Hep söylenir, "Avcıların ekolojik dengeye olan katkıları yadsınamaz." Allah aşkına bu katkıları bir anlatan çıksa da öğrensek.
Yırtıcı hayvanların zayıf ve hastalıklı bireyleri öldürerek daha güçlü nesillerin oluşmasına bir katkıları var. Neticede 100 metreden avını vuran, ava kaçma şansı tanımayan modern av silahlarıyla öldürülen hayvanın zayıf mı güçlü mü olduğunu saptamak çok güç.
Avcılar tarafından sürekli söylenir, " Sanki sen et yemiyor musun ?" Bir sığırın, koyunun vs et amacıyla üretilip kesilmesi ayrı bir şey, zevk için hayvan öldürülmesi ap ayrı bir şey. Neticede minicik bıldırcınların, güvercinlerin, kumruların öldürülmesine şahit oluyoruz.
Benim çevremde de ava giden insanlar var ve hiç duygularımı katmadan yaptığım gözlemleri buraya yazmak istiyorum.
Avcıların büyük çoğunluğu acıma ve merhamet duyguları bulunmayan saldırgan, sadist, ileri düşünceleri bulunmayan insanlar.
Neredeyse tamamı 4x4 arazi aracı alacak ekonomik özgürlüğe sahip. Tabi itirazlar karşısında gariban edebiyatı yapmaları ap ayrı bir olay.
Dengeli avlanmadan bahseden avcının bir günde 60 civarında bıldırcın avladığını bizzat kendisinden birilerine övünürken işittim. Dengeli avlanan, bir kaç kuş ile yetinenini görmek henüz nasip olmadı. Bir de avı abarta abarta anlatmaları yok mu, avcı kuş mu vurmuş, pkklı mı anlamak güç. Sanırsın ki yalnızca ellerini kullanarak bir aslan öldürmüş...
Avcıların büyük bölümü ile tartışmaya girmek çölde su aramakla eş değer. Tıpkı tarihteki peygamber mucizelerini inkar edenler gibi ne kadar bilimsel, haklı gerekçeler ileri sürerseniz sürün asla kabul etmez ve kendilerini haklı görürler.
Eğitim kursları vs olduğunu gördük. Ancak avcılar eğitilebilecek yapıda insanlar değiller. Dağda, ormanda dolaşan avcı sadece refleksleri ile tüfeğini doğrultup ateş etmekte. İsterse doktora yapsın bu yapıdaki biri karşısına bir hayvan çıktığında ateş etmeden duramaz.
Avcılığın sporla uzaktan alakası yok. Haa sadece trap atışı yapan bir kaç meraklı insan gördüm, asla ava gitmezler. İşte trap atışı gerçekten spor.
Tanıdığım neredeyse bütün avcıların ailesinde, çocuğunda; ya da sonradan kendilerinde bir rahatsızlık, yaşanan aile trajedileri olması da sanırım tesadüfle açıklanamaz.
Şimdi bana mutlaka yanıt yazacağınızı ve "Avcılara hakaret etmekle, aşağılamakla " suçlayacaksınız. Ben yalnızca gözlemlerimi yazdım.
Unutmayalım ki Anadolu Aslanı, Anadolu Kaplanı, Anadolu Parsı, Sırtlan, Yaban Keçisi ve Koyunu gibi pek çok tür avcılar yüzünden yok oldu; ya da yok olmak üzere. Bugün o canlıları yurdumuzda göremiyor ve çocuklarımıza gösteremiyorsak sorumlularını da açıkça söylemeliyiz.
Bütün Türk Dünyası'nın sembolü olan kurt nesli Anadolu'da tükenmek üzere. Anadolu'da 5.000 den az kurt kaldığı bilimsel bir gerçek iken siz çıkın bilinçli avcılarınızla dengeli avlanarak kurt sayısını artıracağınızı (!!!) söyleyin. Yalnızca gülünç olursunuz.
Doğru sizin dağda o yabani hayvancağızla başbaşa kalmanızı hiç bir şey engelleyemez. Tıpkı ahirette o anın hesabının verilecek olması gibi...
Düzenleyen Tamtutulma : 28-01-2012 saat 13:29
Neden: Yazım yanlışlarının düzeltilmesi
|