Geçenlerde tvde bir aşçı bayan krema konusunda " piyasada satılan hemen hiç bir krema sadece süt kreması değil, içeriğine bakarsanız bir sürü katkı maddesi var. Ben sadece bir markanın içeriğinde %100 süt yazısını gördüm" demişti.
O güne kadar süt kremasının içeriklerine ne de olsa sütün yağı diye bakmamıştım. Sonra incelemeye başladım. Her markanın satıldığı büyük bir markette başladım içerik okumaya. ( neyse ki gözlerim sağlam, okuyabiliyorum şimdilik) Sek, Tikveşli, Mis, Yörsan... hepsinin içeriğinde bir sürü katkı maddesi yazıyor. Sadece bir markanın içeriğinde sadece %100 süt yazıyordu, o da Pınardı. O gün güvenimi kazanmıştı Pınar.
Şimdiyse güvendiğim dağlara kar yağmış hissindeyim.
Bize yıllardır ev ortamında bile tavuk kestiğimiz bıçağı ve kesme tahtasını iyice sterilize etmeden et kesmememiz anlatıldı. Bunu bizler biliyorken, onlarca uzman çalıştıran büyük şirketler özrü kabahatinden büyük bu açıklamayı nasıl yapabiliyorlar anlayabilmiş değilim.
Bir de tavukla etin aynı bıçakla kesilmemesi gerekiyorken dana- tavuk karışımı ürünler de bu durum nasıl oluyor?
Halkının sağlığını korumak devletin en baş görevi olmalıdır. Cezalar olabildiğince yüksek olmalı ki, iş ahlakına sahip olmayanların, en azından ceza korkusuyla yanlış yapması önlenmeli.
Hoş biz her konuda olduğu gibi önce alevlendirir, bir sene süründürür, olayın sıcaklığı geçtikten sonra "hiç suçu yokmuş" diye mahkeme kararı çıkarırıp, kahramanlar yaratmayı pek severiz.
|