Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-02-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,671
|
Bedel, hak ve liyakat!
Konu ilginç olmasına ilginç, sorun da tüm çıplaklığı ile ortada, peki aranızda gelecek açısından; çocuklarımızın, torunlarımızın, bizim bugün şikayet ettiğimiz durumdan daha iyi şartlarda besinleri tüketecekleri yönünde, en azından umudu olan var mı?
Temenni demiyorum, halis muhlis, mis gibi UMUT diyorum arkadaşlar, UMUT...
Benim yok. Neden mi? Açık değil mi, herkes ne diyor, "ah o eski günler ah..."
"Kokusu mahalleyi sarıp, öte mahalleleri fethetme telaşındaki, akbaşaktan mamül, odun ateşinde pişen ekmekler", "beyaz Tekirdağ karpuzları" v.s. hep geçmişte kaldı. Merak etmeyin birkaç on yıla kalmaz ne döl veren tohum ne de o eski lezzetleri arayan bireyler kalacak.
Ben '80'lerden sonra doğup da ekmek koklayabilmiş, hatta ekmekte koku arayan kişi tanımadım desem yeridir. E, tüketici de istemedikten sonra üretir mi elin holdingi, sağlıklı gıda ürünü, meyve sebze (yerli üretim mi, gelecekte mi, dalga mı geçiyorsunuz!).
Aslında böyle de olması gerekiyor gibi. Çünkü yerli, yabancı herkes değerin değil, fiyat 'ın peşinde koştukça başka bir sonuç beklemek gerçekçi olmadığı gibi doğru da değil.
Mine Pakkaner'in konunun 18 no'lu yazısı bence olayı tüm yönleri ile özetliyor. Ve gerçekten çok çok iyi özetliyor. Hatta lerdemir'in aktardığı "kırmızı domates" olayı da abartıya kaçacak kadar doğal ve olması gerektiği gibi bence (ideal anlamında değil kozaliter olarak en doğalı bu ne yazık ki!).
Tarım üreticisi zaten ülkenin en zor şartlarda yaşam mücadelesi vereni, belki de bu mücadeleyi zaten çoktan kaybetmiş olanı iken, kim, hangi hakla, hiçbir şekilde bedelinin en küçük kesrini ödemeye yanaşmadığı, sağlıklı ve güzel besinlerden yemeyi hak etmiştir, söyler misiniz?
Ya da, "Tekirdağ'ın beyaz karpuzu", kimse satın almadan nasıl piyasada hala bulunabilsin. Tekirdağ'lı gerçek bir karpuzsever olan ben yazları, güzelim karpuzlardan bir dilim bile yemediği halde (kesmek zor-muş, içinde çekirdek bile var-mış, ellerini yıkamak zorunda kalırlar-mış), en eğitimli ve aklı başında görünenler, böcek tozuyla renklendirilmiş kola'ları (inanmayan "cochineal"ı aratsın!, bulduğu uzun metinleri sonuna kadar okusun! çizim ve fotoğraflara uzun uzun baksın, düşünsün, dü-şün-sün!) kendi ve çoluk çocuklarının midelerine indiriyorlardı!
Aynen "Her toplum layık olduğu şekilde yönetildiği" gibi sadece layık olduğu besinleri tüketir. Bu günkü gıdalar layık olunanın bile çok üstünde kalite ile sunuluyor, değer bilmez, fiyat bilir tüketici çoğunluğa!
Azınlık mı? Onlar ne yapacaklarını biliyorlar, tıpkı benim her yaz, her şeye rağmen, zevkle, ince kabuklu, kütür kütür Tekirdağ karpuzu yemeye devam ettiğim gibi...
Saygılar.
gece...
Sanırım karamsar oldu, ama, Mine hm.'ın yazısında belirttiği gibi "gerçek tohumlara, fikren bile ilgi o denli az olduktan" sonra, neden hakkımızdan fazlasına kavuşabilelim ki!
|