Kedilerin acı içinde yaşadıklarını ben bizzat görüyorum sayın athena-asena.
Sevimli yavru kedi sahiplenilir biraz sevilir sonra sokağa yollanır.
Açlığa sefalete, kuru ekmeği bile bulamazlar çoğu zaman.
Öyle acı çekerler ki, açlıktan hastalıktan sürekli bağırırlar. İçi dışı parazitle dolup yemek bile yiyemez halde olurlar.
Onları beslemek için restaurant benzeri yerlerden aldığımız yemek artıklarını, ekmek ve pideleri, kasaplardan toplanan kemikleri kaynatıp doyururuz. Önce kediler yer, köpekler bekler.
Sonra köpekler geçer yemeğe. Onlar kaderlerini paylaştıklarından olsa gerek, insanlar gibi anlayışsız ve sabırsız değildirler.
Kiminin gözleri kapanır mikrop kapar, veteriner her dakika gelemez, tedavilerini bizler yaparız.
Birçok hayati aşıları yapılmazsa en başta gençlik hastalığı denilen hastalığa kapılıp acı içinde ölürler.
Kimisinin acısına dayanamazsınız bir insan olarak ötanazi uygulattırırsınız. Buna veterinerlerimiz, "yapılacak birşey yok uyutalım" der. Onların acısını içinizde hissedersiniz. Ölümlerinin kurtuluş olduğunu görürsünüz.
Kimisini araba çarpar ameliyat ettirirsiniz kendi bütçenizden olur çoğu zaman. Belediye herşeyi karşılayamaz.
Bahçemdeki kedilere apartman halkım rahatsız olsa da bu duruma alışmak zorunda kaldılar. Hiç kimse ilgilenmesin acı içinde bu hayvanlar çoğalsın üstüne üstlük ve biz sıcak evlerimizde belediyeciliğin oturmadığı ülkemizde bunlara seyirci kalalım. Toplum olarak herkes birşeyler yapmalı.
Bu bir "görüş" meselesi değil, insan olmanın sorumluluğudur. Biz insanlar doğum kontrolünü kendimize uyguladığımız gibi sokak hayvanlarının doğum kontrolünü de bizler yapmak zorundayız. Yoksa bu hayvanları içgüdülerine bırakırsak yılda iki kez doğum yapacaklar, hiç kimse onlara yetişemeyecektir.
Sokak hayvanlarının kısırlaştırılmalarına karşı çıkma, bu nedenlerden dolayı bir görüşü ifade edemez. Bu hayvanların 12 ay 24 saat her tür bakımını yapabilmek için büyük bütçe gereklidir.
Belediyeler maalesef barınak yatırımı yapmamaktalar.
Biz hayvanseverler olarak mahalleleri paylaşıp belediye ile işbirliği içine giriyoruz.
Belediye bilemez hangi sokakta hangi hayvan ne durumdadır diye.
Konu bahçemize gelen arada sırada doyurduğumuz birkaç hayvan değil ki, sokaklarımızdaki tüm hayvanlardır.
Ben 12 yaşındaki erkek kedimi bahçedeki ya da sokaktaki dişileri hamile bırakmamasını sağlamak için kısırlaştırdım.
Kedimin içgüdüsü doğası gereği üremeye proğramlı. Bu proğramda yapılan değişiklik onların sefaletlerini ve vahşetlerini ortadan kaldırıp, daha uzun yaşamalarını ve kontrol altında tutulmalarını sağlamaktadır.
Kontrolümüz dışı nüfus artışı ise; yazlıkçıların hayvanlarını nasıl olsa bir sene sonraya kadar burada br şekilde bakılır düşüncesiyle terk edilme zamanları eylül-ekim ayıdır bizde.
Biz yukarıda sıraladığım işlemleri yerine getirmezsek sokaktaki kedi ve köpek popülasyonu insan sağlığını da tehdit eder duruma gelecektir.
Belediyelerin park bahçe yapmalarından önce sokak hayvanlarının ıslahını yapmaları zorunlu görevleri arasına alınmalıdır.
|