View Single Post
Eski 18-06-2011, 21:51   #207
MeyveliTepe
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Bugün öğleden sonra köydeki ihtiyarlar kahvesine gittim. Hiç olmazsa ayda bir kez gidip çay içip sohbet etmeye çalışıyorum. Gittiğimde her zamanki gibi sohbet konusu tohumlar, ekilen dikilen şeyler, havanın oynadığı oyunlar, bu sene fasulye fiyatlarının nasıl olacağını tahmin gibi şeyler oluyor. En çok da benim neler yaptığımı merak ediyorlar. Yardımcım her akşam dönerken kahveye uğrayıp rapor veriyorsa da bazı detayları kaçırdığı için onları da direk benden soruyorlar. Daha meraklıları gelip yardımcımın övdüğü şeylerin ambalajında yazılı olanları not ediyor zaman zaman.

Fakat bu sefer en popüler konu bizim bahçenin bembeyaz olmasıydı. Aslında onların elinde de var kaolin kili. Yetmez ama bekliyorlar. Geçen sene zeytin olmayınca kullanmamışlardı. Sadece elma bahçesi olanlar kullanmıştı. Bu yıl zeytini dalda görmeden hiç bir şey yapmayacaklar. Hoş, görmeleri yakındır, zeytin çiçekte, çiçekler çok güzel. Bu haftayı atlattık mı, yolu yarıladık demektir.

Mustafa amca, seksenini aşkın. Dedi ki, "rahmetli eniştem, köye çıkarkenki taş ocağının alt ucunda öteki taşlardan başka, beyaz beyaz, kolay kırılan bir taşlar vardı. Her sene gidip onların ince toz ve kırıklarından toplardı. Sonra gelip onları keserle daha bir inceltip torbaya doldurur, sulandırıp zeytinlere onu atardı. Herkesin zeytini kurtlu olur, bir onunki kurtsuz ve iri iri olurdu, şimdi senin yaptığın bu mu?" Ağzım açık dinledim. Daha önce duymamıştım bu hikayeyi. Kendi kendime dedim ki, bugün yeni bilinen ne varsa eskiler biliyormuş zaten.

Sordum sonra, "peki, sonra ne oldu? Başkaları da meraklanıp aynını yapmadı mı?, Enişten bunu kimselere öğretmedi mi?" Yaşı yetmişin üstündeki Cahit amca da ekledi, "şimdi hatırladım, amcam rahmetli de zeytinlere beyaz bir şey atardı". Bir ona, bir diğerine bakıyorum merakla. Sonra dedi Mustafa amca, "ziraat geldi, küçücük şişelerde ilaçlar getirdiler. Zeytine şunu, kiraza bunu, fasulyeye de bunu atacaksın, damlayla, artık öyle uzun uzun uğraşmak yok. Yanında da torba torba, içinde mercimek gibi taneler dolu gübre getirdiler, bunlar avrupa, bir avucu bir araba gübreye bedel, hammalık bitti dediler".

Eski bilginin değersizleşmiş olmasından ve kaybolmasından dolayı içim burkuldu biraz. Şu "yeşil devrim" dediklerinin dalga dalga önce eski usulleri, sonra sağlıklı toprakları, sonra da sağlıklı ürünlerin yok olmasına sebep olduğunu bir kez daha görmüş oldum.

Bu hikayenin benzeri muhakkak Anadolunun bir çok yerinde vardır. Son bir - iki yıl içinde piyasaya çıkan Chilly-WP, Get Sun, SunShader, çok yakında piyasaya çıkacak olan Edremitli mucidin kaolin özü, Türkiye'li Screen (Avustralyalı olan değil) vs. ürünler herhalde bu gibi eskilerden çıkmış olmalı diye düşündüm.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön