View Single Post
Eski 10-02-2011, 10:19   #1
menekşecibaba
Ağaç Dostu
 
menekşecibaba's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-01-2011
Şehir: İZMİR
Mesajlar: 816
Afrika Menekşesi Hibrid Çalışmaları

Afrika menekşesi üzerinde yaptığım araştırmalarda birşey dikkatimi çekti.Bu alanda yurdumuzda çok az tür olmasına rağmen,Amerika,Rusya ve Kanada da yapılan hibrid çalışmaları sonucu 500 den fazla tür elde edilmiş,niye yurdumuzda da bu tür çalışmalar yapılmasın.
Bu konuyu açarak bu konuda bilgisi ve tecrübesi olan arkadaşları bilgi paylaşımına davet ediyorum.

Genel olarak Hibrid” tohum nedir?

Yer küremizde ki biyolojik çeşitlilik kabaca 2 temel kaynaktan beslenmektedir; bunlar;

a. Ya genetik mutasyonlar sonucunda oluşmuş olan ve de normalde olmaması gereken genetik dizilişler ile oluşanlar,
b. Ya da doğal yolla birbirleriyle gen transferi yapabilen türlerin birbirlerine gen aktarmaları sonucunda ortaya çıkanlar yani melezler (veya hibridler) dir.

Doğada Gen aktarımı çoğunlukla böcekler aracılığı (özellikle arılar), rüzgarın etkisiyle, vb… dış etkenler sayesinde gerçekleşmektedir. Arı, çiçekten çiçeğe uçarak, erkek organdan aldığı polenleri (üreme materyalini) dişi çiçeğin döl yatağına taşıyıp, döllenmeyi sağlayarak, ziyaret ettiği bu iki birey arasında doğal şartlarda gen aktarımı mümkünse, gen aktarımı gerçekleştirmektedir.

İnsanlar doğayı gözlemleyerek bu sırrı çözmeye başladıklarında melezliğin çok önemli bir özellik olduğunu fark etmişler ve 19 ncu yy.da ağırlıklı olarak Mendel’ in çalışmaları sonrasında bu olguyu kuramsallaştırmışlardır.

Hibrid veya melez tohum, aynı bitki türüne ait uzak akraba konumunda olan iki doğal bitki kümesi veya popülasyonundan (örneğin A ve B) seçilen saf hatların veya bireylerin birbirleri ile çaprazlanması (A x B) sonucunda elde edilen ilk nesil (f1) melez tohumlara verilen isimdir; bu teknik ile değişik yöntemler kullanılarak ana veya babada bulunan özelliklerin f1 çocuklarında ortaya çıkıp çıkmadığı belirlenmekte ve böylece yetiştiricilerin yani çiftçilerin en çok istedikleri özellikleri bünyesinde toplayacak olan f1 melezin hangi ana – baba birleşiminden elde edildiği saptanarak, çoğaltıma geçilmektedir.

Ancak f1 melezler genetik yapıları gereği tohum verdikleri zaman yani f2 elde edildiğinde, f1 de ki istenen özelliklerin çok az bir kısmının f2 de korunduğu görülmektedir. Örneğin f1 de bulunan herhangi bir hastalığa dayanıklılık özelliği f2 de kaybolmakta, dolayısı ile bu özelliklere sahip bir çeşit talep eden kullanıcılar her sene yeniden f1 tohum satın alma zorunda kalmaktadır. Zaten f1 melezlerin bu özellikleri sayesindedir ki bir çok kişi ve kuruluş bitki ıslahı konusunda yatırım yapmış ve yapmaktadır; tohum sektörü her sene cirosunu yaklaşık %13 ila %15 ini ARGE bütçesine aktararak dünyada tüm sektörler içerisinde araştırmaya en çok kaynak ayıran sektör konumunda bulunmaktadır.

Burada göz ardı edilmememsi gereken iki önemli hususa dikkat edilmelidir; bunlar;

a. Tohum maliyetinin toplam girdiler içinde ki payı oldukça düşüktür. (örneğin sera domatesinde %1,5 civarı),
b. Diğer girdi maliyetlerinin sabit kalmasına karşın sadece tercih edilen tohum sayesinde toplam hasılat çok fazla değişiklik gösterebilir. (örneğin serada 1 dekar domates üretiminde hiçbir şey kazanmamak, 25.000.- TL kazanmak veya bu iki uç arasında bir hasılat elde etmek mümkündür).

Bu uğraşlar sayesinde elde edilen özellikli (örneğin verimli, belirli hastalıklara mukavim, soğuğa veya sıcağa dirençli, erkenci veya geçci, yağ oranı yüksek, vs…) f1 hibridler sayesinde tohum sektörü özellikle dünyada nüfusun çok hızlı arttığı 20 nci yy. ın ikinci yarısı boyunca insanların bol ve ucuz gıdaya kavuşmalarını sağlayabilmiştir.

Tohumculuk uğraşında uygun ana – babaları belirleme ile istenen f1 melezleri elde etme işlemine “ıslah çalışması”, yapan kişiye de “ıslahçı” ismi verilmektedir.

f1 Hibrid – Melez tohumlar kısır mıdır?

Maalesef ülkemizde ulu orta dillerde dolaşan “f1 tohumlar kısırdır” söylemi tamamen yanlış ve de büyük bir yalandır! Bu iftiranın altında işin özünü bilmeyen geniş kitlelere korku salarak bilimsel gelişmelerin önüne bilinçli veya bilinçsiz set çekmek isteyen ufak ama yaygaracı bir grup insanın yarattığı bilgi kirliliği vardır! Melezleme yolu ile geliştirilen f1 hibridler mutlaka kısır olur diye bir şey söz konusu değildir; ancak istenirse bu özelliği sağlamak genetik olarak mümkündür. Örneğin eşek ile altın melezi olan katır, kısırdır; ancak katırı alan da, satan da, üretimine aracı olan da bunun böyle olduğunu bilerek belirli özellikleri nedeni ile katırı tercih eder ve ahırına koyar! f1 tohumlar içerisinde de örneğin çekirdeksiz karpuz doğal olarak kısırdır ve tohumu olmadığı için de çocuk yani meyve veremez; bu karpuzları üreten de, yiyen de bunun böyle olduğunu bilir! Ancak çekirdek ayıklaması zor geliyorsa ve de canı kolaylık isterse bu kısır çeşidi bilinçli olarak satın alabilir.

Bu yöntemle belli bir amaca yönelik kısır bir çeşit geliştirildi diye ticari olarak satılan tüm f1 hibrid tohumlar kısırdır demek büyük bir yalandır. Örneğin domateslerde kısırlığın bir cazibesi bulunmamaktadır; ancak ülkemizde piyasada satılan ve tüketilen domateslerin yüzde 99’ a yakınının f1 hibrid olmasına karşın bu çeşitler kesinlikle kısır değildir; bunu doğrulamak için yediğiniz domatesin içerisinden ayıracağınız çekirdekleri, kış sonrası, bahar aylarında toprağa ekerseniz yaza tekrar domates elde edeceğinizi göreceksiniz!


Canavar tohum var mıdır?

Canavar tohum, yakıştırması da aynen “Kısır Tohum” benzeri tamamen medyatik bir abartmadır. Yeryüzünde böyle bir tohum ne doğal olarak var olabilir ne de insanoğlu tarafından meydana getirilmiştir. Ülkemizde “Canavar Tohum” diye adlandırılan şey belki de terminatör tohumlar (terminator seeds) diye tercüme edebileceğimiz bir olgudur. Genetik mühendisliği ürünü olan terminatör tohumların bu teknoloji de dünya lideri bir firma tarafından yapılabilirliği kanıtlanmış ise de aynı firmanın açık taahhüdü ile hiçbir durumda kullanılmayacağı dünya kamuoyuna duyurulmuştur. Bu ürünler ne Türkiye de ne de başka herhangi bir ülkede hiçbir zaman kullanılmamıştır. Ayrıca ileride değineceğimiz gibi ülkemizde GDO’ lu ya da aktarma genli bitkilerin AGB tarımı yapılmaz.


Hibrid-Melez f1 tohumlar insan ve çevre sağlığı açısından zararlı mıdır?

Kesinlikle hayır! Belirli bir bitki türünde örneğin mısır, şeker pancarı veya domateste hibrid melez tohumlar ile olamayanlar arasında genetik olarak hiçbir fark yoktur. Her ikisi de aynı genetik temele (yani aynı genlere ve gen sayısına) sahiptir. Dolayısı ile hibrid melez tohumu ile organikçilerin yere göğe sığdıramadıkları baba annelerinin domatesi (ki yukarıda açıklandığı gibi o da melez idi) arasında sahip oldukları genlerin niteliği ve sayıları itibari ile hiçbir fark bulunamamaktadır. Hibrid melez tohumlar ıslah edilirken genetik mühendisliğin teknikleri kullanılmaz ve de bu tohumlar başka canlı türlerine ait gen taşımazlar.

Bu aşamada hibrid- melez tohum kullanımı ile bilinçsiz veya kontrolsüz tarım uygulamalarını ayırmamız gerekiyor. Kontrolsüz tarımda ölçüsüz yoğun ilaç ve gübre uygulamaları kültürel tedbirlere riayet etmeden üretim anlatılmaktadır. Denilebilir ki yüksek oranda üretim artışı getiren hibrid-melez tohum kullanımı yoğun tarımı teşvik etmiyor mu?

Hayır etmiyor! “ Bilinçsiz Tarım” karşıtı olarak AB ülkelerinde yaygınlaşmaya ve ülkemizde de sebze üretiminde kullanılmaya başlanan “ iyi tarım uygulamaları” yükselen çevre koruma bilinci ile her geçen gün daha fazla benimsenmekte ve burada hibrid-melez tohumlar kaçınılmaz olarak en önemli girdi olarak kullanılmaktadır; şöyle ki f1 hibrid-melez çeşitler ile kurumsal olarak her istenen özellikte çeşit geliştirmek mümkün olduğundan belirli hastalıklara dayanıklı yani ilaç gerektirmeyen, daha az su tüketen, daha az gübre gerektiren, vs… özellikte tam çevre dostu daha fazla vitamin, daha fazla kanser düşmanı moleküller içeren insan sağlığına dost ürünler elde etmek mümkündür. Bu konular üzerinde tüm ıslahçılar şu anda yoğun olarak çalışmaktadırlar

menekşecibaba Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön