View Single Post
Eski 13-03-2011, 01:19   #70
Halil Önen
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi zeytunsever Mesajı Göster
Eklenti 195504
Eklenti 195505
Eklenti 195506


bu zeytinleri aralık 15 te budamıştık osmaniye'de.zeytinler gemlik ve 2006 şubat ayında dikildiler.her sene şubat ayı itibariyle bu şekilde kurumalar başlıyor. bu neden olabilir ? budadıktan sonra%1,5 luk bordo bulamacı atmıştık ve budama yerlerine de fırça ile%3lük bordo bulamacı sürmüştük. bu vitamin eksikliği mi bor noksanlığı mı nedir ne yapılmalı ? arazi eğimli değil düz bir arazi.2009 ve 2010 yılı yazında sulama yapmadık ve topraktan da hiç bir gübre vermedik. bu bir gübre eksikliği mi nedir? acaba bu vertisillium mu diye şüphelendik . dallarını kırıp baktık dallarının içinde kahverengileşme yok. ve kuru görünen dalları kırdığımızda dalların içi sanki yaş gibi. bunları yazın kökünden söküp tarladan mı uzaklaştırmalı acaba? 2750 ağascın içerisinde 150 ye yakın bu şekilde ağaç var. yardımlarınızı bekliyoruz saygılarımla.
Sn. zeytunsever, özelden de yazmışsınız, burada yazıyorum.

Zeytin ağaçlarınızda solgunluk ( vertisillium) var.

Kırıp baktığınız dallarda koyu kahverengi renk olmamasının sebebi, akut solgunluk hastalığındandır. Kronik solgunluk olsaydı bunu görürdünüz.

Akut solgunluk kış sonu görülür, sizde görüldüğü gibi.

Akut solgunluğun şiddeti, derin sürüm ve toprağın aşırı nemli olmasından tahrik olur.

Şimdi ne yapmalısınız:


1. Kuruyan dalları kesmelisiniz. Dalların sağlam dala birleştiği yerlerinde. Tarlanın dışında bir yerde yakmalısınız. Budama aletlerini % 10 luk çamaşır suyunda dezenfekte etmelisiniz, diğer ağaca geçtiğinizde. Kestiğiniz ağaçları mutlaka bordo bulamacı ile ilaçlamalısınız. Kesim yerlerini ardıç katranı sürmelisiniz.


2. Ağaçların diblerinde yabancı otları temizlemelisiniz. Derin çapalamadan...


3.Kaz ayağı çekeceğim diyorsunuz. Bu çok tehlikeli. Zeytin kökleri en çok 80 cm. derinde bulunur ve 8 m. kadar etrafına yayılır. Kaz ayağı ile bazı ana kökleri de kesersiniz. Kesilen kökler daha çok tahrik olur ve köklenme artar. Büyümesi durmuş ağaçlarda gençleştirme budaması sonrası bu uygulanır. Bu durumlarda iyidir.

Ama siz kesilen kökleri solgunluk dahil tüm kök hastalıklarına ( zararlı patojenlere) açık hale getirirsiniz, savunmasız bırakırsınız.

Drenaj için kaz ayağı kullanmak zorundasanız eğer,_ Sn. Ömer Tuncer' in dediği gibi _ her sıra arasına, tam ortadan bir defa kaz ayağı çekebilirsiniz.

İşte o zaman, kök hastalıkları için ya ema ya da Simderma (sıvı) kullanmalısınız.
Yani kesilen kökleri kaplayan ve gelişimini teşvik eden mikroorganizmaları...

4. Toprağınız kışın çok nemli kalıyorsa _ bu solgunluğu tahrik eder_ dönüme 150 kg. kadar Klino kullanmalısınız. Klinoya simderma (sıvı) ya yedirerek de kullanabilirsiniz. Sonra toprak yüzeyini işleyen _rotil_ çekmelisiniz. Tarlanızı hiç sabanla sürmemelisiniz. Drenaj yerine bunu ( 3. maddeyi) yapabilirsiniz.

Drenajı tarlanızın etrafına açınız. Kışın fazla su tutan yerlere delikli plastik boru _ toprağın altına) döşeyip drenaja akıtabilirsiniz.

5. Hiç bir zaman vahşi ( salma) sulama yapmayınız. Damlamayı ağaçların köklerinden uzağa, taç izine veriniz. Ağaç istediğinde _ bunu görürsünüz_ sulama yapınız.

6. Sulama suyuna ' enzim' sayfasında Sn Acemi Çaylak ( Sessiz bahçe) nematot ve kök hastalıkları ile ilgili iletisi var, bu formülü gübrelerle karıştırıp kullanabilirsiniz eğer elinizde ema ve simderma yoksa... Ya da basilis suptilis de kullanabilirsiniz.

Sevgili zeytinsever,
unutmayın vertisillium hastalığının kimyasal mücadelesinden kimse _şimdilik_ bir çözüm bulmuş değil.

Benim de yakınımın zeytinlerinde geçen yıl belirdi. Bu şekilde önlem almaya çalışıyoruz. Yani kültürel önlemlerle beraber.

Bu hastalık bir ağacı kuruturken taa tarlanın öbür ucunda bir ağacın dalında görülebiliyor. Bakıyorsun hızla yayılıyor 3 veya 5 yılda her yere yayılıyor, bir bakıyorsun 5 veya 10 yıl hiç görülmüyor.

İşte bundan dolayı kim kesin çözüm buldum diyorsa kuşku ile bakma hakkımız vardır.

Bu hastalık _bir şekilde_ toprakta vardır ve ne zaman çıkacağı belli değildir. İlacların etkisinden mi olmadı bilmek zordur.

Bunları deneyerek öğreneceğiz.

Bizim asıl amacımız hastalığı ortaya çıkaran koşulları ortadan kaldırmak olmalı, yakalandık ise en az zarar ile kurtarmak; şimdilik.

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön