Bilgimiz, görgümüz artsın, GDO neymiş öğrenelim de ona göre konuşalım diye verilen ve ayrıca özellikle tavsiye edilen bir link vardı. Journal of Royal Society Medicine'de yayınlanan, "Genetically modified plants and human health" (Genetiği değiştirilmiş bitkiler ve insan sağlığı).
Bu makalenin çevre etkileri bölümünde 2001 yılında Meksika'da GDO'lu mısırın Meksikanın endemik mısır türlerini kirlettiğine dair bir çalışma olduğunu ama geçerliliğinin tartışmalı olduğunu yazıyordu. Böylelikle, böyle bir çalışma var ama itibarı yok, dikkate almaya değmez anlamı veriliyordu.
İki gündür taktırdım bu cümleye. Kurcaladıkça
pislik çıkıyor. Bir çok şey duydum ama bunu duymamıştım. Bu yüzden verilen linki GDO lobisinin neler yaptığını ve yapmakta olduğunu anlamakta çok faydalı oldu.
Anlamadığım ise, Suzie Key, Julian K-C Ma, ve Pascal MW Drake'in ne diye bu makaleyi böyle yazdıkları. Dayanamadım Pascal Drake'e yazdım, bakalım ne diyecek? Muhtemelen yanıt vermeyecektir. Aslında makalelerinde bunun gibi üzerine gidilip dibi karıştırılacak bir çok şey var ama pek de bir anlamı yok.
Aynı tarza Monsanto kaynaklı bir çok yazıda rastlamak mümkün. Böylece bir taraftan bazı üniversitelerin de teyid edip şikayet ettikleri gibi
araştırma yapılmasını engelliyorlar, diğer taraftan yapılan araştırmaları önce bastırmaya olmazsa ustaca değersizleştirmeye çalışıp insanlar tarafından önemsenmemesini sağlamaya çalışıyorlar. Buna destek olmak üzere dünyanın her yerinde bağlantıları var.
Her neyse,
Meksika meselesi önemli. Bir anlamda Monsanto'yu fazlasıyla çileden çıkartan bir durum. İlk defa GDO'lu bitkilerin endemik türleri gen kaçışıyla kirleterek biyoçeşitliliği tehlikeye attığı belirlenmiş oluyordu. Oysa o zamana kadar çevreye, hayvan ve insan sağlığına hiç bir olumsuz etkisinin olmayacağı sloganlaştırılmıştı.
Bu sebepten bu gibi işlerini yaptırdığı Bivings şirketini devreye soktu. Engellemek için her seviyede her şeyi yapmışlar. Tesbiti yapan Chapela'ya karşı sahte isimlerle forumlarda, internette, e-postalarla, telefonlarla yaptıkları karalamalar, Meksika hükümet yetkililerine baskılar, Chapela'nın çalıştığı Berkeley üniversitesine baskılar (ki, bu üniversiteye önemli bir fon aktarılmaktaymış) vs.vs.
Bulanık bir dönem yaratmayı başarmışlar. Chapela kişisel olarak çok zarar görmüş. Ama güneş balçıkla sıvanmaz. Kirlenme, iddia edilenin aksine gayet net olarak belirlenmiş. İşin başka bir ilginç tarafı ise, Meksika'da söz konusu GDO'lu mısır tohumlarının ekilmesi illegalmiş. Bu durumda nasıl olup da ülkeye girip bir yerlerde ekildiği ayrıca merak konusu olmuş.
Benim için yeni olan ise, dünya devi bir şirketin başvurmaktan kaçınmadığı metodlar oldu, ki pek de şaşırtıcı değil.
Prof. Elena Alvarez Buylla'ya da yazdım. Yanıt verirse bu macera filmi gibi olaylar dizisinden bazı şeyleri birinci ağızdan duyarız belki.
Öte yandan bu olay GDO'lar yoluyla başka çeşitleri genetik kirletmenin tek örneği değil tabii ki. Öyle ki ayyuka çıkmış vaziyette. Hepsini ayrı ayrı yazmak mümkün değil. Bazı ilginç olanların dışında bir liste yayınlayacağım.