Sn.MeTePe,
Yazdıklarınızın bir kısmına katılırım. Kendi adıma genetik bilim dalını yadsımak gibi düşüncem hiç olmamıştır. Özellikle de tıp alanında önemli gelişmeler sağlayacağı muhakkak.
Burada söz konusu olan 3-4 şirketin doğada kendi kendine olamayacak şekilde başka organizmalardan alınan genlerin tohumlara ve normalde doğada yaşayan diğer canlılara aktarılıp patentlenerek, insan ve hayvanlar için besin olacak şekilde yine doğada ekilip, biçilmesi ya da yetiştirilmesi durumudur.
Alıntı:
Yanılmıyorsam MeyveliTepe isimli arkadaş sürekli GDO zararlarını öne çıkartarak bu konudaki yargısını güçlendirmeye çalışmış. Ne yazık ki verdiği bilgilerde doğru ve yanlışlar öylesine içiçe geçmiş ki, ulaştığı sonucun ne olduğunun pek önemi kalmıyor.
|
Diyorsunuz. Burada gördüğünüz "yanlışlar"ı vurgularsanız birlikte incelemeye çalışabiliriz.
Yalnız burada sormak istediğim bir şey, "GDO'lu olmayan gıdalar için yapılmış kaç çalışma var?" derken, GDO'lu olan gıdalar, ya da genel olarak bahis konusu GDO'lar için çalışmaların eksik olmasının normal olduğunu mu vurgulamak istediniz?
Alıntı:
Türkiye için son derece küçük risk oluşturan GDO'ya neden bu derece tepki gösterildiğini anlamakta zorlanıyorum.
|
Diyorsunuz. Bu durumda riski ölçmüş ve küçük olduğunu görmüş olmamız gerekmiyor mu?
Bağımsız araştırmalar henüz yetersiz ise, yapılabilenlerde pek çok sakınca görülmüş ve hep daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğu vurgulanmış ise henüz riskler tüm boyutlarıyla bilinmiyor anlamına gelmiyor mu? Geliyor ise, sizce ihtiyatlılık prensibini uygulamamız gerekmiyor mu?
DDT olayını hatırlayalım. Mucidi Nobel ile ödüllendirilmişti. Bir zaman sonra yasaklandığında artık yeni DDT salınımı olmasa da yayılımı bugün bile hala devam ediyor. GDO'larda ilk salınımı takiben yaşayan organizmalar salınıma kontrolsüz ve başka türlere de atlayarak devam edecekler. Bu durum daha da ihtiyatlı olmayı gerektirmiyor mu?
Sağlık dışında, özellikle çevre etkilerinde şu ana kadar görülen ve geri dönüşü olmayan etkiler hakkında ne düşünürsünüz?
Her şey bir tarafa, diyelim ki her türlü uzun süreli araştırma yapıldı ve GDO besinler, bunlara ait genlerin serbestçe doğaya yayılması, artık doğadaki somonların dahi patentli genlere sahip olmasında
vb. hiç bir risk görülmedi. İnsanların doğrudan ya da dolaylı GDO yediklerini bilme hakkı konusunda ne düşünürsünüz?
Tarım ilaçları kullanımı ve GDO riskleriyle ilgili son cümleniz sanki iki konunun biribirine alternatifmiş gibi anlaşılmasına sebep oluyor. Böyle düşündüğünüzü sanmamakla birlikte her ikisi de çok önemli ama farklı konular olduğunu ifade etmeliyim.
Belki de böyle yazmanıza sebep, GDO tohumların pestisit kullanımını azalttığı iddiasıdır, bilemiyorum. Fakat bu güne kadarki pratikte görülen pestisit kullanımının arttığı olmuş. Bunu da bir not olarak belirtmeliyim.