View Single Post
Eski 17-05-2011, 16:30   #216
ayazkentli
Ağaç Dostu
 
ayazkentli's Avatar
 
Giriş Tarihi: 10-04-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,641
Sevgili Akhisarlı ve periş, teşekkür ederim.

Sevgili Akhisarlı, havalar ne olacağı belli. Birden bire yaz sıcakları bastıracak ve önce'ki yıllarda olduğu gibi, yine bahardan hiç bir şey anlamayacağız. Szin otlar umarım büyükbaş hayvan nüfusunu çoğaltır. Ülkemizin onlara çok ihtiyacı olacak.
---------------------------------------------------------------------------------

Son 1 haftadır, bahçede’ki tadilat işleri nedeni ile bir işyerine bir ev’e koşturup durmaktan dolayı, siteye girip paylaşım yapamıyordum (yalnızca kısa kısa okuyup çıkıyorum). İşyerimde boşluk bulunca hemen ev'e gidiyorum (Birbirine çok yakınlar).

Hazır 1-2 saat boşluk bulmuşken, biraz yaptıklarımdan bahsedeyim.

Evin duvar kenarı ile çanak anteni kuracağım ve ocak yapacağım karşı duvarın kenarından, evin bulunduğu yere doğru uzunlamasına beton attım. Elbette bir günde bitiremedim. Bölüm bölüm 4-5 defa’da (4-5 günde) beton yaparak tamamladım.

Zaten ilk 2 gün, betonu hazırlayıp, dökme ve tesfiye yapma işi nedeni ile, ellerimin birkaç yerinde su toplaması ve tabii ki, kol-ayak kaslarım uzun zamandan beri bu kadar yoğun çalışmadığından olsa gerek, feci halde adale ağrısı ve yorgunluk biraz yavaşlattı. Bu’da gayet normal bir durumdu. Son 2 gün’dür ise, ne yorgunluk ne de su toplaması ve adale ağrısı yok. Çalışa çalışa, kaslar ve eklemler açılmaya başladı. Tıpkı, “İşleyen demir pas tutmaz” diyen, atalarımızı haklı çıkarırcasına.

Bu beton işi gerçekten çok ağır bir iş’miş. İlk önce, kum ve çimento’yu birbirine karıştırırken çok kolay ama işin içine su girdiği zaman, kurşun gibi ağırlaşıyor. Bunu az çok bildiğim için, betonu hemen atacağım yerin dibinde karıyorum ve kürekle yerine ittirip, tesfiye yapıyorum. Taşımak çok zorlu olacağı için, bu basit yöntemi kullanıyorum. Buna rağmen çok yıpratıcı ama bir o kadar’da zevkli bir iş.

Bu arada, atılan beton kuruyuncaya kadar geçen boş zamanlarım’da, nem nedeni ile kabaran duvarların sıvalarını kazıyorum, boya yapacağım yerlerin kireçlerini kazıyorum’ki, boyamaya hazır olsunlar. Duvar sıvalarını kendim yapmayacağım. O iş, biraz ustalık gerektiriyor’ki, o ustalık’ta bende yok. Duvar sıvasını, kendisi göçmen ve inşaat ustası olan, kapı komşum mehmet amca yapacak (65 yaşında).

Bu göçmenler çok yetenekli insanlar. Bir göçmenin, AYNI ANDA inşaat ustalığı-fırıncılık-marangozluk-çiftçilik-tamircilik gibi, bir birinden çok farklı mesleklerin, hepsini bilme ve yapma yetenekleri insanda hayranlık uyandırıyor. Bu ev’e taşındığım zamanlar, banyo’ya fayans döşeme işini, göçmen olan bir arkadaşımın babası yapmıştı. O zamanlar, o anlatmıştı.

“Osmanlı, Kurtuluş savaşı ve Sovyetler birliği dönemlerinde, Makedonya, Bulgaristan ve Romanya gibi ülkelerde yaşayan göçmenlerin, baba’dan-çocuğuna aktarım vasıtası ile her işi aynı anda yapabilmeyi öğrenmeleri, aile içinde zaruri (şart) idi” demişti.

Aslında ben genetik olarak, %50 göçmen + %50 yörük meleziyim ama nedense bende, göçmenlere has ustalıktan eser yok. Yapa yapa, deneye deneye öğreneceğiz. Neyse’ki, yörük inadım var.


İlk 4 fotoğraf: Evin duvar dibi.
Son 4 fotoğraf : Çanak anten ve ocağın yapılacağı duvar önü.

Eklenen Resimler
    

Düzenleyen ayazkentli : 17-05-2011 saat 17:24
ayazkentli Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön