View Single Post
Eski 04-03-2012, 17:39   #37
kgursan
Ağaç Dostu.
 
Giriş Tarihi: 17-01-2009
Şehir: YALOVA
Mesajlar: 3,802
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi wellness Mesajı Göster
Ben sizinle aynı fikre sahip değilim sayın İbrahim37. Çünkü size örnek vereyim. Hollanda dan evde peyzaj da kullanım amaçlı ithal edilen çiçek soğanlarını ticari amaçla yetiştirip satışa çıkar bakalım satabiliyormusun? Belki Türkiye içerisinde kimse birşey demeyebilir ama ihracatına başlarsan, bunun yetiştirme patenti karşına çıkar. O bitkinin o türünün geliştirilmesine dair elinde patent yoksa uluslararası mahkemelerde yargılanırsın. Güzel Anadolumuzun, nadide çiçeklerine 5 kuruş para vermeden kaçıracaksın, sonra da bana para ile satacaksın ve üstüne üstlük benden patent ücreti isteyeceksin. Bu gün hollandanın ürettiği lalelerin hemen hemen tamamı Türkiye den kaçırılmıştır. Ama şimdi biz onlardan para ile satın aldığımız gibi, yetiştiriciliğini yapabilmek için ayrıca patent ücreti vermek durumundayız.
Bu tartışmada bazı konuları biraz açıklamak istiyorum.

1. Türkiye de süs bitkileri genelinde pek çok şey değişti. Çok değil 1970 lerde süs bitkisi deyince Tarım bakanlığı sadece "İhraç edilen doğal çiçek soğanları" nı anlardı. Çiçek Lüx sınıfına girerdi. 1985 yılında ilk çiçek ihraç edilince (1 milyon $) aaaa! Çiçek satılıyormuş !! oldular. Şimdi süs bitkileri (geneli) ihracatı yaklaşık 100 milyon $ cıvarında .

2. 57 soğan meselesine gelince: Evet sn Erdal Kaya (Erzurumlu ve o köyden) o fritillaria türünü orada görmüş ve saymış ve yerinde muhafaza etmek (insitü) istemiştir. Başka yerlerde de o tür elbetteki var olabilir. Erdal arkadaşım Türkiyenin dağlarında yılda 100 000 km. gezmektedir. Evet gezebilmektedir.

Dolayısıyla şu anda Yalova araştırmada Geofit projesi TUBİTAK desteği ile yürümektedir ve tüm geofit türleri Yalovada toplanmaktadır. Bunlara Fritillaria da dahildir. Kısaca, Süs bitkilerine bakış açısı önemli ölçüde değişmektedir.

3. Sn wellness in bahsettiği Hollanda da her soğanı (aslında hiçbir bitkiyi) alıp, üretip satamazsınız. Çünkü, her bitki tür ve çeşit bazında PATENT almıştır. Türkiyede ki gibi yeni ıslah edilmiş bir çok güzel çiçeği (Gül, frezya, Lale, şebboy vb ) 100 tane alıp binlerce üretip satamazsınız.

Aynı zamanda bu soğanlı bitkileri çok miktarda üretmeye de teknik olanaklarınız yetmez. Çünkü bir soğanlı bitki önce soğanı üretilir- Depolanır ve programlanır ve sonunda sera veya bahçede çiçeği için dikilir. Hollanda da bu işler tümüyle mekanize olmuştur. Yani 100 dönüm alandaki soğanları, 1 günde dikebilir veya sökebilir ler.

Türkiye den götürdükleri bitki türlerinin çoğunu da ISLAH materyali olarak kullanırlar. Yani birebir üretip çoğaltmazlar. Yozlaşmaya başlamış olan çeşitlere yeni kan, yeni gen aktarmakta kullanırlar. Özellikle bu durum İRİS türlerinde vardır. Bizim dağlarımızdaki lale türleri kimbilir kaç nesil değişmiştir ve yeni genler ile yeni çeşitler elde edilmiştir. Örneğin Tulipa turkestanica türü Darwin melezi lalerde "Parlak kırmızı rengi " için kullanılmış ve kırmızı lalelerde ebeveyn (ata) olmuştur. Yanılmıyorsam böyledir.

Görülüyor ki olay doğadan sökelim, çoğaltalım satalım şeklinde çok basit DEĞİLDİR.!!

Hadi kolay gelsin.

kgursan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön