[ayazkentli]

Mürvet hocam,

köprünün direklerinin başlıkları tıpkı, Hindistanda'ki Tac-mahal'in kubbesi ve orta asya halklarının kullandığı çadırlar gibi. O coğrafya'nın (orta asya ve uzak doğu), bu tür yapıları, sembolleri çok ilgi çekici.

Hepimizin bildiği üzere, Türk atalarımız bu tür kubbe sembollerini Anadolu'ya ve gidebildikleri her yere götürüp, gerek binalarda gerek'se halı-kilim ve elbise gibi kumaşlar'da kullanıp, bu sembolü her yere taşımışlar.

Benim dikkatimi çeken başka bir sembol'de, üçgen oldu. Özellikle uzak doğu ülkelerin'de ki binaların çatı uçları hep, bir üçgen'in köşeleri gibi sivri tür'de (ev, tapınak gibi).

Siz'de, bu japon bahçesinde'ki kuru havuzun peysajın'da -kaya grupların'da çeşit kenar üçgen örnekleri kullanılır- demişsiniz. Bu gerçekten ilginç.

Sanıyorum, üçgen şeklin'de obje kullanmalarının, ya sembolik bir anlamı var, ya'da daha estetik görünüyor olmalı.

Üçgen'in ilgimi çekmesi ise şuradan kaynaklanıyor.

Ben, çocukluğum'dan beri diktiğim ağaçların fidan ile çekirdeklerini ve günümüz'de, evde'ki bahçemde ektiğim-diktiğim çiçekleri (soğanlılar, gül'ler ve diğerlerini) nedeni'ni bilmiyorum ama hep üçgen şeklinde ekim yapıyorum.

Bunu her hangi bir yerden görmüşlüğüm yok. Tamamen içimden öyle geliyor. Neden üçgen diktiğimi inanın bilmiyorum. Belki bana böylesi daha estetik geliyordur.