Sayın Meyvelitepe
Örgütlü yapıya ilişkin nefretinizi üzülerek ama şaşırmadan anlayabiliyorum.
Yanıtınızda nerede durduğunuzu çok açık ifade ediyorsunuz.
Vandana Shiva da örgütlü bir aktivist olarak ayrı bir yol açıyor; o durum tabii ki sizin için başka.
Ancak ilginç bir nokta var "uzak bahçelerin dayanışmasıyla ilgili-ki ben yeni
okudum- örgütlenmeye ilişkin hevesiniz göz kamaştırıcıydı.
Şunu açıklayayım ben bir çömlekçiyim 40 dekar arazi de sizin dediğiniz gibi bir faraziye.
Doğanın çok kontrol edilebilir olduğunu da -FORMÜLLER, REÇETELER
VB..- düşünmüyorum.
Kontrol edilebilirliği-edilemezliği bir polisiye süreç olarak değil de daha çok permakültürcülerin ya da Fukuoka'nın kontrol edilmeye karşı duruşları olarak anlıyorum.
.
Önceki yazımda belirtiğim yakın pazarlar, yalnızca satışa ilişkin değil ham maddeye de ulaşılabilirlik noktasında yakın olmayı gerektiriyor.
ucuz, ulaşılabilir ve sürdürülebilir.
Bir parantez daha :
kaolinle ilgili tartışmalarda tane iriliğiyle (en az iki mikron gibi) çokca tartışma yapılmış ancak tane yapısına ilişkin hiç bir sorgulama yok.
Ayrıca bizim ülkemiz kaolen konusunda kısır. Feldispat isterseniz alasını bulursunuz.
Kalsine kaolen gözlem ve duyuyla çok kolay anlaşılabilir. tane iriliğini küçültmek de atla deve değil.Sedimantasyon -eskilerin terra siggilatası gibi- bir yöntemle çok da fazla emek harcamadan yapılabilir.
Sizin denemelerinizdeki koyu renkli kaolenler ihtimalle demir oksit oranı yüksek kaolenlerdir
Hepimizin yolu açık olsun...