|
Biraz geç oldu ama,
derginin üç sayısı da birbirinden güzel. Daha önce e-dergi okuma deneyimim olmadığı için ben mi abartıyorum diye düşünmüştüm. Bilgisayar dünyasına yatkın birkaç arkadaşa okuttum, ı-ıı. Yanılmamışım,bayıl..çok beğendiler.Ellerinize sağlık.
Şubat sayısında Ahlatlar yazısı sanırım başkalarını da çok etkilemiş,hoş duygularla. Bizim çocukluğumuzda Ahlata, Taşlıca Armudu derdik. Aynen yazıdaki gibi orada-burada, taşlı toprakların arasından çıkıverirdi.Önceleri bozulmuştum kırk yıllık taşlıca armudumun ahlat olmasına,tıpkı
kırk yıllık yemiş'imizin incir olduğunu
çiğdem'imizin ay çekirdeği olduğunu öğrendiğim zamanki gibi bozulmuştum.
Ama olsun,Ahlat sözcüğünü de çok sevdim,benimsedim.Dergideki yazıyı da..
Ellerine sağlık.
Dergiyi ve siteyi hep okudukça,kendimi hep alıcı gibi hissediyorum,rahatsız oluyorum.
İki ay içinde (umarım,dilerim,bir aksilik olmazsa) Suriye'ye gitmeyi düşünüyoruz,arabayla.(Daha önce de Irak-Bağdat düşünmüştk,bizden önce amerikalılar gitti biz gidemedik,dilerim yine bizden önce gitmezler)Hem gider iken,hem oralarda sizlere çekimler yapar ,yazılar yazarım _tabi arkadaşlar beni,onları geciktiriyorum diye arabadan atıvermezlerse_ .
Hakkınızı azıcık yad etmiş olabilirmiyim ki?
|