Sakız ağaçları S.O.S veriyor
Merhaba,
dün akşam bir ana haber bülteninde Tuzla tersanesi yanında sit alanı olup, Sakız Yarımadası olarak adlandırılan bölgede kaderine terk edilmiş ve yılların ilgisizliği ile bir yaşam mücadelesi içinde olan sakız ağaçlarının haberini izledim.
İstanbul üniversitesi orman fakültesinden bir öğretim görevlisinin açıklamalarına yer verilen haberde, burada bulunan 150 sakız ağacından bazılarının yaşlarının 300-500 civarında olduğu, dünyada boyut olarak bunun bir eşinin daha olmadığının sanıldığı, ivedilikle bir rehabilitasyon programına girişilmesi, ağaçların gövdelerinde kovuklaşmaların izlenmeye başlanmasının var olan patojenik durumu işaret ettiği anlatılıyordu. Beni etkileyen ve üzen durum şudur ki, bu ağaçların akıbetinin, Dolmabahçe' de kesilmesi kesinleşen ağaçların akıbetine benzemesini görmek istemiyorum.
Gerçekten de sakız ağaçları yaşayan birer anıt değil mi? Bizden yüzyıllar öncesine uzanan bir tarihe tanıklık ederek ayakta kalmayı başaran, dünya mirası çerçevesinde kabul edilen bu nadide ağaçları koruyamamak neden? Bu kadar zor mu?
Dikkate alınmasını dilediğim bu haber, umalım ki etkisini göstersin, yetkilileri uyandırıp, harekete geçirsin ve bu nadide ağaçlarımız tedavileri yapılarak, hak ettikleri değeri buldukları bir ortamda yaşamlarını sürdürsünler.
|