Sanki zaten daha evvelinden gayetle de yakından tanışılıyormuşcasına samimi, candan, rahat, tanıdık ruhlu yeni dostlar edinildi.
Özü budur.
Gerisi hakikaten hikaye; ya da başka bir ifade ile "vesile", "bahane".
Tourkana'yı, Halit Togay'ı, Todor'u, Ferda Ülkümen'i, Emekli'yi, Balıkçı'yı ve eşini (Her ne kadar çay bahçesine katılamadıklarından ötürü fotoğrafta yer alamadılarsa da), Erguvan Muhibbi'yi, Sukranayalp'i, Todor'u
zaten tanımıştık...
...
Yüzyüze de görüşmüş olduk.
Sevgi ve saygılarımla...
NOT: Erguvan Muhibbi'ye
itiraz ediyorum. Ne yapayım, dayanamıyorum, içimden geliyor, itiraz ediyorum....

-Şükran Hn'ın güldüğünü duyar gibiyim...
