Sevgili agaclar.net ailesi,
Istanbul grubunun ilk bilgi paylaşım semineri olan
İstanbul - Dış mekân bitkileri budama, saksı değiştirme ve çelik alma semineri dün (26.11.2011) sayın Mine Pakkaner’in anlatımıyla Perpa Ticaret Merkezi B Blok 13. Katta bulunan Toplantı salonunda başarı ve coşkuyla gerçekleştirildi.
Hazırlık aşamasında iş bölümü yapılırken bana da semineri izlemek ve izlenimlerimi sizlere aktarmak düştü. Umarım bu paylaşımımla sizleri tekrar o coşku ve bilgi dolu seminer ortamına taşıyabilirim.
Sevgili limonun eklediği resimlerden de görüleceği üzere birçok üyemiz erken saatlerden itibaren salona gelerek hazırlık aşamalarında yardımcı oldu, salon sunum ve ikram için elden gelenin en iyisini verebilmek amacıyla el birliğiyle hazırlandı.
Eldeki katılım listemize göre 74 agaclar.net üyesi ve refakatçilerinden oluşan öğrenmeye aç ve açık bir grup ilgiyle sevgili Mine Hanım’ı izledi, dinledi, notlar aldı..
Sayın ankstel’in yaptığı giriş konuşmasıyla açılan seminerde Mine Hanım bizlere neler anlattı ? Hepsini burada bir ders notu akışıyla vermek elbette zor…
Seminer BUDAMA BİZE NE SAĞLAR? sorusu ile başladı. Belki çoğumuzun düşünmediği bu sorunun cevabı,
Yakın çevreyi kullanan kişilerin emniyeti,
Bitki sağlığı ve
Estetik
olarak verildikten sonra HANGİ DALI KESELİM ve NASIL KESELİM soruları ile devam etti. Mine Hanım burada bize hiç unutmamamız gereken altın kurallar verdi :
Eğer bir dal 5 cm. den inceyse, düşünme, kes.
Eğer dalın kalınlığı 5-10 cm arasındaysa kesmeden önce iyice düşün
Eğer dalın kalınlığı 10 cm. geçmişse burada dur, düşün, hayati değilse kesme…
Bu arada bitkiyi yaralamamak için budama makasının keskin tarafının daima yukardan aşağı kullanılmasının takozsuz,temiz bir kesim için şart olduğunu da öğrendik. Mine Hanım budama yaparken hijyenin ne kadar önemli olduğunu , eğer buna dikkat etmezsek hastalıkları bitkiden bitkiye yayabileceğimizi söyledi ve basit ama etkili bir yöntem olarak çamaşır suyu ile aletleri temizlemeyi anlattı.
Budama yaparken birbirini gölgeleyen ve engelleyen çapraz dalların , ayrıca zayıf ve /veya ana yapıyı aşağı çekecek dalların alınması gerektiğini de gördük. Bu bağlamda Mine Hanım bizlere bir altın kural daha verdi : Doğru dal açısı ne çok dar, ne de çok fazla geniş tam “saat 10 u 10 geçe” pozisyonunda olmalıydı.
Bundan sonra HATALI BUDAMADA NE OLUR sorusunun cevabı fotoğraf ve çizimlerle irdelendi. Fazla derin ve / veya takoz bırakarak budamada bitkinin su sürgünleri denen ince ve yanlara doğru giden sürgünlerle çirkin ve güçsüz bir duruma gelebileceğini gördük. Yeni dikilen fidanlarda ana yapıyı oluştururken eğer özel bir form amaçlamıyorsak gövdenin 1/3, tacın ise 2/3 oranını koruması gerektiği söylendi. Bu arada fidan gelişimi için doğru yer seçiminin de en az budama kadar önemli olduğu vurgulandı.
Sayın Mine Pakkaner daha sonra budama eylemini YENİLEME BUDAMASI ( dal aralarının temizlenerek açılması ve bunun sonucunda bitkinin hava alması, bol çiçeklenmesi) ve daha radikal olan GENÇLEŞTİRME BUDAMASI (Kabaklama ) olarak sınıfladı. Geç donların görüldüğü bölgelerde erken budamalardan kaçınılması konusunda uyardı.
Bunların ardından daha spesifik konular olan GÜL BUDAMASI ve FORMAL ÇİTLERİN BUDANMASI konularını anlattı.
Bunları kısaca değinmek yerine, seminere katılamayan ama bu satırları okuyan ve bu bilgilere ihtiyaç duyan üyelerimize faydası olabileceğini düşünerek forumda yine sayın Mine Pakkaner’in açtığı başlıklar olan formal çitlerin budanması ve güllerin budanması’na ait linkleri burada veriyor ve okunmasının çok yararlı olacağını düşünüyorum.
http://www.agaclar.net/forum/peyzaj-...nleme/2523.htm
http://www.agaclar.net/forum/calilar/732.htm
Bu temel bilgilerden sonra sevgili Mine Hanım özenle hazırlanmış güzel fotoğraflar eşliğinde bahçemizi süsleyen çiçekli çalıların budama zamanlarıyla ilgili bilgiler verdi. Buraya onları tek tek taşımak çok uzun ve yer kaplayıcı olacağından yine forumda bulunan çalılarda budama takvimi başlığının linkini sizlere yardımcı olabileceğini düşünerek (ve sevgili Mine Pakkaner’in de affına sığınarak
) buraya alıyorum.
http://www.agaclar.net/forum/yapilac...kvimi/6796.htm
Teorik bilgilerin paylaşımından sonra kısa bir ara verildi ve üyelerimizin getirdiği nefis yiyecekler eşliğinde sohbet edilip yeni dostlukların temelleri atıldı.
Daha sonra uygulamalı bölüm olan ikinci bölüme geçildi. Bu bölümde yine üyelerimizin salona getirdikleri bitkiler üzerinde budama, çelik alma ve saksı değiştirme uygulamaları yapıldı.
Herkesin biraz kafasının karıştığı bir konu olan gül budamasını Mine Hanım’ın yalın ve detaylı anlatımı eşliğinde izledik ve öğrenmeye gayret ettik.
Budanan dalların üzerinde düz ve ökçeli çeliklerin nasıl alınacağını gördük. Çelik dikerken çok yapılan bir yanlış olan “çelikleri iterek toprağa sokmak” konusunda uyarıldık ve doğrusunun bir kalem veya çubuk yardımıyla önce delikleri açmak sonra bu deliklere çeliklerin yerleştirilmesi olduğunu öğrendik. Bu sırada en az 2 gözün toprak altında 3 veya daha çok gözün de toprak üzerinde kalması gerektiğini ve yapraklı çeliğin nasıl hazırlanacağını da gördük. Bu arada bana ilginç gelen bir bilgi “eğer tepe sürgününden çelik yaparsak bitkimizin dik ve yukarı doğru ama yan sürgünlerden çelik yaparsak yanlara doğru yayılarak büyüyeceği” oldu.
Saksı değiştirme başlığı altında küçük bir uygulama yapıldı ve burada da hijyenin önemi yeniden vurgulanarak eğer eski saksılara dikim yapıyorsak bunların mutlaka önceden yıkanıp çamaşır suyu ile muamele edilmesi gereği vurgulandı. Saksı içinde fazlaca büyüyerek “kuş yuvası” tabir edilen şekilde kendi üzerine dolanmış köklerin dikimden önce kılcal kök oluşumunu aktive etmek üzere falçata ile yaralanması gerektiğini gördük. Drenajın önemini bir kez daha dinledik uygulamaları ilgiyle izledik.
Seminerin son bölümü sorulara ayrılmıştı. Seminer o kadar doyurucu olmuştu ki, fazla soracak bir şey bulamadık. Birkaç üyemiz daha kişisel sayılabilecek sorular sordu, cevaplar dinlendi, sevgili Güler Hanım’ın kapanış ve teşekkür konuşmasıyla Mine Hanım’a özverili desteklerinden ötürü küçük bir ağaçlar.net plaketiyle teşekkür edildi ve sonra her agaclar.net toplantısında olduğu üzere toplantının tadı damağımızda kalarak ve daha şimdiden bir sonrakini özlemeye başlayarak sayın Mine Pakkaner’i sevgiyle Izmir’e uğurladık….