View Single Post
Eski 19-05-2012, 20:49   #137
Mete Tiren
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 19-09-2010
Şehir: izmir
Mesajlar: 974
Sarmaşıklar aldı başını gidiyorlar resim çekebilirsem foruma ekleyeceğim madem elimiz şimdilik toprağa dokunamıyor kaleme dokunsun dedik eskilerden bir yazı, bir öykü, bir yalan, bir gerçek hangi açıdan baktığınıza bağlı

Demir


Dostluk kavramının çıkara dayanmadığı bir yerdi burası kara toprak. Bazen homurdanmalar olsa da sukut içindeydi burada her şey; ama bu gün farklıydı diğer günlerden. Demir her zaman toprağa sorduğu sorularla içini dökmeye başladı . Dışarıyı görmek için her şeyi verebilirim dedi, heyecanla soluksuz devam etti konuşmaya. Hayallerini anlattı pervasızca dostuna. Toprak ise sanki yarasına tuz basılmışçasına hüznü bir kat daha arttı. Toprak dışarısı umduğun, hayal ettiğin gibi bir yer değil diyebildi sadece. Demir kızmıştı dostuna kendisini kıskandığını sanıp dostunu hiç acımadan kırmıştı.

O günden sonra demir hiç susmadı, hep sitem etti kadim dostuna ta ki o korkunç gürültü ile uyandığı güne kadar. Korkuyorlardı, toprak hariç herkes endişe içindeydi toprak ise nelerin olduğunu biliyordu. Demiri almaya gelmişlerdi, kadim dostunu almaya…

Kalbi yarılıyordu toprağın ne ses edebiliyordu ne de durdurabiliyordu olan biteni. Demir ise korkusundan kadim dostuna sığınmış olacakları bekliyordu habersiz. İlk ışıklar demirin üzerine vurasıya kadar süren endişe demirin onu almaya geldiklerini anlamasıyla yerini sevince bıraktı. Demir nerdeyse uçacak gibiydi makinelerle kucaklaşırken. Büyük bir gürültüyle ardına dahi bakmadan terk etmişti toprağı.

Hayret içinde etrafı izleyen demir, yoluculuğun nerede sonlanacağını da merak ediyordu. Bir anda kendi gibi demir olan bir sürü akrabasının olduğu bir yere gelmişti. Hayret ediyordu ne kadar güzel ve büyükler diye. Çok geçmeden kendisini kocaman bir kazanın içinde buldu daha ne olduğunu bile anlamadan alttan cehennemi bir ateş tüm vücudunu sarmaya başlamıştı. Her şey bu kadar güzelken bu da neydi bedeni gittikçe ısınıyordu. Her şey buraya kadarmış elveda hayat demeğe hazırlanırken kendisini garip bir hal içinde buldu. Sıvı bir hal almıştı teni aynı anlaşamadığı su gibi olmuştu.

Kendisini garip şekillerin içinde buldu bir anda artık soğumaya başladığından kendini şanslı hissediyordu. Garip şekiller almıştı bedeni merak ediyordu işin sonucu nereye varacaktı. Soğuyan tenini kirli eller tutmaya başlamıştı. Somurtan yüzler, bu pis yer, yağ, derken kendisinin büyüdüğünü hissediyordu. Gösterişli bir hal aldığının o da farkındaydı. Adına tren diyorlardı.
Zorlukla kendisini ittiren çeken insanların ellerindeydi. Az bir zaman sonra kendisini uzun ve ince şekil almış bir akrabasının üzerinde buldu. Kalbinde bir ateş yanmaya başlamıştı birdenbire sanki olacaklara kendisini hazırlanmasını istercesine. O günden sonra hiçbir şey iyi gitmiyordu kendisi için nice insanları sevdiklerinden ayırmıştı, nicelerini annelerinden, kimilerini sevgililerinden. Bedeni ayrı kalbi ayrı yanmaya başlamıştı. Toprağın sessizliğini şimdi anlıyordu ve çok özlemişti kırdığı dostunu.




Kimi günler kalbindeki ateş öylesine canını yakıyordu ki ölmeyi tercih edebilirdi. Günler demirin canını yakarken bedenide eskimeye başlamıştı. Kalbinde bir delik meydana geldi. Hiç çekinmeden demiri alıp bir kenara attılar. Bu değildi hayallerimdeki diye düşünüyordu. Tenine işkence edercesine parçalıyorlardı şimdide demiri. Karşı koyamıyordu bu eziyetlere derken kısa bir yolculuktan sonra kendini tanıdık bir yerde buldu. Olamazdı cehennemi ateşin olduğu kazandı bu. Fark etse de elinden gelen bir şey yoktu teni kızarmaya başlamıştı önce ardından yine o beğenmediği şekli almıştı canı o kadar yanıyordu ki kalbinin acısıyla neredeyse aynıydı.

Ardından kendisini yine garip şekillerin içinde buldu. Bu seferki halini merak ederken soğuduğuna bile sevinemiyordu. Kalbinin acısı buna izin vermiyordu. Yine aynı yağ ve kirin içindeydi bu sefer daha özen gösteriyorlardı tenine türlü işkencelere tabi tutup güzelleştiriyorlardı demiri. Adına bir ara silah dendiğini duydu kendi kendine düşünmeye başladı ne kadar soğuk bir isimdi SİLAH !!!

Üzerindeki tüm işlemler bitmişti silinip, temizlenip sandıklara koymuşlardı Uzun süren seyahatten sonra kendini harp meydanında bulmuştu. Daha ne olduğunu anlayamadan kendi canından kendi kanından olan mermileri başkalarının canını almak için saçıyordu etrafa. Kendisine hükmeden eli ne durdurabiliyordu ne de bu acıya dayanabiliyordu. Çok dayanamadı bedeni kalbinde yine bir delik hissetmeye başlamıştı ama bu sefer öyle üzgündü ki bedenine ne olduğu hiç de umurunda değildi.

Kenara atılmıştı aynı trenken olduğu gibi. Kalbi yanıyordu içerisinde bir yerler sızlıyordu. Toprak diye sayıklamaya başlamıştı. Az bir zaman sonra yine o cehennemi ateşin içinde buldu kendisini bu sefer bu ateşe ne dayanacak takati bedeni ne de olacakları düşünebilecek bir hali vardı. Teni ateşe dayanamayıp küçük parçalara ayrılmıştı. Farkındaydı artık işe yaramayacağını. Ardından kendisini hiç umursamadan bir kıyıya atıverdiler. Her şey bitti buraya kadarmış derken eski dostunun tebessümünü gördü sadece toprak diyebildi. Tüm gözyaşlarını ulu dostuna dökmeye başladı o an. Bir iki kelime edebilecek mecali ya vardı ya yoktu. Sözlerine neşesizliğine ve suskunluğuna her zaman sitem ettiğim için ve beni kıskandığını sandığım için özür dilerim diyebildi özür dilerim… !!!

Dışarıyı hiç böyle hayal etmemiştim. İnsanların yaşama amacından böyle sapmış olması beni bu hallere getirdi. Toprak takati olmayan dostundan sözü alarak ben onları üzerimde taşırım, beslediğim bitkilerle yaşamlarını sürdürürler. Lakin daha birisi bile benim neler düşündüğümü hayal bile edemediler. Gece sustukça iki dost inatla gözleriyle konuşuyorlardı.

Demir tüm hatalarını anlamıştı fakat yine dostundan ayrılma korkusu içindeydi. Her şey demirin üzerine bir bina yapılmasıyla yerli yerine geldi. Demir eskisi gibi rahat değildi bedeni binler batman ağırlık altındaydı ama ruhu ilk gün ki gibi olmasa da ferahlık içindeydi.

Mete TİREN

Mete Tiren Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön