View Single Post
Eski 14-03-2011, 11:49   #291
Kirmit
Ağaçsever
 
Kirmit's Avatar
 
Giriş Tarihi: 13-01-2011
Şehir: Alanya / Antalya
Mesajlar: 55
"Sözün özü şu: Endüstri ülkeleri devasa malîyetler ile yaşamı tehdit eden çok büyük tehlikeleri göze alarak dünyadaki toplam uranyumla ancak iki kuşak [5] boyu, yani daha 60, 70 yıl nükleer enerji üretebilirler. Gelecek bütün kuşaklara da babalarından dedelerinden yalnızca radyoaktif atık sorununun amansız derdi miras kalacak!

Çünkü atom çekirdeğinin erimesiyle açığa çıkan Americum izotopu 5400, uranyum 238'den açığa çıkan plütonyum izotopu ise 24 000 yıl etkinliğini kesintisiz koruyor, yani ölümcül alfa, beta ve gama ışınları yayıyor. Dahası, bu derece tehlikeli plutonyum izotopu açığa çıkan en uzun ömürlü tek izotop da değil!

Hayal gücümüz bu kadar uzun zaman dilimlerini algılamakta korkarım zorlanacak, hatta eminim yetersiz kalacaktır. Onun için tarihin yardımına baş vuralım:
Americum izotopu 5400 yıl, Plutonyum izotopu da 24000 yıl etkinliğini koruyarak durmaksızın ölümcül ışın saçıyor ve ikisi de ancak bu kadar zamandan sonra eriyip yok oluyorlar!

İmdi:
- Americun izotopunun ömrü 5400 yıl; Mısır piramitleri 7000 yıl önce yapılmışlardı.
- Plutonyum izotopunun ömrü olan 24 000 yıl, 700 kuşak ise günümüzden geriye doğru gidildiğinde üçüncü buzul çağının ortalarına rastlıyor.
- Bin yıl önceki Büyük Selçuklular, sekizyüz yıl önceki Anadolu Selçukluları, daha dün kadar yakın altyüz yıl onceki Osmanlılar tarihin ulu çınarları oldular. Ya “nükleer aids” olarak tanımlanabilecek izotopların zehir saçan binlerce, onbinlerce yıllık ömürlerine ne diyelim?
Türkiye’nin açtığı nükleer enerji santralı ihalesini hangi yüksek teknoloji ülkesinden yine hangi deneyimli ve yetkin yüksek teknoloji firması alırsa alsın, santralı kuralacaktır. Ama o ülke ve o firma nükleer reaktörden çıkacak nükleer atığın doğaya ve yaşama zarar vermeksizin nihai biçimde depolanmasına ilişkin sorunu da kesin olarak çözmüş müdür acaba? Çünkü bugüne kadar dünyada ne böyle bir ülke, ne de böyle bir firma var!
Yıllardır yararlandıkları nükleer enerjiyi bırakmak isteyen endüstri ötesi ülkelerin bulundukları bir ortamda düşünmek, düşünmek, yine düşünmek ve bir kez daha düşünmek lazım. İş işten geçtikten sonra çok ama çok geç olur…"


http://dogader.org/index.php/bilgi/5...oaktif-atiklar

Sn Kazanlik, biraz sert yazdığımın farkındayım ancak bu konunun bende oluşturduğu endişe boyutundan kaynaklanıyor. Şahsen yaptığınız yenilenebilir enerji çalışmalarını takdir ediyorum ancak bende, nükleer enerjiden ne olursa olsun vazgeçemeyiz der gibi bir izlenim oluştu yazdıklarınızdan. Yanılıyorsam özür dilerim.

Bu sertliğimin sebebi şahsınıza değil, tüm nükleer enerjiyi risklerine, halen var olan tehlikeli sonuçlarına rağmen uygulayanların, benim, başkalarının, (başka canlıların da dahil) yaşam haklarını ve özgürlüklerini hiçe saydıklarını düşündüğümdendir.

Düşünün ki böyle bir kaza oluştu, (olmayacağını da kimse garanti edemez), ben benim gibi insanlarla birlikte, hayatta kalmış isem, evimi, yaşadığım yeri bırakıp gitmek zorunda kalacağım. Sadece bu bile benim hakkıma büyük bir tecavüzdür, haksızlıktır diye düşünüyorum.
En fazla 60-70 yıl dünyaya enerji sağlayabilecek bu kadar riskli bir kaynakta ısrar etmektense, yaşananların tehlikeleri, yıkımları halen devam ederken, "mecburuz" demek yerine "alternatifleri değerlendirmek" daha akıllıca geliyor bana.

Düşünün ki şimdi vazgeçemediğimizi düşündüğümüz tv, makineler, bilgisayar ne kadar yıl öncesinde girdi hayatımıza! Bu kadar kısa sürede insan yaşantısının bu kadar değişimi söz konusu oluyor ve hızlı bir tüketime yönlenebiliyorsa dünya, bunun da elbet bir bedeli olacaktır. O zaman öncelikle gereksiz tüketimleri azaltmakla bile bireysel olarak çok yol katedeceğimizi düşünüyorum.
Bizden sonraki nesilleri düşünmek de bizim insanlık görevimizdir diye düşünüyorum.

Kirmit Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön