Heheyt, yiyelim biz öyle medeniyeti. Neymiş, herşey ince ayrıntısına kadar her şey düşünülmüş, çamaşır bile asamazmışım. Balkona ne koyacağıma onlar karar verecek, öyle mi? Sen onu diyeni getir bakayım bana da, onun ağzına ağzına bahçe küreğimle vurayım, hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım! Onlara ne efendim, ne istersem onu koyarım balkonuma, ister dansöz oynatırım, ister mangal yaparım, ister koyun beslerim, ister yoğurt kovası koyarım! Yahu şimdi beni açık açık konuşturmayın: daha tuvalet temizliğini, şartı şurtu bilmeyen, afedersiniz poposunu bile yıkamayan adamdan mı öğreneceğim ben medeni olmayı??? Hadi, geçiniz bunları geçiniz, biz o devasa nüfusun çoğunluğunu oluşturan ortalama Amerikalıyı da biliriz, elifi görse mertek sanır onlar, yasak getirene kadar kendi ülkesini temizlesin önce. Daha söyleyecek çok sözüm var da, neyse. Sevgili Gilan, beni affedin, coştum.
Neyse, siz evin içine 2 duvara çivinizi çakın anacım, gerin bir güzel çamaşır ipi, asın ona çamaşırlarınızı, oooh, mis mis. Hem daha az elektrik harcamış olursunuz, karbon ayak izi

O bulaşık makinasını da eve ilk girdiğinde kullanmadan önce ilk birkaç tur çamaşır suyuyla çalıştıraydın bari

Çocuğum, bunları sor büyüklerine
Beni seven yoğurt kovalarımla sevsin, sevmeyen de... beni sevmeyeni de Amerika’da en azılı mahkumların, iri yarı ırkçıların olduğu bir cezaevine 2 günlük kültür turuna gönderelim, onlar yakinen ilgilenir
