Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi selis
Sûz-i Dilârâ duyduğuma göre Van iklimi bu bitki için pek elverişli değilmiş.. 
Hani evlatlık vermeyi düşünürsen diye dedim 
1 tane mi o?  )
|
Zengarden stoklarında var gözükürken bir paket almıştım. İçinden üç tane tohum çıktı, birini Ürgüp'te bir arkadaşıma gönderdim çok umutlu değilim ama inşallah çimlendirmiştir
İkincisini minik kurtlara yem ettim (aşırı nemden bir ara latin tohumlarım gibi bunlar da çürüdü, kurtlandı).
Gelelim üçüncü ve son tohuma, bekle bekle bir hareket yok, toprağın en altına kürdanı sokup çekirdeği çıkardım, maksadım bir canlanma var mı onu öğrenmek. Kocaman bir kök vermiş, çıkardığıma o kadar pişman oldum ki!
Kök aşağı doğru mu gidiyordu, yoksa çiçek sapıydı da yukarı doğru mu çıkıyordu ne kadar düşündüysem hatırlayamadım. Sonunda kökü toprağa yan yatırdım. Uzun zaman yine sesi çıkmadı, kesin çürümüştür diye yine karıştırırken o yan yatırdığım kök var ya garibim kahverengileşmiş ama can havliyle bir minik kök daha atmayı başarmış. Aldı mı beni yine bir pişmanlık niye rahat bırakmazsın çiçeği o da elimde bir tanecik tohum kalmış, onu da öldüreceğim diye uğraştım resmen.
Sonra bitkimden özür dileyip elimi çektim ondan. Bir sene de kalsa öyle kesinlikle kurcalamayacağım diye söz verdim. Arada bir suladım, güneşli pencere önüne de koydum sıcak olsun diye. Bir ayda çimlenip uzayacak bitkinin yaşama tutunma macerası sayemde beş aya yayılmış oldu.
O kadar uğraşmama rağmen küsmemiş yine de çimlendi.
Senin canın sağolsun iste yeter ki gönderirim.
Zengarden'a da mesaj atmıştım yine gelecek mi tohum diye cevaben fide üretip satışa sunmayı düşünüyoruz demişlerdi. Ama hâlâ da sesleri çıkmadı.