View Single Post
Eski 04-12-2011, 14:34   #3
Zeytinlibahçe
Ağaç Dostu
 
Zeytinlibahçe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
Üreticinin, sertifikasyon firmasına sormadan, kimyasal olmasa da yasaklı bazı ilaçları kullanabildiği, farkına vardıklarında üreticinın evraklarının iptal edildiği anlatıldı.

Bakanlıktaki, merkez teşkilatındaki ksk ları denetleyen osk görevlilerinin nitelik kazandırılması, bilgilerinin arttırılması, il ve ilçelrdeki denetleyen kişilerin, görevlerini yaparlarken denetlenmeleri, teşkilatlar arasındaki uyum üzerinde konuşuldu.

Aydın bölgesinde gelen bir üreticinin, çitçinin ikinci sınıf vatandaş olarak kabul edildiğini belirtmesi üzerine, bunun malesef tüm dünyada böyle olduğu görüşü hakim oldu. Aynı üretici arkadaş ilgili kamu kuruluşlarıyla sağlıklı iletişim kuramadıkların, soru sormak için gittiklerinde kücümsendiklerini, hakarete varan davranışlara maruz kaldıklarını belirtti.

Sertifikasyon kurluşlarını denetyeyen (sanırm sayı olarak 19 ad.sertifikasyon kuruluşu var) devlet görevlilerinin sayı ve bilgi olarak eksik olduğu görüşünün hakim olduğu, aynı zamanda da denetimlerin maliyetleri düşürmek için özel sektörden alınıp, devlet eliyle yönetilmesinin ise tam bir tezat olduğu görüşü hakim oldu.

Bir başka katılımcı, tüm dünyada denetimlerin eğitilmiş özel sektör görevlileri tarafından yapıldığı, işlerini düzgün yaparlarsa kazandıklarının özellikle bilinmesi gerektiğini rica etti.

Üreticilerin sertifikasyon kuruluşunu seçerken en ucuz fiyat vereni değil, kaliteli olanı seçmesinin gerektiği belirtildi. Benim burada biraz kafam karıştı doğrusu, ilgili sertifikasyon firmaları belirli bir yeterliliği saylayamıyorlar mı? yoksa aralarındaki rekabetten dolayı tavizler mi veriliyor?

Devlet ihale yasasının yeterli olmadığı, ihaleye herkesin giremediği, bildirimlerin önceden sağlıklı bir şekilde yapılmadığı görüşü bildirildi.

İhaleye girme parametrelerinin geliştirilmesi gerektiği yoksa ksk lar kendilerini yenileyip, geliştiremeyeceği görüşü bildirildi.

Üreticelerin kendilerini zorlayan sertifikasyon firmalarından kaçıp, kolay sertifika alacakları firmalara yöneldikleri, ileride bu firmaların yetkileri iptal edildiğinde üreticininde zor durumda kaldığı bir katılımcı tarafından açıklandı.

Üreticilerin sertifkasyon kuruluşunu seçerken firmanın siciline bakıp daha önce ceza alıp, almadığının, öz kaynaklarının neler olduğu, kaç denetcisinin bulunduğunun, daha önce ne kadar iş yaptığının, gerekirse firmanın çalıştığı bir kaç üreticinin aranıp mennun olunup, olunmadığının sorgulanmasının önemi belirtildi.

İlgili denetci firmalarla ilgili bir data base oluşturulup, cezanın neden alındığının herkes tarafından görülebilmesinin önemli olduğu ve kaliteyi artıracağı belirtildi.

Sertifikasyon firmaları arasındaki fiyat farkının olmaması gerektiği noterlerin nasıl çalıştığıyla örneklendirildi. Haksız rekabetin önüne geçilmesinin önemi açıklandı.

İyi hizmeti almanın karşılığının da ucuz olmadığı, bir bedeli olacağı bunun da fiyatlara yansıyacağı belirtildi. Ben de kendi fikrimin; neticede şu an ki fiyatlarla organik tarımın kimyasal ve zehir tacirleri, konvansiyonel tarım için tehdit oluşturmadığı belirttim.



Neredeyse tüm katılımcılar tarafından organik ürünlere devlet desteğinin olması gerektiği, daha fazla özendirilip, basında yer alması gerektiği vurgulandı.

Bir üretici tarafından tamamen organik olmasına karşın modifiye edilmiş hint yağı için sırf tarım bakanlığının mevzuatında yer almadığı için organik sertifikası alamadığını, mevzuatta çok eksiklikler olduğunu, avrupa birliği yönetmeliğiyle uyumlu hale getirilmesi gerektiği belirtti.

Bir kontrolerin günde, yılda kaç bahçeyi denetleyebileceği bakanlık tarafından yönetmeliklerle tespit edildiği anlatıldı.

Ksk ların şeffaf olması gerektiği bakanlıktan mı, yoksa ilgili firmaların kendilerinden mi beklenmesi gerektiği üzerinde görüşler bildirildi.

Organik sertifkası olmadığı halde, organik olarak pazarlarda satılan ürünlerin denetlenmesi belediyelerin değil tarım il müdürlüklerinin görevi olduğu, bu konuda denetimlerin acil olarak arttırılması gerektiği, yalnız pazarlarda değil bu tür ürünlerin hiper marketlerde bile satıldığı belirtildi.

Organik üretim yapacak olan çiftçilerin de üretime başlamadan önce bir eğitim almaları gerektiği üzerinde tartışmalar yaşandı. Sertifikasyon kuruluşundan bir arkadaş, kendilerinin bu iş için yeterli olduğu, üreticinin belirtilen eğitimi almasının zorunlu hale getilmesinin doğru olmadığını belirtti

Panel benim için oldukça faydalı oldu. Atila ve Sümer beylere, emeği geçen arkadaşlara katkıları için teşekkür ederim.

Zeytinlibahçe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön