Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi remzi sarıoğlu
ben size leonardit satnaya çalışmadım siz benden almaya çalıştınız. Hatta aldığınız taktir de nasıl reklamımı yapacağınızı söyleyerek benimle fiyat pazarlığı yaptınız.
|
Başlıkları gezerken eski bir mesaj gözüme ilişti, okuduklarıma inanasım gelmedi.
Açaba diyorum şimdi de yeni bir reklam mı izliyoruz demekten kendimi alamadım.
İki liralık kaolin kilinde fırtınalar koparken milyarların harcandığı (götürüldüğü) kurbağaların yüzdüğü muratlı deresi başlığına iki üç mesaj yazmakla yetinilirken açaba toplumun aldatılmasına kandırılmasına gönülleri razı olmayan kişilerin gözleri burada neden kapandı da, iki liralık kaolin kilinde bu gözler açılıp fırtınalar kopuyor, orada da hiç değilse bir rüzgar essede her şeye aynı mesafeden baksak.
Yoksa oradaki sorun halloldu mu? (inşallah hallolmuştur) kurbağaların yüzdüğü derenin dibi pırılpırıldır umarım, sazan balıkları da büyümüştür oltamızı alıp gidebilirmiyiz açaba.
Hey kolin kili, sen nelere kadirmişsin nelere değermişsin de haberimiz yokmuş, sen ne cevhermişsin de biz görememişiz, bu kadar ilim bilim adamı şimdiye kadar görememiş, bir ağaçlar nete düştün altın oldun mübârek, kavgalar yarattın, kalpler kırdın, siteden arkadaşlar attırdın, kimisi de küserek gitti, ne var sende ey kaolin, gümüş desem gümüş değilsin, altın desem altın değilsin, bokunda boncuk varda biz mi göremiyoruz. Meğersem iki liralık değerin milyarlardan daha değerliymişte biz fark edemedik ay Allah
Çok bir şey yazmaya gerekte yok aslında çocukluğumuz da yaşadıklarımdan bir örnek yazayım.
Köyümüzde bir ispiyoncu ahmet vardı, bu ispiyoncu ahmet oyun esnasında yaptığımız yanlışları, hataları, ya da suçları bir şekilde öğrenir bilirdi, herhangi bir durum karşısında da bizlerle pazarlık yapardı bizlerden bir şey koparırsa açığımızı vermezdi, bazende sert kayaya çarpar bir şey koparamazdı, koparamayınca bizi ispiyon ederdi.