| Merhaba,Teşekkürler,
 Dün akşam Tv da sörf yaparken bir kızıl derili'nin
 "Buralar bizim ailemize aitti. Burada ırmaklarımız vardı, emperyalistler geldi, yerlerimizi
 elimizden aldılar, ırmaklarımızı zehirlediler."sözlerini işittim.
 Farkındalık yaratmak bunu yaymak tabii ki gereklidir.
 Ancak durum  vahim.
 Sağlıksız gıda çok uzaklardan, Dünya'ya hükmedenler tarafından bize kadar ulaştırılmış
 bulunuyor.
 Bu sabah yine bir televizyonda, Ziraat Fakültesi mensubu bir zat  UHT  ve pastörize sütlerden söz ederken öğrencilerin sütten zehirlenmiş olduklarını asla ifade etmediklerini, çocuklarımız süt içmeye alışkın olmadıklarından bu çocukların laktoz intoleransı nedeniyle
 rahatsızlandıklarını söyledi...  Dışarıdan az gelişmiş ülkelerde  açlığı önlemek adına ülkemize   GDO lu  hibrit tohumlar girerken, bu endrustri bir koldan da içerde destekleniyor,
 halka  bunların zararına takılmamaları söyleniyor,halk bunların aslında o kadar da zararlı olmayıp aksine  faydalı besinler olduklarına inandırılmaya çalışılıyor. Bu nedenle fırıncılar gibi tek  bir meslek kolunun bile  sağlıklı üretime yönlendirilmelerinin çok güzel olsa da ne yazık yeterli olmayacağını düşünüyorum.
 Dondurma mevsimindeyiz, kaç dondurma  mısır şurubu ile tatlandırılmıyor, hangisinde gerçek süt ve sahlep kullanılıyor bilmek keşke mümkün olabilseydi ama ne yazık ki değil.
 Raflardaki bütün unlu mamullerde soya, bütün sekerlilerde hem soya/ soya  lesitini, hem de  mısır şurubu var.
 Ne kadar kadar sakınırsak sakınalım hepimiz istesek de istemesek de maalesef her an içinde ne olduğunu bilmediğimiz bir yığın şeyi gıda olarak tüketmekteyiz.
 Teşekkürler.
 
 .
 
 |