O albenili güzelim çiçekleriyle bizlere "gel bizi al" diyen açelya ve sıklamenleri alır, evimizde bir de en sıcak ortamlarda yanıbaşımızda yetiştirmeye çalışırız. Öldüklerinde de neye uğradığımızı şaşırırız. Sıcak ev ortamında yaşamayacağını sonunda kavrayabildikten sonra bu sefer de, soğuk sever diye kışın balkona bıraktığım sıklamenimi sulayıp dondurarak öldürmüştüm. Dillerinden anlayana dek zavallıları katledip duruyoruz.
Sıklamenler kesinlikle, hele ki ısıtılan iç mekana uygun bitkiler değil. Ankara'nın soğuğuna ne kadar dayanabileceği konusunda tam bir fikrim olmadığı için artık balkonda riske atmak istemiyorum ama günde 4-5 saat havalandırdığım kapalı balkonda tutuyorum. Alttaki karede görülen pembe ve beyaz sıklamenler henüz 1,5 ay önce aldıklarım. Sağ yandaki ise baharı, yazı bol çiçekli geçirdikten sonra yeni arkadaşlarının yanına taşındı. Bu arada hepsi bol tomurcukluydular. Yeni tomurcuklar çıkartırlarken saksı değiştirmem bir hataydı ama biraraya toplamak istemiştim. Taşınma stresini attıktan sonra tomurcuklarını da yeniden büyütmeye başladılar. Serin bir ortamda gayet mutlu yaşıyorlar. Hele beyaz olanın öyle hoş bir kokusu var ki, habire çıkıp kokluyorum
Not: Bu arada açelyamın da aynı ortamda çok mutlu olduğunu ve çılgın gibi çiçeklendiğini yazayım.