View Single Post
Eski 17-09-2011, 22:53   #823
Savaş
Ağaç Dostu
 
Savaş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-03-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 326
Nihayet 822 adet mesajı tek tek, sindire sindire okudum ve bitirdim. Bu arada ilk enzim kabım bugün itibariyle 27. gününü doldurdu.

Elimden geldiğince detaylı bir okuma yaptım ve en nihayetinde sormam gereken sorular hasıl oldu. Bu sorular ve devamında önerilerimi değerlendirmenizi ve yardımlarınızı esirgememenizi talep ederim.

1)

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi yasarugur Mesajı Göster
Bugün, enzimli suyun solucanlar tarafındanda tercih edildiğini okudum, bu sayede toprakta çoğalırlarsa gübresinden istifade edeceğim demektir,sevdim bu işi ne yalan söyleyeyim.
Sayın yasarugur, solucanların enzimli suyu sevdiği bilgisini nereden okudunuz? Bu bilgi benim için önemli. Çünkü, solucanlar enzimin sahip olduğu gibi bir asit oranına dayanamazlar. Ben besin değeri açısından enzimi solucan gübresi üretim kabına spreylemeyi kontrollü bir şekilde düşünüyorum eme eğer elinizde bu yönde bilgi varsa kaynağını mutlaka paylaşmanızı rica ederim.

2)

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi yasarugur Mesajı Göster
Sarıcan hocam, bu hafta sardalya aldım ,enzimi bir de balıklı hazırladım fermantasyona bıraktım,kök gelişimine yardımcı olsun diye baharda genç zeytin fidanlarına topraktan uygulayacağım.Ama kokusu daha ilk günden dayanılmazdı o yüzden evin terasına çıkardım,...
Sayın yasarugur,

aslında balık enzimi dediğiniz şey yine bu tür konuların menşei olan yabancı ülkelerde balık emülsiyonu olarak tarif edilmekte. Burada nasıl üretildiği konusunda örnek bir bilgi mevcut. Şimdi, sizin balık enzimi dediğiniz ama aslında emülsiyonu diyebileceğimiz bu ürünün üretiminde bazı öne çıkan detaylara dikkatleri çekmek isterim.

Balık Emülsiyonu üretirken kullanılan malzemeler şunlar:

1. Uygun bir kapaklı kap
2. Çiğ balık
3. Kuru yaprak (veya talaş, saman, doğranmış parça kağıtlar)
4. Sülfürsüz melas (burada kastedilen şeker kamışı melası: şeker kamışı olgunlaşmadan topandığında koruyucu madde olarak sülfür kullanılıyor. Bu üründen elde edilen melas sülfürlü oluyor ve mikrobakterileri öldürücü etkisi var. Ancak olgun şeker kamışından elde edilen melas sülfürsüz oluyor ve tercih edilen de bu melas. Peki neden şeker kamışı melası: Çünkü şeker kamışı melası bünyesinde bir çok besin ve mineral barındırıyor. Türkiye'de şeker kamışı melasını bulmak pek de kolay değil. Bu nedenle çaresiz şaker pancarı melası kullanıyoruz. Esmer şeker denilen ise, şeker kamışı melasıyla renklendirilmiş bir üründür.)
5. Kurutulmuş deniz yosunu ve/veya kelp(Bu konuda da farklı görüşler var. Rastgele deniz yosunu değil de, okyanuslarda yetişen bazı özel türlerden bahsediliyor: Örneğin Nori adlı bir Japon deniz yosunu gibi... Bu arada kelp denilen ürün sanırım Türkiye'de yok, yazık.)
6. Klorsuz su.
7. Bazı kaynaklara göre Epson tuzu (bu tuz emülsiyonun ihtiyacı olan magnezyum ve sülfür ihtiyacını tedarik ediyor.)
Üretim yöntemi ise kabaca şu şekilde:

Hava geçirmeyen kaba doğranmış balıklar konur. Üzeri, kuru yaprak, saman veya talaşla, balık parçalarına 1:1 oranında kaplanır. Yaprak, saman, talaş gibi malzeler ayrışma sürecini hızlandırır. Daha sonra kaba sülfürsüz melas eklenir. Sülfürsüz melas hem yararlı mikropların üremesini hemde aşırı kötü koku oluşmasını engeller. Son aşamada bir miktar deniz yosunu suda yumuşatılarak klorsuz su ile birlikte kaba eklenir. Hazırlanan karışım periyodik olarak -iki günde bir örneğin- zaman zaman karıştırılır ve kap kapalı tutulur. Yaklaşık bir veya iki hafta sonra balık parçaları iyice ayrışmış oluyor ve emülsiyon süzülerek kullanıma hazır demektir.

Yaptığım araştırmalar, en üste eklenen yaprak, saman veya talaşın bir diğer faydasının da ayrışma esnasında ortaya çıkan azotun havaya karışmasını engellemek yönünde. Sonuç olarak elde edilen ürünün çok başarılı bir sıvı gübre olarak kullanilabileceğinden bahsediliyor; ister topraktan direk ve sulandırarak ya da yapraktan spreyleme ile.

Şimdi burada bahsedilen balık emülsiyonu ile sizin bahsettiğiniz balık enzimi aynı şey midir? Bana aynı değil gibi geliyor. Ama asıl soru şu: doğru olanı hangisidir?

3)

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Sarıcan Mesajı Göster
Sn. hanndan,

O sizin yaratıcılığınıza kalmış. Yaptığınız enzim herhalde kalsiyum açısından zenginleşmiş olur. Ama yeterki pet şişenizin patlamasını engelleyin. Sevgili Sındırgılı' nın patlama resimlerini gördünüz umarım. Sonra beddua okumayın konuyu açanlara ve başınıza bela edenlere. Kolay gelsin.
Sayın sarıcan,

yumurta kabuğu solucan gübresi üretiminde sadece kalsiyum desteği sağlamak için değil aynı zamanda ve aslında en önce asitlik düzenleyici olarak kullanılır. Yani asit düşürücüdür. Eğer enzim kabına yumurta kabuğu katarsak asit dengesini bozarak sistemin fermantasyonunu olumsuz yönde etkilemez mi? Baştan beri yazılanlar PH'ın düşük olması yani asitliğin yüksek olması yönünde. Yumurta kabuğunun sistemi nötrlaştirmesi bakterilerin ve mayaların üremesini nasıl etkiler?

4)

Bu konuda bir çok mesajda ( örneğin, #569) normalde bitkisel ilaç yapımında kullanılabilecek bitkilerin enzim kabına eklenmesinden bahsediliyor. Şimdi düz mantıkla şunu sormak isterim: Eğer zararlı canlıları bertaraf edecek etken maddeler bu bitkilerde mevcutsa, enzim kabındaki olmasını istediğimiz canlılar açısından bu etken maddeler nasıl bir durum sergileyecekler? Mesela ceviz yaprağı gibi bazı maddelerin normal kompost kabına eklenmemesi tavsiye edilir. Neden olarak da içerdiği toksik madde öne sürülür. Bir diğer örnek de, ne yazık ki topraktaki solucanları öldürmek için, ki bu zihniyete sahip olana azıcık yazıklar olsun, at kestanesinin suda bekletildikten sonra bu suyla toprağın sulanması tavsiye edilir. Bu ürünlerin enzime katılması acaba doğru mu olur yanlış mı?

5)

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Safranlı Mesajı Göster
Sögüt filizleri buyume hormonu olarak nasıl olur acaba
hem bol bulunur hemde çok kolay enzıme katılabılır
süt gıbı fılızler
iyi bir enzım motorizorü olabılır
Sayın safranlı,

bu forumda ve daha başka bir çok yerde okuduğum üzere söğüt yaprağında veya kabuğun içinde bulunan asitler veya hormonlar vs. köklendirme özelliği içeriyor. O halde şunu sormak gerek, söğüt ağacı yapraklarıyla elde edilebilecek bir enzim tohum filizlendirme veya fide ekimi zamanında köklendirmeyi teşvik etmek için kullanılabilir mi? Bu da piyasadaki köklendirme hormonlarına alternatif olur herhalde.

6)

Burada yapılan enzim üzeritiminde oksijen temassız ortamda üretim özellikle vurgulanıyor. Ancak bu işin asıl kaynağına baktığımızda nargile sisteminden bahseden hiç kimse yok. Tam aksine resmen hava alabilecek ortamlarda üretim yapıyorlar. Hatta ağzı açık büyük varillerde süreç tamamlanıyor. Demek ki, oksijen temassız ortamda enzim üretimi burada görüldüğü üzere tecrübeyle sabittir ki, başarılı sonuçlar doğuruyor; ancak bu demek değildir ki sistemin oksijen alması yanlış bir üretim demektir. Hatta burada verilen kaynaklardan birinde zamanla yüzeyde kurtçukların oluşabileceğinden bahsediliyor ve çözüm olarak biraz daha esmer şekerin eklenmesi öneriliyor. Luis Pasteur'un pastörize mantığından yola çıkarsak bu kurtçuklar nereden gelebilir; büyük ihtimalle havadan. Demek ki sistemin hava alması yanlış bir şey değil. Bu konuyu iyice düşünmekte fayda var derim.

7)
Bir soru daha:

sıcak kompost, soğuk kompost veya vermikompost üretiminde bir miktar toprak sisteme eklenir. Temel nedeni toprakta yer alan yararlı bakterilerin ve mikroorganizmaların sisteme eklenmesini sağlamak. O halde enzim kabına eser miktarda kaliteli bahçe toprağının eklenmesi nasıl bir sonuç doğurabilir?

8)

Biten olgun enzimin buzdolabında stoklanarak saklanmasının fayda veya zararı neler olabilir?

9)

Hazırladığı enzimi ev temizliğinde veya bulaşık yıkama işinde kullanarak sonuç alan var mı?

10)

Enzim kabına leonardit katılması nasıl bir sonuç doğurabilir?

Şimdilik soru, tespit ve önerilerim bunlar. Zamanla dahası da gelecektir.

Hürmetler ve saygılar.


Düzenleyen Savaş : 17-09-2011 saat 23:19 Neden: İmla düzeltmeleri ve ekleme...
Savaş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön