|
|
03-03-2008, 12:25
|
#14 |
|
Ağaç Dostu
|
Toplantı sırasında öğrendim ki bazı arkadaşlar pidecide toplantı mı olur diye önceleri yadırgamışlar. Hava yağmurluydu o gün ve üstelik kendi çapında fırtına bile vardı. Kendimi dar attım pideciden içeri. Toplantının olduğu bölüme geçip baktığımda ohoo ortam ısınmıştı bile... Dışardaki havaya inat içerde sıcak bir karşılama olunca insanın hoşuna gitmiyor değil hani. İlk gözüme çarpan sevgili Güler Hanım ve eşi oldu. Benim çevremde Şükran Hanım ve eşi (Çok yanayakın ve içtendiler), Sahire Hanım ve eşi (Sahire Hanım ve eşi aynı resimlerindeki kadar naif ve hoştular), Güvenç Bey (bilge bir hocaydı..) ve Yücel Bey çok sevgili eşi (alçakgönüllü ve yaşama karşı deneyimliydiler) vardı. Daha sonra Müjgan Hanım, Nevsune Hanım, Eda Hanım ve sayın Pala teşrif ettiler... Sohbet koyulaştıkça koyulaştı... Kısacası, zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık. Tepemizdeki tenteneye yağan yağmurun tıpırtıları, geniş pencerelerin önünden geçen Yüksel Caddesi'nin o güzel gençleri (cadde trafiğe kapalıdır) kendimi pideci değil de piknik yerinde zannettim... Çıkınca da Ankara'nın yağmur altındaki sokakları... (Yahu kimse sevmez ama yağmur akşam karanlığında Ankara'ya yakışıyor yani...) Güzel başlayıp, güzel süren ve güzel biten çok hoş bir gün oldu.. Yücel Bey'in ev sahipliğine ve bonkörlüğüne diyecek yoktu yani... Sabahtanberi de Güler Hanım'ın hadiyelerini dikmekle meşguldum... Bakalım güler Hanım'ın gülleri nasıl bir güzellikler sunacaklar bana... Yaman bir merak içindeyim... |
|
|
|
|
Threaded Mode
