agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Agaclar.net Toplantı ve Gezileri (https://www.agaclar.net/forum/agaclar-net-toplanti-ve-gezileri/)
-   -   Batı Karadeniz toplantısı Yer: Safranbolu Tarih: 19 Ekim 2008 Pazar (https://www.agaclar.net/forum/agaclar-net-toplanti-ve-gezileri/9854.htm)

Güler 20-10-2008 09:28

Sevgili dostlar, kurabiye nefis mi nefisti. Mutlaka denemeniz gerekir.
Sevgili elfogi, eşim sabah kahvaltıda '' elfoninin verdiği kurabiyeler nerede Güler'' demez mi? Ben de unuttu sanmış, sevinmiştim. Ortak çıktı kurabiyelerime...(lâtife ediyorum.. ne derler; yemedim yedirdim, giymedim giydirdim.. işte ben de öyle bakıyorum kıymetli eşime)

papatyam 20-10-2008 09:35

Gününüzün çok güzel geçtiği yüklenen fotoğraflardan belli :)

Oğuzhan, tarifi aldım en kısa zamanda deneyeceğim :p

Güler 20-10-2008 09:35

Sevgili Zenfree, sana bir dedikodu vereyim; oteldeki yemek tariflerimiz vardı ya, sarımsaklı patates. Habibe, eve gelir gelmez hemen denemeye karar vermiş, yol yorgunu demeden bir güzel pişirmiş. Bana telefon etti ''Güler o kadar güzel oldu ki, gelip-gidip yedim, o kadar çok yemişim ki şu an küp gibi hissediyorum'' dedi.
Sen dereotlu çilav'ı denedin mi?

Güler 20-10-2008 09:40

Evet, sevgili papatyam. Siz dostları da gözlerimiz hep aradı.
Sevgili Cumhur, mesajınız bütün arkadaşları çok memnun etti. Teşekkür ederiz.
Günüm, sana bir itirafta bulunayım; sabah, lokum tabağını yeniden doldurulmuş görünce, ''arkadaşlar bunu Günüm'den nasıl saklayabiliriz'' diye soran bendim.

papatyam 20-10-2008 09:43

Güler Hanım, bende katılmayı inanın çok isterim ama olmuyor işte evde geçirebildiğim bir günüm var, uykuya ve eve hasretim annemler hafta sonları yol gözlüyor herkes hep birlikte olmak istiyor ailece klonlanmamız lazım diyorum bazen :)
Birlikte olamasak ta gönüllerimiz bir.

nazlı06 20-10-2008 10:26

Güler Abla, gelmiş kadar olduk, çok güzel anlatmışsınız, fotoğraflara da baktım, orda bende olsaydım diye iç geçirdim.

habibe 20-10-2008 11:29

Güler :)
Ben de uzun uzun anlatacaktım gezimizi. Eve geldikten sonra tam 3 kez girdim siteye. Ama senin o patates tarifin buna mani oldu :)
Pc başına her oturuşta midemin sıkıntısı beni bilgisayardan kaldırtdı. Öyle güzel olmuştu ki açlığın da verdiği hucumla tabağın dibi göründü.
Sıra çilav ve Zenfre nin 2 tarifinde :) bu sefer temkinli olmam lazım. :o

Toplantıyı gayet güzel özetlemişsiniz. Hepinizi Seviyorum. Selamlarımla..

Oğuzhan 20-10-2008 12:37

Habibe Abla geçmiş olsun. Merak ettim şu patates nasıl bir patates :D

Oğuzhan 20-10-2008 12:39

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Guler (Mesaj 301747)
Sevgili dostlar, kurabiye nefis mi nefisti. Mutlaka denemeniz gerekir.
Sevgili elfogi, eşim sabah kahvaltıda '' elfoninin verdiği kurabiyeler nerede Güler'' demez mi? Ben de unuttu sanmış, sevinmiştim. Ortak çıktı kurabiyelerime...(lâtife ediyorum.. ne derler; yemedim yedirdim, giymedim giydirdim.. işte ben de öyle bakıyorum kıymetli eşime)


Yapar gönderirim. Siz yeter ki isteyin. Oğuz Abi'ye selamlar.

Günüm 20-10-2008 13:19

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Guler (Mesaj 301753)
Evet, sevgili papatyam. Siz dostları da gözlerimiz hep aradı.
Sevgili Cumhur, mesajınız bütün arkadaşları çok memnun etti. Teşekkür ederiz.
Günüm, sana bir itirafta bulunayım; sabah, lokum tabağını yeniden doldurulmuş görünce, ''arkadaşlar bunu Günüm'den nasıl saklayabiliriz'' diye soran bendim.


:D
Gelirken bir kilo lokum aldım oğluma. Açtı kutuyu. Birkaç tane yedi, dışarıya çıktı oynamak için. Şimdi evde nasıl bir mücadele var Güler Hanım bir bilseniz. Ama yok yemeyeceğim.:D

habibe 20-10-2008 14:01

Teşekkür ederim Oğuzhan. Geçti geçti :))
Bu lezzet senden kaçmaz. Hemen yazayım dur.
Senin kurabiyeler kadar lezizdi inan.

1 kg kadar patatesi soydum 10 dk kadar haşladım. 1 paket hazır kremanın yarısını ve ezilmiş bir baş sarımsağı çukurca bir kaseye koydum. Patatesleri 2 cips kalınlığında dilimleyip, biraz tuz ilavesiyle bu üçünü kasede bir güzel harmanladım. Borcam tepsisine boşaltıp, üzerine kırmızı biber ektim. Kalan kremayı da üzerine gezdirip, fırına verdim. Ben çantamı boşaltıp şu bu diyene kadar nar gibi kızarmışlardı.
Tepsisiyle birlikte aldım masaya. Çöktüm başına :) yermisin yemezmisin derken 1 kg patatesi yedim.. Mide fesadı bu işte.
Özellikle hafta sonu kahvaltıları için güzel bir seçenek..

Güler 20-10-2008 15:06

Sevgili Oğuzhan, sarımsakları da (aşağı yukarı bir baş kadar) döğmeden ince ince yuvarlak yuvarlak kes, hep beraber harmanla.

Passion 20-10-2008 17:38

Bir saat kadar önce Cemo'yu da evine uğurladım. O güzel hafta sonundan geriye ayrılığın verdiği biraz hüzün ama bunun yanında kazanılan dostlukların verdiği huzur ve mutluluk kaldı .

Güzel, şenlikli, sıcak bir toplantı oldu. Katılımlarından dolayı bütün arkadaşlara , katkılarından dolayı ; Cemo'ya, Sebahattin'e ,Çamlıca konağı çalışanları ve Özlem Hanım'a , Mümtazlar konağı çalışanları ve Mehmet Akif Bey'e, Yedekçioğlu Konağı çalışanlarına kendi adıma çok teşekkür ediyorum. Eşine rastlayamayacağımız lezzetteki ayvalar için Güler hanım'a, kurabiyeler için Oğuzhan'a teşekkür ederim. Umarım kimseyi atlamamışımdır.

Hepinizi tanıdığım için çok memnun oldum arkadaşlar. Eylems' le de aynı şeyi konuştuk. Sanki yeni tanışmamışız da çok eskiden birbirimizi tanıyor gibiydik.

Tekrar görüşmek üzere. Sevgilerimle...

Oğuzhan 20-10-2008 18:32

Aynen öyle eski dostlar gibiydik. :)

Oğuzhan 20-10-2008 18:34

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi habibe (Mesaj 301899)
Teşekkür ederim Oğuzhan. Geçti geçti :))
Bu lezzet senden kaçmaz. Hemen yazayım dur.

Teşekkür ederim. :)

eylems 20-10-2008 19:39

Toplantı sonrası evine en son ulaşan sanırım benim. Biraz dinlendikten sonra görüşmek üzere.

zenfree 20-10-2008 19:58

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Guler (Mesaj 301750)
Sevgili Zenfree, sana bir dedikodu vereyim; oteldeki yemek tariflerimiz vardı ya, sarımsaklı patates. Habibe, eve gelir gelmez hemen denemeye karar vermiş, yol yorgunu demeden bir güzel pişirmiş. Bana telefon etti ''Güler o kadar güzel oldu ki, gelip-gidip yedim, o kadar çok yemişim ki şu an küp gibi hissediyorum'' dedi.
Sen dereotlu çilav'ı denedin mi?

:)) Daha denemedim. Pirinç 4 saat önceden ıslatıldığına göre ancak hafta sonu yapabilirim.

Bu arada Güler Hanım'a ve Oğuz Bey'e ayvalar, çerezler, aloe vera ve yolculuk için çoook teşekkür ediyorum.

imgelem 20-10-2008 20:11

Sizleri kıskanmadım desem yalan olur. Ama bu gezelim görelimden çok ;yiyelim, içelim gezisi olmuş sanki.Yemek tarifleri havalarda uçuşuyor.:)
Eh ne yapalım biz de bunları deneriz artık...
Şaka bir yana çok güzel bir gezi olduğu fotoğraflardan belli.Umarım ben de birine katılıp sizlerle tanışma mutluluğuna ererim.

zenfree 20-10-2008 20:57

Gezide en ilginç şeylerden biri de unutkanlık ya da anlama ile ilgili idi galiba:)))

- Yemek yediğimiz yerin adını defalarca yinelememize rağmen bir türlü öğrenemedik.:))))

- Otelimizin adını öğrenmek için bir kaç saat çalıştık.:)

- Toplantı yaptığımız yerin adını ben hala hatırlamıyorum.


- Kalacağımız konağın yolunu göstermek için konağın sahibi arabasıyla eski çarşıya geldi. Meydanda buluşmak üzere sözleştik. Arabamıza gittik.:)))) Meydanda dört döndük bahsettiğim kişiyi bulamadık. Sonra konağın adı bize söylendiği halde biz hatırlayamadık ( beş kişi). Üstelik telefon numarasını almak da aklımıza gelmemişti. Böylece adını ve nerde olduğunu bilmediğimiz konağı aramaya başladık. Sonra arabayı kenara çektik birine yol sorduk. Ama hepimiz bir diğerimizin dinlediğini düşündüğünden yine bir sonuç alamadık. Çünkü kimse dinlememişti. ( Oğuz Bey'e haksızlık etmeyeyim o telefonla konuşuyordu) Caddelerde çaresizce dolaşırken konağın sahibi bizi buldu da gideceğimiz yere ulaşabildik.:) Gerçekten çok güldük.

Sizleri bilmem ama bende genel bir aymazlık mevcuttu.:))) Galiba oksijen çok geldi.

Güler 21-10-2008 01:09

Sevgili zenfree, bak ben bunları yazmamıştım, ne ileri zekâlı olduğumuzu anlayacaklar şimdi!!!!
Sahi, neydi o halimiz? Sanırım Safranbolu'nun havası çarpmıştı bizi, ama bak sana yine bir dedikodu vereyim, bu iş sadece bizim başımıza gelmemiş, hocamız praecox da arkadaşları ile aynı şeyi yaşamış, evet, evet havasından.......

Cumhur Tonba 21-10-2008 01:16

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Guler (Mesaj 301753)
Evet, sevgili papatyam. Siz dostları da gözlerimiz hep aradı.
Sevgili Cumhur, mesajınız bütün arkadaşları çok memnun etti. Teşekkür ederiz.
Günüm, sana bir itirafta bulunayım; sabah, lokum tabağını yeniden doldurulmuş görünce, ''arkadaşlar bunu Günüm'den nasıl saklayabiliriz'' diye soran bendim.

Güler hanım. Hatta sorayım dedim. Safronbolu bana sizin orada konaklamadığinızı ve süprizzin gerçekleşmediğini yazdı. Sebo da yazısında o bayan a teşekkürn yazısını yazdı. İkilemde kaldım. Demekki mesajımı okumuş. Çok sevindim.

İklimsiz 21-10-2008 01:37

Sayın Cumhur Tonba' nın mesajı:

Toplantıya katılan arkadaşların isimlerini teker teker yazdıktan sonra,

Hepinize merhaba,

Tarih karşınızda duruyor, etrafınız yemyeşil, cennet gibi. Bilmiyorum şu an keyif salonunda mı, huzur salonunda mı, sevgi salonunda mısınız?

Hepinize selamlar, iyi günler. Kısa tatilin tadını çıkarın
.

Hepimiz çok duygulandık, sağolun varolun.

İklimsiz 21-10-2008 01:46

Birarada olmanın muhteşemliğini tüm katılımcılar ne de güzel anlatmışlar, bana ekleyecek birşey kalmamış :)

Güler hanım, Habibe hanım ve Zenfree Safranbolu' ya bizlerden daha evvel ulaşmışlar, bazı nedenlerden dolayı, kalınacağı buradan duyurulan konakta değil de, başka bir yer ayarlamışlar.

Safranbolu' ya ulaşmamıza 15-20 dakika kala, bana telefonla yerin adını söyledi. Otelin sahibi Özkan bey de tarif etti, falan yerde ineceksiniz, filan tabelayı göreceksiniz şeklinde. Hem telefonda Güler hanımla konuşuyorum, hem de yanımda oturan Sebo' ya " bak aklında tut ha" diyorum.

Otobüsten indik. Konağın adı aklımda değil, Sebo' ya sordum, boş boş bakıyor.

Tekrar Güler hanımı aramak zorunda kaldık :)

Cumhur Tonba 21-10-2008 01:47

Sayın İklimsiz
İnanın üzülmüştüm. Zira sizin toplanmanızı başından beri takip ediyorum. Bir selam yolluyayım dedim. Safranbolu yinede size bildirmiş. Çok mermnun oldum. Hepinizi çok seviyorum. Selamlar. Belki bigün bende sizleri görürüm.

İklimsiz 21-10-2008 01:49

"Yediğin içtiğin senin olsun, gördüğün yerleri anlat" derler ya, Safranbolu toplantısı aklıma geldiğinde, herkesteki bu unutkanlığı ve dalgınlığı gülümseyerek daima anımsayacağım :)

Cumhur Tonba 21-10-2008 01:49

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi İklimsiz (Mesaj 302201)
Birarada olmanın muhteşemliğini tüm katılımcılar ne de güzel anlatmışlar, bana ekleyecek birşey kalmamış :)

Güler hanım, Habibe hanım ve Zenfree Safranbolu' ya bizlerden daha evvel ulaşmışlar, bazı nedenlerden dolayı, kalınacağı buradan duyurulan konakta değil de, başka bir yer ayarlamışlar.

Safranbolu' ya ulaşmamıza 15-20 dakika kala, bana telefonla yerin adını söyledi. Otelin sahibi Özkan bey de tarif etti, falan yerde ineceksiniz, filan tabelayı göreceksiniz şeklinde. Hem telefonda Güler hanımla konuşuyorum, hem de yanımda oturan Sebo' ya " bak aklında tut ha" diyorum.

Otobüsten indik. Konağın adı aklımda değil, Sebo' ya sordum, boş boş bakıyor.

Tekrar Güler hanımı aramak zorunda kaldık :)

Eeee. Onlar bizim deliler. Başka ne bekliyordunuz.

praecox 21-10-2008 09:58

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Guler (Mesaj 302195)
Sevgili zenfree, bak ben bunları yazmamıştım, ne ileri zekâlı olduğumuzu anlayacaklar şimdi!!!!
Sahi, neydi o halimiz? Sanırım Safranbolu'nun havası çarpmıştı bizi, ama bak sana yine bir dedikodu vereyim, bu iş sadece bizim başımıza gelmemiş, hocamız praecox da arkadaşları ile aynı şeyi yaşamış, evet, evet havasından.......

Biz 10:30 gibi Safranbolu'ya girdik. Eski konaklar ve yeni meydan arasında önce Çamlıca pansyonunu bulmak için iki kez gittik geldik. Olay şu:
Kubilay arkadaşımız rabayı kullanıyor yoldan geçene konak soruluyor. Taxici veya sorulan şahıs anlatıyor isimler veriliyor cam kapatılıp yola çıkılıyor.

Praecox: -" Kubi anladın mı nasıl gideceğiz?"
Kubi: "- Sen sordun ben nerden bileyim. Hadi söyle nerden gideceğiz."
Praecox: "-Oğlum adam türkçe anlattı sen duymadın mı? Almanca İngilizce konuşmadık ya."
Kubi:"-Sen sordun ya ben dinlemedim" (Yalan.. o da anlamadı ya da unuttu.:))

Zar zor Çamlıca pansyon bulundu. İndik tam kapıyı çalacağız ki... zırrr telefon.
Telefonda Sebo... Anlatıyor bizde burdayız diyorum... yok biz şurda bu konaktayız şöyle böyle eski yerleşim yerine gelin diyor.

Ben zar zor Kubi'yi razı edip eski yerleşim yerine yönlendiriyorum. Konak isimlerini hatırlamak namümkün. Aklımda kalan bir tek Bartın sapağı. Bu sapağı bulmak ise yine 2 kere ordan oraya aynı yolu kat etmekten geçiyor.

En nihayeti sayın İklimsiz biz yola çıkıyoruz sizi yoldan alırız diyor. yavaş yavaş aynı yollar tekrar geriye ket ediliyor Sebo ve iklimsiz görülünce rahat bir nefes alınıyor. Bu zamana kadar arka sırada oturan Ephesos'dan bir cümle çıkıyor ağzından. Biz buradan geçtiydik. ( O ana kadar arkada trans vaziyetlerinde hypnotik bir huzur içinde idi...) Kubi ve ben sert bir şekilde arkaya dönüp Ephesosa sinirlenesimiz geldi ancak bizde de adeta sinirler alınmış durumları hakim.

Kısacası aklımızda ne konak adları nede sokak yol tarifleri kaldı. İsimler telafuz edildiğinin saniyesinde zihinlerden siliniyordu adeta.

Bir de o saate kadar aç bilaç küçücük Safranboluyu ileri geri kat ederken hangi konakda buluşulacağını öğrendikten sonra bir yerde kahvaltı yapma gafletinde bulunduk. Khavaltı sonrasında elbetteki üçümüzün de aklından "Mümtazlar konağı" adı unutuluvermişdi bile. Tekrar telefon açıldı soruldu. Oraya varıldı ancak bu phenomene bir anlam veremedik kendimizden kaynaklanıyor sandı isek de toplantıda bu durumu herkesin yaşadığını duyunca bunama belirtilerinin sadece bize has bir durum olmadığını öğrenip bir nebze rahatladık.

Hala bu phenomene bir anlam veremedim.

Benim dikkatimi çeken bir konu ise Karbük'e girişte birden safranbolu'ya kadar tepelerdeki ağaç populasyonunun kalktığı. Tepeler Ağaçsız ormansız. Sanırım altında (yakılmadı ise bu ormanlar) Ağaçların gelişmesine mani olan ciddi demir cevherleri var. Belki bu demir madenleri bir şekilde manyetik alan sapması göstererek beyin fonksyonlarımızı da ciddi etkiliyor olabilirdi.
Oksigen fazlalığının nasıl bir euphorik bir durum yaratığı malumumdur. Olay bu değildi olay adeta beynimiz işlemez bir hal almıştı.

Kısacası çok güzel ama bir o kadar da enteresan bir gezi oldu. Resimlerde de görülebileceği gibi sinmiş pısırık halim de bu phenomenin etkisi olasa gerek.

Saygılarımla.

habibe 21-10-2008 10:30

Sevgili Praecox, Zenfree'nin bir bakkal anısı var ki evlere şenlik.. Zenfree nerdesin gel anlat hadi :) Yöre Halkının da çok etkilendiği kesin.

Oğuzhan 21-10-2008 11:15

Sevgili Praecox ,
Tam bir macera yaşamışsınız.Artık hiç unutmassınız.Sevgili Kubilay ve Sevgili Ephesos güzel keyifli bir yolculuk olmuş.Gizemli şehir hazine arar gibi tam film olur. :D
Karabük -Safranbolu arası tepelerde cevher yok korkmayın manyetik alan etkisinden değildir.Buralar insanlar tarafından bu hale getirilmiş.Önceden tarım arazileriydi.Görülen çıplak araziler öncelerin buğday arazileri.:( Şimdi eken fazla yok.:(

Tarihi bir kentin havası ve büyüsü sizi etkilemiş.Fazla oksijen olmasa da büyük şehirlere göre havası gayet iyidir.

Bazen duygularımız bir bütün olarak yaşarız.Yeni bir yer keşfetmek heyecanı olsa gerek
bu gizemin sebebi.Yeni insanları tanımak tarihi bir yerde gezmek onun büyüsünü yaşamak olsa gerek.Birazda yol yorgunluğu eklenince sanırım ondan unutkanlık ve masumluk.

Sizlerle bu gizemi ve bu ortamı paşlaşmak çok güzeldi. Gizemli ve tılsımlı şehirde tekrar görüşmek dileğiyle ...:p

Oğuzhan 21-10-2008 11:17

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi habibe (Mesaj 302280)
Sevgili Praecox, Zenfree'nin bir bakkal anısı var ki evlere şenlik.. Zenfree nerdesin gel anlat hadi :) Yöre Halkının da çok etkilendiği kesin.

Nasıl bir anı. :)


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 11:47.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025