Evet bir sedire havai köklendirme önerdiğinizi hatırlıyorum, Usta bonsaicilerin bile denemek konusunda çok düşüneceği bir ibreliye havai köklendirme. Hatta birisi oturup nette bir örnek bulmak için çalışmıştı . O sıra havai köklendirmenin kaç sene süreceğini de sormuştum sanırım.
Şimdi ince bir dal üzerinde bu tür çalışmalar önermekten uzaklaştığınızı görmek sevindirici. Bunları polemik olarak görmeniz ise üzücü.
Ben o sıra bu ağaç üzerinde çalışmayın dediğimde sizin ısrarınızı hatırlıyorum o konuda.
O zaman anlattıklarınız, ısrarla ikilim, tecrübe, gelişim konusunda gelecek vadetmeyen bir fidanı, ilk fidanını almış birisine, üzerinde çalışma konusunda yazmanızdı. Şimdi bunu söylemiyor olmanız ne iyi. Çünkü o fidanın ne üstünden ne altından hiç bir çaba ile elde edilebilecek bir sonuç yoktu.
Benim de örneğini verdiğiniz gibi ince fidanlarım var hiç birisi için bonsai adayı demiyorum. Tohumdan yetiştirme bir sürü ağaç var. Hepsi bir kenarda duruyor. İnce gövdeli fidanlar ince gövdeli fidanlardır. Beş sene sabredenler için bir anlam taşıyabilir. Onun da beş sene sonra ne gibi bir anlam taşıyacağı şüphelidir.
Elimdeki ik üç hatta dört yaşında fidanlara bakıp, bindik bir alamete diyorum hergün. Yoksa bunlar bir bonsai yaparım ben .. demiyorum.
Kimsenin de yazdıkalrımdan böyle bir anlam çıkarmasını istemem. Çünkü tellenmiş fidanlara bonsai demek gibi bir eğilimi sıkça görüyorum.
Yukarıdaki örneklere dönersek. Bunlara bonsai ile ilgili en azından sedir örneğinde sizin yaptığınızgibi bir göndermem yok. Zaten herkese kalem kalınlığında dalları telleyip bonsai adayım dediklerinde cevabım bellidir. Bu herkesin fidanı için geçerlidir.
Toparlarsam madem tohumdan bir fidan elde etmiş uygun bir ortama koysa da hiç değilse gelişse biçimindedir.
Her seferinde herkese sürekli aynı öneriyi yazdıkça bu bonsai olmaz dedikçe, artık, bazı örnekleri görünce, e bu ne bonsai ne penjing, ama madem yapmış ne diyeyim diyorum. Muhakkak insan biraz sıkılıyor.
|