|
Yine önce sazı ben elime alıyorum sevgili dostlar.
Öyle de yorgunum ki, ama yine de sizlere yazmak istedim. Merak edenleriniz olabilir diye düşündüm.
Toplantıya katılacağını yazan arkadaşlarımızdan gurur ve lir dışındakiler zamanında geldiler. ( Keşke, lir de gurur da gelemiyeceklerini ev sahiplerine bildirseydiler, arkadaşlarımız ona göre hazırlık yapmışlardı.)
Konaklamayı düşünenler Cumartesi günü Sapanca'ya geldiler.
Önce sevgili tturt'un güzel balkonunda göl manzarasını seyrederek kahvelerimizi içtik. Daha sonra ev sahiplerinden izin isteyerek Maşukiye ve Arifiye'deki seraları dolaştık, çiçekler aldık.
Seradaki halimizi bir düşünün. Davranışlarımız ve çiçekler konusundaki bilgilerimiz sera sahiplerini bile şaşırttı. Bizleri ziraat mühendisleri sandılar, tabii bunda agaclar.net'in çok büyük katkısı vardı.
Daha sonra akşam yemeği için yine tturt'a gittik.
Sevgili tturt, barbekü yakmakla meşguldü. Bizlere nefis köfte ve çıtır tavuk ikram ettiler.
Çıtır tavuk çok güzeldi, daha evvel yememiştim, o kadar lezzetliydi ki ellerimizle giriştik.
Güzel salata eşliğinde tıka basa yedik, bol bol sohbet ettik.
Otelimize geldiğimizde saat onikiye geliyordu.
Dörder yataklı iki odamız vardı. Soyunup dökündük ve odanın birinde sohbet etmek için toplandık.
O kadar güldük, o kadar eğlendik ki. Pek çok da fotoğraf çektim ama onları burada yüklemeyeceğim, hepsini şantaj amaçlı tutuyorum.
Pijama partimiz çok şıktı ama en şıkımız sevgili feriha'ydı. Kırk yıl düşünsem pijamamın üzerine şıkırtılı şal almak aklıma gelmezdi.
Saat ikiyi geçmişti ama uyumak kimsenin aklına gelmiyordu, oysa ertesi günü saat onbirde toplantımız vardı ve saat dört gibi de tekrardan yola koyulacaktık. Hele ben beş saat kadar da araba kullanacaktım.
Yatmak istiyordum ama aklım da onlarda kalıyordu " haydi sizler de yatın " diye tutturdum.
Biz odamıza çekildik ama cemo usulca kaytarıp yine içeri gitmiş ve saat dörde kadar oturmuşlar.
Sabah dokuz gibi kalkıp, hafif birşeyler atıştırdık, çay ve kahve içip tturt'a gittik.
Soframız mükellefti.
Hem Taner hem de Nilgün belli ki çok yorulmuşlar ama her şey çok, çok güzeldi.
Sevgili Nilgün bahçesinden topladığı güllerle yaptığı nefis gül reçelinden ve gül şerbetinden de ikram etti.
Günübirlik katılmayı düşünenlerin de gelmesiyle grubumuz tamamlandı.
Yine bol bol, tıka basa yedik, içtik.
Bir ara gözüm cemo'nun şişen karnına takıldı, sanki 4 aylık hamile gibiydi.
Sohbet de en az soframız kadar güzeldi. Çimlerin üzerindeki minderlere yayıldık, yuvarlandık durduk.
Aklı bizlerde kalan S.Durul aradı, sayın patroniçeye de telefon ederek " Ankara'dan, Manisa'dan, İstanbul'dan, Silivri'den İzmit'ten, Balıkesir'den, Ereğli'den, Yalova'dan" gelen bizleri bu güzel site sayesinde tanıştırdığı için teşekkür ettik.
Yine güzel bir toplantı yapmanın huzuru içinde ve yeniden buluşmak üzere vedalaşarak ayrıldık.
Dikkat ettiğimde bütün arkadaşların yüzünde güzel bir tebessüm ve agaclar.net'li olmanın verdiği gururu gördüm ve mutlu oldum.
|