View Single Post
Eski 29-01-2012, 22:57   #103
Sûz-i Dilârâ
Ağaç Dostu
 
Sûz-i Dilârâ's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-10-2007
Şehir: Tarsus
Mesajlar: 3,042
Sayın syılmaz, burada yazılanları sadece sizin şahsınızaymış gibi algılamayın, ağaçlarnet'te çok sayıda avcı üyenin olduğunu söylüyorsunuz, bu mesajlar size, ağaçlar.net'in avcı üyelerine (siz de ağaçlar net'in avcı üyelerinden birisisiniz) ve sizler gibi düşünen bütün avcılara yazılıyor.

Burada şahsınıza yönelik herhangi bir nefret uyandırmak da amacımız değil. Kendiniz yazmışsınız Antalya için ağaçlandırma çalışmalarınız var, bunlar güzel işler. Burada tartışılan sizin şahsınızda avcılığın spor olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği. Bu tartışmada siz karşı cenahtasınız o kadar.

Medenîce tartışıyoruz değil mi? Burada mesajlaşırken bir konu hakkında usturubuyla fikir beyan etmeyi de öğreniyoruz aynı zamanda. Bizim milletimiz tartışmayı pek bilmez, tartışma programlarını bir izleyin -eskiden daha beterdi, resmen bağırışıp dururlardı, sinirlenir tv'yi kapatırdım-. Tv programlarının bir toplumun aynası olduğunu düşünürüm.

Gelelim konumuza;

Avcılık bir canlıyı vurmak değilse nedir? Avdan eli boş döndüğünüzde avcı olmuyorsunuz dolu döndüğünüzde ne oluyorsunuz? Bir canlıyı vuran bir avcı. Bu da spor oluyor değil mi?

Doğadan kendi mücadelenizle yemeğinizi çıkarma zevkine eriyormuşsunuz avlanınca, bu zevke başka bir canlının yaşamı karşılığında eriyorsunuz bunu iyice anlayabiliyor musunuz? O canlı sırf konuşamıyor, derdini anlatamıyor, hakkını savunamıyor diye ona bunu yaptığınızın farkında mısınız? Komşunun kümesinden tavuk çalabilir misiniz? Çalamazsınız çünkü sahibinin gazabından korkarsınız ama dağdaki zavallının arkasını kollayanı yok diye ona tetik doğrultma hakkını kendinizde bulur bunu da yaparsınız.

Allah'ı işe karıştırmayın diyorsunuz, bu hakkı inanç sisteminizden aldığınızı söylüyorsunuz. Ben de size diyorum ki sizin inancınız ortada onca yenecek et varken gidip de dağa sırf kendi zevkinizi tatmin edesiniz diye hayvan avlamayı yasaklıyor. İnanç sisteminizde bir de israf diye bir olgu var, bunca yiyecek et varken ortalıkta -ki alım gücünüzün olduğunu siz de söylüyorsunuz- gidip de yabandaki bir zavallıya tamah etmek israftır, boşuna cana kıymaktır.

Kanunların size verdiği bütün haklar karşısında da bu kadar cevval misiniz? Hakkınızı hep böyle savunur musunuz? Yoksa siz de mazluma karşı aslan kesilip sizden güçlü olan karşısında divan mı durursunuz?

Ya da şöyle başka bir açıdan yazayım hani daha önce belirttiğiniz medenî ülkeler ve onların yasaları kıstaslarınız var ya? Onlardaki bütün yasaların her şeyin en doğrusunu buyurduğu gibi bir inanca sahip misiniz?

Hakkınızın kaynağı olan bu yasalar size %100 doğru davrandığınızın bir garantisini mi veriyor? Bu işin hiç vicdanî, ahlâkî boyutunu da düşündünüz mü?

Sûz-i Dilârâ Çevrimdışı   Başa Dön