View Single Post
Eski 12-03-2012, 02:13   #172
MeTePe
Ağaç Dostu
 
MeTePe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-03-2012
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 209
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Odeh Mesajı Göster
Ciddiyetsiz tavrınızın bir yanıtı var ama şimdi değil.
Yaşım 47... gayet ciddi bir insanım... Yazdıklarımda ciddi konulardır. Yanlış yazdığım şeyler varsa söylersiniz, ben de yanıtlarım.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Odeh Mesajı Göster
"Bir ürünün (...) zararsız olduğunu ispat edemeyiz." diye yazan siz değil misiniz?
Bu ifade ve savunduğunuz tez ile GDO'lu gıdaların tüketilmesinde sakınca olmadığına işaret etmiyor musunuz?
Hayır! Öyle bir şey işaret etmiyorum. Bu kişisel bir tercihtir. Siz benim adıma böyle bir sonuç çıkartıyorsunuz! Ben ise mevcut verilerle "zararlı olduğu sonucuna varamayız" diyorum.
Siz ise elinizde veri olmadan çok zararlıdır iddiasını savunuyorsunuz.

Bilimsellikte bir şeyin doğruluğu araştırılırken çok çeşitli yöntem ve yollar izlenerek çeşitli tezlerin doğruluğu araştırılır. Eğer bunlardan bir tanesi "GDO'lu mısır % 100 kansere yol açıyor" sonucunu verirse zararlı olduğunu göstermiş olursunuz. Ama 1000 tane deney yapıp 1 tanesinde bile kanser vakası göremezseniz kansere yol açmadığını söyleyemezsiniz. Sadece eldeki verilerin kanser iddiasını doğrulamaya yeterli olmadığını söylersiniz.

Bu durumda eldeki sonuç "kanser yapmadığını ispatlayamadık... demek ki kanser yapar" OLMAZ! Sizin düştüğünüz yanılgı da budur.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Odeh Mesajı Göster
.. GDO'ların tüketilmesiyle birlikte zaman içinde öngörülemeyecek sonuçlarını muhakeme etmekte kullanılmamasının bir nedeni var mıdır?
Ne gibi yani? "Zaman içinde öngörülemeyecek sonuç" nedir? Hayaletlerle mi savaşıyoruz? Riskler bellidir! Sadece bu risklerin ne kadar büyük olduğu tartışma konusudur.

Atıyorum; "GDO'lı besinler zaman içerisinde uçmamıza neden olabilir!" dersem aksini ispat edebilir misiniz?
Yine aynı yere geldik! Size göre ispat edemeyeceğimize göre böyle bir sonuçla karşılaşabiliriz.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Odeh Mesajı Göster
Şekerler konusunda sürekli karıştırmamamı öğütlüyorsunuz, dikkatimi çekiyor. konu nişasta bazlı şeker değil. GDO'lu ürünlerden elde edilecek Nişasta Bazlı Şekerlerdir. Bu tartışmanın belki de ilk sırasında olmalıdır.
Peki! Sizin yaklaşımınıza göre GDO'lu olmayan Nişasta bazlı şekerlerin zararı yoktur demek ki... Ben de buna itiraz ediyorum.
Sizin itirazınız şekere mi, GDO'ya mı? Karar verin.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Odeh Mesajı Göster
Deriymiş falan, bunlar ilkokul çocuklarını eğlerken kullanılabilecek sözler. Siz sorulara yanıt verin, verilerle, temennilerle değil.
Estağfirullah... ben öyle bir eğleme amacı gütmedim. Sadece mantık hatanızı göstermeye çalışıyordum.
Veri derken sayın Serpent 3 tane link vermiş... Oradaki verileri okudunuz mu?
Ayrıca ben herhangi bir temennide de bulunmadım. Sorulara da yanıt vermiş durumdayım.
Acaba siz iyi okumamış olabilir misiniz?

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Odeh Mesajı Göster
GDO konusundaki tavır da önyargı değil TEMKİN'dir. Malum, ABD'li değiliz.

(Her cümlenize yanıt vermek diyaloğa girecek, bu da konuyu perdeleyecek, siz veri ile aydınlatın şu garibi...)
Her zaman emniyet kemerinin önemini savunmuşumdur. Çünkü istatistikler ve deneyler emniyet kemerinin ölümleri ve yaralanmaları ciddi boyutta önlediğini göstermektedir. Temkin iyi bir şeydir. Katılırım.
Ama emniyet kemeri ölüm veya yaralanma riskimizin sıfır olduğunu garanti etmez!

Veri istiyorsanız: WHO | 20 questions on genetically modified foods buyrun burada yanıtları var... Dünya Sağlık Teşkilatının GDO hakkındaki görüşleridir.

İtibar etmeyebilirsiniz... Benzer görüşler Avruba Gıda Güvenliği, FDA ve benzer pek çok resmi kuruluşca da ortaya konulmuştur.

Pek çok üniversite ve bilim adamı tarafından da yapılan çalışmalar var. Bunları tek tek bulup burada yayınlamak söz konusu değil. Önemli olan bu çalışmaların sonuçlarının derlenip yetkili otoriteler tarafından güvenlik kriterlerine uygunluğun teyid edilmesidir. Bu da zaten yapılmaktadır.

Tüm kullanılan GDO'lu ürünler The Codex Alimentarius Commission (Gıda kodeksine) ve The Cartagena Protocol on Biosafety uygun olmak zorundadır.

Bunların dışında tüm pazarlanan GDO'lu ürünlerin sürekli takip ve kontrolü (after market) zorunludur.

Tüm bunlara rağmen GDO'lu gıda tüketmek istemeyenin böyle bir hakkı olmalıdır. İsteyen organik gıda tüketir, isteyen GDO'lu, isteyen hormonlu... Bu ayrı bir konudur ve bu tercihi kullanmak "gdo kötüdür" anlamına gelmez.

Alıntı:
GDO denince ilk aklıma gelen şey -benim yaşımdakiler iyi bilir- DDT'dir.
DDT keşfedileli 150 yıl falan oldu... Sizin yaşınızı bilmiyorum ama benim çocukluğumda kullanımdan kalkmıştı. Tarihte her zaman bu tür hatalar olur. Zaman zaman bunların dramatik sonuçları da olur. Ama bildiğimiz kadarıyla DDT kullanımı nedeniyle insan soyu risk altına girmiş falan değildir.

Ayrıca bilginiz olsun; DDT kullanımının yasaklanmasının 20 milyondan fazla kişinin Sıtma'dan ölmesine neden olduğunu ve sivrisinek mücadelesinde kullanılması gerektiğini söyleyen bilim adamları vardır. DDT'yi savunduğum anlaşılmasın. Sadece herkesin aynı görüşte olmadığını söylemek istiyorum.

Kötü örnek vermek gerekirse; eroin de başağrısı ilacı olarak geliştirilmiş, hatta ülkemizde cumhuriyetin ilk yıllarına kadar devlet eliyle üretilmiştir. Bu tür örnekler çoktur.

Ama bugün bilim 150 yıl önceki gibi el yordamıyla değil, neden sonuç ilişkisini önceden kurarak ilerliyor.

Herşey bir yana, DDT bir kimyasaldır... herhangi bir kimya laboratuarında üretilebilir. Rekombinan DNA teknolojisi ise NASA teknolojisi kadar hassas bir teknolojidir. İkisini kıyaslamak at arabasıyla Ferrari'yi kıyaslamak gibi bir şey.

MeTePe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön