Özürlerimle şunu söylemeden geçemeyeceğim. Başlıktaki yazışmalar ilginç bir şekil alıyor. Daha da ilginci, savunulan şeyin bir sermaye, küresel ekonomi
vb. gibi bir forumda değil de doğa ve çevre ile özdeşleşmiş bir forumda yapılıyor olması. Olsun varsın. Tabii ki farklı düşünce ve yaklaşımlar olacak. Yoksa tartışma olmazdı.
Yalnız bu konuda tek beklentim, tartışmanın yeri sebebiyle de savunulan her neyse bunun doğa ile de ilişkilendirilmesi, "
nükleerden başka çare yok teslim olmalıyız" derken bile, bu başlıkta sorulan bir çok çevresel ve ahlaki soruya da o bakış açısıyla açıklama getirilmesiydi.
Sn.Engraulis,
Alıntı:
Karşı çıkanlar nedense internetten buldukları bilgilere dayanarak mış lı muş lu cümleler kuruyorlar. Bir kez olsun nükleer santrali yakından görmüş birisi varsa gelsin tartışalım.
|
demiş. Bu mantığa katılmam mümkün değil. Bilgi nereden nasıl edinirseniz edinin, doğrulamanız şartıyla, tabii bir de anlayıp algılamanız şartıyla bilgidir. İnternet, bilen için nükleer santralin duvarlarına bakmaktan çok daha fazla bilgi sağlar. Nükleer santral neye benziyor bunu da internetten görebilirsiniz gerekirse. Nükleer santralın dibine gidip görmemiş kişiler bu konuda bir şey söyleyemez gibi bir yaklaşım da doğru değildir.
Sn.Kazanlik'ın yazdıklarına döneyim.
Alıntı:
risk var diye nukleer enerjiden kacarsaniz geri kalirsiniz
|
Yaygınlığı sebebiyle nükleer güç kullanımı gibi tehlikeli başka şeylerin olduğuna tabii ki katılıyorum. Ancak nükleer energiden kaçarsak geri kalırız yargısına katılamıyorum. Nükleer enerjiyi icat edip kullananların yeni stratejileri nükleer enerjinin daha da çok kullanımı değil. Sadece bizim gibilere bu teknoloji satıp sağladıkları finansmanla nükleer enerjiden kaçmanın planını yapıyorlar. Yukarıda bir yerlerde bunlarla ilgili detay linkler verdim. Tekrar etmeme gerek yok diye düşünüyorum. Bu durumda bizim buna göre bir stratejiyle nükleer enerjiyi atlama fırsatımız mevcut.
Alıntı:
Bence Nukleer enerjiye karsi cikmak, engellemeye calismak, alternativ aramak gereksiz,, cunku alternativi maalesef yok, keske risk tasimayan yontem olsaydi
|
Tabii ki var.
Alıntı:
biliyorsunuz bir ucak kazasinda 200-300 insan oluyor ve kurtulma sansida yok. ama sirf cok insan oluyor diye ucak seyehatlari yasaklanmiyor,, aksine en guvenli ulasim hava yolu,, en hizli, en modern, ne kadar cevreci bilmiyorum,,
bence nukleere karsi cikmak, ucak seyehatlerine karsi cikmakla ayni sey
|
Bu yorumunuz bana biraz kolaycı bir söylem gibi geldi.
İsterseniz önce rakamlara bakalım. Ölümlü bir kaza ile sonuçlanan bir uçuşta bulunmanızın ölçülmüş oranı (iyi işletilen ilk 25 havayolu için) 1/9200000. Bu oran 3,4/1000000 milyon olan 6 sigma değerinden 31,28 kere daha iyi. Aynı orana sivil nükleer kazalar için bakalım. 2009 verilerine göre 442 tane faal nükleer santral var (
Kaynak1,
Kaynak2). Buna karşın bu güne kadar gerçekleşen sivil nükleer kazaların sayısı ise 24 (
kaynak). Buna askeri amaçlar dahil nükleer kazaları katarsanız sayı 330 civarında (
kaynak). Sadece santralleri alalım. 24/442 sonuç 0,054 eder.
Yani nükleer kaza ihtimali, ölümlü biten bir uçuşa katılmanız ihtimalinden 15882 defa daha fazla. Bunlar bu güne kadar olanların sonuçları. Elbette bu bilgiler internetteki belgelerden bulunabiliyor, nükleer santrallerin duvarlarında yazılı değil.
Buna bir kaç şey daha ekleyebiliriz. Hiç bir uçak kazası onlarca yıl canlı öldürmeye devam etmiyor, binlerce yıl boyunca radyasyon yaymıyor (nükleer yükü yoksa).
Aynı hesabı gerçekleşen ölüm sayılarıyla yapmayı hiç denemeyelim isterseniz.
En önemlisi ise, uçak kazası riski almak istemeyenin uçağa binmeme özgürlüğü var. Oysa bizim karadenizli uşağın böyle bir lüksü yoktu.
Uzun lafın kısası sn.Kazanlik, parlak neonlar yansın diye kaç kişinin ölmesi sizce makuldür?