DEVAM EDİYOR...
İlk ektiğimiz çimler çıkmıştı. Hatta biçmeye bile başlamıştık...
Ancak bahçe içinde yürüme yolu olarak kullandığımız taşlar, evin su basmanına kaplanan Ankara Taşı diye isimlendiren taşların artıkları idi ve gözümüzü rahatsız etmeye başlamıştı.
Nasıl birşey düşünelim derken, mermer kaplat, şık ve temiz olur tavsiyesi aldım. Gittik görüştük mermerciler ile. Çim zeminin kaldırılıp altındaki bahçe toprağının 15-20 cm kazınıp, yeniden dolgu malzemesi ile kaplanıp üstüne 8-10 cm. beton dökülüp, üzerinin mermerle kaplanması gerekeceğini öğrenince, işin eziyetli ve masralı olacağı anlaşıldı.
Bu tür bir imalattan vazgeçtik ama mermerden vazgeçemedik. Çünkü şehirde apartmanda yaşıyorum ve her yerim beton. Şehrin 50 km dışına kaçmamın amacı betondan uzaklaşıp, yeşile yakın olmaktı.
Sağda solda görmüşlüğüm vardı ama nerden temin edilleceği o an aklıma gelmemişti. Sabit, kalıcı mermer yerine, kimi tavan aydınlatma lambalarının tabanında bulunan yuvarlak mermelerleri çimin üstüne sermeyi düşündüm. Gittim Ulus'da ki Avizeciler Sokağa ( orada her türlü avize ve aydınlatma elemanlarının parçaları satılıyor.) Gösterdim dükkanda bulunan bir halojen tavan lambasının ayağındaki yuvarlak mermeri, bana şunlardan 80-100 kadar lazım. Çıkar mı bu kadar adet ve kaç para diye sordum. Çıkmazsa bile şu an, yarına hazırlarız 100 tane dedi. Fiyatını da tam hatırlamıyorum ama bu günün parası ile tanesine 20-30 TL deyince

kalsın diyemedim ama bir bakalım sonra gelirim diye, kaçarak uzaklaştım. Artık bu projem de fiyatından dolayı suya yatmıştı.
Sonra duydum öğrendim ki, bu yuvarlak mermerle, mermer mutfak taşlarına yerleştirilen lavabo taşları için açılan deliklerin artanıymış, bir miktarını avizecilere satıyorlar, kalanını öğütüp toz haline getirerek suni mermer imalatında kullanıyorlarmış. Yani öyle fazla bir parasal değer yokmuş. Gittim buldum mermer mutfak tezgahı yapan yerleri, dağ taş bu yuvarlaklarla dolu. Seçtik en güzellerini, zedesizlerini yani gıcırlarını, kaç para verecem usta dedim ? Abi tanesine 2 TL desem çok mu olur dedi !!!! Yok tam olur dedim.

Bir çay söyle, birde ucuz yolu kamyonet bul bana, hemen yükleyip götüreceğim bunları dedim. Abi bende kamyonet var, mazot parasını verirsen ben yükler, götür, boşaltırım demez mi ? Ben istemişim bir göz, Allah verdi iki göz.
Götürüp boşaltık bahçeye yuvarlak mermeleri, sonra da birer ikişer döşedik çimin üzerine.
Bu arada arka bahçeye sebze falan ekmeye başlayalım demiştik. Mevsim erken. Nane, maydonoz, havuç, turp falan ekin. Üzerini de donmasın diye naylonla örtün önerisi alınca, inşaattan artan tahta ve çıtalar ile seramsız, ucube gibi bir şey yapıp üzerini naylonlada örtüp, ilk sebze deneyimini başlatmış olduk...
Yaza doğru o seramsı şeyin kalıntıları içinde aşşağıda görünen ilk sebzelerimiz ile tanışmış olduk.
DEVAM EDECEK....