View Single Post
Eski 16-06-2012, 07:20   #1
Sûz-i Dilârâ
Ağaç Dostu
 
Sûz-i Dilârâ's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-10-2007
Şehir: Tarsus
Mesajlar: 3,042
Sûz-i Dilârâ / Kaktüs ve Sukulentler

Merhaba,

Sonunda kararımı verdim ve ben de bir kaktüs, sukulent sayfası açıyorum.

En başta söyleyeyim elimde henüz çeşit az hem de daha çok küçükler, bu yüzden sayfama göz banyosu yapmak için geliyorsanız biraz hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz.

Kaktüs-sukulent merakım ne zaman başladı? Aslında kaktüs ve sukulentler bana çok da ilgi çekici gelmiyordu bunun için hiç kaktüs almamıştım. Market ve çiçekçilerde kaktüs kısmına şöyle bir göz atıp arkamı döner giderdim.

Taa ki forumdan canım nevsune ablam ve Hakkı Şen aradığım mavişleri göndermek için hazırladıkları çiçek bohçasının içine bu minik mercimeklerden koyana kadar. Ama ne bohça!

Nevsune ablamın bohçasından altı minik sukulent çıktı, daha onlar yoldayken Allahım nereye dikeceğim ben bunları derken kargo geldi, paketi açtım. Bu altı minik sukulente ilk görüşte aşık oldum. Gözümün içine çir çir bakan altı minik mercimek, "bizi sev, lütfeeenn" der gibi. Ben sizi nasıl sevmem o an bir şey oldu ve dediğim gibi bu altı miniğe aşık oldum. Hemen geçici olarak pet bardaklara dikimlerini yaptım, büyüyene kadar hem yer kaplamazlardı. Şu anda bir tanesi diğerlerine göre çok yavaş ilerliyor bir şey olacak kuruyacak diye çok korkuyorum.

Hakkı Şen'in çiçek bohçasından neler neler çıktı, çok çok sevdiğim kasımpatılar, aramaktan bir hâl olduğum onlarca maviş kökü, delisi olduğum sardunyalar ve bir de sempervium!

Sevmiyorum, ilgilenmiyorum derken oldum mu bir kaktüsçü, sukulentçi. Meğer bir başka cilvenazmış bunlar, çok fettanlarmış öyle dikenli dikenli bakarlerken meğer başka bir büyüleri varmış.

Ha bu arada çocukluğumun çizgi filmi Hızlı Gonzales'i de eklemeden geçemeyeceğim. Onun Meksika'da bir evin duvar dibinde gitar çalarken ya da peşindeki kediyi atlatmaya çalışıp koşarken, aç ama saf arkadaşlarını korumaya çalışmasını izlerken bir yandan da arka taraflarında göze çalınan çöl bitkileri de zihnimde canlandılar ve hayatımdaki yerlerini bu şekilde aldılar.
Gracias Gonzales “Ándale! Ándale! Arriba! Arriba"

Şimdi size tek tek elimdeki kaktüs ve sukulentleri tanıtıp bir yandan da onları nasıl elde ettiğimi anlatacağım.

İsimlerini bilmiyorum, bilenler lütfen buraya yazarlarsa ben de öğrenmiş olurum. Nevsune ablam gönderdiğinde isimlerini de yazmıştı özel mesajla, hepsini "Google/Görseller"den aratıp bakmıştım ama saflık edip yazmamışım.

Not: "Kargo paketi" deyimini hiç mi hiç sevmediğim için -çiçek geleceği zaman- düşündüm bu çirkin tamlamanın yerine ne diyeyim diye ve "çiçek bohçası"nda karar kıldım. Umarım tuhaf gelmez sizler de seversiniz.


Düzenleyen Sûz-i Dilârâ : 16-06-2012 saat 09:04
Sûz-i Dilârâ Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön