View Single Post
Eski 24-08-2011, 13:43   #303
Odeh
-
 
Giriş Tarihi: 17-08-2010
Şehir: Manisa
Mesajlar: 508
Benim hikayem...

Forumu 1 yıldır izliyor ve değerli arkadaşlarımızın gerçekten çok önemli katkılarından faydalanıyorum... Hepinize teşekkür ederim.

Ben özel ağaçlandırma için yola Kasım 2010 da çıktım. Önce zeytin ve hazine arazisi düşüncesiyle (hayaliyle) ilk Karaburun'a gittim. Orada uygulanan, uygulanmakta olan ve boş arazilerden en az 10-15 arazi gördüm, bastım, yürüdüm. Bitmiş ve bana devredilmek üzere teklif edilen boş ya da dikimi yapılmış arazileri inceledim, zihnimde değerlendirdim. Arazilerdeki çok büyük eğimler (%70'lere varan), zayıf toprak yapısı, sulama güçlüğü, şiddetli rüzgar, sosyal yaşam ve olası işçi sorunlarını görünce kelimenin tam anlamıyla "yıkıldım"... Ardıma bakarak ve orada kalanların kurtulması için gerçekten samimiyetle dua ederek ayrıldım.

Ama yılmadım, hemen ardından bozuk orman arazisi bulmalıyım ve bu Karaburun'da olmamalı diyerek araştırmaya başladım. Tabi bu arada zeytin defterini de bütünüyle kapattım. Yol haritamı güncelleyerek; badem, ceviz, ve benzeri asli orman ürünü veren ağaçlar ve ara tarım ile arıcılığı hedeflemeye karar verdim.

Önce Ege Bölgesi'nin Orman İşletme Müdürlükleri ve şefliklerinin sorumluluk alanlarını Bakanlığın harita sisteminden tespit ettim. Ardından öncelikle tercihimiz olan bölgelerden başlamak kaydıyla Google Map + Bakanlığın harita sistemini kullanarak onlarca bozuk orman arazisi olarak işaretlenmiş yer belirledim. Bunları; eğim, rakım, köy, baraj gibi sınırlamalardan arındırmak için Google Earth'de 3 boyutlu olarak değerlendirdim. Kalan arazileri Earth'de kaydettim. Kaydettim ki bir rota oluşturabileyim...

Maceranın burada başlayacağını ne bilebilirdim ki... Ama gerçekten gözümü kararttım! Gidip bulacağım diyorum başka söz etmiyorum! Planımı dinleyenler gıkını çıkartmıyor, bu adam deli, bulaşmayayım diye ... Neyse; planımı şöyle yaptım:
1- 4 çeker bir kamyonetim var, ona bir haftalık erzak ve lojistik malzeme yükle,
2- 1 hafta içinde üzerine çıkılabilecek olan arazileri doğrusal bir rotaya oturt,
3- Bu arazilerin bağlı olduğu şefliklerin telefon ve adres bilgilerini edin,
4- Önce araziye çık, sonra şeflikleri ziyaret ederek bilgi ve bozuk orman arazisi sor, varsa ona da çık,
5- Resim çek, not al ve devam et.
Tabi bu arada bir orman mühendisi arkadaşımız ile sürekli irtibattayım. (O kendi bulunduğu bölgeden yer önerse de içerilerde olduğundan pek ilgilenmiyorum.)

Velhasıl kelam bu plan 7-8 kez uygulandı. Sadece bu gezilerde en az 15-20 bin km. yol yaptım. Gezi 7-8 ama daha devamı var, aşağıda göreceksiniz... Ege ve Manisa bölgesinde tanışmadığım şef, müdür, çıkmadığım tepe, inmediğim vadi, basmadığım toprak kalmadı... Hatta bir keresinde Salihli'de Bozdağ'da aracıma av tüfeğiyle ateş bile edildi, camlar patladı, atanı maalesef göremedik... Dikili'de karşı yönden gelen bir kamyondan kırılarak fırlayan koca tekerlekler geldi... Daha neler... Benim için hayli tuzluya mal olan (zaman+para+kaza riski+?...) bir araştırma olmaktaydı.

Talebimi en nazik ve samimi şekilde kendimi ve ticari geçmişimi de anlatarak konuştuğum orman şeflerinden türlü tepkiler aldım. Kimi buyur edip odasında asılı duran harita karşısında yer var mı diye bakarken kimi de oda kapısının eşiğindeyken yok diyerek başını çevirdi. Kimi kendi personeliyle bir şuraya bakın derken bir diğeri gideceğim yerin bölme numarasını bildirmek için muhasebeye 15 TL yatırmamı istedi.

Ama diyebilirim ki %85'i ilgisiz ve umursamaz davrandı, hatta "arazimi" sana vermem boşuna uğraşma, tek bir bilgi alamazsın der gibi başından savmak istedi. Kalan %15 ise bu özel ağaçlandırma işine inanan insanlardı. İlgi ve samimiyetleri bir yana mühendisliğin ve bürokratik sorumluluğun getirdiği olgun tavırları gerçekten dikkat çekiciydi. Kısaca şefliklerde genel tavır şu: "misketlerimizi ve gazoz kapaklarımızı asla kimseye vermez, paylaşmayız! Biz kendi dünyamızda mutluyuz, git arkadaş bizi rahatsız etme!"

Sonuçta Şubat 2011 tarihinde yukarıda söz ettiğim plan ile bulduğum ve şefin de olabilir, gidin bakın dediği 50 ha. lık bir saha için başvuru yaptım. Ardından Haziran 2011'de farklı bir bölgeden 2 başvuru daha yaptım. Biri 32, diğeri 50 ha.

İlk başvuru, (muhtar ve bana yeri önererek destekleyen şef tarafından atılan çelme! ile) köy tüzel kişiliğinin yanıt başvurusu ile kaybedildi. Muhtar, azalar ve köyün çalışan genç nüfusu ile toplantılar yaptım, eşraftan kişilere ulaşmaya çalıştım. Gece kumsaldan toprak çalarak harçlık çıkartan insanlara sigorta, iş ve köye sürekli (ve derhal) yatırım sözü verdim. 10-15 kişilik toplantıları köyde, odada, kahvelerde jandarma komutanının dahi olduğu yerlerde yaptım. Sonuç muhtar haricinde herkes tamam, harika, ne mutlu bize dedi. Muhtar inat etti. Olmaz dedi. Muhtar konuşunca herkes sustu.

Ardından yanındaki aynı dokuya sahip 50 ha.lık sahaya başvurdum. Burada da malum şefin de içinde olduğu komisyon, şefin yanlış koordinatlara götürmesi ve uyarılarımızı dinlememesi nedeniyle "uygun değildir" raporu aldı. Halbuki talebim, taşlık dere yatağındaki parça için değil, derenin üstünde en az 100 mt yukarıdaki ve vadiden görülmeyen yayla görünümlü saha içindi... İtiraz edeceğim tabi.

Şimdi bekliyorum. Haziran 2011'deki sahalara hala komisyon getiremedik... Bir sürü mani çıkartıyorlar... Bu konuda son sıradayız hep.

Saygılar,

Odeh Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön