Sevgili Sakdag,
Hepimizin olduğu gibi böyle güzel anılara sahip olan bir çiçeğin, nasılda unutulmaya yüz tutması gerçektende çok üzücü. Oysa Evlerimizin en güzel köşesinde süzülen herdaim çiçekleriyle bizleri mutlu eden bu hoyaların, dilerim her evin baş köşelerinde tekrardan süzülüp çiçek açmaları ve bizlerinde gelecek nesillere güzel anılarla onları yaşatabilmektir.
Bende bir anımı anlatmadan geçemiyeceğim. Zannedersem bu anım 23 yıl öncesine dayanıyor. Karaman'da dayımın evinde yataklı misafir kaldığım bir gece oturma odalarında hoya carnosa vardı üzerinde o kadar çok çiçek vardıki, Yengem yerlere gazete sermişti balı halıya damlıyor diye. Gece carnosanın olduğu odaya sermişlerdi yatağımı yere, uykumun arasında öyle bir ağır kokuyorduki beni odadan kaçırmıştı oysa pencere ve balkon kapısı açıktı. Sabah Yengem beni salonda koltukta bulunca üzülmüştü yerde yatagım rahat olmadığını düşünüp, oysa yatağım o kadar rahattıki, Yengeme aynen şunu söylemiştim o odada esinti yoktu sıcak geldi sözleri birden ağzımdan çıkıverdi. O yıllarda bile çiçek çok ağır kokuyordu dememişim hala kendime şaşıyorum.
Kimbilir ağır kokuyor deseydim çiçeğinden vazgeçer atar diye korkmuştum. Abartısız üzerinde 10 dan fazla açık çiçekleri vardı.
Yıllar sonra bir duydumki, uğursuz çiçekmiş diye atılmış çöpe.
Yengem hala kendine kızıyor nasıl inanmışım böyle sözlere diye, neyse geçen yaz sonunda Asiye'nin köklenmiş bir çeliğini yengeme hediye götürdüm öyle bir sevindiki anlatamam. Salona saksını yerleştirdi küçük odaya fazla geliyor bu çiçek demişti

Ve ben hala anlatmadım Yengeme carnosanın kokusundan kaçtığımı

