Geçtiğimiz cuma günü okuldan dönüşte yine beni deli dürttü. Yorgunluk filan dinlemeyip mahalledeki marketlere rutin bitki muayenesine giriştim. Yeni bir şeyler gelmiştir belki diye. Geçen gün, TEDİ' de çalışan arkadaşlara kıştan beri sersefil olan( üzerine abuk subuk şeyler yapıştırılmış) kaktüslerden yakınıyordum. Gelecek hafta yenileri gelecek dediğinde gözüm parlamıştı
İlk durak TEDİ' ye uğradım. Koli koli bitkiler gelmişti. Kalbime iniyordu yine. Bu ay bütçemi o kadar zorladımki, kendi kendime '' hayıır hayıır, kaç çabuk burdan '' filan dediğimi hatırlıyorum

Renk renk sardunyalar, açelyalar, kalanşolar, minyatür güller vs gelmişti. Hala da var. Çekmeköy' de olan arkadaşlara tavsiye ederim.
Bir baktım bir kutu yeni kaktüs gelmiş. Bu seferkiler daha iyi durumdaydı. Bir kaç tanesine sadece kuru çiçek iliştirilmişti. O da kötü ama gözdü, kumaşdı vs tonla elbise giydirilen, slikona boğulanlardan daha iyidir. Dün başka bir Migros' a uğradım da orda Meksikalı gringolara benzetilmeye çalışılan zavallı kaktüslerin hali içler acısıydı. Çoğu da satılmadan kalmıştı. Görevli arkadaşa da söyledim '' bakın bunlar talep görmüyor işte ''.
Neyse, çenem düştü yine. Bu kaktüsler renkli plastik ikinci bir saksıya konulmuştu. İşin vahim yanı; şakır şakır yağmurun altında tutuluyorlardı. Saksılar da suyla dolmuştu. Hele geçen gün gelen tohum paketlerinin de yağmurun altında sırılsıklam halde bırakıldıklarını görünce dellendim. Tohum paketlerinin suyunu boşaltıp tentenin altına aldım ama zarar görmüşlerdir herhalde. Kaktüsleri incelemeye başladım. Bir yandan da saksılardaki sularını boşaltmaya çalışıyordum. Elim delik deşik oldu. Görevli arkadaşlar beni tanıyorlar artık gide gele. Durumu anlattım. Kaktüs kutusunu tentenin altına aldım. Tabii dayanamayıp 4 tane aldım. 5 TL ye satıyorlardı. Eve dönerken kendime söylenmeye devam ettim ama bir yandan da suratım her zamanki sırıtık ifadeye bürünmüştü

'' amaan battı balık yan gider '' dedim. Daha kötüsü; haftasonu dayanamayıp 2 ayrı yerden 4 kaktüs daha aldım
Alttaki çeliklerden ilki yeni miniklerden birine ait. Kutudan alırken koptu sanırım. Diğeri ise başka bir saksıdaki türden koparıp çaldığım çelik

Dükkana her hafta tonla para sayıyorum. O kadarcık hakkım olsun değil mi? Hem dakikalarca çalıştım orda yeni gelenleri kurtarmak için. Alnımın teriyle çaldım yani
