Bahar hocamın yaşadığı o anları hatırlayınca duygulandım arkadan Farid Farjad zaten kemanın telleriyle dans ede ede beni mest ediyor iki üç satır yazmak geldi artık duyular susar duygular konuşur...
Nice çiviler çaktım nice nadide kalplere de uslanmadım öğrenemedim kalp kırıldıktan sonra bir daha eskisi gibi olmuyor. Eski günleri hatırladım her günüme en az bir asır sığdırdığım hayatımda. Şu öyküyü fısıldar oldu zihnim bana;
Zamanın birinde öfkesinden dünyayı sevdiklerine dar eden bir delikanlı yaşarmış. Kimsenin durduramadığı bu genci en sonunda babası köşeye çekerek: evlat senden bir şey rica edeceğim her öfkelendiğinde şu dışarıdaki çite birer çivi çak al bu bir kasa çivi al bu çekiç ama unutma öfkelendikten sonra mutlaka o çiviyi oraya çak ! Hayatına çakacaksın o çivileri esasında diyerek mırıldanır baba. Peki baba der delikanlı sadece peki.
Ardından ilk günde bilanço çok ağırdır ben dedim 70 siz dediniz 80... Delikanlı her gün her sinirinden sonra tek tek çakmaya devam etmiş. Eder eder ama azalır her gün çiviler önce 60 sonra 50 derken aylar sonra bir bakar evlat tek çivi çakmamıştır bu gün.
Atlar babasının şevkat dolu kollarına babam der usulca bu gün hiç çivi çakmadım ki hayatıma ... Baba tebessüm eder oğluna eder ama devamı var bu işin aslında. Evlat bak gel buraya şimdide her sabır ettiğinde hayata söküp atacaksın çivileri uzağa. Tamam der evlat bırakır çekiç alır değişir alet edevat.
Kerpeten elde dolaşa dursun genç her gün azalarak bitecektir çivi elbet. Bakar aylar sonra oğul çite kalmamış ki neyi söksün kerpeten ile koşar açar kapıyı tebessüm ile baba diye bir nara atar ki içeriye yer gök inler gencin heyecanıyle.
Tutar babasını çeker çitin önüne göğsünü gere gere der baba elde ne alet ne edavat kaldı ne çivi ne çekiç. Baba yoklar eliyle her çivi deliğini der evlat öfke deşer işte kalbin eşiğini. Çeksen de çaktığın her çivini kalır elbet izi ne çak o melun öfkeyi ne özür dile sök çivini...
Dedim dedim ya bunu gönlüme tekler oldu kalp sessizce...
Kimleri üzdüğüm gelir hayalime kimleri kırdığım ... Biz sevdaya sevdalanmıştık yolun başında olmadı sevdamıza sahip çıkamadık bazen dava adamı olamadık bazende erkek bu mu derler diye sustuk.
Her sustuğumda içimde fırtınalar oldu kimse farkında olmadı. Kimi zaman yanlış anlaşılmaktan korktuk kimi zaman kimin ne diyeceğinden. Ben şunu iyi biliyorum muhattabın kimse onu kırma bırak kim ne derse desin. Geceleri yattığımda düşünmeden uyuyorsam demek ki vicdanım rahat ben rahat...
Dostlar uzun dedim gene ama vazoyu alın yere atın sonra pardon böyle olsun istememiştim deyin işte orada aldığınız kadar kötü bir sonuç almaktan önce bence kendimize çeki düzen vermek lazım. Yarın yok dün geride kaldı ve bir saniye sonrası meçhul...
Özür dilemek bizi küçültmez küçültmez de şu bencilliğimizi küçültür yoksa bundan mı korkuyoruz anlamadım ben merkezli bir sistem bu ayakta duracak bir sistem değil o yoksa şu yoksa bende yokum demektir. Daha sabah kırdım candaşımın kalbini hemde hiç uğruna hem bir şey uğruna olsa kırdığım gerçeğini değiştirecekmiydi sanmıyorum. Varsın biz haklı olalım hoş görü ile imtahan edelim gelen gelir ardımız sıra giden gider karşımız sıra...
Mete bize der kendin yaparmısın derseniz delidir ne yapsa yeridir diyor bazen çizgiyi aştığımı farkediyorum. Tüm dostlara selam olsun
