View Single Post
Eski 19-07-2011, 17:00   #43
syıldıran
Ağaç Dostu
 
syıldıran's Avatar
 
Giriş Tarihi: 12-03-2008
Şehir: Aydın
Mesajlar: 208
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Sarıcan Mesajı Göster
Sn. mavikartal5,

Bu kontrolsüz ortamda hergün ilginç bir durumla karşılaşmamak mümkün değil. Geçen yıl başıma gelen olayda söz konusu firmanın akredite bir kuruluştan sertifikasıda vardı ama yaptığım yazışmalardan pek tatmin olduğumu söyleyemem.

http://www.agaclar.net/forum/showpos...2&postcount=10

İmkanım olsa tükettiğim bütün sebzeleri kendim üretirdim. Hemde kanseri yaşamış biri olarak organik tarım diye diretmez, bilimin ve akılın ışığında topraksız tarımda üretirdim. Sebzeyi veya meyvayı tehlikeli kılan bilinçsizce yapılan gübreleme ve hastalıklarla mücadele için kullanılan kimyasal ilaçlar. Yoksa bitkinin yaşamını idame ettirmek için elzem olan NPK (Azot, Fosfor, Poatasyum) makro elementlerin ve bunun yanında miligram mertebesinde verilen iz elementlerin bitkiye veriliş metodu değil, asıl olan daha fazla kar için bu elementlerin dışında bitkiye yapılan müdahelelerdir. Bugün yaşadığımız problemin kaynağı tamamen vahşi kapitalizmin getirdiği ahlaki çöküntü. Kar hırsı insanları zalim bir canavara dönüştürmüş. Kimsenin insan sağlığını düşündüğü yok.

Ortada bir kar savaşı varsa organik üretim yapıyorum deseler bile bir çok kişi mevzuatın etrafından dolaşmayı ticaretin altın kuralı olarak gördüğü sürece biz daha çok organik bal diye glikoz şurubu bile olduğundan emin olamayacağımız organik ballar, ya da organik sebzeler yeriz. Hem de bunun yanısıra enayilik bedeli olarak ta iki kat bedel öderiz.

Çıkarılan yasalar ve sertifikasyon kuralları büyük parası olan insanların bu işi yapabileceği bir hale getiriliyor. Ayşe teyzenin anasının ak sütü kadar temiz olarak kendisi yemek için yetiştirdiği ürün sadece sertifikası olmadığı için bu pazardan adımını içeri bile atamaz. Hatta yeni çıkarılan tohum yasası ile elindeki organik tohumunu satması bile yasaklanır. Neden? Mevzuat böyle diyor diye. Bence asıl sahip çıkmamız gereken şey yüzyıllardır süregelen evladiyelik tohumlara sahip çıkılmasıdır. Tabi treni kaçırmadıysak. Bu yüzden bu tür düzenlemelerin tamamen büyük sermayenin işine yarayacağını düşünüyorum.
Sn. Sarıcan ,
Mesajınıza aynen harfiyen , noktasına virgülüne kadar katılıyorum , mesajınızda evladiyelik tohumlara sahip çıkılmasından bahsediyorsunuz ki ne kadar doğru diyorsunuz , ama korkarım ki treni kaçırdık galiba , bunları yazarken gümrükte yakalanan böcek kaçakçıları aklıma geldi , biz elimizdekine sahip çıkamaz iken ne düşünceyle yaptıklarını bilmiyorum ama yabancılar ülkemizdeki böceklerin gen haritasını çıkarmaya çalışıyorlar. Saygı ve selamlarımla . .

syıldıran Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön