Burada en büyük sorun salyangozlar, her sabah erkenden salyangoz avına çıkıyorum, pek bahçede görünmüyorlar desem de gene var tabii.
Kaldırım tarafındaki toprak bölgeyi temiz tutmam lazım, asıl orada çoğalıyorlar, bir kısım yeri temizledim ama daha çok yer var ve temizlenen yere dönüp baktığımda gene çıkıyorlar. Elm sokağı kabusu gibi.
Neyse bugün nihayet salyangoz ilacı alındı, ama gene de otları yok etmek gerek.
Bugün karşımızdaki zeytinlik bölgede diktiğimiz çamları sulamak istedim, aman Tanrım bir çamın üstünden 2 avuç salyangoz çıktı. Leylağı temizlemeye otların arasına giremedim cangıl gibi olmuş.
Yakında tarlayı süreceklermiş artık ilacı o zaman atarım.
Yani bahçedeki bitkilerle uğraşmaya sıra gelemiyor, çok rahat bir emeklilik geçiriyorum, sıkılmaya vakit yok. Aslında dinlenmeye de
Şimdi sebze bahçesinin otlarını yoluyorum, ellerim alışkın olmadıkları için şişiyorlar.

Çiçek açmıyor, meyvesi yok diye onca söylendiğim ağacım şahane can erikleri verdi, kendisinden özür dilendi.

İki dalına da mürdüm aşısı yapılmıştı, aşı tuttu galiba da yapraklar kıvrık çıkıyor gibi.
Mürdüm ağacına da aşı yapılmıştı, ustaların azizliğine kurban gitti

Adaçayı diye aldım, yaprakları kocaman oldu, bunun çayı içilir mi acaba?

Bahçenin kuzey tarafı, pek güneş almıyor diye bu yer örtücüleri tercih etmiştim, güzel olacaklar gibi.

BU limonun, umarım çiçeği kadar meyvesi olur.