. Yani toprağa uygulandığında en azından 8-10 yıl için toprağınızın zehirli kalması garanti edilir.
Bu zehirin kullanımı yüzünden bazı türlerin yok olduğu bildirilmektedir. Düşük dozda da olsa maruz kalan memeli ve insanlarda pek çok kalıcı ve nesillere intikal eden problemler gözlenmiş. Söz gelimi otistik çocukların doğması gibi. Bu zehir, toprak, hava, bitkiler, balıklar ve su ile çevreye yayılarak çok uzaklara dahi gidebilen bir özelliği var.
Toprak zararlısı kadı lokmalarına gelince predatör nematodlarla alt edilebiliyor. Bu nematodların uzak yerlere nakilleri sorunlu olduğu için iki senedir peşinde olduğum halde elde edememiştim. Nihayet geçenlerde Türkiye'de bir firmanın getirttiğini öğrenince ellerindeki iki kutudan birini zorla aldım. İlk denemem başarılı olmadı maalesef. Fakat bunun nedeni büyük ihtimal yine nakliye. Nematodların uzun yolda canlı kalması çok zor. Buzdolabı şartlarında nakledilmesi gerekiyor.
Firmasıyla irtibat haldeyim. Bir şekilde halledeceğiz. Hallolduğunda problem kalıcı olarak çözülüyor. Çünkü, kontrollü ortamda larvaların hastalanıp ölmesi bir kere sağlanırsa, ölü larvaların vücudunda milyon kere çoğalıyorlar ve böylece tekrar tekrak kullanılabiliyor.
Bu arada, geçici ama çok etkili başka bir metod önerebilirim.
Toprakta bu larvaların bulunduğunu düşündüğünüz yere bir kompost kabı yapın. Kabın altı toprakta olsun. Yeşil, kahverengi karışımla malzemenizi hazırlayıp kompostu başlatın (kompost başlığında detay bilgi var). Kısa sürede kompostun içi ısısı 60-65 dereceye çıkar. İki hafta sonra soğumaya başlar ve 25-30 dereceye iner.
Bu durumda iken, civarda ne kadar larva varsa toprak altından gelerek komposta girerler ve ılık ortamda komposttaki organik malzemeyi yerler. Granül şeklindeki dışkıları da kompostu zenginleştirir (tecrübeyle sabit). Nisan sonu, Mayıs başı kompostu elden geçirir ve ne kadar larva varsa toplarsınız.
Bu larvaların kök yeme alışkanlıkları sadece sonbaharda. Onun dışındaki zamanda sadece humus ile besleniyorlar. Bu yüzden kompost kabı yıl boyunca bir tuzak işlevi görür. Sonbaharda da ılık kompost varken kökleri tercih edeceklerini sanmam.
Hazirandan önce ne kadar iri larva varsa hepsini tuzaklamaya bakın. İki yaşındaki larvalar koza yapıp ergin olarak uçarlar. Bir ay sonra da yumurtlayıp ölürler. Maksat yumurtlatmamak olmalı.
Üç kompost yığınımdan topladığım larva miktarı 20 kg. İnanılır gibi değil ama öyle. Hiç birini öldürmedim. Nematod denemeleri için muhafaza ediyorum.
Mine Pakkaner
15-01-2011, 22:25
Endosülfan konusuna gelince, ziraat teşkilatları ve ziraat mühendisleri bu içeriği hala öneriyorlar mı bilmem.
Endosülfan yasaklı ilaçlar listesinde. Reçetelere yazılamaz. Bayilerde satılamaz.
Sn.MeyveliTepe önerilerinizi dikkatle okudum.Foruma gönderdiğim kadı lokması resimlerinin arka planındaki toprak yapısı dikkatinizi çekmiştir.Tamamen kumlu bir yapıda.Zannediyorum yüzyıllar önce deniz kenarıymış,çünkü çapa yaparken bazı deniz kabukları ile karşılaşıyorum.Bu yapıdaki toprağı rehabilite etmek için yıllardır tüm organik mutfak artıklarını,budama yaptığım asma ve ağaç dallarını dal öğütmede parçalayıp bahçenin değişik yerlerine gömüyorum.Hatta dal öğütmede öğütemediğim dalları yakıp ,küllerini de toprakla karıştırıyorum.Sonbaharda; yeşil gübre olması amacıyla çapalayıp toprağa karıştırmak üzere fiğ ektim.Sormak istediğim şey ;kadı lokması tuzaklarını farkında olmadan toprağın içine uygulamışken,sizin önerdiğiniz şekildeki uygulamadan netice alabilirmiyim?Ben yinede uygulamayı düşünüyorum,nematod deneyleriniz sonuçlanana kadar.Saygılarımla.
Halil Önen
04-02-2011, 00:20
...............................................
Bu arada, geçici ama çok etkili başka bir metod önerebilirim.
Toprakta bu larvaların bulunduğunu düşündüğünüz yere bir kompost kabı yapın. Kabın altı toprakta olsun. Yeşil, kahverengi karışımla malzemenizi hazırlayıp kompostu başlatın (kompost başlığında detay bilgi var). Kısa sürede kompostun içi ısısı 60-65 dereceye çıkar. İki hafta sonra soğumaya başlar ve 25-30 dereceye iner.
Bu durumda iken, civarda ne kadar larva varsa toprak altından gelerek komposta girerler ve ılık ortamda komposttaki organik malzemeyi yerler. Granül şeklindeki dışkıları da kompostu zenginleştirir (tecrübeyle sabit). Nisan sonu, Mayıs başı kompostu elden geçirir ve ne kadar larva varsa toplarsınız.
Bu larvaların kök yeme alışkanlıkları sadece sonbaharda. Onun dışındaki zamanda sadece humus ile besleniyorlar. Bu yüzden kompost kabı yıl boyunca bir tuzak işlevi görür. Sonbaharda da ılık kompost varken kökleri tercih edeceklerini sanmam.
Hazirandan önce ne kadar iri larva varsa hepsini tuzaklamaya bakın. İki yaşındaki larvalar koza yapıp ergin olarak uçarlar. Bir ay sonra da yumurtlayıp ölürler. Maksat yumurtlatmamak olmalı.
Üç kompost yığınımdan topladığım larva miktarı 20 kg. İnanılır gibi değil ama öyle. Hiç birini öldürmedim. Nematod denemeleri için muhafaza ediyorum.
Kadı lokması için bu harika bilgiyi _tecrübeyi_ kaçırmışım. Teşekkürler Meyvelitepe.
Bir kompost denemede, kompost dibinde birçok kadı lokması çıkınca moralim bozulmuştu.
Halbuki yetiştirilecek bitkilerin yanlarına kompost kümeleri oluşturarak kadı lokmalarının buralara çağrılması tuzak görevi de görür. Güzel düşünce...
Kadı Lokması, gübresiyle kompostu zenginleştirirken, kompost içinde bıraktığı yumurtalar _ kompost kullanıldığında_ tehlike oluşturmaz mı?
Saygılar
MeyveliTepe
04-02-2011, 07:09
Larvalar yumurtlamaz. Yumurtlayan Haziran sonunda kozadan çıkıp uçan kocaman kınkanatlılar. Bunlar kısa sürede yumurtlayıp ölüyorlar. Bunlardan hiç görmezseniz önlemler başarılı olmuş demektir.
Mart ayında zeytinliği çapaladıktan sonra tüm ağaçlara bordobulamacı yapacağım.Delfin uygulaması da yapmayı düşünüyorum.İki uygulamayı beraber yapabilirmiyim?Yapılmıyorsa zaman aralığı ne olmalı?
MeyveliTepe
26-02-2011, 16:37
İkisini beraber yapmamalısınız. Delfin uygulamasını havalar ısınmaya başlayıp tırtıllar ortaya çıkınca yapmalısınız.
Bordo bulamacı Delfin'in içeriğindeki bakteriyi anında öldürür.
Sn. meyvelitepe bizleri aydınlatan bilgileriniz için teşekkürler.Sizin gibi bir yol gösterenimiz olduğu için çok şanslıyız.
ihsankaya45
03-03-2011, 11:09
SN meyvelitepe
Zeytin Fidan Tırtılı (Palpita unionalis Hb.) zararlısı içinde delfin etkili olabilirmi?
MeyveliTepe
03-03-2011, 14:37
Evet etkilidir. Ancak her şeyden önce iyi gözlemci olmanız, zararlının larva ya da yumurta halinde varlığını tesbit etmeniz gerekir. Uygun periodlarda yapacağınız uygulamalar ile bu zararlıyı ve diğer erişkini kelebek olan zararlıları net bir şekilde önleyebilirsiniz. Zararlılının yaşam döngüsünü iy bilmek ve takip etmek sonucun başarısını garantileyecektir.
ihsankaya45
08-03-2011, 15:14
TEŞEKKÜRLER
sn meyvelitepe
arkadaşlar toprak altı zararlıların hayvan gübreleriyle geldiğinden bahsetmekteler. acaba hayvan gübresi kompost gibi topraktaki zararlıları çekiyor olabilir mi ?
MeyveliTepe
08-03-2011, 16:35
Doğrudur. Hayvan gübresi de kompost gibi, gevşek, nisbeten ılık ve tamamıyle organik malzeme olduğu için kadı civardaki lokmalarını toplar. Bu bakımdan iyi bir tuzak görevi görür. Ancak gerek kompost gerek gübreyi kullanırken bu zararlıları ayırmak için mutlaka dikkat edilmeli.
Sayin Forum Uyeleri Merhabalar,
Havalarin serin gitmesine ragmen benim yoremde (Geyikli/Ezine) zeytin fidan tirtili taze yapraklari yemeye basladi bile. Gecen hafta tirtil zararinin basladigini tesbit eden Il Tarimda gorevli ve zeytin konusunda tecrubeli ziraat muhendisi arkadas, bu mevsimde fidan tirtili gorulmesini “Teknik olarak izah edemedigini” ifade etti. Forumdaki zeytin yetistirici arkadaslar arasinda su siralarda (Nisan sonu) fidan tirtili zararlisi (ergin, yumurta **** larva) ile karsilasan var mi acaba ? Saygilarimla.
Halil Önen
24-04-2011, 22:41
Sayin Forum Uyeleri Merhabalar,
.... Forumdaki zeytin yetistirici arkadaslar arasinda su siralarda (Nisan sonu) fidan tirtili zararlisi (ergin, yumurta **** larva) ile karsilasan var mi acaba ? Saygilarimla.
diye sormuşsunuz. Var...
Zeytin fidan uç zararlısı diğer adı ile fidan tırtılı.
Hani şu fidanların uçlarını delil deşik eden ve yanmış gibi kavuran zararlı...
Bende geçenlerde görüldü. Zaten başımın belasıdır.:)
205703
Komşuda üç döl verir bende beş...
205704
Bu gün resimler çekildi ve tarih 24 Nisan. Bu resim komşunu tarlasından.
İlk resim benim fidandan 5 gün önce görmüştüm, ki zaten takip ediyordum bu günlerde çıkacak diye... havaların soğuk ve yağışlı olmasına rağmen.
Daha önceki yıllarda bu zaralıyı delfin ile yendim.
Bu yıl ise gülleci bulamacı kullandım 5 gün önce görüldüğünde. Bu gün kontrol ettim, yoktu.
Bilirsiniz 3 günde duman eder sürgünleri, yer bitirir, kurutur. Fidanın gelişimini durdurur, yıl kaybettirir.
Aslında gülleci bulamacını zeytin tırtılının yanında pamuklu bit ikilisine kullanıyorum.
Pamuklu bit çiçeklenmede olur o zaman gülleci bulamacı kullanamam, şimdi çiçek tomurcukları çıkmaya başladı.
Kullanma zamanıdır.
205706
Ben deniyorum gülleci bulamacını, sonuçlarını paylaşacağım.
205707
Zeytin fidan uç tırtılı ve pamuklu bit için.; eldeki en ucuz mühimmatla sağ çıkarsam bu savaştan, yazarım.:)
Birde gülleci bulamacını kaoline karıştırdım mı zeytin sineği için, bir taşla üç kuş vurdum demektir.:)
Hani şu fidanların uçlarını delil deşik eden ve yanmış gibi kavuran zararlı...
Bende geçenlerde görüldü. Zaten başımın belasıdır.:)
Arkadaşlar bu zararlıyla iyi takip ve her zaman mücadele etmelisiniz, zeytin hasadında hasadı yaparken bile görülebilir, hasatı aldıktan sonra bile boş bırakmaya gelmiyor, havaların ılık sıcak gitmesinde son döller yumurdadan çıkabiliyor, bu son döllerle iyi mücadele edilmezse daha ilk baharda yani şu günlerde görülebiliyor, son döllerle iyi mücadele edilirse haziran 1 - 20 sinden önce göremezsiniz, iyi bir takip ve mücadeleyle iyi sonuçlar alınabilinir.
Komşuda üç döl verir bende beş...
İşte asıl amaçta iyi bir gözlem iyi takiple döl verdirmemektir. Görüldüğü andaki mücadelen ilk çıkanlara etkili olur, aynı mücadeleyi beş gün arayla üç defa yapman lazım. Yaptım diyede boş bırakmamak gerekiyor devamlı iyi gözlemlemek ve iyi takip ile iyi sonuçlar alınabilinir.
Bilhassa havaların ılık sıcak giden günlerinde daima gözlem ve takip şarttır, sıcak günlerde yumurdadan çıkış süreleri kısalır.
Halil Önen
25-04-2011, 00:32
.... hasatı aldıktan sonra bile boş bırakmaya gelmiyor, ...
....aynı mücadeleyi beş gün arayla üç defa yapman lazım. ....
Bu bilgi güzel. Teşekkürler.
Beş gün ara ile üç defa hiç kullanmadım. 15, 20 gün ara ile kullandım. Bakteri kullandığımız için (delfin) zarar eşiğini gözlemek gerekiyor ki bu kimyasala göre dezavantaj.
Geçen yıl onunla oyun oynadım, hasattan sonra saldırmıştı, uç sürgünlere...
205727
Hiç ilaçlamadım.
Sürgünleri yemesine izin verdim. Çünkü geç vakit fidanlar hızla sürgün veriyordu, sonbahar soğukları vurabilirdi uçlarına.
Uç budaması yaptırdım onlara ve oradan dallanmalar oldu.
Kader limon vermişti, limonata yapayım dedim. Hani delinin akıllılığından faydalanmak gibi...:)
Bu yıl ise defterini düreceğim bu zararlının, gülle gibi ineceğim tepesine...:D
Eser İlhan
25-04-2011, 07:45
Evimin bahçesinde gözünün içine baktığım bir zeytin ağacım var. Geçen yıl küçük yeşil tırtıllar ben ne olduğunu anlayana kadar bütün sürgün uçlarını kemirdiler. Zeytin güvesi olduğunu sonradan öğrendim.
Bu yıl zararlı çalışmaya başlamadan ben mücadeleye başlamak istiyorum. Bu amaçla forumdan bir arkadaşla ortak Delfin WG aldık. Ama kullanışı hakkında hiçbir bilgim yok. Hazırlanan çözeltisine şeker veya pekmez katılmasından söz ediliyor ama bunu da tam kavrayamadım doğrusu..
Ayrıca yakındaki bakçelerde çam kese tırtılı taşıyan kara çamlar var. Ayrı bir başlıkta bu konu konuşulurken sayın Meyvelitepe DelfinWG yi bu zararlıların da mücadelesinde kullanabileceğimizi söylemişti. Nasıl bir karışım hazırlamalıyım ve ne sıklılkla zeytinde (ve çamda) kullanmalıyım, daha önce kullananlar bana yardım ederseniz çok sevineceğim ;)
MeyveliTepe
25-04-2011, 07:55
Suya az miktarda Delfin karıştırıp iyice erittikten sonra sis gibi püskürtün. Başka bir şey karıştırmaya gerek yok. Zeytin için Hazirandan sonra kaolin + delfin karıştırarak yaparsınız. Çam kese tırtılına tek uygulama yapmanız o sırada larva durumunda olan hepsini bitirir zaten.
Bu gibi uygulamalarda ezbere bir zaman aralığı ile değil de gözleyip izleyerek yapmalısınız. Zararlı varsa uygulayın. Çamdakiler kozalardan artık dağılmış olabilir. Bu yüzden sadece kozayı değil, kozanın bulunduğu dalın tamamını hedefleyin.
Eser İlhan
25-04-2011, 08:17
Çok teşekkürler sayın Meyvelitepe. Uygulamaya başlamak için de zararlıyı görmeyi beklemeli miyim, yoksa yeni sürgünler görünür görünmez uygulayayım mı?
MeyveliTepe
25-04-2011, 10:06
Zararlıyı ya da etkisini görmeniz çok daha yerinde olur. Bunun için de iyi bir gözlemci olmalısınız.
Eser İlhan
25-04-2011, 11:23
Teşekkür ederim, elimden geleni yapmaya çalışırım ;)
Geçen hafta Çanakkale’deki zeytin ağaçlarımı Deflin wg ile ilaçlayıp İstanbul’a döndüm. Ağaçlarda herhangi bir problem gözlemlememiştim. Dün komşum sadece bir zeytin fidanımda gördüğü ve diğer ağaçlara da sirayet etmesinden endişe ettiği durumu resimleyip bana göndermiş.
224223
Şimdi bana söylermisiniz; Bunlar nedir? Nasıl mücadele edeceğim?
Sayın Halil Önen,önerdiğiniz gülleci bulamacı bunun çaresi olabilirmi?
Aslında Sayın Meyveli Tepe’nin önerdiği iyi gözlem,doğru mücadele için bilgi eksikliğimiz yadsınamaz bir gerçek.
Bu nedenle sitemizde zeytin zararlılarının larva halinden erişkin haline kadar net resimlerle gösteren ve bunlarla nasıl mücadele edeceğimizi anlatan bir katalog hazırlanabilse biz amatörler içim çok yararlı olur diye düşünüyorum.
Saygılarımla.
MeyveliTepe
13-06-2011, 22:15
Bunlar nedir? Resimden leafhopper gibi görünüyor. Yani zıplayan bir şey mi, kabuklu mu, tırtıl mı belli olmuyor. Önce tanımlayalım, sonra çaresini buluruz. Uzaktaysanız komşunuza sorar mısınız?
Halil Önen
14-06-2011, 12:15
...
224223
Şimdi bana söylermisiniz; Bunlar nedir? Nasıl mücadele edeceğim?
...
Sn. ERKO,
ben böyle bir zeytin zararlısı ile karşılaşmadım.
Eğer kelebek larvası ise, BT. bakterisi iyi gelmeliydi.
Bu zeytin değil yakındaki başka bir ağacın konukcusu olabilir. Bir çeşit pamuklu bit de olabilir. Ama pamuklu bit genelde zeytin salkımlarda olur. Bilemiyorum.
Gülleci bulamacı daha önce atılırsa yüzeyde kaplama yapar _ kireç+kükürt kaplaması_ zararlı gelmez.
Zaten yapımı kolay, odukça ucuz ve kullanım alanı geniş bir ilaç, denenebilir.
Bu resimde zeytin salkımları iyi görünüyor. Zeytin tutacak mı, gözlemlemelisiniz. Belki zeytinin temel zararlısı değildir.
Gözlemleriniz bizim için de önemli...
Bunlar nedir? Resimden leafhopper gibi görünüyor. Yani zıplayan bir şey mi, kabuklu mu, tırtıl mı belli olmuyor. Önce tanımlayalım, sonra çaresini buluruz. Uzaktaysanız komşunuza sorar mısınız?
Sn.MeyveliTepe sorduklarınızı cevaplayabilmek ve daha ayrıntılı inceleme yapmak için hafta sonu Çanakkale'ye gideceğim.Komşumla yaptığım görüşmede bunların pamuk kozası gibi olduğunu içini açtığında yeşil renkli böcekler olduğunu söyledi.Gittiğimde herşeyi resimlemeye çalışacağım.Programımda zaten zeytinlere kaolin+delfin uygulaması yapmak vardı.Problemli ağaca da aynı uygulamayı yapmamda bir sakınca varmı?
Saygılar.
MeyveliTepe
15-06-2011, 22:09
Hiç bir sakınca yok, fakat bunlar her neyse çare olmayabilir. Siz kaolin ve delfin yapın, siz oradayken haberleşir ve tanımlamayı yapabilirsek onları da hallederiz her halde. Söylendiği gibi koza ise, bir tür kelebek ergin olarak çıkar.
Çanakkale’deki zeytin ağaçlarıma Deflin-Kaolin kili uygulaması yapmak için gittiğimde problemin sadece bir fidanda olduğunu gördüm.Küçük bir dalı yakın fotoğraflamaya çalıştım ama net çıkmamış.Yine de görmenizi istedim.
228742
228743
İçlerini açtığımda kahverengi bir tozdan başka bir şey göremedim.Acaba daha önce attığım Delfin’mi etkili olmuştu,yoksa yaratıklar terki diyarmı etmişti anlayamadım.Yalnız kozaların şeklinin bozulmamış olduğunu belirteyim.Sonuç olarak size net bir veriyle dönemedim.
Size sormak istediğim başka bir konu da Deflin-Kaolin kili uygulamasında şehir suyu kullanmakta bir mahzur var mı?Ben şehir suyunda bulunan klorun Delfin’deki bakteriye zarar verebileceğini düşünerek kuyu suyunu kullandım.Sn. MeyveliTepe’nin kulaklarını çınlattım. Yaz günü ağaçlarıma kar yağdırdım.
228744
Saygılarımla
Geçen sene olipe tuzaklarını hazırlarken DAP gübresi kullanmıştım.Bu sene de aynı uygulamayı yapacaktım,fakat gördüğüm bir yazı alternatif bir uygulama fikri oluşturdu.Size danışmak istedim.
Eşim ailemiz için evde KEFİR yapıyor.Kefir için internette araştırma yaparken. kefir mayasının muhtevasında TORULA mayasının da bulunduğunu okudum.Acaba Sn. Meyveli Tepe'nin aradığı maya bu olabilirmi,olipe tuzaklarında kullanılabilirmi?
Konuyla alakalı arkadaşların dikkatine, diyerek başlıyorum;
75/ 80 adet Gemlik zeytinlerime yaklaşık üç yıldır sadece, hasattan sonra ve baharda olmak üzere hazır bordo bulamacı kullanıyordum. Tahmin edeceğiniz gibi verim oldukça düşük oluyordu fakat ticaretini yapmadığım için önemli gelmiyordu bana.
Bu sene bordo bulamacından sonra, fidan tırtılı için delfin, tane tuttuktan sonra yüzde 5 kaolinle delfin, yaklaşık on oniki gün sonrada yüzde 2,5 kaolin delfin kullandım. Son kullandığım kaolin delfini şebeke suyu ile hazırladım.
Ağaçlar bu sene oldukça yüklü idi. Fakat karabiber dökülmesi başladı ve şu güne kadar da devam ediyor, bazı ağaçlarda neredeyse hiç tane kalmadı, bu normal midir? Normal değilse, nerede eksik birşeyler yaptım acaba? Yaprak gübresi hiç vermedim, yüzde 2,5 luk ikinci uygulamayı şu sıralarda yapmam gerekiyor. Bir de kaolin delfin uygulamasında, yapraklar kaplanmasına rağmen karışım zeytin tanelerine pek tutunamıyor gibi, neler önerirsiniz? Yayıcı yapıştırıcı kullanıyorum. Yardımlarınız için şimdiden çok teşekkürler…
Zeytinlibahçe
27-07-2011, 16:59
Sn tufan
-Ağaçlarınızda herhangi bir sorun yoksa kullandığınız bordo bulamacının zamanlaması ve sayısı yeterli, dolayısıyla verim alamamanızın başka sebebleri olmalı.
-Klorlu şebeke suyunu hiçbir şekilde kullanmamanızı tavsiye ederim.
-Ağaç besleyemeyeceği meyvelerin bir kısmını dökebilir, bu normal, fakat tamamını dökmesi normal değil. İlk akla gelen besin eksikliği. Toprak/yaprak analizi yaptırmanız yerinde olur.
-Meyvelerin üzeri yapraklarla kıyaslandığında daha ince bir filmle kaplanır, yeterlidir.
Halil Önen
27-07-2011, 21:19
Konuyla alakalı arkadaşların dikkatine, diyerek başlıyorum;
Ağaçlar bu sene oldukça yüklü idi. Fakat karabiber dökülmesi başladı ve şu güne kadar da devam ediyor, bazı ağaçlarda neredeyse hiç tane kalmadı, bu normal midir?
Sn. tufan,
bu tam olarak karabiber dökülmesine benzemiyor. Eğer öyle ise delfin iyi gelecektir.
Ancak siz daha önce zeytin tripsiye yakalanmış ve beraberinde güve zararlısı başlamış olabilir. Yoksa zeytin tüm tanelerini kolay kolay dökmez.
Meyvede tripsi ve meyve güvesi birbirine benzer. Tripsi varsa yapraklarda benekler ve içe kıvrılmalar da olur.
Resim olsaydı daha iyi görürdük.
Meyve tripsi için ( lazer spinozat ) kaoline karıştırarak atılabilir.
Sn. Zeytinlibahçe ve Sn. Halil Önen yardımlarınız için teşekkürler;
Problem, klorlu su ve besin eksikliği gibi gözüküyor, az önce tripsiye bir baktım, yapraklarda böyle bir belirti yok. Meyvelerde de bazı ağaçlarda dökülmeler var, son incelediğim de bazı ağaçlarda neredeyse hiç dökülme yok, zeytinler neredeyse kırmalık olmuş. Bu karabiber dökülmesi dediğim bazı büyümüş meyvelerde de olunca panikledim açıkçası. Yarın sabah kaolin delfin ikilisini yüzde ikibuçuk olarak üçüncü kez atacağım, foto da çekebilirsem yüklerim...Saygılar...
Halil Önen
27-07-2011, 22:27
Sn. Zeytinlibahçe ve Sn. Halil Önen yardımlarınız için teşekkürler;
Problem, klorlu su ve besin eksikliği gibi gözüküyor, az önce tripsiye bir baktım, yapraklarda böyle bir belirti yok. Meyvelerde de bazı ağaçlarda dökülmeler var, son incelediğim de bazı ağaçlarda neredeyse hiç dökülme yok, zeytinler neredeyse kırmalık olmuş. Bu karabiber dökülmesi dediğim bazı büyümüş meyvelerde de olunca panikledim açıkçası. Yarın sabah kaolin delfin ikilisini yüzde ikibuçuk olarak üçüncü kez atacağım, foto da çekebilirsem yüklerim...Saygılar...
Klorlu su ve besin eksikliği için de zeytin meyvelerini döker. Ama tamamen dökmez.
Meyveye _ taneye _ bakmalısınız. Tripsi ve meyve güvesi için küçük delikler _ larva için_ oluşur.
Zeytinlibahçe
28-07-2011, 07:14
Klorlu su ve besin eksikliği için de zeytin meyvelerini döker. Ama tamamen dökmez.
-Halil beyin görüşüne katılıyorum. Resimleri bekleyelim.
-Kaolin üreticilerinin bröşürlerinde belirtilen ilk uygulama zamanı genelde haziran ayı içinde, güneş yanıklığı içindir. Oysa bir çok zararlının kolay farkedilmeyen ilk etkileri bu tarihten çok önce oluşmaya başlar.
-Kaolinin uzaklaştırıcı etkisi için meyve ağaçlarında daha düşük dozlarda, çiçeklenme öncesi ilk uygulamayı yapmak gerekir.
-Bu yıl biz, çiçeklenme öncesi, nisan ayında %1 lik ilk uygulamayı yapmıştık. Gördük ki %2-3 oranında da rahatlıkla yapılabilir.
-Delfin wg kullanımında, suyun klorsuz olmasının yanısıra bakterinin beslenebilmesi için yeterli miktarda pekmez/melas kullanmayı da unutmayalım.
Selamlar;
Dün bahçeye kaolin delfin uygulaması için gitmiştim, hava oldukça rüzgarlı olduğundan birkaç gün erteledim. Son fotoları çektim, bu arada yeni bir soru da çıktı, fotolardan göreceğiniz üzere bazı ağaçlarda hiç meyve tutumu yok, bunu sormayı atlamışım. Bu konuda da görüşlerinizi belirtirseniz sevinirim...
Fotolara devam, bu arada Boş meyve tutmayan ağaçlar ( b ), normal ağaçlar ( n ), problemli olanlar ( p ) başlıklı fotolardır...
Halil Önen
31-07-2011, 16:30
Selamlar;
Dün bahçeye kaolin delfin uygulaması için gitmiştim, hava oldukça rüzgarlı olduğundan birkaç gün erteledim. Son fotoları çektim, bu arada yeni bir soru da çıktı, fotolardan göreceğiniz üzere bazı ağaçlarda hiç meyve tutumu yok, bunu sormayı atlamışım. Bu konuda da görüşlerinizi belirtirseniz sevinirim...
Belki yok yılıdır, geçen yıl vermiş miydi?
393. ileti ve 5. resim (son resim) bu ağaçtaki sararmış yapraklar yeterli suyu alamadığını gösteriyor.
Ağaçlarınız sağlıklı ve güzel.
Dökülmenin sebebi, tripsi ( Akdeniz yöresine özgüdür belki sizde de olabilirdi) ve meyve güvesi değilse_ ki bu tanede küçük delikler gibi görünür...
değilse;
mikro element ( bor, ca, fe, Mn. v.b) eksikliği olabilir. Mikro elementler az bulunur ama tamamen yokluğu çok önemlidir.
Sanırım toprak tahlili ile tespit edilebilir.
Kolay gelsin.
Sn. Halil Önen;
Varyılı yok yılı, ağaçtan ağaca değişim gösterir mi?, ben hep bahçe, hatta bölge olarak düşünüyordum. Tripsi ya da güve değilse, doğal dökülme olabilir mi, yani eğer ağaca fazla gelirse meyve, dökme yapmaz mı?...
Bir de sizin sayfanızda okumuştum daha önce; ikinci ya da üçüncü kaolin uygulamasında kullandığınız mikro element, calibor muydu? Ben de bu son uygulama kullansam diyorum, yardımlarınız için teşekkür, saygılar, kolay gelsin...
Halil Önen
31-07-2011, 20:50
Sn. Halil Önen;
Varyılı yok yılı, ağaçtan ağaca değişim gösterir mi?, ben hep bahçe, hatta bölge olarak düşünüyordum. Tripsi ya da güve değilse, doğal dökülme olabilir mi, yani eğer ağaca fazla gelirse meyve, dökme yapmaz mı?...
Yeni _ genç_ fidanlarda gösterir. Bunu ben yaşıyorum. Bir yıl önce verir ertesi yıl hiç vermez. Bazen bir tane bile bulamazsın. Bu kadar sert olur. Ağaç büyüdükçe bakım ve budama yapıldıkça az da olsa vermeye çalışır, verir.
Ağaca meyve fazla gelirse bunu çiçekte döker. Yani meyveye bağlamaya başladığında, taneler küçük saçma iriliğine geldiğinde döker, besleyeceği kadar bırakır.
Zeytin taneleri bu kadar irileştiğinde _sizdeki gibi_ dökmez. Dallarını kırar ama dökmez. Ya da besleyemezse taneler ufak kalır.
Sizdeki dökülmenin sebebi topraktaki mikro element yetersizliği olabilir, eğer tripsi ve meyve güvesi değilse_ ki bana da değil gibi görünüyor.
Bana sorarsan denemelerde _ ki özellikle Ayvalık çeşidinde geçen yıl zeytin aldığım 3,5 yaşındaki fidanlarda bu yıl da zeytin var. Geçen yıl ki gibi...
Mebor 5 inde etkisi var. Daha fazla meyve bağlatıyor. Ama yeterli değil. Mebor 5 in üzerinde yazan uygulama biçimde bir eksiklik var gibi.
Var yılı/ yok yılı ağacın genlerinde var. Bunu değiştirmek bir dizi _topraktan, kökten ve yapraktan _ uygulama gerektiriyor.
Bu yıl bir sonuca bağlamaya çalışıyorum. Yazarım...
Kolay gelsin.
Her türlü bilgiyi, her türlü kaynaktan okumaya çalışıyoruz, karşılaştırıyoruz ama sonuç her zaman süper olamıyor.
Terkedilmiş, bakımsız bahçelerde ki ağaçlara bakıyorum bazen. Dallar gerçekten meyveden kırılıyor, üzerinde bir tane karabiber tanesi yok, halkalı leke yok. Allah daha çok versin diyorum ama sahibi ortalarda yok...
Gene de verdiğiniz bilgiler önemli benim için. Şimdi bu mebor5 i kullanalım bakalım, kolay gelsin...
Halil Önen
31-07-2011, 21:43
Her türlü bilgiyi, her türlü kaynaktan okumaya çalışıyoruz, karşılaştırıyoruz ama sonuç her zaman süper olamıyor.
Terkedilmiş, bakımsız bahçelerde ki ağaçlara bakıyorum bazen. Dallar gerçekten meyveden kırılıyor, üzerinde bir tane karabiber tanesi yok, halkalı leke yok. Allah daha çok versin diyorum ama sahibi ortalarda yok...
Gene de verdiğiniz bilgiler önemli benim için. Şimdi bu mebor5 i kullanalım bakalım, kolay gelsin...
Moralinizi bozmayın Sn.tufan bey,
zeytin fidanlarınız daha genç, 6, 7 yaşında tam verime yatacak. Sizin de meyveleriniz onlar gibi _ özellikle var yılında_ çok olacak. Onlar farklı bir şey yapmıyor.
syıldıran
01-08-2011, 06:15
Moralinizi bozmayın Sn.tufan bey,
zeytin fidanlarınız daha genç, 6, 7 yaşında tam verime yatacak. Sizin de meyveleriniz onlar gibi _ özellikle var yılında_ çok olacak. Onlar farklı bir şey yapmıyor.
Sn. Halil Önen ,
Sn. tufanın zeytinleri gördüğüm kadarıyla gemlik cinsi , bildiğim kadarıyla gemlik zeytini periyosidite (var yılı / yok yılı ) göstermez , sulanmıyan kurak şartlarda bile her yuıl düzenli ürün verir. Selamlar . .
Halil Önen
02-08-2011, 10:58
Sn. Halil Önen ,
.. bildiğim kadarıyla gemlik zeytini periyosidite (var yılı / yok yılı ) göstermez , .. . .
Doğrudur göstermez. Ya da az gösterir.
Halil Önen
02-08-2011, 11:12
Sn. Halil Önen ,
... , bildiğim kadarıyla gemlik zeytini periyosidite (var yılı / yok yılı ) göstermez , sulanmıyan kurak şartlarda bile her yuıl düzenli ürün verir.
Bu durumda_ sulanmıyorsa, iyi bakılmıyorsa, budanmıyorsa_ gösterir. Biz bunu hem yaşıyor hem görüyoruz.
Gemlik de olsa 4, 5 yaşından sonra tam meyveye yatıyor.
( Bir arkadaşım dağlık araziye 20 kadar Gemlik dikmişti ben ise 5 tane kadar; 4 yıl geçtiği halde bir zeytin bile vermedi.
Ne budanmış, ne sulanmış, ne ilaçlanmıştı.
Gemlik yerli çeşitler _ memeli, şakran_ ve Ayvalık gibi zor koşulların zeytini değil.
İyi toprak ve iyi bakım gerektiriyor.
Ayrıca toprağa tutunması çok zayıf, yağışla yumuşamış toprakta bir az güçlü rüzgarda yan yatabiliyor.
İyi bakmıyorsanız;
Yoksa var yılında 20 kg. alırken yok yılında 10 kg. alırsınız. Yani var/yok yılını kendiniz yaratırsınız.)
Saygılar
zeytin sevdası
05-08-2011, 11:48
Merhaba Halil Bey;
Yeni bir Ziraat mühendisi olarak zeytinle ilgili bilgiler toplamak istiyorum. Deneyimsizlik gerçekten kötü birşey,ama yaşamadan insan sadece okuldan birşeyler kapamıyorki.
Kafamı karıştıran ve zeytin ağaçları üreten üreticelerden,komsulardan gelen talepler dogrultusunda hep neden karabiber dökülmesi gerçekleşiyor deniiliyor.
Kendi okul bilgilerim doğrultusunda birkaç yargım var ama siz bilinçli kişilerede danışmak istiyorum.
-Ağacında Zeytin güvesi mevcutsa ve ürünü dökmüşse bu dökülmeye tam olarak karabiber dökümümü denir?
-yoksa çeşitli etkenlerden örneğin element eksikliği **** dışsal faktörler örneğin stres ,havaların değişikliği gibi etkilerden gelen dökülmelere mi karabiber dökümü denir?
-Neden bu kadar kafam karıştı.Çünkü denilen karabiber dökümüne karşı kişi ne yapmalı ilaçmı kullanmalı,element eksikliği için gübremi vermeli?Bazı internet sayfaları zeytin güvesine karabiber dökümü derken,etrafımdaki kişilerden hayır dökülme güveden değil olsa anlarız diyorlar.
Kimseyi yanlış bilgilendirmek istemem.Bu yüzden tecrübelerinize ihtiyacım var.
Böyle bir forum bulduğum için çok sevindim.Artık yakından takip edeceğim.Teşekkür ederim.
Merhaba Halil Bey;
Yeni bir Ziraat mühendisi olarak zeytinle ilgili bilgiler toplamak istiyorum. Deneyimsizlik gerçekten kötü birşey,ama yaşamadan insan sadece okuldan birşeyler kapamıyorki.
Doğrudur, bazı yazılarımda eğitim sistemimizi bitirdiler derim, işte ziraat mühendisi bir arkadaşımız, eğitim sistemindeki eksikliklerden dolayı kendini yetersiz bulup bilgilenmek istiyor. Neden pıratiği yok. Bizim okullarımızda da bu eksik, Benim yeğenim veterinerlik (baytar) okuyup bitirdi hayvanın H sını bilmez, sadece o mu diğerleride aynı, bundan 15 yıl önce bulgaristandan bir veteriner geldi bölgemize, hayvan ameliyat edildiğini biz ondan öğrendik.
Kendisiyle konuştuğumuzda, biz sabah okula gider yoklama (vs) den sonra her birimiz pratik yapabilmemiz için belirlenmiş ağırlara paylaştırırlardı, ve bu, son dört yıllık bir eğitim, bu eğitimi almayan diplomada alamazdı.
Kafamı karıştıran ve zeytin ağaçları üreten üreticelerden,komsulardan gelen talepler dogrultusunda hep neden karabiber dökülmesi gerçekleşiyor deniiliyor.
Kendi okul bilgilerim doğrultusunda birkaç yargım var ama siz bilinçli kişilerede danışmak istiyorum.
-Ağacında Zeytin güvesi mevcutsa ve ürünü dökmüşse bu dökülmeye tam olarak karabiber dökümümü denir?
Zeytin güvesinin meyva dökümüne zararı olmaz, dökülmeye zeytin sineği neden olabilir fakat o da daha ileriki zamanda.
-yoksa çeşitli etkenlerden örneğin element eksikliği **** dışsal faktörler örneğin stres ,havaların değişikliği gibi etkilerden gelen dökülmelere mi karabiber dökümü denir?
.
Bu etkenler olması daha büyük bir ihtimal, buna susuzluğu da ekleyebilirsiniz.
zeytin sevdası
05-08-2011, 13:59
Kesinlikle size katılıyorum.,
Eğitim tabikide şart ama pratik olmadıktan sonra...
Kendine güveni yitiyor insanın heleki yeni mezunsan.Şöyle bir örnek vereyim mezun olduğum ilk yıllarda mesleğimi söylemeye utanır olmuştum.Kime Zir.Mühendisiyim desem, peki bu ürün için ne yapayım der oldu.Bende bılmediğimden hep kacar oldum mesleğimi söylemekten.
Ama baktım olacak gıbı degıl artık herseyı kendı araştırmalarım ve bılgı toplayarak hareket ediyorum.
Sanal ortam evet işe yarar bilgiler içeriyor, fakat bazende bilgi kirlenmesine yol açıyor.Nitekim zeytin güvesi için bulduğum bilgiler 3.aşama olan meyveye zarar verdiği dönemde sapla meyve arasında zarara yol açarak dökülmelere sebep olduğu ile ilgili bilgiler yer almakta, hatta bu dökülmelere karabiber dökülmesi denir ibaresi yazıyordu.
O zaman bir hastalık **** zararlı sebep olmuyorsa karabiber dökülmesine İLAÇ kullanılması mani olur **** engeller diyemeyiz doğrumudur? Bilgilendirme yaparsanız sevinirim.
Evet, bunlara ben de katılırım, eğitim şart tabii ki , pratik te...
Değerlendirebilmeniz için tüm zeytin hastalıklarını anlatan bir kaynaktan alıntı yapıyorum, muhtemeldir ki orası da alıntı yapmış ve belirtmemiş...
Zeytin güvesi yılda üç döl verir. Her döl, zeytin ağacının ayrı bir fenolojik döneminde zararlı olur. Her döl, zarar yaptığı fenolojik döneme göre; “Yaprak dölü”, “Çiçek dölü”, “Meyve dölü” şeklinde isimlendirilir.
Yaprak dölü ve Çiçek dölünü geçiyorum;
Meyve dölü(Carpophagous): Zeytin danelerinin iri karabiber büyüklüğünü aldığı, mayıs sonu ile haziran ayı başlarında, çiçek dölünde meydana gelen erginler, meyvelerin çanak yaprakları üzerine yumurta bırakırlar. Bir haftada açılan yumurtalardan çıkan larvalar, yumurta kabuğu altından, meyve sapı dibinden meyvenin içine girerler ve çekirdeğe doğru yol alırlar. Larvalar meyveye girerken, sapla meyvenin bağlantısını bozarlar. Bu tür meyveler buruşup kararır ve dökülür. Bunlara “karabiber dökümü” denir. Meyve içine giren larvalar, önceleri çekirdek evinin iç yüzünde, daha sonra tohum teşekkül etmeye başlayınca, tohumla beslenerek gelişmelerini sürdürürler...
Zeytinlibahçe
07-08-2011, 21:44
Meyve dölü(Carpophagous): Zeytin danelerinin iri karabiber büyüklüğünü aldığı, mayıs sonu ile haziran ayı başlarında, çiçek dölünde meydana gelen erginler, meyvelerin çanak yaprakları üzerine yumurta bırakırlar. Bir haftada açılan yumurtalardan çıkan larvalar, yumurta kabuğu altından, meyve sapı dibinden meyvenin içine girerler ve çekirdeğe doğru yol alırlar. Larvalar meyveye girerken, sapla meyvenin bağlantısını bozarlar. Bu tür meyveler buruşup kararır ve dökülür. Bunlara “karabiber dökümü” denir. Meyve içine giren larvalar, önceleri çekirdek evinin iç yüzünde, daha sonra tohum teşekkül etmeye başlayınca, tohumla beslenerek gelişmelerini sürdürürler...
Doğru bilgi.
Rusyada yapılan bir çalışmada meyve dölünün %90 oranında zarar yaptığı tespit edilmiştir. (Apoatolov 1990)
Ege bölgesinde yapılan bir çalışmada zarar oranının %25 den %100 lere çıktığı tespit edilmiştir.(Aysu 1961)
Zeytin güvesinin ikinci dölü zeytin ağaçlarında genellikle prematüre meyve dökümlerinden sorumlu iken, bitkilerdeki su dengesizliği de buna neden olabilmektedir.(Nizi 1988)
İspanyada 20 yıl süren bir çalışmada zeytin güvesinin predatörlerini saptamaya çalışmışlar ve yumurta predatörlerinden olan chrysopid larvalarının zararların azaltılmasında bir çok yıllar önemli rol oynadığı saptanmıştır.(Ramos &Ramos1990)
Zeytin güvesinin önemli doğal düşmanları saptamak amacıyla tuzaklar kullanılmış ve bu tuzaklarda en fazla karıncalar tespit edilmiştir. En yaygın türler lasius alienus foerster, L.Niger linneo, Crematogaster scutellaris olivier ve plagiolepis pygmaea latreille olarak saptanmıştır.(Moris&Campos 2000)
Zeytin güvesinin yaprak ve çiçek dölü esnasında bir çok predatör türün testlenmesi sonucunda Formicidae, Cleoptera ve Hemiptera takımlarına bağlı avcılara ilaveten örümceklerinde zeytin güvesinin avcıları arasında olduğunu tespit etmişlerdir.(Lazano&ark 2000)
zeytin sevdası
08-08-2011, 14:09
teşekkür ederim bilgileriniz için,bende bu literatürü gördüm.
Meyve neslindeki dökülmeye karabiber dökümü denir ibaresini... bende ozaman karabiber dökümü olan ağaçlarda zeytin güvesimi var diye düşünerek ilaç önerdim birkaç tanıdığıma ama onlarda bana hayır karabiber dökümü zeytin guvesinden değil liliumun dediği gibi dışssal etkenlerden olur dediler.İşte burda kafam karıştı bir tarafta bilgiler bir tarafta deneyimli üreticiler...
yardımlarınız için teşekkür ederim....
MeyveliTepe
13-08-2011, 14:57
Savunma hattımızı artık epeyce büyüyen taneler üzerinde yoğunlaştırma zamanı geldi.
240121
240122
Başlamışken, zor yüzeylerden sayılan yer fıstığı,
240128
Bir de hünnapları da elden geçirdik.
240129
Bu durumda_ sulanmıyorsa, iyi bakılmıyorsa, budanmıyorsa_ gösterir. Biz bunu hem yaşıyor hem görüyoruz.
Gemlik de olsa 4, 5 yaşından sonra tam meyveye yatıyor.
( Bir arkadaşım dağlık araziye 20 kadar Gemlik dikmişti ben ise 5 tane kadar; 4 yıl geçtiği halde bir zeytin bile vermedi.
Ne budanmış, ne sulanmış, ne ilaçlanmıştı.
Gemlik yerli çeşitler _ memeli, şakran_ ve Ayvalık gibi zor koşulların zeytini değil.
İyi toprak ve iyi bakım gerektiriyor.
Ayrıca toprağa tutunması çok zayıf, yağışla yumuşamış toprakta bir az güçlü rüzgarda yan yatabiliyor.
İyi bakmıyorsanız;
Yoksa var yılında 20 kg. alırken yok yılında 10 kg. alırsınız. Yani var/yok yılını kendiniz yaratırsınız.)
Saygılar
Sayin Halil Onen,
Gemlik agaclarinin topraga tutunmasindaki zayifligindan bahsetmissiniz. Ekli fotografta tam olarak anlasilmasa da (onumuzdeki gunlerde yatmayi daha net gosteren resimler cekip yazima ekleyecegim) 4,5 yasinda olan Gemlik fidanlarimdan bazilari yatmaya basladi. Arazim hafif egimli, toprak yumusak - kisin yagislarla birlikte iyice yumusuyor - ve cok sert poyraz esiyor. Yazin damlama ile suluyorum. Sizce fidanlar buyudukce, tac yapilari genisleyip tam verime yatinca bu agaclarin dipten yatma (devrilme) olasiligi var mi ?
Halil Önen
06-09-2011, 19:48
Sayin Halil Onen,
Gemlik agaclarinin topraga tutunmasindaki zayifligindan bahsetmissiniz. Ekli fotografta tam olarak anlasilmasa da (onumuzdeki gunlerde yatmayi daha net gosteren resimler cekip yazima ekleyecegim) 4,5 yasinda olan Gemlik fidanlarimdan bazilari yatmaya basladi. Arazim hafif egimli, toprak yumusak - kisin yagislarla birlikte iyice yumusuyor - ve cok sert poyraz esiyor. Yazin damlama ile suluyorum. Sizce fidanlar buyudukce, tac yapilari genisleyip tam verime yatinca bu agaclarin dipten yatma (devrilme) olasiligi var mi ?
Sn. oakcan,
tarlanızı nasıl sürüyorsunuz bilmiyorum. Sabanla kesin sürmemelisiniz. Bu toprağı kabartıyor ve su ile ıslanan toprak iyice yumuşuyor. Dokuz ayak ya da çapa ile yapmalısınız.
En güzeli diskaro çekmek hemde her yıl.
Birde bu yaşa gelmiş fidanların dipleri açılmamalı. Zaten damlama yapıyorsunuz_ ki fazla sularsanız bu toprağı gevşetir.
Damlamaları zeytin köklerinden hatta taç izinden bir iki karış ileriye verirseniz köklerde oraya gider_ unutulmasın su ve besin nerede ise kök oradadır._ tutunma alanı genişler.
Diğer resimleri görürsek belki daha net konuşuruz.
Saygılar
denizakvaryumu
07-09-2011, 10:01
Savunma hattımızı artık epeyce büyüyen taneler üzerinde yoğunlaştırma zamanı geldi.
240121
240122
Başlamışken, zor yüzeylerden sayılan yer fıstığı,
240128
Bir de hünnapları da elden geçirdik.
240129
Sitenizden bunun yeni karışım olduğunu biliyoruz.
Formülü neden gizli :)
Halil Önen
07-09-2011, 10:45
Sitenizden bunun yeni karışım olduğunu biliyoruz.
Formülü neden gizli :)
Evet yeni bir karışım bunu merak ediyor ve takip ediyoruz.:)
Elimize geçerse formülün gizli olması onu kurtarmaz, _ tarafımızdan( ubyi olarak)_ çözülür ve deşifre edilir.;)
Formül Meyveli tepeye ait ise %5 bile olsa gizlilik kuralı bir şekilde delinir.
Sn. Meyveli Tepe' nin bir selam verip borçlu çıkma ihtimali vardır.;)
Yene yeniden selamlar.
Saygılar
MeyveliTepe
07-09-2011, 11:42
Sitenizden bunun yeni karışım olduğunu biliyoruz.
Formülü neden gizli :)
Sebep mi soruyorsunuz :)
denizakvaryumu
07-09-2011, 12:44
Sorunlar hep oldu, olacak... :) Gerçekleri ve doğruları forumu takip eden mantıklı sessiz çoğunluk biliyor.
Forumun geçmişine baktığımda kendimin de dahil olduğu pek çok tartışmanın olduğunu ama doğruların hep doğru olarak kaldığını görüyorum.
Bilenin bilmeyene borcu var ...Siz formülü açıklayın...Bakalım şimdi hangi ürüne ortaksınız ortaya çıksın :D
Halil Önen
12-10-2011, 21:51
...
Dökülmenin sebebi, tripsi ( Akdeniz yöresine özgüdür belki sizde de olabilirdi) ve meyve güvesi değilse_ ki bu tanede küçük delikler gibi görünür...
.
Zeytin güvesi yılda 3 döl verir. Burada 3. döl meyve güvesi _ yani meyveyi döken güveden bahsedeceğiz.
( bir yanlışım olursa düzeltilmesini istiyorum)
Zeytin meyve güvesi çekirdeğe zarar verir. Zeytin sineği ise meyveye yani tanenin etli kısmına zarar verir.
Zeytin güvesi meyvenin sap kısmına yumurtasını bırakır ve buradan çıkan güve tanenin dökülmesine sebep olur.
250910
Tanenin sap kısmına dikkatli bakıldığında iğne deliği kadar bir delik görülür...
250916
Dışarıdan bakıldığında taneler sağlam gibi görünür.
250917
Biri sağlam, diğerleri zeytin güvesinin zararını _keserek_ görülüyor.
250923
Bir kat daha kestiğimizde güvenin çekirdeğin içine girdiğini görüyoruz.
250929
Ama meyvenin kendisinde bir zarar yok.
(devam)
Halil Önen
12-10-2011, 22:10
Çekirdeği kırdığımızda güvenin çekirdeğin içine yerleştiğini ve çekirdeğin merkezini bozduğunu görürüz..
250930
Şimdi dökülen zeytinlerin sebebini _ rüzgar mı, susuzlıuk mu, besin yetersizliği mi, güve mi_ daha kolay buluruz.
250931
Bir avuç topladığımız zeytinler bize istatistik de verir...
250937
Şiddetli esen rüzgar ve yağmur dökülme sebebi olabilir. Küçük dal parçaları yerlerdedir.
250944
Ama bu kadar çok dökülmenin sebebi sadece şiddetli rüzgar değildir.
250950
Dökülme sebebi her ikisi de olabilir. Biz rüzgardan sanırız.
MeyveliTepe
12-10-2011, 22:12
Güve bakımından sizin oralardaki durum nasıl? Bizim buralarda şimdiye kadar gördüğüm en ciddi güve zararı söz konusu.
Alltan üçüncü resimde sağdan ikinci tanede zeytin sineği çıkış deliği mi görüyorum? Oralarda çıkış delikleri de görülmeye başladı mı?
Halil Önen
12-10-2011, 22:18
Şimdi zeytin meyve güvesi ile doğal mücadele nasıl olmalı?
Kaolin kili, gülleci bulamacı, delfin zeytin güvesini önler mi?
Bu yıl geçti. Zararlı görevini yaptı. Şimdi zeytin sineği devrede... Gelecek yıl için güveye karşı ne ve nasıl yapılmalı?
Bu yıl güve yılıydı ve görevini yaptı. İki yıl önce zeytin sineği çok zarar vermişti..
Halil Önen
12-10-2011, 22:22
250937
.
Sağdaki 3 danede güvenin çekirdeğe vediği zarar görülüyor.
MeyveliTepe
12-10-2011, 22:23
Kaolinin güveyi önlemede çok bariz bir etkisi var. Kaolin uygulayan iki zeytinlikte (ki bizimkinde delfin de kullanmıştım), güve zararı yok gibi bir şey. Buna karşın ilaçlama yapanlarda ve hiç ilaçlama yapmayanlarda zeytinin üçte biri yere indi. Yağmurla birlikte güve sebebiyle sapları zayıflayanlar inmeye devam ediyor. Merakımdan keserek kontrol ettiğim her 10 taneden 9'unda çekirdekte delik var :)
Halil Önen
12-10-2011, 22:29
250910
Sağdaki tek dane sağlam diğerlerinde zeytin meyve güvesinin açtığı delik görülüyor.
İşte tanenin dökülmesine sebep bu ve güve buradan çıkarken tanenin sapına da zarar veriyor.
Sn. Meyveli Tepe, nedense bu yıl zeytin güvesi her yerde yoğun görülüyor.
Her yıl 3 döl vermesi gerekirken daha fazla ve yoğun mu oldu, bilemiyorum.
Halil Önen
12-10-2011, 22:35
Kaolinin güveyi önlemede çok bariz bir etkisi var. Kaolin uygulayan iki zeytinlikte (ki bizimkinde delfin de kullanmıştım), güve zararı yok gibi bir şey. Buna karşın ilaçlama yapanlarda ve hiç ilaçlama yapmayanlarda zeytinin üçte biri yere indi. Yağmurla birlikte güve sebebiyle sapları zayıflayanlar inmeye devam ediyor. Merakımdan keserek kontrol ettiğim her 10 taneden 9'unda çekirdekte delik var :)
Bu hiç ilaç kullanılmamış zeytin ağacı...
250974
Ve güvenin zararı tanelerin tamamına yakın.
250976
Bir tanesi rüzgarın döktüğü...
Zeytinlibahçe
12-10-2011, 22:42
Halil bey teşekkürler, oldukça net bir anlatım. İlave edecek pek bir şey bırakmamışsınız.
Zeytin güvesiyle mücadelede, ilk kaolin uygulamasını çiçekler açmadan yapmak gerektiğine inanıyorum. Bu yıl hatırlarsanız %1 oranında çiçekteyken uygulamıştık, şu ana kadar da sonuçlardan memnunuz.
Gelecek sene ilk uygulama oranını biraz daha arttırabiliriz.
MeyveliTepe
12-10-2011, 22:46
Güve çiçek dölünde kesilirse sanırım meyve dölü doğal olarak etkisiz duruma geliyor. Bu yıl bizde de aynı tesbiti yaptık. Çiçek öncesi kaolinin kesinlikle çok faydası var.
Not: Bizim bölgede kaolin uygulanmamış ağaçlarda, fotoğrafta görünen yerdeki zeytini 3-4 ile çarpın.
Halil Önen
12-10-2011, 22:54
Halil bey teşekkürler, oldukça net bir anlatım. İlave edecek pek bir şey bırakmamışsınız.
Zeytin güvesiyle mücadelede, ilk kaolin uygulamasını çiçekler açmadan yapmak gerektiğine inanıyorum. Bu yıl hatırlarsanız %1 oranında çiçekteyken uygulamıştık, şu ana kadar da sonuçlardan memnunuz.
Gelecek sene ilk uygulama oranını biraz daha arttırabiliriz.
Evet kaptanım doğru söylemişsin.
250983
Kaolin ile ilaçlamayı en iyi sizin trilyelerde yaptık. Dökülme çok azdı. Dökülenleri incelediğimizde _ siz de vardınız_ güve zararlısı yok denecek kadar azdı.
Kaoline delfin ya da gülleci bulamacı mutlaka karıştırılmalı. Tek başına kaolin o kadar etkili değil zeytin güvesine karşı.
Ama zeytin sineğine daha etkili tek başına kaolin...
Zeytinlibahçe
12-10-2011, 23:06
Çiçeklenme öncesi %5 kullanılabilir.
En son kullandığımız sn. Meyvelitepenin gönderdği karışım kuvvetli sağnak yağışta yıkanmadığına göre bahar yağmurlarına da dayanacaktır.
Çiçekleme döneminde yaptığımız %1 lik uygulamanın çiçeklere hiç bir zararı olmadı. Öncesinde süreyi kaçıran arkadaşların bu dönemde oranı %2-2.5 oranlarına çıkarıp kullanabileceklerini sanıyorum.
Önümüzdeki yıl, farklı ağaçlarda özellikle oranları arttırarak deneyelim, bakalım limit oranı ne olacak.
MeyveliTepe
12-10-2011, 23:14
Çiçek öncesi normal doz yapmıştım. Hiç bir negatif etkisi olmamıştı. Artık yağmurdan korkmanın da gereği kalmadı, uygulamanın dayanım süresi çok uzun, uzun aralıklarla sadece bir rötüş uygulaması yapmak fazlasıyla yetiyor. Zaten doz yüksek olsa bile uygulama şekli ve malzeme yapısı sebebiyle yarıya yakın malzeme tasarrufu var.
Halil Önen
12-10-2011, 23:17
Sevgili Güme Tepenin zeytinlerinde de kaolin+ delfin+ gülleci bulamacı uygulaması yaptık. Gülleciyi bir defa kullandık galiba..
250999
Ama geç kalmıştık. Çünkü güve için daha erken _ Nisan başı gibi_ başlamak gerekiyordu.
251000
Bu yıl zeytinleri de bol oldu.(Nazar değmesin diye ısrarla mavi boncuk astırdım):)
251001
Son yağmurlarla beraber şiddetli rüzgar esmiştir. Zeytin bol oluca dallar ve taneler birbirine çarpıyor ve çok dökülmemeler sebep oluyor.
251007
Bunlar Sn. Güme Tepe' nin zeytinlerinden (dün) seçip incelediklerim. Güve zararlısı daha azdı. Ben özellikle karşılaştırmak için seçtim. Çoğunu rüzgar dökmüştü.
Dediğimiz gibi güve ile mücadelede bir az geç kalınmıştı.
Ben ise;
zeytin fidanlarında kaolin+ gülleci bulamacı ve...
sadece gülleci bulamacı ile deneme yapmıştım.
Erken başlamıştım.5 ilaçlama yaptım. Son iki aydır ilaçlama yapmadım. Bu yağmurdan sonra _ son bir daha_ yapacağım.
Şu anda zeytinlerde uc zararlısı ve güve zararlısı hemen hemen yok gibi...
Saygılar
Halil Önen
12-10-2011, 23:43
Önümüzdeki yıl, farklı ağaçlarda özellikle oranları arttırarak deneyelim, bakalım limit oranı ne olacak.
Sn. Kaptanım,
bence gelecek yıl için;
Zeytin güvesi için
Nisan sonu ve Mayıs başı iki defa gülleci bulamacı atılmalı.
Taneler iri saçma gibi olduğunda _ tanenin sap kısmını kapatması için_ kaolin+ gülleci bulamacı atılmalı 2 defa...
İçine delfin konabilir. ( ben koymayı düşünmüyorum, gülleci yetiyor)
Ama mutlaka etidot 67 de uygulanmalı. Etidot 67 yi ise zeytin salkımları çıkmadan önce ayrı bir defa kullanılmalı. Sebebi ise -yaprakla dal arasında- daha çok salkım doğuşunu sağlamaktır. Etidot 67 içindeki bor daha çok salkım doğuşu sağlayacaktır.
Etidot 67 ve Mebor 5 'i ilaç firmaları salkımlar ortaya çıktığında yani taneler küçük saçma iriliğine geldiğinde kullanılmalı diyor ama _ meyve fazla tutsun diye_...
bence salkımlar oluşmadan önce kullanılmalı. Daha çok salkım _ borun etkisi_ yapması için...
Ben bu şekilde uyguladım ve çok iyi durumdayım...
Zeytinlibahçe
13-10-2011, 00:05
Zeytin güvesi için
Nisan sonu ve Mayıs başı iki defa gülleci bulamacı atılmalı.
Nisan sonuna kalmayalım derim.
Nisan başında, normalde bu dönemde kulladığımız %1 lik bordo bulamacı veya lubicuper yerine Etidot 67 bor, %5 kaolin ve gülleci bulamacını beraber kullanalım.
Şu anda zeytinlerde uc zararlısı ve güve zararlısı hemen hemen yok gibi... [/B]
Saygılar
Kesinlikle haklısınız. Şu ana kadar şaşılacak derecede uç zararlısı zararı yok. Neredeyse sıfır. Kaolin ve gülleci bulamacının başarısı diye düşünüyorum.
nurguldk
17-10-2011, 12:46
Herkese Merhaba,
Ankarada kırık zeytin yapmak için yeşil zeytin bulamıyorum. Bursada pazarlarda satarlardı tazesini. Sanırım şu anda zamanı. Üreticilerden ücretiyle 5-6 kilo rica edebilir miyim
Zeytinlibahçe
21-10-2011, 12:28
Herkese Merhaba,
Ankarada kırık zeytin yapmak için yeşil zeytin bulamıyorum. Bursada pazarlarda satarlardı tazesini. Sanırım şu anda zamanı. Üreticilerden ücretiyle 5-6 kilo rica edebilir miyim
Sn nurguldk, Bu hafta sonu zeytinlerin bir kısmı toplanmaya başlanacak. Özelden adresinizi rica ediyorum.
capkin_prens
21-10-2011, 13:55
Merhaba,
kçük bahçemizde zeytin yetiştiriyoruz 30 tane filan mevcut bu yıl öyle bir şey olduki ilk defa karşılaştım.zeytinler buruş buruştu başka bir kişinin zeytinlerine baktıgımda hiç bir sorunu yok çok güzel.Ne sulama yapıyor nede ilaçlama..
kaoli kili öğrendim ve derste gördügümüz bordo bulamacı var.hangisini kullanmalıyım topraı sulu ve verimli bir topraktır.
Zeytinlibahçe
21-10-2011, 14:41
kaoli kili öğrendim ve derste gördügümüz bordo bulamacı var.hangisini kullanmalıyım topraı sulu ve verimli bir topraktır.
Her ikisininde kullanılma zamanları farklı, ikisini de kullanmanızı tavsiye ederim.
capkin_prens
21-10-2011, 17:15
Her ikisininde kullanılma zamanları farklı, ikisini de kullanmanızı tavsiye ederim.
kaoli hangi zamanda sıkmamı önerirsiniz, kaoli hazırlanışı **** bulabilecegim bir yer tavsiye edebilirmisiniz.
Her ikisininde kullanılma zamanları farklı, ikisini de kullanmanızı tavsiye ederim.
Sn. Zeytinli bahce, su an burusuk zeytine ( susuzmus gibi burusuk) Kaolin ve bordo bulamaci atilabilirliginde gercekten ciddimisiniz ?
Bu kadar yagmurdan sonra hala burusuk olmasi, daneleri besliyememesinden kaynaklanabilirmi?
Zeytinlibahçe
21-10-2011, 17:48
kaoli hangi zamanda sıkmamı önerirsiniz, kaoli hazırlanışı **** bulabilecegim bir yer tavsiye edebilirmisiniz.
Yazdığınız bu başlığı ve kaolin başlığını baştan sona okumanızı tavsiye ederim.
http://www.agaclar.net/forum/temel-konular-toprak-gubre-tohum-sulama/21025.htm
Birden fazla kaolin satıcısının telefonlarını özelinize yazacağım. Tercihi siz yapın.
Sn. Zeytinli bahce, su an burusuk zeytine ( susuzmus gibi burusuk) Kaolin ve bordo bulamaci atilabilirliginde gercekten ciddimisiniz ?
Bu kadar yagmurdan sonra hala burusuk olmasi, daneleri besliyememesinden kaynaklanabilirmi?
Kaolin ve bordo bulamacını zeytindeki buruşukluk için değil, sezon boyunca, her ikisinin de farklı zamanlarda kullanılmasının önemi için tavsiye ettim.
Sn http://www.agaclar.net/forum/uzak-bahcelerin-yakin-isbirligi/25415.htmzeytinlerinde de aynı problem vardı, sulamadan kaynaklandğını tahmin etmiştik. Son yağmurlardan sonra düzeldiler. Beslenme dahil birden fazla sebebi olabilir.
Yazdığınız bu başlığı ve kaolin başlığını baştan sona okumanızı tavsiye ederim.
http://www.agaclar.net/forum/temel-konular-toprak-gubre-tohum-sulama/21025.htm
Birden fazla kaolin satıcısının telefonlarını özelinize yazacağım. Tercihi siz yapın.
Kaolin ve bordo bulamacını zeytindeki buruşukluk için değil, sezon boyunca her ikisinin de farklı zamanlarda kullanılmasının önemi için tavsiye ettim.
Sn http://www.agaclar.net/forum/uzak-bahcelerin-yakin-isbirligi/25415.htmzeytinlerinde de aynı problem vardı, sulamadan kaynaklandğını tahmin etmiştik. Son yağmurlardan sonra düzeldiler. Beslenme dahil birden fazla sebebi olabilir.
Tesekkür ederim. Anlasilmistir.
Eser İlhan
21-10-2011, 22:10
Bahçemdeki zeytin ağacımda yaz başında gözlediğim halkalı leke hastalığı için bordo bulamacı uygulaması yapmak istiyorum. Marmara bölgesi için ilaçlama zamanını ekim ve nisan olarak okumuştum. Istanbuldayım. Ilaçlama için şu an uygun mudur yoksa biraz daha beklemek daha mı iyi olur. Bir de konsantrasyon ne olmalı?
Zeytinlibahçe
21-10-2011, 22:32
Bahçemdeki zeytin ağacımda yaz başında gözlediğim halkalı leke hastalığı için bordo bulamacı uygulaması yapmak istiyorum. Marmara bölgesi için ilaçlama zamanını ekim ve nisan olarak okumuştum. Istanbuldayım. Ilaçlama için şu an uygun mudur yoksa biraz daha beklemek daha mı iyi olur. Bir de konsantrasyon ne olmalı?
Sn Eser İlhan, uygulama zaman ve oranını, ağaçlarınıza koruma mı, tedavi amaçlı mı uygulayacağınız belirleyecektir.
Ağaçlarınızda zeytin varsa, hasattan sonra ilk uygulamayı yapmanız yerinde olur. Yoksa uygulabilirsiniz.
Koruma amaçlı yılda 2-3 uygulama, kış aylarında %1.5-2 oranında. ilkbaharda %1 oranını geçmemek yerinde olur.
Halkalıleke, dal kanseri vs. varsa yılda 4 uygulama ve oranları %2 çıkarabilisiniz.
Budamadan sonra mukakkak uygulama yapınız.
Halkalı lekeyi halen gözlemliyorsanız sistemik bakırlı bir ilaç kullamanız yerinde olur.
Eser İlhan
21-10-2011, 22:45
Hızlı cevap için teşekkürler. Şu anda hastalık yok. Zaten fazla ağır da seyretmedi. Hastalığa rağmen geçen yıla göre güzel sürdü ,yapraklar da gür ve genel olarak sağlıklı görünüyor. Ama gelecek yıl bu hastalıkla yeniden karşılaşmak istemiyorum. Bu yüzden yapılması gerekenleri atlamamaya özen gösteriyorum. Bu yıl hastalıkla beraber fazla çiçek dökümü oldu, dolayısıyla meyve de az oldu. Kararanları topladım. Üzerinde tek tük zeytin var. Bu durumda kasım başı uygun gibi görünüyor :)
Zeytinlibahçe
21-10-2011, 22:57
Halkalı leke özellikle yağışların yoğun geçtiği yıllarda ve su tutan topraklarda önlem alınmazsa görülme olasılığı oldukça yüksek.
Kasım ayı uygun :) Kolay gelsin.
Eser İlhan
23-10-2011, 12:44
...........Halkalı lekeyi halen gözlemliyorsanız sistemik bakırlı bir ilaç kullamanız yerinde olur.
Sayın zeytinlibahçe,yukardaki sözleriniz beni çok düşündürdü. Halkalı leke şu sıralar yok ama yine de bir sistemik antifungal de kullansam iyi olur diye düşündüm. Fakat sistemik kullanılabilecek bakırlı bir ilaç bilmiyorum. Aklıma sadece daha önceden forumda okuduklarıma dayanarak Labicuper geldi. (Gerçi elimde yok,nasıl nerden bulurum o da ayrı bir soru ) sizin önerdiğiniz başka neler olabilir ? Teşekkürler :)
Zeytinlibahçe
23-10-2011, 13:49
Sn Eser İlhan,
Halkalı leke için, öncelikle eğer bahçenizde taban suyu yüksek, her yağmurdan sonra toprak ağırlaşıyorsa bu sorunu çözmelisiniz.
İyi budama neticesi tüm dal ve yaprakların güneş almasının sağlanması önemli.
Fungus, spor ve misillerle yayıldığı için bahçenizde yıl boyunca mevcut. İlk yağışlarla beraber ve hava sıcaklığının 18-25 derece seyrettiği günlerde görülmeye başlar.
Yazın 30 derece ve üstünde, kışın 10 derecenin altında görülmemesinin nedeni gelişememesindendir.
Bizde sistemik bakır olarak ''Lubicuper' kullanıyoruz, başka markalarda olabilir.
Neticede fungal bir hastalık olduğu için ''gülleci bulamacı (http://www.agaclar.net/forum/uzak-bahcelerin-yakin-isbirligi/20802-4.htm)'' nın faydası olabilir.
380 Numaralı yazımda resimleyerek gönderdiğim ve sizlere sorduğum oluşumun ne olduğunu zannederim araştırmalarım sonucunda buldum.
Zeytin Pamuklu Koşnili (Philippia olea).
Şimdi size tekrar sormak zorundayım. Bu sene de aynı zararlıyla karşilaşmamak için ve karşılaştığım takdirde neler yapmalıyım?
Saygılar.
Halil Önen
12-12-2011, 01:31
380 Numaralı yazımda resimleyerek gönderdiğim ve sizlere sorduğum oluşumun ne olduğunu zannederim araştırmalarım sonucunda buldum.
Zeytin Pamuklu Koşnili (Philippia olea).
Şimdi size tekrar sormak zorundayım. Bu sene de aynı zararlıyla karşilaşmamak için ve karşılaştığım takdirde neler yapmalıyım?
Saygılar.
Bende tekrar söylemek zorundayım.;)
Mart Nisan aylarında 2 defa %2 lik;
Haziran, Temmuz aylarında %1 lik gülleci bulamacını yapıştırın iki ya da üç defa.
Ağaca, gövdesine, köküne, toprağa, yakın konukcu ağaçlara ...
Bunu her yıl yaparsanız diğer birçok _ halkalı leke gibi _hastalık da olmaz.
Zeytin pamuklu koşnilin taneye pek zararı yok biliyorum, fazla bir şey kaybetmezsiniz.
Saygılar
Sn.Halil Önen,
Hızlı cevabınız için teşekkürler.Nisan başında,önceki yazınızdaki önerilerinize göre Kaolin kili ve gülleci bulamacını,bunlara ilaveten mebor 5 uygulamayı planlamıştım.Bu karışımın uygulamasını mart ayına'mı kaydırayım? Yoksa martta sadece gülleci bulamacını uygulayıp,nisan başındaki programı devam ettireyim?Haziran ve sonraki aylardaki programlarınız aynen uygulanacaktır.
Saygılarımla.
Halil Önen
13-12-2011, 00:34
Sn.Halil Önen,
Hızlı cevabınız için teşekkürler.Nisan başında,önceki yazınızdaki önerilerinize göre Kaolin kili ve gülleci bulamacını,bunlara ilaveten mebor 5 uygulamayı planlamıştım.Bu karışımın uygulamasını mart ayına'mı kaydırayım? Yoksa martta sadece gülleci bulamacını uygulayıp,nisan başındaki programı devam ettireyim?Haziran ve sonraki aylardaki programlarınız aynen uygulanacaktır.
Saygılarımla.
448. iletiyi Zeytin pamuklu koşnili için yazmıştım.
İlaçlama için aylara takılı kalmamak gerek. Hastalık belirdiğinde_ başladığında_ kullanmak gerek. Gözleme göre atmak daha iyi ve ekonomik.
Ama zeytinlerde dal kanseri varsa ya da tehlikesi varsa mutlaka budamadan hemen sonra Etidot67 ya da Gülleci bulamacı atılmalı. İsterseniz bunlara kaolin de karıştırabilirsiniz. Tutunmayı sağlıyor etkisini yükseltiyor.
Artık Mebor 5 kullanmayacağım. Yerine Etidot67 kullanacağım. Yaprak tahlilinde çinko, bakır eksikliği çıkarsa belki Mebor5 kullanırım.
Kaolin kili zeytin kabuklu bitine etkili değil. Bunu yaşadık. Kaolin kullanılacaksa mutlaka gülleci bulamacına karıştırılmalı. Kaolin yoksa Gülleci bulamacı tek de kullanılır. Gülleci bulamacı Zeytin kabuklu bitine, zeytin uc _tırtılı_zararlısına, zeytin sineğine,Zeytin güvesine, Zeytin halkalı lekesine ve zeytin kırlangıc böceğine etkili. Bunları gördük.
Sadece zeytin pamuklu bitinde iyi sonuç alamadık. Çiçekte olduğu için atmaktan korktuk. Çiçekte deneme yaptıklarımızda pek olamadı.
Gülleci bulamacının Zeytin kara koşnili ve Zeytin Pamuklu koşnili önleyeceğine inanıyorum. Bizde bu hastalıklar olmadığı için tecrübe edemedik.
İlaçların _ ve gübrelerin_ içine fazla boğulmamak gerekiyor. Bu maliyeti arttırıyor.
Bana sorarsan formülüm açık ve net:
Konu zeytinse;
1_ budamadan hemen sonra Gülleci bulamacı ya da etidot67 kullanırım. Belki ikisini karıştırırım.
(Bu budama sonrası hastalıklara yakalanmasın diye... Zaten dal kanseri tehlikesi varsa bu önler.
İşte Mart, Nisan ayları bu uygulama ile kaplama yapılırsa Zeytin kara koşnili ve Zeytin Pamuklu koşnili _ %2 gülleci bulamacı_ bu hastalıklar da olmaz diye düşünüyorum.)
2. Diğer uygulamaları hastalık başladığında _ gözlemlerim_ uygularım. Belki 'o' hastalık olamayacak. Neden boşuna atayım.
Ama şu bence çok önemli;
Gülleci bulamacı ve Etidot67 kış sezonunda _ ocak, şubat, mart ve Nisan aylarının hangisi ise_ mutlaka 2 kere kullanacağım. Hemde ağaçların her yerine ve toprağa...yağmurlarla işlemesi için.
Çünkü atılanlar aynı zaman da gübredir. Bu tüm meyve ağaçlarında uygulanabilir. Hem ilaç hem gübre ve hem de çok ucuz... bundan daha iyi bir uygulama düşünemiyorum.
Saygılar
denizakvaryumu
13-12-2011, 08:10
448. iletiyi Zeytin pamuklu koşnili için yazmıştım.
İlaçlama için aylara takılı kalmamak gerek. Hastalık belirdiğinde_ başladığında_ kullanmak gerek. Gözleme göre atmak daha iyi ve ekonomik.
Ama zeytinlerde dal kanseri varsa ya da tehlikesi varsa mutlaka budamadan hemen sonra Etidot67 ya da Gülleci bulamacı atılmalı. İsterseniz bunlara kaolin de karıştırabilirsiniz. Tutunmayı sağlıyor etkisini yükseltiyor.
Artık Mebor 5 kullanmayacağım. Yerine Etidot67 kullanacağım. Yaprak tahlilinde çinko, bakır eksikliği çıkarsa belki Mebor5 kullanırım.
Kaolin kili zeytin kabuklu bitine etkili değil. Bunu yaşadık. Kaolin kullanılacaksa mutlaka gülleci bulamacına karıştırılmalı. Kaolin yoksa Gülleci bulamacı tek de kullanılır. Gülleci bulamacı Zeytin kabuklu bitine, zeytin uc _tırtılı_zararlısına, zeytin sineğine,Zeytin güvesine, Zeytin halkalı lekesine ve zeytin kırlangıc böceğine etkili. Bunları gördük.
Sadece zeytin pamuklu bitinde iyi sonuç alamadık. Çiçekte olduğu için atmaktan korktuk. Çiçekte deneme yaptıklarımızda pek olamadı.
Gülleci bulamacının Zeytin kara koşnili ve Zeytin Pamuklu koşnili önleyeceğine inanıyorum. Bizde bu hastalıklar olmadığı için tecrübe edemedik.
İlaçların _ ve gübrelerin_ içine fazla boğulmamak gerekiyor. Bu maliyeti arttırıyor.
Bana sorarsan formülüm açık ve net:
Konu zeytinse;
1_ budamadan hemen sonra Gülleci bulamacı ya da etidot67 kullanırım. Belki ikisini karıştırırım.
(Bu budama sonrası hastalıklara yakalanmasın diye... Zaten dal kanseri tehlikesi varsa bu önler.
İşte Mart, Nisan ayları bu uygulama ile kaplama yapılırsa Zeytin kara koşnili ve Zeytin Pamuklu koşnili _ %2 gülleci bulamacı_ bu hastalıklar da olmaz diye düşünüyorum.)
2. Diğer uygulamaları hastalık başladığında _ gözlemlerim_ uygularım. Belki 'o' hastalık olamayacak. Neden boşuna atayım.
Ama şu bence çok önemli;
Gülleci bulamacı ve Etidot67 kış sezonunda _ ocak, şubat, mart ve Nisan aylarının hangisi ise_ mutlaka 2 kere kullanacağım. Hemde ağaçların her yerine ve toprağa...yağmurlarla işlemesi için.
Çünkü atılanlar aynı zaman da gübredir. Bu tüm meyve ağaçlarında uygulanabilir. Hem ilaç hem gübre ve hem de çok ucuz... bundan daha iyi bir uygulama düşünemiyorum.
Saygılar
Ben de katılıyorum, yüzlerce zehir arasında en uygun çözüm bu.
Ancak meyvelitepe gülleci bulamacı için "danger" uyarısını da yaptı... :)
Sn.Meyvelitepeden bu "danger" in nedenini niçini açıklamasını bekliyoruz :)
MeyveliTepe
13-12-2011, 12:30
Ancak meyvelitepe gülleci bulamacı için "danger" uyarısını da yaptı... :)
Sn.Meyvelitepeden bu "danger" in nedenini niçini açıklamasını bekliyoruz :)
Aslında bir sürü yerde yazılı zaten.
Bu gibi malzemeler için üç tane rating var.
CAUTION - Dikkat - Düşük toksidite, tehlikeli değil,
WARNING - Uyarı - Orta derecede toksik
DANGER - Tehlike - Yüksek derecede toksik
Colorado State University dökümanından (http://www.coopext.colostate.edu/4dmg/VegFruit/organic.htm)
Sülfür (kükürt) sadece CAUTION olarak işaretli iken lime-sulfur DANGER olarak işaretli. Buna karşın bakırlı bileşikler WARNING olarak işaretli. Düşük bakırlı organik ilaçlar da WARNING işaretli olarak kabul edilmeli ama diğer bakırlılara göre çok daha emniyetli.
Lime-Sulfur, en eski fungusitlerden. Esas etkisi, her türlü fungus üzerine ve dormant sezonda. Yani sonbahardan gözler uyanana kadarki dönemde. Bu dönemde bazı başbelası mantar hastalıklarını kaynağında yok etmek için çok etklili. Aynı zamanda ikincil etki olarak, dal ve gövdede kışlamakta olan kabuklu bitler ve diğer yumuşak dokulu böcekler, akarlar üzerinde de etkili. Bakırlı bileşiklerin tersine, bakteriyel kökenli hastalıklara karşı etkili değil.
Kaliforniya Universitesinden güzel bir özet (http://ucanr.org/sites/sacmg/files/72074.pdf).
Sanıyorum, DANGER olarak işaretlenmiş olmasının sebebi, özellikle su canlılarına karşı çok zehirli. Asla suya karışmamalı deniyor. Ayrıca, asitik ortam ile temas sonunda ani zehirli gaz çıkışı oluyor. Kazara yutulması ve mide asitiyle teması fatal imiş. Kornea tabasında geri dönülmez tahrip edici etkisi olduğu bildirilmiş. Yüksek alkali özelliğinden dolayı korunmasız dokuyu eritiyor. Kullanım esnasında tam kapalı gözlük ve ince dokulu toz maskesi şart. Uygulamayı takiben ilk 24 saat içinde ısnın 32 derecenin üzerine çıkması durumunda fitotoksite yapma olasılığı çok yükseliyor. Hava durumunu iyi kollamak lazım. Yaz dönemi kullanımı fazlasıyla dikkat gerektiriyor, bu dönemde mümkünse başka risksiz alternatifler düşünülmeli.
Biraz uzun ama, EPA'nın bu linkteki pdf dökümanına (http://www.regulations.gov/#!documentDetail;D=EPA-HQ-OPP-2007-0008-0004) bir göz atmak iyi olur.
Lime-sulfur ile ilgili bir çok döküman, farklı amaçlar için yapılmış çok detaylı araştırmalar var. İhtiyaca ve hedefe göre neler yapılmış, ne sonuçlar alınmış vs. bakılabilir. Pek çok şeyde olduğu gibi, yeri, zamanı, amacı ve koşulları fazlasıyla önemli ve bu bakımdan anlaşılması gerekir.
Kendi adıma, kış döneminde ilk uygulamayı organik bakırlı, ikincisini lime-sulfur ile yapmayı planlıyorum. Mantar hastalıkları gözler uyanmadan kontrol altına alınmamışsa sonradan yapılacak savaş biraz umutsuz olur. Bahardan itibaren bir tür kabartma tozu olan potasyum bikarbonat geçen sene olağanüstü iyi iş yaptı. Bildiğimiz süt'ün bir kaç deneme kullanımında çok pozitif izlenim elde ettim. Mayısta diktiğim salatalık fidelerini Ekimde söktüm. Bu kadar uzun süre ve verimli olabilmesini mildiyo'ya karşı koruma sağladı diye düşünüyorum.
Sonuçta, herkesin tarlası, bitkisi, iklimi, yaşadığı sorunlar başka. Özellik ve geniş çerçeveli etki ve riskleri iyi bilinip anlaşılmak kaydıyla herkes kendi programını yapar.
Umarım yeterli bir açıklama olmuştur.
denizakvaryumu
13-12-2011, 12:37
Teşekkürler.
Sn. Halil Önen
Nedense sizlere fazla soru sorarak sıktım gibi bir hisse kapıldım.Ama şunu bilmenizi isterimki tamamen hobi olarak hiçbir gelir beklentim olmadan başladığım bağ,bahçe işlerinde forumlarımız sayesinde pekçok bilgilere kavuştum.Yaklaşık on sene önce fidanları diktiğimde böyle problemler yoktu.Çünkü devlet tüm bölgeyi havadan ilaçlıyordu,tüm ziraatçiler rahattı!!! Devlet şimdi bizi havadan zehirlemeyi bıraktı ama çevremdeki çifçiler zehir kullanarak mücadeleye devam ediyorlar.Şimdilerde ise bahçeme gelip neler kullandığımı,sonuçlarını merak eder oldular.Bu nedenle kullandığım her materyalde ve yöntemde çok dikkatli olmak zorunda olduğumu düşünüyorum.Bunları da sizlerden edindiğim bilgilerin ışığında yapmaya çalışıyorum.İstanbulda'ki yoğun işimden dolayı sizlerin önerdiği gibi olguları yakinen izleme şansım yok.Fırsat bulduğum hafta sonları ve senelik tatilimde önerilerinizi elimden geldiği kadar Çanakkale'deki bahçemde uygulamaya çalışıyorum.
Ağaçlarımda gördüğüm bor ve çinko eksikliğinden dolayı her ikisini de kapsayan mebor 5 i tercih ettim.Meb firmasındaki ziraat mühendisi bayan bana mebor 2 yi tavsiye etti.Ancak bakır içerdiği için uygun olmadığını düşündüm.Bakırın yapacağı işi gülleci bulamacının göreceğini zannediyorum.
Saygılar.
Zeytinlibahçe
14-12-2011, 07:41
Teşekkürler sn Meyvelitepe
Zeytin dal kanserine bakteri neden olduğuna göre şu an için bakır kaçınılmaz görünüyor. Organik ve sistemik olmasında fayda var.
Halil Önen
14-12-2011, 11:44
Sn. Halil Önen
Nedense sizlere fazla soru sorarak sıktım gibi bir hisse kapıldım.Ama şunu bilmenizi isterimki tamamen hobi olarak hiçbir gelir beklentim olmadan başladığım bağ,bahçe işlerinde forumlarımız sayesinde pekçok bilgilere kavuştum..
Sevgili ERKO kesinlikle sıkılmış değilim. Olur mu öyle şey...Sadece fazla soru değil, aynı soruyu değiştirerek sormanın bile çok faydasını gördüm.
Bu bizi şüpheci yapıyor gibi ama bilimsel şüphecilik de uyanık kalmamızı sağlıyor. Sadece bilim de mi...? Katı yağın ilk çıktığı yılları hatırlıyorum. Hani bu günün modern makinelerinin yerine daha doğal olan zeytin yağının çıkarıldığı günlerde...
'' zeytin yağlı yiyemem aman, basmada fistan giyemem aman'' türküsünün radyodan en çok çalınan türkü olduğunu...:)
Araştırarak ve uygulayarak _ doğal olandan yana_ yeni yeni şeyleri hayatımıza katma çabası 'bu' formun en sevdiğim yönü...
Saygılar
endersalih
20-07-2012, 12:57
zeuzera pyrina ile yaptığı mücadeleden galip çıkan varsa irtibata geçmek isterim.
MeyveliTepe
20-07-2012, 13:26
zeuzera pyrina ile yaptığı mücadeleden galip çıkan varsa irtibata geçmek isterim.
"zeuzera pyrina" (ağaç sarı kurdu, leopar güvesi, ağaç leoparı vs.)
Şükür ki bizde rastladığım bir şey değil. Oldukça zor bir zararlı. Yaşamının çok büyük bir kısmını larva olarak ve onun da büyük bir kısmını dal ve gövdede açtığı galerilerde geçiriyor. Bu yüzden çoğunlukla gizli ve ulaşılamıyor. Herhangi bir konrol edici preperatı ulaştırmak mümkün değil.
Bu zararlı ile mücadelede çok ısrarcı ve çok iyi bir gözlemci olmak gerekiyor. Ergin uçuşu görüldüğünde alarm durumu yaratmak gerekir çünkü bir kaç gün içinde yumurtlayıp ölürler. Yumurtalar ve yumurtadan yeni çıkan larvalar ulaşılır durumdadır. Bu durumda BT bakterisi yetiştirilebilirse dalların içine girmeye fırsat bulamadan kontrol edilebilir.
Erginler için Portekizde uygulanan tuzaklama (http://www.esab.ipbeja.pt/sbpp/posters/ip_preliminary_results_zeuzera_pyrina_control_with _mass_trapping_method_in_alentejo.pdf) ciddiye alınır başarı göstermiş.
Bir diğer kontrol uygulaması, enfekte dalları titiz bir şekilde bulup, budama ile çıkarılması ve içindeki larvalarla birlikte yakılması.
Bu önlemlerin hepsi birlikte bir kaç yıl peş peşe uygulanırsa çok azaltılacağı bildiriliyor.
Fagus Sylvatica
04-05-2013, 20:14
Merhaba, pamuklu bit varmış bizim zeytinlerde öğrendiğime göre. Acaba nasıl tedavi edilir bu? Yaprak biti ilacı işe yarar mı?
melexima
06-05-2013, 08:23
Merhaba,
Efektif Mikroorganizma kullanabilirsiniz. emturkey.com.tr den inceleyiebilirsiniz reçeteleriyle ilgili yardımcı olurum.. Özellikle EM-FPE kullanılmalı
Sevgiler,
erdinc aydogan
Tecrübeli arkadaşlarıma bir kaç sorum olacak:
http://www.agaclar.net/forum/uzak-bahcelerin-yakin-isbirligi/32123.htm
adresinde anlatmış olduğum üzere diktiğimiz 150 adet 1 yaşlı zeytin fidanına nasıl bir ilaçlama programı uygulamamı tavsiye edersiniz_?
Kısıtlı internetimle yaptığım araştırmalarla:
Şubat ayında %1,5 luk bordo bulamacı
Mart ayında Gülleci bulamacı + delphin wg
Nisan ayında Gülleci bulamacı + Etidot 67
Mayıstan itibaren de Kaolin kili (Mayıs -Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında yıkandıkça tekrarlanacak şekilde)
Kasım - Aralık aylarında hasattan sonra
ise tekrar %1,5 luk Bordo bulamacı
şeklinde yıllık bir ilaçlama programı yapsam sizlerce uygun mudur? Mesela bordo bulamacı yerine hepsini gülleci yapsam zararı olur mu? Unuttuğum ek bir şey var mı?
Okuyabildiklerimden kafam çok karıştı, fikirlerinizi ve tecrübelerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.
MeyveliTepe
04-01-2014, 23:06
Sn.Sahire,
Organik zeytin yetiştirecekseniz kimyasal üretimdeki gibi bir programa genelde ihtiyacınız yok. Ancak ağaçlarınızı çok daha fazla gözlem altında bulundurmanız gerekir.
Kaba bir rota olması bakımından önerilebilecek şey şu olabilir.
Hasat sonrası %1'lik bordo bulamacı,
Mart başında %1 - %1,5'luk bordo bulamacı (normalde bakteriyel veya mantari bir hastalık belirtisi yok ise geç sonbahar veya erken ilkbahar tek uygulama yeterlidir)
Budamalarda budama makası ve testere dezenfeksiyonuna dikkat (tüm bitkiler için). %10'luk hidrojen peroksit solusyonu çok etkilidir.
Etidot67 yüksek oranda bor ihtiva eder. Toprak veya yaprak analizinde bor eksikliği varsa kışın topraktan bir kez verilmesinde yarar var. Sonrasında bir kaç sene ihtiyaç olmaz. Analiz sonucunda çinko da eksik ise hem bor hem çinko içeren başka bir ürün var, onu da kullanabilirsiniz.
Kaolin + Delfin uygulamasını çiçekler açmadan tomurcuktayken de uygulayabilirsiniz. Devamında taneler saçma tanesi gibi olduğunda, Temmuz içinde ve Ağustos ortasında iki uygulama daha yeterli olur. Kaolin uygulamaları için bu başlığı (http://www.agaclar.net/forum/temel-konular-toprak-gubre-tohum-sulama/24481.htm) veya bu adresteki (http://blog.meyvelitepe.org/organik-bahcecilik/)Kaolin - Parçacık Film Teknolosijsi altındaki yazıları iyice okumanızı tavsiye ederim.
Bu mevsim ağaçlarınızı iyice gözden geçirmenizi tavsiye ederim. Dallarda ve yapraklarda kabuklu bit muayenesi yapmalısınız. Hem yumuşak kabuklu, hem de sert kabuklu çeşitli kabuklu bit türleri zeytinlere musallat olabiliyor.
Yumuşak kabuklular salgıladıkları sıvı ile bazı dalları siyahımsı yapar, oradan tanımlayabilirsiniz. Sert kabuklular ise siyah, kırmızı, oval veya yuvarlak biçimli olabilir. Varsa ince dallarda ve uç yapraklarda görülebilir.
Herhangi bir şekilde kabuklu bit tanımlarsanız havaların ısınmaya başladığı Mart ayında yumurtaları çatlar ve milyonlarca hareketli larva (gözle görülemeyecek kadar küçük) dallara ve yapraklara yayılır, kendilerine bir yer bularak şekil değiştirirler. İdeal olarak tam bu esnada müdahale etmek gerekir. Müdahale şekli ise mineral yağ uygulamasıdır. Gerekiyor ise, dünyada organik tarımda kullanılan bir ürün kullanmanızı tavsiye ederim.
Kabuklu bitler normalde yırtıcılar tarafından kontrol altında tutulur. Fakat kaolin uyguladığınızda yırtıcılar da ağaçtan uzaklaştırılmış olacağı için kabuklu bitlere gün doğar. Bu sebeple yazın kaolin uygulayacağınızı dikkate alarak ilk baharda olası kabuklu bit popülasyonunu mineral yağ uygulaması ile baskılamalısınız.
Yazın yapacağınız kaolin uygulamalarına Delfin ilave etmeniz ergini kelebek olan zeytin güvesi, uç tırtılı gibi zararlıların larvalarını da kontrol eder.
Kışın yaptığınız bordo bulamacı hem bakterisit hem de fungusitdir. Bu sebeple sadece fungusit etkili kireç-kükürt (gülleci bulamacı) uygulamasına gerek olmaz.
MeyveliTepe
05-01-2014, 13:45
Sn.Sahire, yukarıda yazdıklarım verime geçmiş daha yaşlı zeytin ağaçları için geçerlidir. Sizin fidanların henüz verimde olmadığı var sayımı ile kaolin uygulamasının zeytin sineğini engellemesi durumu şimdilik sizin için geçerli değil.
Bu durumda kaolin hiç uygulamayabilirsiniz ya da sadece güneş yanıkları için uygulayabilirsiniz. Bu durumda güneşin yakıcı gücünün maksimum olduğu dönemde sadece bir kez uygulamanız yeterlidir.
Buna karşın, delfin uygulamasını bilhassa uç tırtıllarına karşı Haziran döneminden Eylül sonuna kadar daha sık uygulayabilirsiniz. Bunu da tüm ağaçları baştan sona yıkamak yerine, 8-10 günde bir sadece sürgün uçlarını hedef alan hafif uygulamalar şeklinde yapmanız yeterlidir.
Sn.Meyvelitepe ayrıntılı yanıtınız için ve tecrübelerinizi samimiyetle paylaştığınız için tekrar teşekkür ederim, kaolin uygulamalarını inceliyorum şimdi :)
Bir de bu ilaçları sırt tipi benzinli bir (pülverizatör deniyor sanırım) ilaçlama aletiyle atabilir miyim, bu noktada önerebileceğiniz bir alet var mıdır?
MeyveliTepe
05-01-2014, 20:50
Sırt tipi pulverizatörler ile uygulayabilirsiniz. Suspansiyonu hazırlarken yukarıda linkini verdiğim yazılardaki talimatları birebir uygulamanız önemlidir.
[QUOTE=MeyveliTepe;1238449]
Kabuklu bitler normalde yırtıcılar tarafından kontrol altında tutulur. Fakat kaolin uyguladığınızda yırtıcılar da ağaçtan uzaklaştırılmış olacağı için kabuklu bitlere gün doğar. Bu sebeple yazın kaolin uygulayacağınızı dikkate alarak ilk baharda olası kabuklu bit popülasyonunu mineral yağ uygulaması ile baskılamalısınız.
QUOTE]
Cehaletimi mazur görün, okumak için organik mineral yağ diye aradım, pek bir sonuç bulamadım, piyasa ismiyle mi arasam , isim vermeniz mümkün mü acaba? Yoksa bu da bizim hazırladığımız bir ilaç mıdır?
MeyveliTepe
05-01-2014, 22:15
Benim bildiğim bir tanesi Saf-T-Side (http://gennova.com.tr/index.php?sayfa=urun&kategori=bitki-koruma_31&alt_kategori=insektisitler_35&urun=saf-t-side) isimli omri sertifikalı bir tane var. Başka ürünler de vardır herhalde.
Ağaçlarda kabuklu bit tesbit ettiyseniz kullanın, yoksa gerek de yok.
Uzun süren fırtına ve yağmurdan sonra, bugün zeytin çukurlarını düzelttik. Ancak zeytin yapraklarında sararma teşhis edince canımız sıkıldı :(
Fidanların üzerinde gözle görülen bir zararlı yok ama belki büyüteçle mi bakmalı? Yoksa bu besin eksikliğinden mi olmuş olabilir?
MeyveliTepe
30-01-2014, 22:04
Tüm fidanlar mı böyle bir tanesi veya bazıları mı?
Tüm fidanlar mı böyle bir tanesi veya bazıları mı?
%80 gibi - çoğu fidan aynı durumda. Bir kaç fotoğraf daha çekebildik bugün belki yardımcı olur. Büyüteçle bakıldığında yaprak arkalarında çok küçük siyah noktacıklar var gibi ama ne olduğunu anlayamadık. Bir de yaprak aralarında meyve sineği gibi minik sinekler gördük ama bir fidanda bir tane gibi- çok fazla sayıda değildi.
Bir de şunu ilave etmek istedim. Fidanları diktikten sonra bordo bulamacı atamadık. ( Hiç bir ilaç atmadık. ) Şubat gibi atmayı planlıyorduk...
MeyveliTepe
31-01-2014, 17:51
Yapraklardaki sararmalar azot, potasyum ve/veya kalsiyum eksikliği belirtilerine benziyor. Fidanları dikili olduğu bölümde toprak analizi yapılmış mıydı? Kesin teşhis için hem toprak hem de yaprak analizi olsa iyi olur.
Yapraklardaki sararmalar azot, potasyum ve/veya kalsiyum eksikliği belirtilerine benziyor. Fidanları dikili olduğu bölümde toprak analizi yapılmış mıydı? Kesin teşhis için hem toprak hem de yaprak analizi olsa iyi olur.
Hayır analiz yaptırmadık daha yeni dikildiği için gübreleme işine de girmemiştik. Bugün fidanları aldığımız beyi aradık. Durumu anlattık. Birkaç gün önceye kadar, 5 gün kadar durmaksızın çok yağmur yağdı , fidan çukurları bozuldu hep, bazıları aşı yerine kadar toprak dolmuştu, uzun lafın kısası, sararmanın bu yağmurdan olduğunu söylüyor fidancı. Henüz fidanlar kendi toprağının dışına çalışmamıştır, dolayısıyla besin eksikliği olamaz diyor. Bordo bulamacı atın dedi. Ama fidanları da görmedi. Yağmurdan taze fidanlar böyle sararabilir mi , ne dersiniz?
Hayır analiz yaptırmadık daha yeni dikildiği için gübreleme işine de girmemiştik. Bugün fidanları aldığımız beyi aradık. Durumu anlattık. Birkaç gün önceye kadar, 5 gün kadar durmaksızın çok yağmur yağdı , fidan çukurları bozuldu hep, bazıları aşı yerine kadar toprak dolmuştu, uzun lafın kısası, sararmanın bu yağmurdan olduğunu söylüyor fidancı. Henüz fidanlar kendi toprağının dışına çalışmamıştır, dolayısıyla besin eksikliği olamaz diyor. Bordo bulamacı atın dedi. Ama fidanları da görmedi. Yağmurdan taze fidanlar böyle sararabilir mi , ne dersiniz?
Toprağın geçirgen olmadığı veya suyun uzun süre durduğu yerlerde ekilen fidanlarda olur bu yaprak sararmaları..Bir müddet sonra yapraklar dökülür, kelleşir ağaçlar veya fidanlar..
Bence, bu sararma sizden kaynaklanmıyor..Fidancının dediği doğru..Yoğun yağmur sonucu zeytin fidanlarının bulunduğu alan göllenmişse ve fidanlar uzun süre su içinde kalmışsa, köklerin tahrib olması neticesinde bu sararmalar olur.
Fidanlar size gelmeden önce de su içinde kalmış olabilirler..Bir araştırın derim, belki de fidanlığı su basmıştır.
Eğer size geldiğinde, fidanlar zümrüt yeşili ise, siz diktikten sonra bu sarartılar olduysa, ya fidanlığınız çanak gibi çukurda, ya da toprak işlemesi yetersiz, yoğun suyu aşağıya geçirmiyor..Ya da çok ağır killi bir toprağınız var..
Toprağın geçirgen olmadığı veya suyun uzun süre durduğu yerlerde ekilen fidanlarda olur bu yaprak sararmaları..Bir müddet sonra yapraklar dökülür, kelleşir ağaçlar veya fidanlar..
Bence, bu sararma sizden kaynaklanmıyor..Fidancının dediği doğru..Yoğun yağmur sonucu zeytin fidanlarının bulunduğu alan göllenmişse ve fidanlar uzun süre su içinde kalmışsa, köklerin tahrib olması neticesinde bu sararmalar olur.
Fidanlar size gelmeden önce de su içinde kalmış olabilirler..Bir araştırın derim, belki de fidanlığı su basmıştır.
Eğer size geldiğinde, fidanlar zümrüt yeşili ise, siz diktikten sonra bu sarartılar olduysa, ya fidanlığınız çanak gibi çukurda, ya da toprak işlemesi yetersiz, yoğun suyu aşağıya geçirmiyor..Ya da çok ağır killi bir toprağınız var..
Merhaba Sn. pria,
Fidanları aldığımızda iyiydiler. 20 Kasımda dikim işini bitirmişiz. Fidanlığımız yamaçta %10 a yakın meyilli arazide bulunuyor. Fidan çukurlarını kepçe ile oldukça geniş açtırmıştık. Toprak da oldukça kumlu sayılır.
Geçen hafta buralarda gerçekten kuvvetli sağanak oldu. 5 gün dur duraksız yağdığı gibi zaman zaman fırtına ve sağanak şeklindeydi. Belki haberlerde Muğla-Fethiye yolunun kapandığını duymuşsunuzdur. Neredeyse biz bile yosun tutacaktık. Ondan önce de hiç yağış yoktu; belki bir aydan fazladır.
Böyle dengesiz yağış rejimine bilmem hangi toprak dayanır. Örtü bitkisi diktiğimiz halde erozyon olmuş. Yukarıdan gelen sular arazide küçük derecikler aşmış. Toprak iyice doydu suya.
Vaziyet bu minvalde. Bilmem bu aşamada ne yapabiliriz. İşin kötüsü yarın ve sonraki gün de yağmur gösteriyor.
Telaşlanmayın sayın SAHİRE..
Böylesine iyi koşullarda hazırlanmış, geçirgen topraklı çukurlara diktiğiniz fidanların öyle sağnak yağmurlarda bu hale geleceğine ihtimal vermiyorum..
Fidanları torbalardan çıkardığınızda, dikerken köklerine yakın kimyasal gübreler, özellikle azotlu gübreler attınız mı ? Gübre dozunu fazla kaçırmış olmayasınız ?
Bir de merak ettiğim şey şu, bu sararmalar kasım ayında diktikten sonra mı, yoksa bu yağmurlardan sonra mı oluştu ?Yoksa, yağmurlardan önce sarartılar başlamışmıydı ?
Her halûkarda bunlar körpe fidanlar..Fazlalık gübre falan varsa yağmurlar yıkamıştır..Merak etmeyin, baharda yemyeşil olurlar..
Mikro besin eksikliği olduğunu da pek sanmıyorum..
Gübreyi çukur diplerine fosfat ve potasyum olarak attık, biraz çukuru doldurduktan sonra da leonardit attık. Ama fidanların çukur diplerine atılan gübreye ulaşacak kadar kök salmış olabileceğini tahmin etmiyorum. Azot ve başka bir gübre atmadık.
Sararmaları yağmurdan sonra fark ettik ama ondan önce de başlamış olabilir. Dikkatimizi çekmemiş olabilir ama diktiğimizde fidanlar sağlıklı görünüyorlardı.
Tüm anlattıklarınızı okuduktan sonra, 5-6 gün süren yağmur sularının fidan diplerinde göllenmediğini varsayarak, sizden kaynaklanan bir sorun olduğunu sanmıyorum..
Fidanlar zaten vejetasyonun en az olduğu, neredeyse uyku dönemindeler..
Kaldı ki, zeytin gibi etli yaprakları olan bitkiler öyle bir iki haftada yedikleri darbeyi pek belli etmezler..
Ben dikimden önce birşeyler olabileceğini düşünüyorum..
Fidancının yaptığı hatalı uygulamaların sonuçları sizin fidanlığınıza dikmenizden sonra ortaya çıkmış olabilir..
Yine de pek telaşlanmayın derim..Eğer, köklerinde bir sorun yoksa, baharda yeni filizlerle sizi sevindireceklerdir.
Zeytin tahammüllü, kolay kolay pes etmeyen bir bitkidir.
Bir de merak ettiğim birşey daha var..Bütün fidanlarınızı gezdiniz mi tek tek ?
Sararma tüm fidanlarda mı var, yoksa 5-6 gün boyunca gelen aşırı suların fidan çukurlarını toprakla, mil ile doldrduğu fidanlarda mı var ?
Bordo bulamacının çare olacağını düşünmüyorum..
Benim de ara sıra çok aşırı yağışların olduğu, toprağın suya aşırı doyduğu yıllarda 170 fidanımdan bazılarının yapraklarında böyle sararmalar oluyor.. Hani, toprağınız istediğiniz kadar geçirgen, süzek olsun, yağış çok bol olduğu zaman ve toprak suya çok doyduğu zaman suyu günlerce adeta kusar..Biz buna kusak deriz..İnce ince sular aşağılara doğru sürekli süzülür..İşte bu durumlarda zeytin kökleri sürekli suya maruz kaldığı için bozulmasına neden olur..
Benim, baharla birlikte yapraktan verdiğim denizyosunu bunları gideriyor..Her yıl 4-5 kere veriyorum aralıklarla..Zümrüt gibi oluyorlar yeniden..
http://www.drt.com.tr/BitkiBesleme.aspx?sayfa=organik
serkanhoca
02-02-2014, 17:55
Çevresindeki fidanlarda herhangi bir sorun yok. Tarlaya dikeli 2 yıl oldu. Güzel gelişim gösterdi ve insan boylarına ulaştılar. Acaba nazar mı değdi?
Tarlanın daha düz kısımlarındaki fidanlarda ise dikildikten sonra hemen hemen hepsi tuttu, çok az tutmayıp da kuruyan görüldü. Ancak ilerleyen zamanlarda ya tepeden tırnağa tümü ya da çeşitli dallarında kurumalar oluşmaya başladı.
Aşağıda resmi görülen fidan meyilli tarafta kalanlarda. Bu alanda neredeyse hiç kuruma yok ama tarlanın düz kesimlerinde her dört fidandan birinde kuruma gözlemliyorum.
Siz neler önerirsiniz, düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim.
MeyveliTepe
02-02-2014, 20:38
fusaryum'a benziyor. Düz alanlarda olması ihtimali kuvvetlendiriyor. Düz alanlarda taban suyu yüksek midir?
Yardımcı olmaya çalışan arkadaşlara çok teşekkür ederim. Köyden de komşumuz ağaçlara baktı, o da sorunu bilemedi; bunlar düşüp yeni yaprak çıkaracaktır belki dedi...
Bir kaç ağaçta halkalı leke hastalığı var , diktiğimizde de bordo atamamıştık, dolayısıyla bu aralar bir bordo bulamacı atmayı düşünüyoruz. Bundan başka da ağaçları takip etmeye devam edeceğiz, umarım durum kötüye gitmez.
Sn. pria bordo uygulamasında ne kadar sonra yosun takviyesi yapabiliriz acaba?
Sayın SAHİRE,
Ağaçlara su yürümeğe başladığında denizyosununu kullanmaya başlayabilirsiniz..Ben baharın ilk günlerinde, daha sonra çiçeklenmeden öncesi, haziranda, eylülde ve hasat sonu olmak üzere 5 kere kullanmaya çalışyorum..
DoktorTarsa'dan da şaşmayın..Aynı firmanın toz humik asiti de var (Dokto-Humate) ..Köklenmeyi daha da hızlandırmak için ikisini birden kullanabilirsiniz yapraktan..
serkanhoca
03-02-2014, 06:36
fusaryum'a benziyor. Düz alanlarda olması ihtimali kuvvetlendiriyor. Düz alanlarda taban suyu yüksek midir?
Tarlanın düz olan kısmının bakırçaya uzaklığı 100 metre. Bende sudan olduğunu tahmin ediyorum ama aklıma takılan bir soru var.
Eğer taban suyundan kaynaklıysa bir bölgedeki tüm ağaçlarda olmazmı? Bir sıradaki ağaçlar ardı sıra hastalıklı değil. Bİr tanesi sağlam, sonraki hasta, yanındaki hasta, diğeri sağlam. Yani bir bölgedeki tümünde aynı şey sorun olmazmı?
Melih Bakırlıoğlu
03-02-2014, 07:52
Sayın serkanhoca, büyük ihtimal ile aşı çubuğu hasta bir ağaçtan alınmış olabilir. Yanılıyor olabilirim ama verticılyuma benziyor. Beklemeden hemen söküp olduğu yerde yakmanızı tavsiye ederim. daha sonra fidan çukurunda bir miktar kireç söndürünüz.
serkanhoca
03-02-2014, 19:06
Sayın serkanhoca, büyük ihtimal ile aşı çubuğu hasta bir ağaçtan alınmış olabilir. Yanılıyor olabilirim ama verticılyuma benziyor. Beklemeden hemen söküp olduğu yerde yakmanızı tavsiye ederim. daha sonra fidan çukurunda bir miktar kireç söndürünüz.
verticillium hastalığına yakalanmış ağaçların dibinden veya gövdesinin çeşitli yerlerinden yeni sürgünler oluşabilirmi? Yoksa bu hastalığa yakalanan ağaçlar tamamen kuruyup tekrar filizlenmezler mi?
MeyveliTepe
03-02-2014, 21:51
Ağacı kökü ile beraber tamamen yok etmek, kök bölgesini de dezenfekte etmek gerekiyor. Bulaşıcı bir hastalıktır.
Melih Bakırlıoğlu
04-02-2014, 11:07
Yeni sürgünler versede ağacın kurtuluşu mümkün değil. Yeni fidan dikerken sim derma ya batırıp öyle dikilir ise köklere bulaşabilecek hastalıkları engellemeye yardımcı olabiliyor. Tabii ki derin toprak işlemesi yapmamak lazım. Çünkü kökleri çizer isek ekipmanlarda bulaşık olabilecek hastalıkları köklere bulaştırmış olabiliriz.
Merhaba, saksıda büyüttüğüm zeytin ağacında bu yıl çok meyve olacak gibi görünüyordu ama kısa sürede tamamına yakını döküldü. Sonra üzerinde siyah hareketsiz kabartılar görünce araştırıp kara koşnil olduğunu anladım. Büyük zeytinlikleri olan bir tanıdığımız kara koşnilin meyve tutumunu ciddi anlamda azalttığını söyledi. Supracid isimli bir ilaç kullanmamı tavsiye etti.
Zirai ilaç kullanmaktan kaçınmak ve mümkünse doğal, organik ya da ev yapımı yöntemleri uygulamayı tercih ederim. Elimde domatesler için aldığım bir miktar neemazal var. Elle temizleyebilirim ama tekrar ürüyorlar sanırım. Tek bir saksı zeytini de olsa önerileriniz varsa çok sevinirim.
MeyveliTepe
07-06-2014, 22:20
Mineral yağ alıp üzerindeki tarife göre fısfıslayın. Küçük ambalaj satıyorlar mı bilmiyorum. Belki elinde olan birinden biraz alabilirsiniz.
Çok teşekkürler, elinde mineral yağ olabilecek kimseyi tanımıyorum ama şu linkteki firmadan Pazartesi günü soracağım.
Gennova (http://gennova.com.tr/index.php?sayfa=urun&kategori=bitki-koruma_31&alt_kategori=insektisitler_35&urun=saf-t-side)
Yukarıdaki linkteki firmayı aradım ve yetkilisi ile görüştüm, bir tek fidan diye küçümsemeden bayilerini arayarak yardımcı olmaya çalıştı ancak, hiç bir bayilerinde mineral yağ kalmamış. Temmuz ayına kadar da gelmeyeceğini söyledi. Ancak yerine Decis isimli bir ilacı tekrarlı kullanarak koşnilden kurtulabileceğimi söyledi. Anladığım kadarıyla bu da organik tarım ilacı değil. Aramaya devam :)
Sevgili arkadaşım, tek saksı zeytinmiş madem ben diyorum ki koşnilleri kazıyarak temizlesen ve ardından neemazal uygulasan... Ben annemlerin genç zeytin ağacındaki koşnillerden aynen bu şekilde kurtulmuştum.
Epeyce yayılmış A_NOMADciğim, birkaç hafta Mayıs ayında bakamadım o arada sarmış galiba.. Ve elle temizleyerek bitecek gibi görünmüyor ama sizde işe yaradıysa başlayayım bari.
MeyveliTepe
12-06-2014, 19:05
Başka mineral yağlar da var. Onlar da benzer iş görür. Decis filan kullanmayın sakın, çok zehirli.
Epeyce yayılmış A_NOMADciğim, birkaç hafta Mayıs ayında bakamadım o arada sarmış galiba.. Ve elle temizleyerek bitecek gibi görünmüyor ama sizde işe yaradıysa başlayayım bari.
Bahsettiğim ağaç yaklaşık 4m. boyunda ve gövde çapı 25cm. kadar. Temizlemek benim üç tam günümü almıştı ama söylediğim gibi, işe yaradı.
Kazıdığım alanı ardından neemazal ile destekledim, tabii ki parça parça iş yapmış oldum ama olsun.
Sonrasında 2-3 kez daha, yanlış hatırlamıyorsam 15 gün ara ile neemazal uygulamasına devam ettik ve tamamen kurtulmuştuk.
Elbette tercih senin, umarım ağacın kurtulur.
Sevgiler...
Başka mineral yağlar da var. Onlar da benzer iş görür. Decis filan kullanmayın sakın, çok zehirli.
Çok teşekkür ederim aydınlattığınız için. Kara koşnil bana büyük iyilik yapmış anlaşılan. Bu zehirler o kadar rahatlıkla kullanılıyor ve tavsiye ediliyor ki inanamıyorum. Zeytin ve zeytinyağını organik almak gerektiğini öğrenmiş oldum.
93842
Ve, nihayet. 12 kadar Olipe hazırlayıp astık. Bakalım ne olacak? İspanyol köylülerinin deneyimlerine güveniyoruz. Şişelerde sinek görürsek sayıyı 50'ye çıkaracağım.
Sayın MeyveliTepe,
Bu OLİPE tuzaklarda oldukça deneyim kazandığınızı sanıyorum..
Benim fidanlıkta çöpe atmayıp biriktirdiğim 40-50 adet 1.5 litrelik pet su şişeleri var hazırda..
Bu gidişimde bunlardan tuzak hazırlayıp assam diyorum..
Her şişeye bir avuç DAP koyduğunuzu okudum..Bunun yanısıra sirke falan da konulabilir diye bilgiler var..En ideal cezbedicileri ve karışımı yazabilir misiniz ?
Yarıdan biraz fazla DAP'lı karışımla doldurulan pet şişe kaç gün gidiyor ?
Bunların en ideal asılma yeri nedir ?
Zeytin sinekleri sarı rengi seviyor sanırım..Deliklerin açıldığı yerin üstüne sarı bant yapıştırsak yararı olur mu artı olarak ?
İlk başladığınız 2009 yılından bu yana hala bu tuzakların yararını görüp kullanmaya devam ediyor musunuz ?
Bu konuda özet olarak deneyimlerinizi bir kez daha aktarırsanız sevinirim.
Selamlar.
Hastalıklar ve Zararlılarla Mücadele (http://www.tariszeytinyagi.com/index.php?option=com_content&view=article&id=25&Itemid=25)
Bu tuzakları kurup başarılı sonuçlar alan üye arkadaşların da tecrübelerini paylaşmalarını bekliyorum.
MeyveliTepe
26-06-2014, 21:02
Kaolinin zeytin sineğindeki başarısını gördükten sonra tuzakları kullanmıyorum artık. Hoş, en azından cezbedicili veya feromonlu sarı tuzakları kullanmak lazımmış. Tuzaklar mücadele amacıyla değil de sineğin zeytinlikte uçmaya başladığını takip etmek için gerekli. Geçen yıl aktif tuzaklarım olsaydı erken gelen sineğe gafil avlanmazdım :)
Dap şişelerde tamamen erimiyor, bu yüzden ikide bir değiştirmek gerekmiyor. Şişeleri ağaçların orta yerine değil de kenara doğru uygun bir dala bağlamak gerekiyor.
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.