Sayın mandalinci;
Sabah erkenden ''Üyelerin Bahçeleri'' başlığına gözattım. Sayın s.serdar'ın bahçesi ilk sıradaydı. Zira siz, sabahın ilk, sayfanın son mesajını oraya yazmışsınız.
O bahçeyi hiç görmediğimi düşündüm. Baştan sona gezdim. Nitekim doğruymuş, daha önce hiç ziyaret etmemişim. Mesajımı yazdıktan sonra, sizin bahçenizede hiç uğramadığım aklıma geldi. Daha fazla mahcup olmadan, birde sizi ziyaret edeyim dedim.
Ankara' dan başlayan serüveninizi, o kadar güzel anlatmışsınız ki; hiç sıkılmadan kesintisiz okudum. Oysa benim dikkatim en fazla 15 dakikadır. Bilgisayar başında daha fazla kalamam. bir dolaşır-gelir tekrar okumaya başlarım.
Üstelik anlatımlarınızı fotoğraflarla öyle güzel desteklemişsinizki, iyice akıcılaşmış. Kutlarım. Güzelçamlı daki köy pazarı, sevgili annenizin el arabası ile olan fotoğrafı (vesile ile saygılarımı sunuyorum ), oğlağın kangal ile olan görüntüsü, arsız begonviller, bahçedeki aşılama görüntüleri, sevgili eşinizin çapa makinası ile toprakla mücadelesi, Bayındır' daki çiçekçinin yüz ifadesindeki duruluk...Hepside çok güzel kareler.
Zeytinalan' nı bilmiyorum ama Seferihisar' a birkaç kez geldim. Sanırım adı '' Akkum '' muydu ne? Denizi çok berrak ama o ölçüde soğuk olan bir koya iki kez gelmiştik. Sığacık' tan geçilerek gidiliyordu. Siz mandalina bahçesinden sözettikçe, o yol boyunda bir dostumuzun mandalina bahçesi vardı. Bahçeye girip, gezmiştik. Tabii bu en az 15 yıl kadar önce idi.
çok güzel yerlerdi. Güle güle keyfini sürün.
Satır aralarında, köylerde öğretmenlik yaptığınızı okudum. Demekki aynı zamanda meslektaşız. Buna ayrıca sevindim. Bahçenizi bundan böyle ara ara ziyaret etmeye çalşacağım.
Selam ve sevgilerimle.
