Sakız bizim oralarda (yarımadanın körfeze baka yüzü) çalı formundadır. Yerlerde sürünür tipte çalıdır. Sökülüp atılır ki zeytine, asmaya zarar vermesin.
Ağaç formuna gelmesi için özel budamak gerekir. Nitekim bu şekilde ağaç formuna ulaşmış bir iki ağaç biliyorum. .
Bu sakız çalılarının reçinesi ele elbiseye bulaştığından dolayı ki sabunla bile yıkandığında kolay çıkmaz. Bu yüzden çok kimse ondan tırsmıştır...
Menengiç'e (mellengiç) gelince o da reçine salgılar. Kırmızı mercimek büyüklüğünde tohumcuklar (çitlenbik) yapar. Köylü bunları toplar, meraklısı kavurur çerez niyetine yer. Daha da meraklısı kahvesini bile pişirir.
Bir kısım meraklı ise menengiçe antep fıstığı aşısı yapar. Dölleyecek erkeğini de bulmuşsanız, fıstıklarınız iç yapar.
Oysa
sakız çalısının sakızı daha değerli ama o yönde değerini bilen yok.
Bir de yaprakları (geniş yapraklı değildir) zeytin yaprağının büyüklüğü kadar olup renk olarak çim yeşilidir. Bizimkisi hangi latince isimlisine uygun düşüyor, bilen var mı?