Bezelye, barbunya, haşlanarak dondurulmuş nohut, rendelenmiş sakız kabak, sonbaharda kesilen bildik bir hayvandan birer yemeklik hazırlanmış muhtelif et ve evde çekilmiş kıyma (
bir sene yetiyor), 15-20 iri uskumru (palamutlar yeni bitti), kıyılarak doldurulmuş kırmızı etli tatlı biberler, sap kerevizler (hoş tazesi de her daim var), kurutulmuş domates, konserve edilmiş domates sosları, insanın kulağından duman çıkartan acı sos, bahçeden köküyle sökülüp içi su dolu bir kapta her daim hazır 3-5 kıvırcık ve taze soğan, beş dakikada nefis salata olabilen brokoliler ve kırmızı lahanalar, yabanisi kültürü pırasalar, brüksel lahanaları (brüksel lahanalı pilavın çok güzel olacağını tahmin etmezdim), son baharda kavanoza girmiş ispir fasulyeleri, ıspanaklar, pazılar her daim canlı, armudun dibindeki ve cevizin altındaki rokalar, saymayı unuttuğum başka bir sürü ot, haftada bir komşunun ineğinden gelen sütten küçük kaplarda mayalanmış ve bir ay bile dursa ekşimeyen yoğurtlar, tereyağı ve süt, komşunun her gün dağa gidip gelen keçilerinden peynir, yine komşunun (şimdilik) kümesinden yumurta. Dışarıda çalışamıyacak kadar berbat bir kış havasında geçen hafta sonunda yapılmış erişte, zeytinlerden yağ, tatlı yapılmaya hazır soyulmuş kestane kabağı, Vakumlanmış kuru hurma, zeytin. Son kavunu geçen hafta kestik. Marketten alınan pirinç, şeker, limon, tuz.
Bunlardan bir şeyler çıkıyor, genelde de doğaçlama oluyor. Bir tek kurufasulye ve barbunyanın önceden planlanması gerekiyor.
Bir de yine bahçede bir iş yoksa ve keyfim yerindeyse fırın muhabbeti oluyor.
Biz bayağı köylü olmuşuz galiba
