Yok,yok. YASAK anlamında değil. Başkasının malı anlamında. Burada patent ıslahçı hakkı nın satılmış halidir? Tamam yine anlayamadın. Açıklıyorum:
Sevgili lilium, gördüğümüz güzel çiçekler casablanca, lombardia, first red gül, apeldoorn lale
vb.
vb. Bütün bunlar ISLAHÇI denilen kişiler tarafından yabanisi (doğal olanı) değişik şekillerde melezlenerek, meydana gelen hibrit (melez) tohum ve/veya fidelerin arasından en güzelleri seçilmiş, değişik denemelerden geçmiş ve bir ÇEŞİT elde edilmiştir. Bu çeşidin tüm kullanım hakları (üretme-çoğaltma) ISLAHÇI ya ait dir. Islahçı meydana getirdiği yeni çeşid in PATENTİNİ alır ve bu benimdir der.
Ticari olarak soğan üretimi yapan firmalar bu Patenti dalayısıyla o çeşidin üretme -çoğaltma hakkını satın alır ve ıslahçıya yüklü bir para öder. O hibrit çeşidin başkaları tarafından üretilmesini engeller. Dolayısıyla güzel Casablanca Liliumunun çiçeklerini görmek isteyenler o firmadan soğan alır diker. Belki müşterinin kendisi 3-5 soğan çoğaltabilir ama Ticari olarak üreteyim de satayım deyince iş değişir. Çünkü bunun ticari hakları o firmanındır.
Burada bütün amaç ISLAHÇI yı korumaktır. Yıllarca emek verip yeni bir çeşit bulmuş ve biz hemen hazıra konup onu çoğaltıp kaymağını yemek isteriz bu da açık haksızlık dır.
Türkiye patent hakları anlaşmasını sanırım 2-3 yıl önce imzaladı. Ama burası Türkiye. bunu aşmak için değişik yollar vardır. Örneğin First red (Grand prix) gül çeşidi populerdir ve Türkiye de yaygındır ama mezatlarda kırmızı gül veya Bakara gül olarak satılır!!,(ama Hollandaya ihraç edeceksen mecburi adını koyacaksın.) Eh onlar da aptal değil ki. Son çıkan yeni çeşitleri Türkiyeye satmazlar. çeşit eskidikten sonra (5-8 ) yıl sonra bize gelir. Bu yüzden yeni Gül, karanfil, Lilium, frezya, gerbera çeşitlerini Türkiye de göremeyiz ancak kataloglarda görürüz!!