Pazar sabahı bizim ailede geç uyanma günüdür genellikle… Ama bu Pazar öyle olmadı… Tüm ahali (buna köpek de dahil) saat 7 de kalktı… sabah kahvesinin ardından Yücel ağabey ve ailesi ile buluşuldu… tam gaz Mjgn ablalar…
Mjgn ablalara geldiğimiz de Darkyes de gruba dahil olmuştu… Yücel ağabey ve eşi Ayşe abla, Kayınvalidesi, Teyzesi ve Eniştesi, Mjgn abla, Darkyes, Tansel ve ben yani kısaca 32 kısım tekmili birden hazır hale gelince grup tamam oldu…
Grup tamam olunca, havaya aldırmadan tam gaz, Sarıkoz yolu tutuldu… Sarıkoz'a varıldığında soluğu muhtar’ın evinde aldık… Baktık ki Ankara grubunun diğer tayfaları daha gelmemiş… Yani biz bir heyecan ile Derya’lardan bile önce gelmişiz köye…
Hava yüzünden ne yapacağımıza karar vermeye çalışırken taze sağılmış süt keyfimize keyif kattı…
Yağmur azalmaya başlayınca ilk önce daha önce dikilen ağaçların denetlenmesi yapıldı…
Hüdaver ağabey (Muhtar) ilk önce öğüne öğüne bir önceki ağaç dikme çalışmasında dikilen ağaçları sulayabilmek için yapılan çeşmeyi gösterdi bizlere... ( Ahali ağaçlar kimsesiz değil mesajı verirken bu çeşmenin fotoğraflarını çekmeyi unuttuğum için özür diler, ayın en salak üyesi adaylığımı tekrar etmek isterim…)
Sonra Yücel ağabey denetimin de, ilk dikilen ağaçların ufak tefek budama işleri yapıldı… bu işlem sırasında bir başka grup ise, ufak bir keşif gezisi yaptı...
Bu gezi sırasında ikinci parti ağaçların nereye dikileceği konuşuldu ve saat, Dark’ın bahsettiği yemek zamanına geldi…
Mükellef bir yemekten sonra, ikinci parti ağaç dikimi çalışması başladı… Hava yüzünden çalışılacak alana gelemeyen makine yüzünden, iş başa kaldı… Kazma kürek ile çalışmaya başladık… (Bu kısmın tüm fotoları Darkyes de… Sanırım o ekleyecektir. )
30 kadar ağaç dikmişken Derya’nın babası Orhan ağabey gözüktü ağaçların arasında. Elinde yemek öncesi yakılan ateşin küllerine gömülen patatesler… hepsi birer kumpir olmuş… Yemede yanında yat şeklinde bir kutlama ile kumpirler tüketildi… Saat de ufak ufak geri dönme saatini göstermeye başlamıştı… Kumpirlerin bitmesi ile bir sonraki seansta nereye neler yapılacağı konuşuldu… ayakkabılar temizlendi… ve Ankaraya doğru yola çıkıldı…
Bir önceki gece gelmesem mi? Acaba diyen oğlum, yolda bir daha ki sefere bende gelecem dedi… Bizim adımıza gezi amacına ulaşmıştı…