View Single Post
Eski 18-11-2011, 21:41   #13
Akhisarlı
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-04-2011
Şehir: Akhisar/MANİSA
Mesajlar: 538
Name:  SL733789.jpg
Views: 5534
Size:  69.4 KB

Yer altı damlama yaptıracağım yer üstündekileri götürdükleri için şimdilik böyle

Sayın Rafet Uzunok

Yanmış keçi gübresi dışında gübre atmadım.Onu da bir yıl önce atmıştım. Çok yoğun atamamıştım. Malum altın değerinde .Suni gübre atmadım.Yaz boyunca salma su ile suladım haftada bir ortalama.Ekim ayının ortalarında komşular gobli denen sistemle zeytinliklerini sürmeye başlayınca bende çapa ve arkasında çit dedikleri sistemle sürdüm. Zaten Kan yaşı denen ot sarmıştı zeytinliğimi .Yine Ekim ayında dört-beş gün süren yağmur yağınca sulamayı bıraktım .Komsulardan biri bundan sonra sulama dedi .Zeytinci olduğundan ve ben tecrübesiz olduğumdan sulamadım.Kasımın ilk haftası önce bir ağacın zeytinlerinin hafif buruştuğunu gördüm .Özellikle bu ağacın etrafını havuz gibi çevirerek bol su alsın diye suladım .Ancak buruşukluklarda değişiklik olmadı.Bu ara komşular ilk el dedikleri Trilye zeytinlerini seçerek satmaya başlamışlardı.Benim zeytinler iri güzel ama daha yeşil, satın alanların deyişi ile kızıl durumdaydılar.Kasımın ikinci haftasında,yarış halinde ağaçlardaki zeytinler buruşmaya başladılar .Şimdi toplamaya çalışıyorum yağ için ancak o kadar kurudular ki.Ben bu zeytin çekirdeklerini niye topluyorum ki diye kendime soruyorum .Kayın pederim yağ çıkar onlardan diyor .Zeytin sıyırma tarağı ile merdiven tepesinde sert esen kuzey rüzgarı altında kocaman bir kelle gibi duran trilye ağacının her telini tarayarak kurudukları için kopmakta direnen zeytinleri yerdeki serginin üzerine düşürdükçe,zeytin yağının değerini bir kez daha anladım.(daha doğrusu değersizliğini) Kolay gele

Akhisarlı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön